Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/250 E. 2020/340 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/250
KARAR NO : 2020/340

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 31/07/2019
KARAR TARİHİ : 22/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/01/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin yüksek performanslı fiber lazer ve amplifikatör üretip pazarlayan ve bu satışa sunduğu ürünleri düzenli olarak geliştiren, elektrik-elektronik sektöründe lider konumda olan dünyada pek çok ülkede fabrikaları bulunan bir şirket olduğunu, taraflarınca yapılan araştırmalar neticesinde, davalı tarafın davaya konu ……. sayı ile tescilli markasını, tescilli olduğu sınıflardan 7. sınıfta yer alan hiçbir ürün üzerinde kullanmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin tescili için başvuruda bulunduğu …… sayılı ve “…… ” esas unsurlu marka tescil başvurularının, Türk Patent Enstitüsü kararıyla, davalı firmaya ait davaya konu markasının mevcudiyeti sebebiyle, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b fıkrası uyarınca reddedildiğini, ancak müvekkili şirket marka başvurusunun, ülkemizde hiçbir markasal kullanıma konu edilmeyen davalı markası sebebiyle, 7. sınıfta yer alan emtialar için önünün kapandığını ve müvekkilinin ticari faaliyette bulunmasının haksız bir şekilde kısıtlanarak engellendiğini iddia ederek, davalı tarafa ait TPMK nezdinde ……. sayı ile kayıtlı markanın öncelikle tüm sınıflar için hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini, Mahkeme aksi kanaatte olması halinde ise, davalı taraf adına TPMK nezdinde ……. sayı ile kayıtlı markanın tescilli olduğu, 07. sınıfta yer alan tüm emtialar için iptali ile sicilden terkinini terditli olarak talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davalının aktif dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle öncelikle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacı tarafın müvekkili adına tescilli …… sayı ile tescilli markasının 07. Sınıfı hakkında daha önce Bakırköy ….. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin ……. E……. K. sayılı dosyasıyla hükümsüzlük ve sicilden terkin istemiyle dava açtığını, davacının işbu davada müvekkilinin tescil başvurusu esnasında kötü niyetli olduğunu ileri sürdüğünü, ancak sözkonusu 07. Sınıftaki emtialar yönünden davacının tüm taleplerinin reddedildiğini, davacı tarafın 07. sınıfta kullanımının olmadığı hususu mahkemece verilen kararla kesinleşmiş olup, aynı taleplerin yeniden dava konusu edilmesinin davacının kötü niyetli olduğunun kanıtı olduğunu, ayrıca müvekkilinin söz konusu markasını kullanmakta olup, yasa maddesinde belirtilen haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmama ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilme tanımının müvekkili açısından gerçekleşmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı adına ……. sayılı markanın tüm sınıflar bakımından hükümsüzlüğü, aksi durumda söz konusu markanın 07. Sınıfta yer alan tüm emtialar için iptali ve sicilden terkini taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, ……. sayılı “……. ” ibareli markanın, 01-45 sınıflar dahil aradaki tüm sınıflar bakımından, 21/02/2011 tarihinden bu yana 10 yıl süre ile davalı adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.
Davalı savunmasında belirtilen kapatılan Bakırköy …… FSHHM’nin …… Esas …… Karar sayılı dosyasının tetkikinden aynı davacı tarafından dava konusu markanın önceki maliki ……. aleyhine gerçek hak sahipliği, kötü niyetli tescil nedenine dayalı hükümsüzlük istemiyle dava açıldığı mahkemece yapılan yargılama neticesinde kötü niyet ve saire iddiaları yerinde görülmeyerek sadece gerçek hak sahipliği nedeniyle markanın tescilli olduğu 9, 40 ve 42.sınıftaki emtialar yönünden hükümsüzlüğüne, 7.sınıftaki emtiaları yönünden hükümsüzlük talebinin reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili öncelikle markanın SMK’nın 6/9 maddesi uyarınca kötü niyetli tescil nedeniyle tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne, aksi halde markanın 7.sınıfta yer alan tüm emtialar yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir. Yüksek Yargıtay ……. Hukuk Dairesinin 24/02/2020 Tarih ve ……. Esas-……. Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere Davada, 6100 sayılı HMK’nın 110. maddesinde belirtildiği biçimiyle, aynı davalıya karşı, farklı hukuki sebeblere dayalı ve birbirinden bağımsız talepler mevcut olup terditli istemler değil davaların yığılması söz konusudur. Bu itibarla taleplerin ayrı ayrı değerlendirilerek karar verilmesi gerekmiştir.
Davacının öncelikli talebi olan kötü niyetli tescil nedeniyle olan hükümsüzlük talebi yönünden; ispata yarar herhangi bir delil ibraz edilmediği gibi kesinleşen Bakırköy ……. FSHHM’nin ….. Esas …… Karar sayılı dosyasında markanın davalıdan önceki maliki aleyhine açılan davada aynı taleple dava açılmış olup mahkemece kötü niyetli tescile ilişkin talep reddedildiğinden ve bu haliyle karar kesinleştiğinden bu hususta bu dosya kesin hüküm oluşturmaz ise de kesin delil mahiyetinde olduğundan hükümsüzlük yönünden ispatlanamayan davanın reddi gerekmiştir.
Davacının kullanmama nedeniyle iptal talebine gelince; 6769 Sayılı SMK’nın 9. Maddesi uyarınca, tescil tarihinden itibaren 5 yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına 5 yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir. Mülga 556 Sayılı KHK’nın 14. Maddesinin Anayasa Mahkemesi’nce iptaline ilişkin gerekçeli kararın 06 Ocak 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanması ile 6769 Sayılı SMK’nın 10 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe girmesi karşısında, 10/01/2017 tarihinden sonra açılan iptal davalarında, 5 yıllık sürenin hesabında aradaki bu günlük 4 günlük boşluk nedeni ile 6769 Sayılı SMK’nın yürürlüğünden önceki dönemde geçen sürenin de hesaba katılması gerekir. Zira 06/01/2017 tarihine kadar markanın kullanılmamasının bir yasal yaptırımı mevcuttur ve marka sahipleri de bunu bilmektedir. Türkiye’nin taraf olduğu Paris Sözleşmesi’nin 5/c maddesi ile TRIPS Anlaşmasının 19. Maddesinde de, markanın kullanılması koşulu düzenlenmektedir. Her ne kadar 6769 Sayılı kanunda, bir geçici madde ile 4 günlük boşlukla ilgili bir düzenlemeye yer verilmemiş ise de, 06/01/2017 tarihinden önceki kullanmama sürelerinin yok sayılması mümkün değildir.
Yüksek Yargıtay …… Hukuk Dairesi’nin 12/11/2020 Tarih ve …… Esas …… Karar sayılı ilamı da ” Mülga 556 sayılı Marka KHK’da olduğu gibi, 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 9.maddesinde de bir markanın sahibi tarafından, tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde, haklı bir sebep olmaksızın, tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmaması veya kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilmesi hali markanın iptali sebebi olarak kabul edilmiştir. Kullanılmayan markanın iptalinin istenileceği mercii SMK’nın 25.maddesinde Türk Marka ve Patent Kurumu olarak gösterilmiş ise de, SMK’nın 192 ve geçici 4.maddeleri uyarınca, bu yetki 10.01.2024 tarihine kadar mahkemelerin görevine bırakılmıştır. Dairemizin 14.06.2019 tarih ve …….sayılı kararında da değinildiği üzere kural olarak kanunlar ileriye etkili olarak sonuç doğurur ve geriye yürümez ise de, anayasal açıdan Kanun Koyucunun geçmişe etkili olacak şekilde kanun çıkarmasına da bir engel bulunmamaktadır. 6769 sayılı SMK’da kullanmama nedeniyle iptal ve def’i haklarını düzenleyen Kanun maddelerinin yürürlük tarihi konusunda özel bir düzenleme bulunmamaktadır. SMK’nın 9.maddesinde yer alan “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir” şeklindeki düzenlemeden, Kanun Koyucunun, Kanun’un yürürlüğe girdiği tarih itibariyle bu nitelikte olan, yani kullanılmayan markaların iptaline karar verilebileceği esasını benimsediği anlaşılmaktadır. Diğer bir anlatımla, söz konusu kanun maddesinin, kanun yürürlüğe girdikten beş yıl sonra uygulanmaya başlayacağına ilişkin SMK’da her hangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Öte yandan, SMK’nın TBMM tarafından kabul tarihinin ise 22.12.2016 ve Resmi Gazetede yayın tarihinin 10.01.2017 olduğu, mülga 556 sayılı Marka KHK’nın markanın kullanılmama nedeniyle iptaline ilişkin 14.maddesinin iptaline dair AYM kararının R.G.’de 06.01.2017 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alındığında, bu tarihten daha önceki bir tarih olan 22.12.2016 tarihinde ortaya çıktığı, bu nedenle Kanun Koyucunun asıl amacının geçmişe etkili olacak şekilde markanın kullanmama sebebiyle iptalini öngördüğünün kabulü gerekir. Diğer bir anlatımla, markanın iptali yönünden SMK’da düzenlenmemiş yürürlük tarihi konusunda, SMK’nın kabulünden hemen sonra ve henüz yürürlüğe girmesinden önce, AYM’nin kararı ile ortaya çıkan kanun boşluğun, Kanun Koyucunun gerçek iradesi doğrultusunda doldurulması ve bu nedenle SMK’nın 9 ve 26.maddelerin geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerekir”. Bu doğrultudadır.
Kullanmama nedeniyle iptal davalarında ciddi kullanım olgusunu ispat külfeti marka sahibi davalı tarafa aittir. Davalı süresinde davaya cevap vermeyerek delil bildirme hakkını yitirmiştir. Kaldı ki süresinden sonra olan deliller de markanın dava konusu edildiği 7.sınıf yönünden kullanmaya ilişkin değildir. Bu itibarla markanın tescil tarihinden dava tarihine kadar olan sürede beş yıllık sürenin geçtiği, davalının kullanma olgusunu ispatlayamadığı anlaşılmakla davacının kullanmama nedeniyle iptale ilişkin davasının kabulü ile dava konusu markanın tescilli olduğu 7.sınıftaki emtialar yönünden iptaline karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davalı adına tescilli ……. tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne dair talebi yönünden davanın REDDİNE,
2-Davacının davalı adına tescilli ……. tescil nolu markanın tescilli olduğu 7.sınıftaki emtialar yönünden kullanmama nedeniyle iptale ilişkin talebi yönünden davanın KABULÜNE,
Davalı adına tescilli ……. tescil nolu markanın tescilli olduğu sadece 7.sınıftaki “; Ahşap, metal, cam ve plastik malzemelerin ve madenlerin işlenmesi, bunlara şekil verilmesi için makineler, bakım tezgahları ve bu amaçla kullanılan endüstriyel robotlar. İş makineleri, aynı işleve sahip robotik mekanizmalar. Kaldırma, taşıma ve iletme makineleri, aynı işleve sahip robotik mekanizmalar(asansörler, yürüyen merdivenler, vinçler dahil), tarım, hayvancılık, ziraat sektörlerinde ve tahıl/meyve/sebze/gıda işlenmesinde kullanılan makineler ve robotik mekanizmalar. Kara taşıtları için olanlar hariç motorlar, elektrikli motorlar, bunların parçaları ve tertibatları. Rulmanlar, bilyalı veya masuralı yataklar, lastik sökme ve takma makinaları. Altarnetörler, jeneratörler, elektrik jeneratörleri, güneş enerjisi ile çalışan jeneratörler. Boya makineleri, otomatik boya püskürtme tabancaları, elektrikli zımba makineleri ve tabancaları, elektrikli yapıştırıcı tabancalar, basınçlı hava veya sıvı püskürtücü makineler için tabancalar. Elektrikli el matkapları, motorlu el testeleri, dekupaj makineleri, spiral makineler, basınçlı hava üreticiler kompresörler, araç yıkama makineleri ve yukarıda sayılan makine ve araçlarla aynı işleve sahip robotlar. Kaynak makineleri ve bunlarla aynı işleve sahip robotlar. Matbaa makineleri. Ambalajlama makineleri, doldurma-tapalama ve kapatma makineleri, etiketleme makineleri, tasnifleme makineleri ve yukarıda sayılan makinelerle aynı işleve sahip robotlar ve robotik mekanizmalar. Tekstil makineleri, dikiş makineleri ve bunlarla aynı işleve sahip endüstriyel robotlar. Makine veya motor parçası olmayan pompalar. Doğrama-öğütme-ezme ufalama ve çırpma için mutfakta kullanılan makineler, (çamaşır-bulaşık yıkama makineleri dahil); zemin, halı veya döşeme temizleme amaçlı elektrikli makineler, elektrikli süpürgeler ve bunların parçaları” emtiaları yönünden kullanmama nedeniyle iptaline,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 54,40 TL ilam harcından, 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 10,00 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 88,80 TL dava ilk masrafı ve 240,20 TL tebligat-tezkere masrafı olmak üzere toplam 329,00 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
7-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.22/12/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır