Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/21 E. 2020/239 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/21 Esas
KARAR NO : 2020/239

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/01/2019
KARAR TARİHİ : 02/10/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin kuru gıda, bakliyat, kuruyemiş ve kuru meyve sektöründe etkin olarak ve şirket yetkilisinin annesinin ismi olan … isminden de esinlenerek, kabul edilen, beğenilen, hoş karşılanan anlamlarına gelen “…” ismini ürün markaları olarak seçtiğini ve 1990’lı yıllardan bu yana kullanmakta olduğunu, bu bağlamda müvekkilinin “….” markasını 2004 yılında 05, 29, 30 ve 31. Sınıflarda … sayı ile TPMK nezdinde kendi adına tescil ettirdiğini, “…” esas unsurlu birçok markanın da müvekkili adına tescilli olduğunu, müvekkili markasının sektöründe tanınmış olduğunu, ancak hal böyle iken davalı … Gıda Şirketinin de yetkilisi olan diğer davalı … tarafından … sayı ile “…” markasının 29 ve 30. Sınıflarda 20/01/2016 tarihinde tescil ettirildiğini ve davalının söz konusu markayı müvekkili ile aynı sektörde, aynı ürünleri, aynı mahallerde, aynı mağaza dizayn, tabela, renk ve benzerlikte ve hatta aynı yerde kullanmaya başladığını, davalının haksız kullanımı nedeniyle … markasına ait ürünler ile piyasa ve tüketici nezdinde ki konumu ve imajına … markası adına telafisi imkansız zararlar verildiğini, bu durumun markanın ayırt ediciliğini olumsuz yönde etkilediğini, tek harf değişikliğinin markaya ayırt edicilik katmadığını bu nedenlerle, davalı … adına TPMK nezdinde …. no ile tescilli bulunan “…” markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkin edilmesine, diğer davalı … Gıda İnşaat Giyim ve Tic. Ltd. Şti’de bulunan … unvanının terkinine, davalının hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talep edilen “…” markasını esasa ilişkin karar tarihinden itibaren kullanımının önlenmesine, bu çerçevede davalının söz konusu markayı ürün veya hizmetler üzerinde kullanılmasının, bu markayı taşıyan ürünleri veya hizmetleri depolamasının, elde bulundurmasının, satışa arzının, ithal ve ihracının önlenmesine, markanın davalı tarafından reklam ve tanıtım malzemelerinde, antetli kağıtlarda, irsaliyelerde, fiyat listelerinde, faturalarda ve sair basılı evraklarda kullanılmasının önlenmesine, hüküm fıkrasının tamamının … gazetelerinin Türkiye’nin tümünde yayınlanan bütün nüshalarında ayrı ayrı birer hafta ara ile en az ikişer defa ilanınıa, hükmün ilanının Basın Kanunun ilgili maddesinin gerektiği şekil ve şartlara uygun olarak, okumayı güçleştirmeyecek büyüklükte yayınlanmasına, bu yayına ilişkin tüm masrafların karşı tarafa yükletilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA; … ibaresinin müvekkilinin faaliyetlerinde aktif olarak kullanıldığını, müvekkilinin … başvuru numaralı markasını 29. Ve 30. Sınıflarda yer alan emtialarda tescil ettirildiğini, … ibareli çok sayıda markasının bulunduğunu, karşı davalının piyasaya hakim olmak ve tekel yaratmak çabası ile müvekkillerine ait markanın birebir aynısını tescile bağlamasının ticaret ahlakı ile bağdaşmadığını ve bu durumun davalı tarafın kötü niyetini ortaya koyduğunu, taraf markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğunu, her iki tarafın ürünlerinin, hizmetlerinin ortalama alıcıları tarafından yazıldığı gibi okunup algılanacağını, davacı/karşı davalı tarafın markayı kullanması halinde sektördeki tanınmışlıklarından yararlanarak haksız yarar elde edileceğini, bu durumun müvekkillerine ait markanın ayırt ediciliğini zayıflatacağını, … markasının tek başına ve esas unsur olarak müvekkili … adına tescilli olduğunu, sektörel anlamda da belirli bir tanınmışlığa ulaştığını bu açıdan davacı/karşı davalı tarafın tüm tabelaları ve ticari faaliyetinde … markasını kullanırken … markasının tescilini de almasının kötü niyetin açık göstergesi olduğunu ve aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğunu; davacı/karşı davalının … markasının tanınmış olduğunu iddia etmesine rağmen bu hususa ilişkin dosyaya delil sunmadığını, huzurdaki davada davacının marka hakkına tecavüzün şartlarının oluşmadığını, … markasının 2013 yılından beri kullanıldığını, 2016 yılında tescil edildiğini, bu durumun uzun süre sessiz kalma yoluyla hak kaybına neden olduğunu, müvekkillerinin faaliyet konusunun kuruyemiş, baharat ve bakliyat olduğunu, bu nedenle işyeri girişine “kuruyemiş, bakliyat ve şekerleme” yazdırmasının doğal olduğunu, markalardaki tek bir harf farklılığının bile ayırt edicilik kattığını, bu hususta TPMK sisteminde birçok örnek bulunduğunu, müvekkilinin markasında vurgunun “…” harfinde olduğunu, davacı markasında ise ”…” harfinde olduğunu, müvekkilinin davacıya ait logoda yer alan filler ve ortasındaki “….” harfinden tamamen farklı bir görsel sergilediğini, … markası için tescil başvurusu yapıldığında davacı/karşı davalı tarafın bülten itirazında bulunmadığını, markanın sorunsuz şekilde tescil edildiğini, aradan 3 yıl geçtikten sonra huzurdaki davanın ikame edilmesinin hakkaniyete ve iyi niyet kaidelerine aykırı olduğunu ve İstanbul …. FSHHM’de açılan davanın konusunun marka tecavüzü olduğunu, fakat huzurdaki davanın konusunun hükümsüzlük olduğunu, bu nedenle davaların aynı dava olmaması sebebiyle davacı/karşı davalının derdestlik itirazının geçersiz olduğunu belirtmekte ve asıl davanın reddini, karşı davada davalının TPMK nezdinde tescillediği 35. sınıf emtiasındaki …. no.lu … markasının hükümsüzlüğünü, sicilden terkinini, , davalının … markasını ticari anlamda her türlü kullanımının önlenmesini ve hükmün ilanını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yargılama sırasında tüm deliller toplanmış; Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davaya konu marka tescil belgeleri ile, ilgili Ticaret Sicil Müdürlük’lerinden dosya evrakları celp edilmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller ve taraf iddiaları ışığında dosya davalı … adına tescilli … tescil nolu markanın hükümsüzlük koşullarının yine davalı şirket ünvanında bulunan … unvanının terkini koşullarının oluşup oluşmadığı, davacı marka haklarını ihlal edip etmediği, men koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin olduğu, karşı dava yönünden ise davacı karşı davalı adına olan … tescil nolu markanın hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanzim etmek üzere, marka vekili bilirkişiye tevdi olunmuş, bilirkişi hazırlamış olduğu 16.03.2020 havale tarihli raporunda özetle;” Asıl Davada; Davalı …’a ait … no.lu … markasının, tescilli olduğu 29 ve 30. sınıfları aynen/benzer olarak kapsayan eski tarihli … yegane/esas unsurlu davacı markaları ile karıştırılma ihtimaline sebep olacak derecede benzerlik arz ettiği somut olayda davalı tarafın markasal kullanımı her ne kadar tescilli marka kullanımı olup, markanın aynen/”ayırt edici unsuru değiştirilmeksizin farklı unsurlarla kullanımı” niteliğinde bir kullanım ise de, SMK m.155 düzenlemesi çerçevesinde artık sonraki markanın tescilli olmasının ve tescile uygun kullanılmasının bir öneminin bulunmadığı, dolayısıyla davacı … Çay San. ve Tic. A.Ş.’nin davalıya karşı marka hakkı ihlali iddiasında bulunabileceği, davalı taraf … ibaresini 2013 yılından beri marka olarak kullandığını, bu sebeple davacının marka hakkı ihlali iddiasını ileri sürmekte uzun süre sessiz kalma suretiyle hak kaybına uğradığını belirtmişse de, dosya içeriğinde davalının bu savunmasını ispat eden herhangi bir delile rastlanmadığı davalı markasının tescilinde kötü niyet bulunup bulunmadığı konusundaki takdirin, somut olayın şartlarında tamamen Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, aynı (gıda) iştigal alanındaki tarafların ticaret unvanlarının ihtiyari (ek) unsurları (… – …) arasında TTK uyarınca unvan terkinini (kısmi terkin; … ibaresinin unvandan silinmesi) gerektiren bir benzerliğin söz konusu olmadığı; davacının, … ibareli marka hakkına dayanarak ve SMK m.7/f.3-e bendindeki düzenlemeden hareketle davalı ticaret unvanından … sözcüğünün silinmesine ilişkin talebinin Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu ve Karşı Davada; Davalı … Çay San. ve Tic. A.Ş. adına …. no. ile tescilli markanın, davacı …’un eski tarihli …. tescil no.lu markası ile aynı ibareden (…) oluştuğu ve 35. sınıfta müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için 29 ve 30. sınıf emtiaların bir araya getirilmesi hizmetini (mağazacılık) kapayacak şekilde tescilli olduğu ve davacı markası ile bu emtia sınıfları yönünden doğrudan benzerlik içerisinde olduğu ancak, asıl davada davalı adına tescilli …. no.lu … markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkini yönünde karar tesis edilirse, bu kararın markanın başvuru-koruma tarihinden itibaren geçmişe etkili olarak hüküm ve sonuç doğuracağı, Kanun ile markaya sağlanan korumanın hiç doğmamış sayılacağı, bu takdirde karşı davacının -2016 tarihli marka tesciline dayanarak- davalı markasının hükümsüz kılınması talebinde bulunamayacağı sonucunun doğacağı” hususlarını bildirmiştir.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde özetle; TPMK kararları, Yargıtay kararları ve doktrindeki görüler doğrultusunda asıl davaya konu “…” ve “…” ibareli markaların birbirinden farklı olup söz konusu markaların karıştırılma ihtimali söz konusu olmadığını, bu nedenle aksi yöndeki haksız ve hukuka aykırı raporun kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin ticaret unvanının terkinine ilişkin görüşlerin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, bilirkişi raporuna itirazların kabulü ile alınında uzman üniversitelerde fikri ve sınai haklar hukuku alanında halen aktif olarak eğitim veren, bu alanda yüksek lisans veya doktora yapmış öğretim görevlilerinden oluşacak yen bir heyetten bilirkişi raporu alınmasını talep etmiştir.
Asıl Dava; Davalı … adına tescilli … tescil nolu markanın hükümsüzlük koşullarının yine davalı şirket ünvanında bulunan … unvanının terkini koşullarının oluşup oluşmadığına, davacı marka haklarını ihlal edip etmediği, men koşullarının oluşup oluşmadığına yöneliktir.
Karşı Dava; Davacı karşı davalı adına olan … tescil nolu markanın hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığına yöneliktir.
Mahkememizce markanın hükümsüzlüğü talebi yönünden yapılan değerlendirmede; SMK’nun 25.md’si hükümsüzlük hallerini düzenlemektedir. Buna göre 5.md’deki mutlak red; ve 6.md’deki nisbi red sebepleri hükümsüzlük sebebidir.
SMK’nun 6/1 md’sine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırılma ihtimali ortalama tüketicilerin her marka arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyor ise doğrudan karıştırma ihtimali; eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırd ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırma ihtimalinden söz edilecektir.
Somut olayda davacı ve davalı markası arasında kıyaslama yapılmış ve bilirkişinin Davalı …’a ait …. no.lu … markasının, tescilli olduğu 29 ve 30. sınıfları aynen/benzer olarak kapsayan eski tarihli … yegane/esas unsurlu davacı markaları ile karıştırılma ihtimaline sebep olacak derecede benzerlik arz ettiği yönündeki tesbitine mahkememizce de aynen iştirak edilmiş, davaya konu markalar arasında doğrudan karıştırma ihtimalinin varlığı anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı/karşı davacı sessiz kalma yolu ile hak kaybı iddiasında bulunmuş ise de davacının sessiz kalmasının kabulü yönünden davalının markasal kullanımı şarttır. Somut olayda davalının tescil tarihinden önce markasal kullanımını ispatlayamadığı, kullanımlarının ticari ünvan kullanımı mahiyetinde kaldığı anlaşılmıştır.
Karşı dava yönünden yapılan değerlendirmede ise karşı davacının hükümsüzlük iddiasına dayanak sunduğu markasının asıl davada hükümsüz kılınması karşısında karşı davanın da reddi gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Ana davada;
-Davacının davasının KABULÜ ile;
-Davalı yana ait … tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,
-Davalı … Gıda İnşaat Giyim ve Ticaret Limited Şirketinin unvanından “…” ibaresinin terkinine, davalıların “…” markasının kullanımının önlenmesine, bu ibareyi içeren ürünleri veya hizmetleri depolamasının, elde bulundurmasının, satışa arzının, ithal ve ihracının önlenmesine, reklam ve tanıtım malzemelerinde, antetli kağıtlarda, irsaliyelerde, fiyat listelerinde ve tüm basılı evraklarda kullanılmasının önlenmesine,
-Hüküm özetinin masrafı davalılarca karşılanmak suretiyle ulusal çapta yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde ilanına,
-Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı tarafından bu dava nedeniyle yapılan 44,40 TL başvuru harcı, 44,40 TL peşin harç, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 205,00 TL tebligat/posta marsafı olmak üzere toplam 1.293,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Kalan gider avansının ka7rar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
2-Karşı davanın REDDİNE,
-Peşin yatırılan 300,00 TL karşı dava harcından, alınması gereken 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 245,60 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır