Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/186 E. 2019/353 K. 22.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/186
KARAR NO : 2019/353

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Unvan Terkini
DAVA TARİHİ : 01/12/2014
KARAR TARİHİ : 22/10/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/11/2019
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin “……” ibaresini taşıyan çok sayıda sektör ve sınıfta seri markalarını uzun senelerdir kullanmakta olduğunu, davalı tarafın “……” ibareli ….. ve….. tescil nolu markaları tescil ettirdiğini, bu kullanımın kötü niyetli olduğunu, tüketiciler nezdinde müvekkili markaların davalı markaları ile karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, ayrıca davalı tarafın ticaret unvanında yer alan “……” ibaresinin de müvekkili markaları ile iltibas tehlikesinin mevcut olduğunu, bu nedenle davalı adına tescilli markaların hükümsüzlüğüne ve davalı tarafın ticaret unvanında bulunan “……” ibaresinin sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, dava konusu markalarda….. nolu markanın henüz tescil olunmadığını bu nedenle hükümsüzlüğünün talep olunamayacağının, davacı taraf markalarının tanınmış olmadığını, müvekkilinin farklı sınıfta yer alan mal ve hizmetler yönünden tescil talebinde bulunulduğunu, markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını ve müvekkilinin üstün hak sahibi konumunda olması nedeniyle ticaret unvanının terkininin de talep olunamayacağını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Bakırköy …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 02/11/2015 tarih, ……. Esas ve …… Karar sayılı kararı ile, “Davalı adına tescilli …… tescil nolu “…… aksesuar” markanın 14. sınıfta “kuyumculuk eşyaları (taklitleri dahil altınlar, mücevherler, kıymetlı taşlar ve bunlardan mamül takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri ” ve “saat ve saat türünden emtialar” yönünden hükümsüzlüğüne, dava konusu….. “……” ibareli markaya ilişkin davanın reddine, davalı …… Endüstriyel Tasarım San.ve Dış Tic.Ltd.Şti unvanında geçen “……” ibaresinin ticaret sicilinden terkinine” dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz talebi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/05/2019 tarih, 2016/309 Esas ve 2017/3399 Karar sayılı ilamı ile, “Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı vekilinin, vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, davacının davalıya ait …… sayılı “……” ibareli markaya ilişkin açtığı davanın reddine karar verilmek sureti ile davanın kısmen kabulü yönünde hüküm tesisi cihetine gidilmesi karşısında reddedilen işbu talep bakımından kendisini vekil ile temsil ettiren davalı şirket yararına hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca vekalet ücreti takdiri gerekirken anılan husus nazara alınmaksızın yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamış” gerekçesi ile bozulmuş, davalı vekilinin karar düzeltme talebi üzerine bu kez Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15/04/2019 tarih, 2017/3498 Esas ve 2019/2939 Karar sayılı ilamı ile, “Dava, marka hükümsüzlüğü ve ticaret unvanının terkini istemlerine ilişkindir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK’un 382 ve devamı maddelerinde, gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 294 vd. maddelerinde, hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK’nın 298/2. maddesinde, gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır. Somut olayda, davalı adına tescilli …… sayılı marka 14. sınıfta “Kuyumculuk eşyaları (taklitleri dahil); altınlar, mücevherler, kıymetli taşlar ve bunlardan mamul takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri ve heykeller, biblolar. Saatler ve zaman ölçme cihazları,(kronometreler, metronomlar ve parçaları, saat kordonları dahil).” emtialarını kapsamaktadır. Mahkeme kararının gerekçe bölümünde; “davalı adına tescilli …… tescil nolu “……” aksesuar markasının tescilli bulunduğu 14. sınıfta kuyumculuk eşyaları taklitleri dahil, altınlar, mücevherler ve bunlardan mamül takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri ve saat kordonları malları yönünden hükümsüzlüğüne karar verildiği” belirtildiği halde, hüküm fıkrasında “Davalı adına tescilli …… tescil nolu “…… aksesuar” markanın 14. sınıfta “kuyumculuk eşyaları (taklitleri dahil altınlar, mücevherler, kıymetlı taşlar ve bunlardan mamül takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri” ve “saat ve saat türünden emtialar” yönünden hükümsüzlüğüne,” şeklinde hüküm kurulmak suretiyle kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşmasına yol açılmış olmakla, Dairemizin 23.05.2017 tarih, ……. Esas- …….. Karar sayılı ilamının kaldırılarak mahkeme kararının açıklanan gerekçe ile re’sen bozulmasına” karar verilerek, Bakırköy…… FSHHM’nin kapatılarak dosyanın Mahkememize devrolmuş olması nedeniyle, dosya Mahkememize iade olunmuş olmakla, Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, deliller ve uyulan bozma ilamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı markasının tanınmış marka olmadığı, davalının marka tescilinin kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı, ancak davalı tarafa ait “…… Aksesuar” markasında aksesuar işareti tescil olunduğu mallar yönünden tamamlayıcı nitelikte olup, ayırt edici kelime unsuru …… işareti olduğundan ve davacı markasının da ayırt edici unsuru “……” işareti olduğundan, her iki markanın tescilli olduğu emtialar yönünden karıştırılma ihtimali bulunduğundan, Yargıtay bozma ilamı, kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkiye dayalı olup, önceki kararın gerekçe bölümünde, “Davalı adına tescilli …… tescil nolu “……” aksesuar markasının tescilli bulunduğu 14. sınıfta kuyumculuk eşyaları taklitleri dahil, altınlar, mücevherler ve bunlardan mamül takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri ve saat kordonları malları yönünden hükümsüzlüğüne” karar verildiği halde, hüküm fıkrasında, “Davalı adına tescilli …… tescil nolu “…… aksesuar” markanın 14. sınıfta “kuyumculuk eşyaları taklitleri dahil altınlar, mücevherler, kıymetlı taşlar ve bunlardan mamül takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri” ve “saat ve saat türünden emtialar” yönünden hükümsüzlüğüne” şeklinde yazıldığı anlaşılmakla, yargılamanın açıklığı ilkesi gereğince, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiğinden, bu çelişki giderilmekle, aşağıda da yazılı olduğu üzere, davacının davasının kısmen kabulüne, davalı taraf adına tescilli …… tescil nolu “…… Aksesuar” ibareli markanın tescilli bulunduğu 14. Sınıfta “Kuyumculuk eşyaları (taklitleri dahil); altınlar, mücevherler, kıymetli taşlar ve bunlardan mamul takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri” ile “saat ve saat kordonları ” emtiaları yönünden hükümsüzlüğüne, bu markaya ilişkin sair emtialar ve dava konusu….. tescil nolu “…… ” ibareli markaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Her iki tarafın ticaret unvanlarında “……” ibaresi esas unsur olup, aynı zamanda marka olarak da önceden davacı adına tescillidir. Ticaret sicil kayıtlarına göre, her iki tarafın faaliyet alanları da benzerdir. Bu itibarla daha önce tescil edilmiş olmakla, davacının ticaret unvanındaki “……” ibaresini kullanmakta üstün hakkı bulunduğundan, TTK 52 maddesi gereği, davalı …… Endüstriyel Tasarım Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi unvanında geçen “……” ibaresinin ticaret sicilinden terkinine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, davalı taraf adına tescilli …… tescil nolu “…… Aksesuar” ibareli markanın tescilli bulunduğu 14. Sınıfta “Kuyumculuk eşyaları( taklitleri dahil); altınlar, mücevherler, kıymetli taşlar ve bunlardan mamul takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri” ile “saat ve saat kordonları ” emtiaları yönünden hükümsüzlüğüne,
Bu markaya ilişkin sair emtialar ve dava konusu….. tescil nolu “…… ” ibareli markaya ilişkin talebin reddine,
Davalı …… Endüstriyel Tasarım Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi unvanında geçen “……” ibaresinin ticaret sicilinden terkinine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 44,40 TL ilam harcından, 25,20 TL peşin harcın mahsubu ile, 19,20 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davanın kısmen reddi sebebiyle, karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 50,40 TL dava ilk masrafı, 234,50 TL tebligat-tezkere ve 1.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak toplam 1.884,90 TL yargılama giderinin, davanın kısmen kabulü nedeniyle 942,45 TL.’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 117,50 TL yargılama giderinin, davanın kısmen reddi sebebiyle 58,75 TL.’sinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
8-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.22/10/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır