Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/219 E. 2020/141 K. 10.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/219 Esas
KARAR NO : 2020/141

DAVA : Marka
DAVA TARİHİ : 21/06/2019
KARAR TARİHİ : 10/07/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı yan ile müvekkili şirket arasında 24/01/2018 tarihinde “Okul Devri Protokolü” bakımından mutabakata varıldığını, davalı ile mezkur protokolün 1. Maddesi çerçevesinde belirlenen kira bedelleri bakımından davalının ödemede temerrüde düştüğünü, davalı ile mezkur protokolün 1. Maddesi çerçevesinde Marka Lisans Sözleşmesi imzalandığını ve …… Okulları markasının 12+8 yıl süre ile davalıya inhisari bir lisans hakkı tanındığını, mezkur sözleşmenin 3. Maddesinde “….. Okulları” markasını lisans verenin yazılı onayı olmaksızın franchise veremez, hiçbir suretle kullandıramaz.” hükmü gereği davalı tarafından …… Anadolu Lisesi, …. Ortaokulu, ….. İlkokulu, …… Anadolu Lisesi, …… İlkokulu, ….. Ortaokulu bakımından ….. Eğitim Sağlık Tur. Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından franchise sözleşmesi çerçevesinde onay talep edildiğini ve müvekkili şirket tarafından gerekli onayların verildiğini, davalı tarafından ….. İlkokulu, …. Ortaokulu, …. Anadolu Lisesi bakımından işletilmesi için onay talep edildiği ve müvekkili şirket tarafından gerekli onayların verildiğini, davalı tarafından …… adına franchise sözleşmesi çerçevesinde ….. Temel Lisesi bakımından işletilmesi için onay talep edildiğini ve müvekkili şirket tarafından gerekli onayların verildiğini, müvekkili tarafından gerekli onayların verildiği işletmeler bakımından marka sözleşmesinin ayrılmaz parçası olan franchise sözleşmesinin müvekkili şirkete verilmediğini, 24/01/2018 tarihli Okul Devir Protokolünün bütünleyici ve ayrılmaz parçası olan Marka Lisans Sözleşmesine aykırılık halinde devredenin devir protokolünü ve bu çerçevede imzalanan kira sözleşmeleri ile marka devir sözleşmesini haklı sebeple ve bila tazminat fesih hakkına sahip olduğunun hükme bağlandığını, davalı tarafından her aşamada taraflar arasında imzalanan okul devir protokolü, kira sözleşmeleri ve marka lisans sözleşmelerinin ihlal edildiğini, davalı ile imzalanan Marka Lisans Sözleşmesinin 6/b maddesinde belirtilen sebeplerle feshedildiğini ve davalının markayı kullanma hakkının ortadan kalktığını, davalının…… Okulları markasını kullanmaya son vermediğini, davalının markayı kullanma hakkı olmamasına rağmen…… Okulları ibareli marka ile MEB’e bağlı olarak okul işletmeyi sürdürdüğünü, bu sebeple marka hakkına tecavüz edilmesinden ötürü, 6769 sayılı SMK 149/1-d maddesi gereğince tecavüzün kaldırılması, tabela, afiş ve her türlü tanıtım aracına el konulması, davalının…… Okulları markasına benzeterek…… Kolejleri ve benzeri markalara itibar edilerek okul işletmesinin önüne geçilmesini, söz konusu markaya tecavüzün gazetede ilan edilmesi ve MEB ile ilgili ilçe müdürlüklerine bildirilmesini, 100.000,00 TL manevi zararın ve 10.000 TL maddi tazminatın fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davacı arasında imzalanan 24/01/2018 tarihli Marka Lisans Sözleşmesi uyarınca; muhataba ait…… Okulları markasının 12 yıllık süre için keşideci tarafından kullandırılmasının kararlaştırıldığını, davacı tarafın davalının ticari olarak zor durumda bulunması ve ödeme güçlüğü nedeniyle markanın zarar gördüğü ve bu nedenle Marka Lisans Sözleşmesinin feshini talep etmişse de, 24/01/2018 tarihli sözleşmesinde sözleşmenin ileriye yönelik feshi ile derhal feshini gerektiren sebepler tahdidi olarak sayılmış olmakla ve ödeme güçlüğü davacı tarafın haksız davranışları neticesinde meydana gelmiş olmakla, davacı tarafın marka hakkına tecavüzün önlenmesine dair istemlerinin reddini talep etmiştir.
Mahkememizce 17/01/2020 tarihli ara karar ile davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin işbu dosyadan tefriki ile mahkememizin ayrı bir esasına kaydına karar verildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Yargılama sırasında deliller toplanmış; Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan…… Okulları ve benzer ibareli …… adına olan markalara ait tescil belgeleri celp olunmuş, davacı vekilince marka lisans sözleşmesi fotokopileri dosyaya sunulmuş, davalı vekilince davaya konu marka hakkı devir sözleşmelerinin fotokopileri dosyaya sunulmuştur.
Dosya davalının davacıya ait marka hakkına tecavüzünün olup olmadığı, taraflar arasında akdedilmiş inhisari lisans sözleşmesinin davacı tarafından usulüne uygun ve haklı olarak feshedilip edilmediği, davalının kullanımlarının haklı bir nedene dayanıp dayanmadığı hususlarında rapor tanzim etmek üzere bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 07/05/2020 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; “davacı yanın taraflar arasında akdedilmiş olan Marka Lisans Sözleşmesini sözleşmede yer alan fesih hükümlerine uygun ve haklı olarak feshettiğinin heyetimizin kanaatleri arasında olduğu, ilgili fesih tarihinden itibaren davalı yanın davacı yanın hak sahibi olduğu markaları kullanma ehliyetini yitirdiği, fesih tarihinden sonra davalı yanın sözleşme konusu markaları ya da markalar ile iltibas yaratır kullanımları gerçekleştirmesi halinde ilgili kullanımların herhangi bir hukuki dayanağının olamayacağı, tarafların sunduğu deliller, dosya münderecatı ile Milli Eğitim Bakanlığı sitesinde yapılan araştırma dikkate alınacak olursa davalı yan tarafından ihtilaf konusu markaların sözleşmenin fesih edildiği tarihten sonra kullanıldığına ilişkin herhangi bir veriye rastlanılamadığı, bu halde herhangi bir marka ihlalinden bahsedilemeyeceği, ancak Davalı yanın “fesih sebebi olarak gösterilen ödeme güçlüğünün davacının haksız davranışları neticesinde meydana geldiği, davacı tarafın marka hakkına tecavüzün önlenmesine dair istemin reddi” yönündeki beyanlarından davalı yanın fesih ihtarından itibaren…… Okulları ibareli markanın kullanılmaya devam etmiş olduğunun kabul edilmesi / Sayın Mahkemenizce değerlendirilmesi halinde ise marka hakkına tecavüzün meydana geldiğinin kabul edilebileceği” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalının, markalarından doğan haklarına tecavüz ettiğinden bahisle işbu davayı açmıştır. Buna göre tecavüz olgusunu ispat yükü kural olarak davacıdadır. Taraflar arasında akdedilmiş bir lisans sözleşmesinin varlığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık davacının sözleşmeyi feshinin usulüne uygun olup olmadığı, davalının fesih ihbarından sonra davacıya ait markalar kullanıp kullanmadığı hususlarında bulunmaktadır. Burada önemle belirtilmesi gereken husus, fesih haklı ya da haksız olsun, davalının fesih ihbarından sonra davacı markasını kullanımının tecavüz oluşturacağıdır. Zira yerleşmiş uygulamalara göre marka hakkı sahibi, lisans alana feshi ihbarda bulunduğu tarihte marka kullanma hakkı da sonra erer. Sözleşmeden kaynaklı alacak ve tazminat hakları saklıdır.
Somut olayda davacı Büyükçekmece …… Noterliği’nin 06/02/2019 tarihli, …… yevmiye numaralı ihtarnamesini davalı yana göndererek ödeme güçlüğü iddiaları ile marka lisans sözleşmesine aykırılıklar son verilmesini ihtar ettiği, davalı yanın ödemeleri zamanında yaptığına ilişkin delillerini dosyaya sunmadığı görülmektedir. Bu durumda feshin usulüne uygun olduğunun kabulü gerekir.
Ne var ki dosyaya sunulu delillerden davacı tarafın fesih ihbarından sonra davalı yanca lisans sözleşmesine konu markaları kullandığı hususunun ispatlanamadığı alınan rapor ve tüm dosya münderecatına göre anlaşılmaktadır.
Fesih tarihinden sonra kullanımın ispatlanamadığı, davalı yanın “fesih sebebi olarak gösterilen ödeme güçlüğünün davacının haksız davranışları neticesinde meydana geldiği, davacı tarafın marka hakkına tecavüzün önlenmesine dair istemin reddi yönündeki” beyanlarından davalı yanın fesih ihtarından itibaren…… Okulları ibareli markanın kullanılmaya devam etmiş olduğunun kabul edilmesinin zorlama bir yorum olacağı ve tek başına tecavüz olgusunun kabulüne yeterli olamayacağı hukuki ve vicdani kanaatiyle ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Ayrıntısı yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.10/07/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸