Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/180 E. 2020/178 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/180
KARAR NO : 2020/178

DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i
DAVA TARİHİ : 23/05/2019
KARAR TARİHİ : 10/09/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/09/2020

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin endüstri, otomotiv, inşaat gibi sektörlere kimyasal ve teknik ürünler üreten bir firma olduğunu, “……” ürün gamında …….. , yapıştırıcılar, yüzey tekniği yağlama, gres ve hijyen ürünleri bulunduğunu, ……’in yurtdışında bir çok ülkeye temsilcilikler yolu ile distribütörlükler vermekte olup, ayrıca …… olarak birçok markaya ürün yaptığını, müvekkili adına kayıtlı ……, …, nolu “…….” ibareli markalara, davalı yanca …. no.lu “….. ” ibareli marka ve …… nolu “……. ” ibareli marka ile tecavüz ve haksız rekabette bulunulduğunu, zira, davalının tescil kapsamı dışındaki emtialar açısından kullanımının olduğunu, çekilen ihtara rağmen gerçekleştirilen davalı marka başvurusunun da kötü niyetli olduğunu, müvekkiline ait markaların, SMK 6/1 hükümlerince, sektöründe tanınmış ve bilinen markalar olduğunu, gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, davalı markaları ile müvekkili markalarının benzerlik ve karıştırılma ihtimali olduğunu iddia ederek, davalı eylemlerinin SMK anlamında marka hakkına tecavüz ve TTK anlamında haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini men’ini, ihlal oluşturan ürünlerin toplatılması ve imhasını talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafından dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamış ise de, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde davalı vekili, raporda müvekkilinin tescilli markalarının dikkate alınmadığını, görsellerin nereden temin edildiğinin de belli olmadığını, ürün asılları incelenmek suretiyle yeniden rapor alınmasını istediklerini, müvekkili adına halen tescilli ve geçerliliği olan markaların söz konusu olduğunu, bunların tamamı hükümsüz kılınmadan verilecek kararın karışıklığa neden olacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalının, davacı adına tescilli “……” esas unsurlu markaları ile iltibas oluşturacak şekilde “……. ” vb. markaları kullanmak suretiyle davacının markadan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetinin tespiti, men’i ve ihlal oluşturan davalı ürünlerinin toplatılarak imhası taleplidir.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 28/02/2020 havale tarihli raporda sonuç olarak, davalı kullanımının davacı markasıyla benzer olduğu ve davacının tescil kapsamına giren mal sınıfında olduğu, davalı kullanımının davacı marka sahibinin herhangi bir iznine dayanmadığı, davalının markanın kapsadığı mallara yönelik kullanımının halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali doğuracağı, dolayısıyla davalı tarafın bu eylemlerinin, SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu, davalının, davacının markası ile karıştırılmaya yol açacak bir kullanım sergilediği ve bu nedenlerle yukarıdaki tespitler ışığında, davalı kullanımının TTK m. 55/1-a-4 kapsamında haksız rekabet teşkil ettiği, marka hakkına tecavüz oluşturan ve haksız rekabet konusu unsurları taşıyan ürünler ile iş ve tanıtım evraklarının SMK m.149-d/f maddeleri uyarınca toplatılması, üzerlerinden tecavüz konusu unsurların silinmesi, silinemiyor ve tecavüzün önlenmesi kaçınılmaz ise imhalarına karar verilmesi suretiyle marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin giderilebileceği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller, Türk Patentten gelen sicil evrakı ve bilirkişi raporları, birlikte değerlendirildiğinde; önceki tarihli “…….” esas unsurlu markaların tüm sınıflardan tescilli olup davalının sonraki tescil başvurusu yaptığı ve hükümsüz kılınan markası ile henüz tescil edilmemiş “……” ibaresini taşıyan markayı aynı emtia sınıfındaki ürünlerden kullandığı davalının markanın kapsadığı mallara yönelik kullanımının hak tarafından tescilli marka ile ilişkilendirme ihtimali de dahil, karıştırmasına sebep olacağı bu hali ile davalının eyleminin SMK 7 ve 29 maddeleri uyarınca davacının marka haklarına tecavüz ve aynı zamanda TBK 55/1-a-4 maddesi kapsamında haksız rekabet teşkil ettiği anlaşılmıştır. Davalı vekili, müvekkili adına tescilli sonraki tarihli markalar nedeniyle eyleminin ihlal olup olmadığını iddiasında bulunmuş ise de SMK’nın 155 maddesinin açık hükmü karşısında bu savunmaya itibar edilmemiştir. Bu itibarla davanın kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
2-Davalının davacı adına tescilli “……” esas unsurlu markaları ile iltibas oluşturacak şekilde “…… ” vb. markaları kullanmak suretiyle davacının markadan doğan haklarının tecavüz ve haksız rekabetinin tespitine, menine, ihlal oluşturan davalı ürünlerinin toplatılarak imhasına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 54,40 TL ilam harcından, 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 10,00 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 88,80 TL dava ilk masrafı, 156,40 TL tebligat-tezkere ve 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.245,20 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
7-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.10/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır