Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/188 E. 2020/226 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/188
KARAR NO : 2020/226

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Unvan Terkini, Marka Kullanımının Men’i
DAVA TARİHİ : 29/05/2019

– BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2019/190 ESAS SAYILI DOSYASI –

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Unvan Terkini
DAVA TARİHİ : 29/05/2019
KARAR TARİHİ : 29/09/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/10/2020

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirket yetkililerince aile olarak 1950’li yıllarda gerçek kişi olarak başlamış olduğu ticaret hayatına, devamında büyüyerek … olarak tüzel kişiliği dönüştürülerek gıda sektörünün çeşitli alanlarında faaliyet göstermeye devam etmiş olup kuru gıda-bakliyat-kuruyemiş-kuru meyve sektörlerinde etkin olduğunu, “……” ibaresinin TPMK nezdinde müvekkili adına tescilli olduğunu ve müvekkilinin “……” esas unsurlu birçok tescilli markasının bulunduğunu, davalı adına TPMK nezdinde ……. sayı ile tescilli “……” ibareli markanın, müvekkili adına tescilli “……” ibareli markanın takliti ve ayniyet derecesinde benzer olduğunu, davalı yan tescilinin kötü niyetli olduğunu, davalının aynı zamanda söz konusu ibareyi herhangi bir izin olmaksızın ticaret unvanında kullandığını ve davalı fiillerinin müvekkili haklarını ihlal ettiğini, davalıların müvekkil firmanın başarısından nemalanarak adına müvekkil şirkete ait …… markası ile birebir aynı faaliyet kolunda hizmet veren “……” markası ile müvekkilinin emek vererek sektöründe maruf marka haline getirdiği markasının tekbir harfini (…….) eksiltmek sureti ile değiştirmeyle haksız kazanç elde etme çabasına girdiğini, davalıya ait markanın faaliyet alanları ile müvekkil firmaya ait markanın faaliyet alanlarının da aynı olduğunu, davalıya ait “……” adındaki tescilli markanın müvekkilin daha önceki tarihte koruma altına alınmış “……” markasıyla iltibas yarattığını iddia ederek, davalı … adına TPMK nezdinde 09/03/2017 tarih ve ……. numara ile tescili bulunan “……” markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkin edilmesine, diğer davalı …… Gıda San.ve Tic.Ltd.Şti’de bulunan “……” unvanının terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalının dava ile ilgili herhangi bir yazılı yanıtta bulunmadığı, ancak duruşmadaki beyanları ile, kendi tescilli markaları kullandığını, markalarını 2015 yılından bu yana kullandıklarını, ……. ile markalarının farklı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen Mahkememizin ……. Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesi ile, “……” ibaresinin TPMK nezdinde müvekkili adına tescilli olduğunu ve müvekkilinin “……” esas unsurlu birçok tescilli markasının bulunduğunu, davalı adına TPMK nezdinde ……. sayı ile tescilli “……” ibareli markanın, müvekkili adına tescilli “……” ibareli markanın takliti ve ayniyet derecesinde benzer olduğunu, davalı yan tescilinin kötü niyetli olduğunu, davalının aynı zamanda söz konusu ibareyi herhangi bir izin olmaksızın ticaret unvanında kullandığını ve davalı fiillerinin müvekkili haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, davalı adına ……. sayı ile tescilli “……” ibareli markanın hükümsüzlüğünü, sicilden terkinini, müvekkili adına tescilli …… sayılı “……” ve …… sayılı “…….” markalarını davalı yanın aynen ve izinsiz olarak kulanmasının men’i ile kayıt, tabela ve broşürlerden kaldırılmasını, “……” markasının davalı tarafından karar tarihinden itibaren kullanımının önlenmesini, söz konusu ürünlerin satışa arzının, ithal ve ihracının önlenmesini ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalının dava ile ilgili herhangi bir yazılı yanıtta bulunmadığı, ancak duruşmadaki beyanları ile, kendi tescilli markaları kullandığını ve bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Asıl ve birleşen dava, markanın hükümsüzlüğü, sicilden terkini, davalının ticaret unvanından “……” ibaresinin terkini, davalıların “……” ve “…….” ibareli marka kullanımının men’i, önlenmesi ve verilecek karar özetinin ilanı taleplidir.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 6. maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlayacağı belirtilmiştir.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
Davalı tarafça deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 22/06/2020 havale tarihli raporda sonuç olarak, davalılar adına tescilli ……. tescil nolu markanın SMK. m.6/1 uyarınca davacıya ait ……. tescil nolu markalar nedeniyle hükümsüzlüğüne ilişkin şartların oluştuğu, SMK. m.6/9 uyarınca “kötüniyetli tescil” hususundaki takdirin Mahkemeye ait olduğu, davalı tarafın fiili kullanımının, SMK’nın 7, 9 ve 29. maddeleri gereğince davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu ve mevcut duruma göre terkin hususundaki takdirin de Mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; ilki 2004 tarihli olmakla beraber “……” esas unsurlu markaların hemen hemen tüm sınıflarda davacı adına tescilli olduğu, ……. tescil nolu “……” markanın ise 30/12/2015 tarihli başvuru ile davalılar … ve … adına 09/03/2017 tarihi itibariyle 35. Sınıfta tescil edildiği, markalar arasında görsel, işitsel yönden benzer olup anlamsal olarak benzerlik olmasa da her iki markanın bıraktığı görsel etki nedeniyle tüketici zihninde yarattığı imaj nedeniyle taraf markaları arasında kavramsal bağlantı kurulması mümkün olduğundan keza markaların bir bütün olarak bıraktıkları genel izlenime bakıldığında karıştırma ihtimalinin yüksek olduğu ve SMK 6/1 maddesi anlamında hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, davacının tanınmışlık iddiası ispatlanamamış ise de davalılardan …’ın son duruşmada ki beyanında davacı şirkette daha önce işçi olarak çalışırken 2014 yılında ayrılıp aynı alanda faaliyete başlaması ve marka tescilini yaptırıp kullanımının da davacının kullanımına çok yakın olması karşısında tescilin kötü niyetli olduğunun da kabulü ile hükümsüzlüğe ilişkin davanın kabulü gerekmiştir. Davalıların davacı marka haklarına tecavüz talebine ilişkin ise ; yerinde yapılan inceleme neticesi toplanan görsellere göre davalıların markalarını davacı markasına yaklaşan ve iltibasa neden olacak şekilde davacı tescil kapsamına giren sınıfta kullanıp halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali doğacak şekilde markayı kullandıkları, SMK 155 maddesi karşısında hükümsüzlüğe karar verilecek markanın herhangi bir hak bahşetmeyeceği de gözetildiğinde davalıların bu eyleminin SMK 7,9 ve 29 maddeleri anlamında marka hakkına tecavüz teşkil ettiği anlaşılmakla, davacının marka hakkına tecavüze ilişkin davası da kabul edilmiştir.
Davacının davalı unvanındaki “……” ibaresinin terkini talebine gelince ; yukarıda değinildiği üzere 2004 yılından beri davacı tarafça ” ……” esas unsurlu markanın uzun zamandan beri kullanılıp önemli ölçüde tanınır hale getirildiği, davalı şirketin ise 06/01/2016 tarihinde marka kapsamı ile aynı faaliyet alanında “……” ibaresi ile karışıklığa sebebiyet vereceği şekilde tescil ettirilip fiilen de davacı markalarına iltibas oluşturacak şekilde kullanıldığı gözetildiğinde SMK’nun 7/3-e maddesi anlamında davacının önceki tarihli markası nedeniyle davalı şirketin unvanındaki “…… ” ibaresini terkinine karar vermek gerekmiştir. Davalılar tarafından kullanılan ve hükümsüzlüğü istenilen marka her iki dava adına tescilli olup ayrı ayrı dava açılmış ise de zorunlu olarak birleştirilip tek hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının bu dosyada ve birleşen mahkememizin ……. Esas sayılı dosyasındaki davasının KABULÜNE,
Davalılar adına olan ……. tescil nolu “……” markasının hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,
Davalı “…… GIDA SANAYİ ve TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ”‘nin unvanından “……” ibaresinin terkinine,
Davalıların davacı adına olan “……” esas unsurlu marka ile …… tescil nolu “……” ibareli marka ve …… tescil nolu “…… ” markalarını kullanmalarının menine, tabela ve broşürlerden çıkarılmasına, yine davalıların davacı markasıyla iltibas oluşturan “……” markasını kullanmalarının önlenmesine, ürün veya hizmetler üzerinden kullanmalarının bu markayı taşıyan elde bulundurmalarının satışa arz ithal ve ihraçlarının önlenmesine, reklam ve tanıtım malzemelerinde antetli kağıtlarında irsaliyelerinde fiyat listelerinde, faturalarında vs. Basılı evraklarında kullanmalarının önlenmesine,
Karar kesinleştiğinde hüküm ücretinin masrafı davalılardan alınarak ülke çapında yayınlanan trajı en yüksek bir gazeteyle ilamına,

2- Asıl dosya yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 54,40 TL ilam harcından, 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 10,00 TL bakiye karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına, birleşen dosya yönünden alınması gereken 54,40 TL ilam harcından, 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 10,00 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 88,80 TL dava ilk masrafı, 288,10 TL tebligat-tezkere ve 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve birleşen dosyadaki 183,30 TL masraf olmak üzere toplam 2.060,20 TL yargılama giderinin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Davacı vekili ile davalıların yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.29/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır