Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/252 E. 2020/330 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/252
KARAR NO : 2020/330

DAVA : Markanın İptali
DAVA TARİHİ : 05/08/2019
KARAR TARİHİ : 10/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/12/2020

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı tarafından TPMK nezdinde salt “…….” ibaresinden oluşturulmuş ve 29, 30, 31 ve 32. sınıflarda……. sayı ile “…….” markasının tescil ettirildiğini, ancak 30/03/2017 tarihinde ……. sayı ile 32 ve 35. sınıflarda tescili için müvekkili tarafından yapılan “…….” ibareli marka başvurusunun, davalı taraf adına tescilli söz konusu marka tescili sebebiyle engel olarak görüldüğünü, ancak davalı adına tescilli bulunan işbu markanın, tescil edilmiş olduğu 32. Sınıfta tescil tarihinden bu yana aktif ve ciddi bir şekilde kullanılmadığını ve bu nedenle davalı tarafından söz konusu markanın 32. sınıfta haksız olarak işgal edilmekte olduğunu iddia ederek, davalı adına……. sayı ile tescilli “…….” ibareli markanın 32. nice sınıfı yönünden iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı dava ile ilgili cevap dilekçesi sunmamış ise de, davalı vekili ön önceleme duruşmasında, müvekkili şirketin 1999 yılında kurulduğunu, 2000 yılında markanın tescilini yaptırdığını, bulunduğu bölgede hatırı sayılır büyük bir firma olduğunu, 2001 krizinden etkilendiğini, faaliyetlerini özellikle yurtdışına ihracat şeklinde gerçekleştirdiğini, 2017 yılında da tasfiye sürecine girdiğini, davacı şirketin ise 2011 yılında kurulduğunu, bu nedenle müvekkilinin iyi niyetli olduğunu ve markaların halihazırda kullanımda olduğu yolunda beyanda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına……. sayı ile tescilli “…….” ibareli markanın 32. nice sınıfı yönünden kullanmama nedeni ile iptali taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, ……. sayılı “…….” ibareli markanın, 29, 30, 31 ve 32 sınıflarda ilk defa 08/09/2000 tarihinde davalı adına tescil edildiği ve 08/09/2010 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile yenilendiği anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 9. Maddesi uyarınca, tescil tarihinden itibaren 5 yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına 5 yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir. Mülga 556 Sayılı KHK’nın 14. Maddesinin Anayasa Mahkemesi’nce iptaline ilişkin gerekçeli kararın 06 Ocak 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanması ile 6769 Sayılı SMK’nın 10 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe girmesi karşısında, 10/01/2017 tarihinden sonra açılan iptal davalarında, 5 yıllık sürenin hesabında aradaki bu günlük 4 günlük boşluk nedeni ile 6769 Sayılı SMK’nın yürürlüğünden önceki dönemde geçen sürenin de hesaba katılması gerekir. Zira 06/01/2017 tarihine kadar markanın kullanılmamasının bir yasal yaptırımı mevcuttur ve marka sahipleri de bunu bilmektedir. Türkiye’nin taraf olduğu Paris Sözleşmesi’nin 5/c maddesi ile TRIPS Anlaşmasının 19. Maddesinde de, markanın kullanılması koşulu düzenlenmektedir. Her ne kadar 6769 Sayılı kanunda, bir geçici madde ile 4 günlük boşlukla ilgili bir düzenlemeye yer verilmemiş ise de, 06/01/2017 tarihinden önceki kullanmama sürelerinin yok sayılması mümkün değildir. Sonuçta halen yürürlükteki yasal düzenlemeye göre tescilden itibaren 5 yıl kullanılmayan marka iptal edilir. SMK’nın 26. Maddesinin SMK önceki dönemde tescil edilmiş, fakat kullanılmayan markalar yönünden de uygulanması, kanunların geçmişe yürümeme ilkesine de aykırı değildir. Zira geçmişe etki yasağı mutlak olmayıp, hak sahiplerinin belirli bir hukuki duruma olan güveni objektif olarak haklı ise geçmişe etki yasağından söz edilemez. (Bakınız Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, 4. Bası, S.983 vd)
Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 12/11/2020 tarih ve 2020/1133 E-2020/5023 K Sayılı ilamında da “Mülga 556 sayılı Marka KHK’da olduğu gibi, 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 9.maddesinde de bir markanın sahibi tarafından, tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde, haklı bir sebep olmaksızın, tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmaması veya kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilmesi hali markanın iptali sebebi olarak kabul edilmiştir.
Kullanılmayan markanın iptalinin istenileceği mercii SMK’nın 25.maddesinde Türk Marka ve Patent Kurumu olarak gösterilmiş ise de, SMK’nın 192 ve geçici 4.maddeleri uyarınca, bu yetki 10.01.2024 tarihine kadar mahkemelerin görevine bırakılmıştır. Dairemizin 14.06.2019 tarih ve 2019/1765-4421 sayılı kararında da değinildiği üzere kural olarak kanunlar ileriye etkili olarak sonuç doğurur ve geriye yürümez ise de, anayasal açıdan Kanun Koyucunun geçmişe etkili olacak şekilde kanun çıkarmasına da bir engel bulunmamaktadır. 6769 sayılı SMK’da kullanmama nedeniyle iptal ve def’i haklarını düzenleyen Kanun maddelerinin yürürlük tarihi konusunda özel bir düzenleme bulunmamaktadır. SMK’nın 9.maddesinde yer alan “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir” şeklindeki düzenlemeden, Kanun Koyucunun, Kanun’un yürürlüğe girdiği tarih itibariyle bu nitelikte olan, yani kullanılmayan markaların iptaline karar verilebileceği esasını benimsediği anlaşılmaktadır. Diğer bir anlatımla, söz konusu kanun maddesinin, kanun yürürlüğe girdikten beş yıl sonra uygulanmaya başlayacağına ilişkin SMK’da her hangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Öte yandan, SMK’nın TBMM tarafından kabul tarihinin ise 22.12.2016 ve Resmi Gazetede yayın tarihinin 10.01.2017 olduğu, mülga 556 sayılı Marka KHK’nın markanın kullanılmama nedeniyle iptaline ilişkin 14.maddesinin iptaline dair AYM kararının R.G.’de 06.01.2017 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alındığında, bu tarihten daha önceki bir tarih olan 22.12.2016 tarihinde ortaya çıktığı, bu nedenle Kanun Koyucunun asıl amacının geçmişe etkili olacak şekilde markanın kullanmama sebebiyle iptalini öngördüğünün kabulü gerekir. Diğer bir anlatımla, markanın iptali yönünden SMK’da düzenlenmemiş yürürlük tarihi konusunda, SMK’nın kabulünden hemen sonra ve henüz yürürlüğe girmesinden önce, AYM’nin kararı ile ortaya çıkan kanun boşluğun, Kanun Koyucunun gerçek iradesi doğrultusunda doldurulması ve bu nedenle SMK’nın 9 ve 26.maddelerin geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerekir (Numan Sabit SÖNMEZ,” 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanununa Göre Markanın Kullanılmaması Neticesinde Ortaya Çıkan Sonuçlar” İHFM,S.76(1), s.283 vd., erişim: https: //dergipark. Org. Tr/download /article-file / 545172).
Somut olayda, iptali istenen markanın 21.12.2004 tarihinde tescil olunduğu, dava tarihinin 30.05.2017 olduğu ve davanın markanın tescilinin üzerinden beş yıl geçtikten sonra açıldığı anlaşılmakta olup, yerel mahkemece, dava konusu markanın 6769 sayılı SMK’nın 9 ve 26.maddelerinde öngörüldüğü üzere, son beş yıl içinde Türkiye sınırları içerisinde ciddi surette kullanılıp kullanılmadığı hususunda işin esasına girilerek inceleme ve değerlendirme yapılması gerekirken, eksik inceleme ve hatalı gerekçeye dayalı olarak davanın reddine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.” denilmek suretiyle bu doğrultuda içtihat oluşturulmuştur.
Olayımızda da dava konusu marka, 2000 yılında tescil edilmiş olup dava tarihine göre 5 yıldan fazla süre geçmiştir. Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre kullanma olgusunu ispat külfeti marka sahibi davalı tarafa düşer. Davalı taraf kullanmama olgusunu ispata yarar herhangi bir delil bildirmemiş ve ibraz etmemiştir. Bu itibarla davacının davasının kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalı adına tescilli……. tescil nolu markanın sadece tescilli olduğu 32. Sınıf emtialar yönünden kullanmama nedeniyle İPTALİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 54,40 TL ilam harcından, 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 10,00 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 88,80 TL dava ilk masrafı ve 81,20 TL tebligat-tezkere masrafı olmak üzere toplam 170,00 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.10/12/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır