Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/204 E. 2021/18 K. 22.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/204
KARAR NO : 2021/18

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Sicilden Terkin
DAVA TARİHİ : 13/06/2019
KARAR TARİHİ : 22/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/01/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin 2010 yılından bu yana bayan giysileri ve tesettür alanında yoğun faaliyet gösterdiğini, sektöründe öncü olduğunu, müvekkilinin www…….com ve www ……com web adresleri üzerinden “…….” markası ile uzun yıllar satış yaptığını, “…….” ibareli ve 2012/103184 tescil numaralı markanın, ilk defa 11.12.2012 tarihinde müvekkili tarafından tescil başvurusuna konu edildiğini, ancak harcın zamanında yatırılmaması sonucu müddette kaldığını, müvekkiline ait “…….” markasının ilgili olduğu sektörde tanınmış marka olduğunu, davalı yanın ……. tescil numaralı “…….” ibareli marka tescilinin haksız olduğunu, işbu tescile dayanarak müvekkilinin satışlarını engellemeye çalıştığını, davalı tarafın “…….” markasını 07.08.2018 tarihinde tescil ettirdiğini, davalının 2019 tarihinden önce kullanımının olmadığını, müvekkilinin “…….” markasının gerçek hak sahibi olduğunu, aynı ibareli markanın davalı adına tescil edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı kullanımlarının müvekkilinin gerçek hak sahibi olduğu markası ile karışıklığa yol açtığını, iltibas tehlikesinin olduğunu, davalının “…….” markasını kendi adına tescil ettirmesinin kötü niyetli olduğunu ve davalının dürüstlük kuralına aykırı davrandığını iddia ederek, davalıya ait ……. tescil numaralı “…….” ibareli markanın hükümsüzlüğünü ve tescilden terkinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin ……. Mağazacılık Hizmetleri Tic.Ltd.Şti ve “…….” markasının tescilli sahibi olduğunu, müvekkilinin aynı zamanda ……com ve ……com.tr isimli internet sitelerinin de sahibi olduğunu, davacı yanın gerçek hak sahibi olduğuna ilişkin olarak beyan ettiği tüm belge ve evraklarda ……. isminin yer aldığını, ilgili evrakların davacı yana davacı sıfatı kazandırmayacağını ve bu nedenle öncelikle davanın husumetten reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafın müvekkili adına tescilli markalarına tecavüz ettiğini, davacının haksız kullanımların Mahkeme tarafından da tespit edildiğini, davacıya karşı arabuluculuk başvurusunda bulunduklarını ve ayrıca davacı aleyhine savcılık nezdinde şikayette bulunduklarını, davacının “…….” markasını tanınmış hale getirdiği iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilinin kendi adına tescilli “…….” markasını yüksek yatırımlarla ekonomik değer katarak koruduğunu ve kullanmaya devam ettiğini, müvekkilinin ticari alanda “…….” markasını tanınır hale getirdiğini ve kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir an için dahi davacının müvekkilinden önce markayı kullanmış olsa bile, davacı yanın sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına ……. sayı ile tescilli “…….” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, ……. sayılı “…….” ibareli markanın, 25 ve 35. Sınıflarda 24/03/2017 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 6. maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlayacağı belirtilmiştir.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 24/03/2020 havale tarihli raporda sonuç olarak, davacı yanın dava konusu marka bakımından davalı yana karşı gerçek hak sahibi olduğu iddialarının dosya kapsamından tespit olunamadığı, davalının marka başvurusu esnasında ve sonrasında kötü niyetli olduğuna ilişkin dosyada mübrez delil olmadığından bu hususta bir değerlendirme yapılamadığı ve davalı yana ait markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı bildirilmiş, davacı vekilinin rapora itirazları nedeniyle alınan ek raporda da, kök raporda yer verilen görüşleri değiştirmeyi gerektirir herhangi bir durumun mevcut olmadığı belirtilmiştir. Dava konusu “…….” ibareli 13/10/2014 başvuru tarihli ….. tescil numaralı markanın 25.sınıfta davalı ……. adına tescilli olduğu, aynı ibareli markanın ayrıca dava konusu edilen ……. tescil numaralı markanın da tescilli olduğu anlaşılmıştır. Davacının delil olarak dayandığı önceki tescilsiz kullanıma dair belgelerin dava dışı ……. adına olduğu, davacı kullanımının söz konusu olmadığı, davacının bu kişiden işletmeyi devraldığı iddia edilmiş ise de getirtilen vergi dairesi evraklarına göre ……. tarafından işletmenin kapatıldığı, bilahare … tarafından açıldığı görülmüştür. Buna göre davacının gerçek hak sahipliğine dayanak olabilecek tescilsiz kullanımlarını davalının ilgili markasının ilk tescil başvuru tarihi olan 13/10/2014 tarihinden önce olduğu hususunu ispatlayamadığı gibi, kötü niyete dayalı tescil iddiaları ispatlanamadığından davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 59,30 TL ilam harcından, 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 14,90 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.22/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır