Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/19 E. 2020/296 K. 04.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/19 Esas
KARAR NO : 2020/296

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/01/2019
KARAR TARİHİ : 04/11/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkil şirketin … … Lojistik Turizm San ve Tic A.Ş. 2004 yılından beri piyasada faaliyet göstermekte olduğunu, kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetlerinde tanınmış marka haline geldiğini, L1 Belgesi ile Yurtiçi Lojistik İşletmeciliği yaptığını, müvekkili şirketin 2007 yılında “…” ibaresiyle ilk defa 39. Sınıfta o zamanki adıyla TPE nezdinde marka başvurusu yaptığını, 2011 Mayıs ayı içerisinde L2 belgesi alarak uluslararası ve yurtiçi lojistik işletmeciliği belgesi aldığını, 2004 yılından bu yana müvekkil şirket faaliyetlerini sürdürmekte olduğunu ve “…” ibaresini markasal olarak kullandığını, 07/09/2007 başvuru tarihli ve … sayılı “06, 12, 20, 22, 39 ve 43” üncü sınıflarda tescilli “… …” ibareli markası, 07/09/2007 başvuru tarihli ve …. sayılı “12, 39 ve 43” üncü sınıflarda tescilli “… … ŞEKİL” ibareli markası, 07/09/2007 başvuru tarihli ve …. sayılı “06, 12, 20, 22, 39 ve 43” üncü sınıflarda tescilli “… AİR” ibareli markası, 07/09/2007 başvuru tarihli ve …. sayılı “12, 39 ve 43” üncü sınıflarda tescilli “…” ibareli markası, 12/02/2010 başvuru tarihli ve … sayılı “39” uncü sınıflarda tescilli “… … LOJİSTİK TURİZM SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ” ibareli markası olduğunu, “…” ibareli markalarını 2007 yılından beri Türkpatent nezdinde tescil ettirdiğini, davalıya ait markanın “…” olduğunu, … ibaresi hizmetin içeriğine ilişkin bir ibare olup, hiçbir ayırt edicilik ifade etmediğini, marka esas unsurunu … ibaresinin belirlediğini, davalı şirketin müvekkili şirket ile aynı sektörde “…” ibaresini tescil ettirmek istemesinin kötü niyetli olduğunu kanıtlar nitelikte olduğunu, davalı şirketin ticari hayatına 2014 yılında “…. Intermodal Lojistik Hizmetleri Anonim Şirketi” olarak başlamış olduğunu, 2017 yılında “…” olarak değiştirdiğini, müvekkil şirketin tescilli bulunduğu mal ve hizmet sınıfı ile davalı şirkete ait markaların bulunduğu mal ve hizmet sınıfı aynı olup bu hususun iltibas ihtimalini yarattığını, müvekkil şirkete ait “…” ibareli markalar ile davalı şirket adına tescilli “….” ibareli markanın aynı esas unsuru ihtiva etmekte olup bu durumun tüketiciler nezdinde iltibas oluşturduğunu, davalı adına TPMK nezdinde 30/12/2017 tarih ve … no ile tescil edilen “….” isimli markanın tüm sınıflar bakımından hükümsüz sayılmasına ve markaların sicilinden terkinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının hiçbir markasının müvekkiline ait emtialarda tescilli olmadığını, davacının tescilli markalarında dava yönünden korunmaya değer bir menfaati bulunmadığından davanın haksız ve dayanaksız olduğunu, davacının markalarından doğan hakların ve iddia ettiği gerçek hak sahipliğinin davalı müvekkilin markalarının tescilli olduğu alanda olmadığını, davacının markalarının 12, 39, 43. Sınıflarda tescilli olduğunu ancak davalının hükümsüzlüğü talep edilen markasının 39. Sınıfta tescilli olmadığını, müvekkilin davaya konu olan “…” ibareli markasının TPMK tarafından mutlak red nedenleri yönünden incelendiğini ve tescile engel bir durumun bulunmadığı için tescil kararı verdiğini, davalının hükümsüzlüğü talep edilen markasının davacının markalarına tecavüz etmediğinin kanıtlandığını, davacının “…” markasının tanınmış bir marka olmadığını, davacının markalarını tescilli olduğu sınıflar dışında müvekkilin marka hakkına tecavüz oluşturacak şekilde kullandığını, müvekkilinin markalarını kanuna uygun olarak tescil ettirdiği sınıfta kullandığını, müvekkili şirketin ve bağlı şirketlerin bir kısmının ticaret unvanının “…” ibaresini taşıdığını, şirket ortağı ve yöneticisi olan ….’ın oğlunun isminin “…” olduğunu, davalının iltibas ve karıştırılma ihtimali iddialarının haklı olmadığını, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı vekilince müvekkili şirketine ait 20/11/2004 tarihinden bugüne kadar düzenlenen faturalar, davalının kurumsal internet sitesi olan sarpintermodal.com adresinden alınan davalı firmanın tanıtım yazısı, müvekkiline ait … ibareli markaların tanınmış ve yüksek ayırt edici konumda olduğunu ispatlar nitelikte tanzim edilmiş uzman mütalaası dosyaya sunulmuştur.
Davalı vekilince davacıya ait markanın tescil belgeleri, Eskişehir … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyasının gerekçeli kararı ve davalı şirketin ortaklarından … ın oğlunun adı olduğunu gösterir nüfus kayıt örnekleri ve davalı … Karayolları Şirketinde … tarafından vekil tayin edildiğine ilişkin vekaletname ve ….’a ait imza beyannamesi, …. Üniversitesi Hukuk Fakültesinden alınan hukuki mütalaa dosyaya sunulmuştur.
Eskişehir …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasına ait gerekçeli karar celp olunmuş, tetkikinde; “davacının … Lojistik … Turizm San ve Tic. A.Ş., davalının … İntermodal Hizmetleri İç ve Dış Anonim Şirketi olduğu, davanın davalının davacı markasına tecavüzünün tespiti ve önlenmesi talebine yönelik olduğu, yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile davacının tescilli markalarının 39. Sınıftaki hizmetleri yönünden davalının kullanımının tamamen farklı bir sektörde olduğundan davalı kullanımının davacının … tescil sayılı “… ” … tescil sayılı “… …”, …. tescil sayılı “… …”, …. tescil sayılı “… “, … tescil sayılı “… … Lojistik Turizm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi” markalarının haklarına tecavüz oluşturmadığının tespitine, davalının dava tarihinden önce 29/05/2017 tarihinde usulüne uygun olarak tescil ettirdiği ticaret unvanını kullanmasının, davacının tescilli ticaret unvanına tecavüz teşkil etmediği, TTK m.54 vd.maddeleri kapsamında davacının marka ve ticaret unvanı ile haksız rekabet oluşturmadığının tespitine, men, ref ve durdurulması taleplerinin reddine, davalının tescilli ticaret ünvanı ile yürüttüğü”kara,hava,deniz,demiryolu,yurt içi ve uluslararsı yük ve eşya taşımacılığı işler acentalığı ,komisyonculuğu ve organizatörlüğü yapmak, kara, hava, deniz, demiryolu, yurt içi ve uluslararsı intermodal taşımacılık yapmak,demiryolu ile yurt içi ve uluslararası her tür yük eşya nakıl vasıtaları ve konteyner taşımacılığı yapmak ,kısa orta ve uzun menzili noktalar arası yük ,eşya nakil ve konteyner taşıma ağı kurmak ve işletmek ,kara hava ve deniz yolları ile kargo taşımacılığı işi yapmak ,kara hava ve deniz yolları ile yük ve eşya taşımacılılğı işleri ile ilgili depolama ,dağıtım ve kurye hizmetleri erme,kara hava ve deniz yolları ile yük ve eşya taşımalarında kapıdan kapıya paket ve kargo taşımacılığı yapmak ” sınıf hizmetleri için davalının ticaret ünvanın ticaret sicilinden terkinine” görülmüştür.
Dosyanın hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanzim etmek üzere bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 17/08/2020 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporunda “Markanın MÜDDET olduğuna dair bilgilerin Türkpatent kayıtlarında görülmekte olup, marka tescil edilmediğinden markasal korumasının olmadığı ve hükümsüz kılınacak bir markanın şuan itibariyle mevcut olmadığı, hükümsüz kılınacak bir marka su an itibariyle olmamakla birlikte, davanın açıldığı tarih itibariyle yapılan başvuru kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları ve Mahkemenin görevlendirmesi çerçevesinde yapılan değerlendirmeye göre; davacının, “…” ibaresi üzerinde gerçek (eskiye dayalı) ve öncelikli hak sahibi olduğu, dava konusu …. başvuru no.lu “….” markasının 39. sınıf için tescilinin olduğu varsayıldığında, SMK m.6/3 ve 25/1 uyarınca hükümsüzlük şartının mevcut olacağı, SMK m.6/1 uyarınca taraf işaretleri arasında benzerlik olduğu genel anlamda iltibasa sebebiyet vereceği, mevcut delil durumuna göre davacı markalarının tanınmış marka olarak kabul edilemeyeceği” hususlarını tespit ve rapor etmiştir.
Dava; davalı markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talebine yöneliktir.
Dosya münderecatına göre davalının 30/12/2017 tarihinde marka tescili için başvuruda bulunduğu, ancak kurumca istenen belgelerin zamanında sunulmaması yahut ücretin tamamlanması, başvurunun reddi sebepleri ile 12/07/2019 tarihinde müddet olduğuna ilişkin kaydın işlendiği anlaşılmaktadır. Burada markanın koruma süresinin dolması ve yenilenmemesinden farklı bir müddet olma durumu söz konusudur. Zira koruma süresinin dolmasından farklı olarak marka koruması hiç başlamamıştır. Bu durumda dava tarihi itibarı ile hükümsüzlüğüne karar verilecek herhangi bir marka bulunmamaktadır ve marka hükümsüzlüğünden tescil edilmiş bir markanın varlığı dava şartıdır. Somut olayda bu dava şartının yerine getirilmemiş olduğu anlaşıldığından davacının davasının usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.04/11/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸