Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/238 E. 2021/264 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/238
KARAR NO : 2021/264

DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Ref’i, Unvan
Terkini, Tazminat
DAVA TARİHİ : 19/07/2019
KARAR TARİHİ : 07/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/12/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin 1986 yılından bu yana asansör bakımı, imalatı, tasarlanması, ihracat ve yurt dışına satış faaliyetlerini yürüttüğünü, müvekkilinin TPMK nezdinde tescilli ” … ” ve “… ” ibareli seri markalarının bulunduğunu, ancak hal böyle iken, davalının müvekkiline ait ” …. ” ibareli markayı müvekkilinin herhangi bir izni olmadan haksız bir şekilde kullanmak suretiyle müvekkili adına tescilli söz konusu marka üzerinden haksız kazanç elde etme peşinde olduğunu, davalı tarafından müvekkilinin kendi adına tescil ederek kullandığı “…… ” ve “…..” ibareli markaların görsel ve anlamsal olarak birebir aynısı, taklit oluşturacak ve ayniyet taşıyacak şekilde hem mağaza ortamında, hem de davalıya ait www. ……com.tr alan adlı internet sitesinde kullanmak suretiyle tüketicileri yanıltmakta olduğunu, bu hususun mahkememizin …. Değişik İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, davalının müvekkilinin yoğun emek ve para sarfiyatı yaparak bugünlere getirdiği markasının kalite ve güvenirliğinden yararlandığını ve davalı yanın tüm bu eylemlerinin müvekkilinin tescilli markasından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini ihlal ettiğini iddia ederek, davalının müvekkili adına tescilli “…..” esas unsurlu markadan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, men’ini, ref’ini, davalı adına olan www……com.tr alan adlı internet sitesine erişimin engellenmesini ve yayının kaldırılmasını, davalı şirket unvanından ” …” ibaresinin terkinini, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın delil tespiti tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte, 100.000,00 TL manevi ve 10.000,00 TL itibar tazminatının ise delil tespiti tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini, 2019/162 değişik iş sayılı dosyasında yapılan masrafların davalıdan tahsilini ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 09/11/2021 tarihli dilekçesi ile, 1.000,00 TL olan maddi tazminat talebini 34.465,88 TL’ye artırarak harcını yatırmıştır.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin ticaret unvanı olan “……. Elektronik San.ve Tic.Ltd.Şti.” ibaresinin markasal bir kullanımının olduğu ve bu kullanımın davacı taraf markalarını taklit ettiği yönündeki iddiayı kabul etmediklerini, müvekkilinin geçmişi uzun yıllara dayanan köklü bir firma olduğunu, resmi olarak 06.03.2007 tarihinde “……” ibareli unvan ile ilgili sektörde hizmet vermeye başladığını, resmi olarak ilk defa 2007 yılı başında ” …..” ibaresini kullanmasına rağmen, bu tarihten çok daha önceden beridir aynı markasal kullanım ile asansör sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalının 04.12.2008 başvuru tarihli ve …. tescil numaralı “….. ” ibareli markası altında tüketicilere hizmet verdiğinin sabit olduğunu, ilgili internet sitesinin tek bir bölümünde ve tüm alana kıyasla ufak bir alanda ticaret unvanının kullanıldığını, söz konusu kullanımının markasal bir kullanım teşkil etmediğini, ilgili internet sitesinin her yerinde “….. ” ibareli markasını öne çıkardığını ve ticaret unvanını asla bir marka olarak kullanmadığını, salt ” …..”‘ ibaresinin kullanılması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, dolayısıyla ortada herhangi bir iltibas tehlikesi bulunmadığını, müvekkilinin herhangi bir üretim tesisi olmadığını, bu nedenle müvekkilinin ürün üreterek piyasaya bu ürünleri sürmesi gibi bir durumun da söz konusu olmadığını, bu durumun davacı tarafından da bilindiğini, dolayısıyla davacı tarafın ürünlerinin taklit edilerek piyasaya sürüldüğü ve bu nedenle zarara uğradığı iddiasının haksız olduğunu, davacı tarafın gerek markalarına ilişkin başvuruları ve gerekse de bu markalarının fiilen sektörde kullanımlarının davalının “…..”, “…. ” şeklindeki markasal kullanımlarından çok daha sonra olduğunu, müvekkilinin önceki kullanıma yönelik markasal kullanım hakkının bulunduğunu, müvekkilinin sektördeki konumu, faaliyet alanı, üretim yapmaması ve hizmet verdiği coğrafi alan sınırları düşünüldüğünde, davacı taraf ile karşılaştırılması veya karıştırılmasının mümkün olmadığını, ” ….” ibaresinin davacının tekelinde olmadığını, müvekkilinin önceki ticari unvanı olan “…… ” unvanı ile paralel olarak “www……com.tr”‘ ibareli alan adını kullanmasının davacı ile bir alakasının bulunmadığını ve davacının geçen uzun yıllar boyunca müvekkilinin söz konusu kullanımlarına da sessiz kaldığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalının davacı adına tescilli “…..” esas unsurlu markadan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i, davalı adına olan www…..com.tr alan adlı internet sitesine erişimin engellenmesi ve yayının kaldırılması, davalı şirket unvanından “….” ibaresinin terkini ve maddi-manevi ve itibar tazminatı taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …. tescil numaralı “……” esas unsurlu markaların davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
6102 Sayılı TTK’nın 50. Maddesi ile, usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkının sadece sahibine ait olduğu ve yine aynı kanunun 52. Maddesi ile, ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması halinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebileceği belirtilmiştir.
Yine 6769 Sayılı SMK’nın 7/3-e maddesi çerçevesinde marka sahibinin, işaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılmasının yasaklanmasını isteyebileceği belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış olduğu 04/03/2020 tarihli raporda sonuç olarak, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 29 maddesi uyarınca, davalının “…” ve “…. ….” ibareli marka kullanımlarının, davacıya ait …. tescil numaralı markalara karşı tecavüz eylemi oluşturduğu, davacıya ait …. tescil numaralı markalarına yönelik davalı tarafça haksız rekabet hükümlerinin ihlal edildiği, davalının “…..” ibaresi üzerinde eskiye dayalı kullanım ve davacıya nazaran üstün hak sahipliği savunmasının kanıtlanamadığı, davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğramadığı ve davalı ticaret unvanından “…..” ibaresinin terkinini talep edebileceği belirtilmiştir.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazı üzerine önceki bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti hazırlamış olduğu 23/03/2021 havale tarihli ek raporda sonuç olarak, davalının “… ” ve “….” ibareli marka kullanımlarının, davacıya ait …… tescil numaralı markalara karşı tecavüz eylemi oluşturduğu, davacıya ait …. tescil numaralı markalara yönelik davalı tarafça haksız rekabet hükümlerinin ihlal edildiği, davalının “…..” ibaresi üzerinde eskiye dayalı kullanım ve davacıya nazaran üstün hak sahipliği savunmasının kanıtlanamadığı, davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğramadığı ve davalı ticaret unvanından “…..” ibaresinin terkinini talep edebileceği şeklindeki tespitlerini aynen muhafaza ederek, bu tespitlere ek olarak, davalının …. tescil numaralı “…..” ibareli markaya dayalı kullanımları ile davacı ….. tescil numaralı marka arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu, SMK’nın 155. maddesinde yer alan düzenleme karşısında, davalının tescile dayalı hukuka uygun kullanım savunmasında bulunamayacağı, davalının … tescil numaralı “….” ibareli markaya dayalı kullanımlarının, davacının …… sayılı markasına karşı tecavüz eylemi oluşturduğu, ancak on yıldan uzun süredir bu markaya karşı dava açılmaması sebebiyle davacının sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğradığı belirtilmiştir.
İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak, dosya resen seçilecek mali müşavir bilirkişiye tevdi ile mahallinde davalı yana ait ticari defterler incelenerek, dava tarihi olan 19/07/2019 tarihinden geriye doğru 3 yıllık süre ile sınırlı olmak üzere, davalının “…..” markasını kullanmak suretiyle, davacının tercihine göre genel giderler düştükten sonra elde ettiği net kazancı gösterir rapor tanzimi istenilmiş olup, aldırılan bilirkişi raporunda sonuç olarak, davalı şirkette incelenen 2016 ile 2019 yılı ticari defterlerinin açılış kapanış noter onaylarının zamanında yapıldığı, defterlerin genel kabul görmüş muhasebe usul, ilke, prensip ve yasalara uygun olarak tutulduğu, herhangi bir usulsüzlüğün bulunmadığı, yoksun kalınan kazanç dönemi olan 19.07.2016 ile dava tarihi olan 19.07.2019 dönem satış faturalarının incelendiği, faturaların üzerinde …. Asansör San.ve Tic.Ltd.Şti olarak şirket unvanının basılı olduğu, “….” kelimelerinin daha büyük ölçüde ve şirketin kısa adı olarak görsellik kazandırıldığı, faturaların sayısal olarak %80-90’nı 85- 120 TL arasında aylık asansör servis bakım bedeli olarak düzenlendiği, diğerlerinin, arıza tamiri, revizyon beldi, montaj, parça değişimi vb. ücret veya bedellerine ilişkin olduğu, faturaların içeriğinde “…..” markası ve veya bunu çağrıştıracak benzer kelimeleri içeren markasal bir ürün satışına rastlanmadığı, faturalarda hiçbir ürün markasına yer verilmediği, bu nedenle davalının söz konusu döneme ilişkin genel giderler düşüldükten sonra elde ettiği net kazancın hesaplanarak, dava tarihi olan 19.07.2019 tarihinden geriye doğru üç yıllık süre (19.07.2016 – 19.07.2019 dönemi) davalının genel giderler düşüldükten sonra elde ettiği net kazancının 34.465,88 TL olduğu belirtilmiştir.
Dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; TPMK kayıtlarına göre, …… tescil numaralı “…..” ve “…..” ibareli markaların davacı adına, …. tescil numaralı “…..” ibareli markanın ise davalı şirket yetkilisi ….. adına tescilli olduğu, ticaret sicil kayıtlarına göre davalı şirketin 27/04/2015 tarihinde … unvanıyla kurulduğu, www……com.tr alan adının davalı adına olup, ilk olarak 28/12/2016 tarihinde kayıt yapılmış olduğu, bu alan adında “….” ibaresinin ön plana çıkarılarak markasal olarak davacının tescili kapsamında kullanıldığı, davalının bu kullanımının SMK 29/1-a maddesi ve 7/2-b maddesi kapsamında davacının marka haklarını ihlal ettiği gibi, TTK 54 ve devamı maddeleri anlamında haksız rekabet teşkil ettiği, dosya kapsamı delillere göre davalının gerçek(öncelikli) hak sahipliğinin ispatlanamadığı, unvan ve alan adının tescil tarihleri gözetildiğinde dava tarihi itibariyle beş yıllık hak düşürücü sürenin dolmadığı, dolayısıyla davacı tarafın davalı kullanımına sessiz kalmasının söz konusu olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Her ne kadar bilirkişi raporunda …. tescil numaralı “……” ibareli davalı şirket yetkilisi adına olan marka tescili nedeniyle davacının sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğradığı belirtilmiş ise de, davalı tarafça olan fiili kullanımın ” ……” şeklindeki tescilden farklı olarak ” …..” ibaresi ön plana çıkarır şeklinde olması nedeniyle bilirkişi heyetinin bu yöndeki değerlendirmesine itibar etmek mümkün olmamıştır. Bu nedenlerle, davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabete dair davasının kabulü gerekmiştir.
Davacının davalı ticaret unvanının terkinine ilişkin talebine gelince, SMK 7/3-e maddesi marka sahibinin işaretin ticaret unvanı yada işletme adı olarak kullanmasını yasaklama hakkını vermektedir. Tarafların faaliyet alanlarının aynı olduğu, eskiden beri davacının markasını bilen potansiyel alıcıların markayı çekicek unsur olarak içeren davalı ticaret unvanı nedeniyle işletmeleri karıştırabileceği, davalının ticaret unvanında ” …” ibaresini ön plana çıkaran markasal kullanımların olduğu ve bu kullanımların davacı marka tescili kapsamında kaldığı görülmekle, davacının bu talebi yönünden de davasının kabulü gerekmiştir.
Davacının maddi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede; her ne kadar mali müşavir bilirkişi raporunda davalının ticari faaliyetinden genel giderler düşüldükten sonra elde ettiği net kazancının 34.465,88 TL olduğu belirtilmiş ve davacı vekili bu tutarı maddi tazminat olarak talep etmiş ise de, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, yoksun kalınan kazanç dönemi olan 19.07.2016 ile dava tarihi olan 19.07.2019 dönem satış faturalarının incelendiği, faturaların üzerinde …. San.ve Tic.Ltd.Şti olarak şirket unvanının basılı olduğu, “……” kelimelerinin daha büyük ölçüde ve şirketin kısa adı olarak görsellik kazandırıldığı, faturaların sayısal olarak %80-90’nı 85- 120 TL arasında aylık asansör servis bakım bedeli olarak düzenlendiği, diğerlerinin, arıza tamiri, revizyon beldi, montaj, parça değişimi vb. ücret veya bedellerine ilişkin olduğu, faturaların içeriğinde “……” markası ve veya bunu çağrıştıracak benzer kelimeleri içeren markasal bir ürün satışına rastlanmadığı, faturalarda hiçbir ürün markasına yer verilmediği hususları gözetildiğinde, SMK’nun 151/3 maddesi kapsamında bu kazancın elde edilmesinde markanın katkısının net olarak tespitinin mümkün olmadığı, kazancın tamamının tahsiline karar verilmesinin davalının mahvına sebep olacağı gözetilerek, TBK’nun 50 , 51 ve 52 maddeleri gözetilerek davacı yararına 10.000,00 TL maddi tazminat takdir edilmiştir. Davalının eylemi, aynı zamanda davacının markadan doğan manevi haklarını da ihlal ettiğinden, markanın kullanım biçimi, süresi, tarafların ekonomik durumu ve manevi tazminatın amacı gözetilerek davacı yararına 10.000,00 TL manevi tazminat takdir edilmiştir.
Davacının itibar tazminatı talebine gelince; davalının kullanımının kötü olduğu ve davacı markasının imajını zedelediği hususu ispatlanamadığından, davacının bu talebi yönünden davası reddedilmiştir. Yerleşik Yargıtay içtihatı gereği itibar tazminatı, maddi tazminatın bir parçası olduğundan reddedilen toplam maddi tazminat miktarı üzerinden davalı yararına avukatlık ücreti takdir edilmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
-Davalının davacı adına tescilli “….” esas unsurlu markadan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetinin tespitine, men’ine ve ref’ine,
-Davalı adına olan www…….com.tr adlı internet sitesine erişimin engellenmesine ve yayının kaldırılmasına,
-Davalı şirket unvanından “…..” ibaresinin terkinine,
-TBK 50 ve 51 maddeleri uyarınca takdiren 10.000,00 TL maddi tazminatın tespit tarihi olan 25/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yine 10.000,00 TL manevi tazminatın tespit tarihi olan 25/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Hüküm kesinleştiğinde masrafı davalıya ait olmak üzere hüküm özetinin Türkiye çapında yayımlanan trajı en yüksek üç gazetenin birinde ilanına,
-Davacının fazlaya dair tazminat taleplerinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 1.366,20 TL ilam harcından, 44,40 TL peşin harç ve 590,00 TL ıslah harcının mahsubu ile, 731,80 TL bakiye karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen tecavüz ve haksız rekabet davası nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen maddi tazminat davası nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen manevi tazminat davası nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen maddi tazminat kısmı nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen manevi tazminat kısmı nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvuru, 44,40 TL peşin ve 590,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 678,80 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 475,80 TL tebligat-tezkere masrafı, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ve Mahkememizin …… Değişik İş sayılı dosyasında yapılan 727,00 TL masraf olmak üzere toplam 4.202,80 TL yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre 2.941,96 TL’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
10-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
11-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.07/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır