Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/17 E. 2019/145 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/17
KARAR NO : 2019/145

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 01/10/2012
KARAR TARİHİ : 18/04/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/05/2019

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı adına TPE nezdinde 07, 09, 11. sınıflarda tescilli bulunan … nolu “….” ibareli markanın, 556 sayılı KHK.’nın 14, 42/1-c maddeleri uyarınca, tescil edildiği tarihten itibaren 5 yıl boyunca kullanılmadığını iddia ederek, davalı adına …. nolu “….” ibareli markanın kullanmama nedeni ile tüm sınıflar yönünden iptali ile hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığını ve iddia edilenin aksine markanın tescil tarihinden itibaren aktif bir şekilde kullanıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Bakırköy …. FSHHM’nin 17/10/2016 tarih,…. Esas ve ….Karar sayılı ilamı ile, “Davanın kabulüne, TPE nezdinde davalı adına tescilli …tescil nolu markanın kullanmama sebebiyle iptaline” dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 01/10/2018 tarih, …. Esas ve …Karar sayılı ilamı ile, “Dava, kullanmama nedenine dayalı markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, mahkemece, dava konusu markanın kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verilmiştir. Ancak, dava tarihinden sonra, 556 sayılı KHK’nın 42/1-c maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin 09.04.2014 gün ve 2013/147 esas ve 2014/75 karar sayılı kararı ile iptal edilmiş ve ayrıca karar tarihinden sonra 06.01.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 gün ve 2016/148 esas ve 2016/189 karar sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin de iptaline karar verilmiştir. Bu durumda, Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararları değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir” gerekçesi ile bozularak, Bakırköy … FSHHM’nin kapanması nedeniyle dosya Mahkememize iade edilmiş olmakla, Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamında da belirtildiği üzere, davaya dayanak yapılan 556 sayılı KHK’nın 14. Maddesi, Anayasa Mahkemesinin 2016/148 Esas, 189 Karar sayılı ilamıyla 14.12.2016 tarih ve 06.03.2017 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan hükmü ile iptal edilmiş ve yeni 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu da 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe girdiğinden, dava tarihi itibariyle dava konusu uyuşmazlığa uygulanması söz konusu olmayıp, dava konusu mülkiyeti sınırlandırmaya ilişkin bir nedene dayılı olması ve yasal boşluğun Hakim tarafından doldurulması da söz konusu olmadığından ve yasal dayanak ortadan kalktığından, davacının davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11/05/2011 tarih ve 2011/1-331 Esas, 2011/308 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 76.maddesinde (HMK’nın 33) “Hakim, Türk hukukunu resen uygular. Bu yasal ilke gözetildiğinde; Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının bu gibi kesin hüküm halini almamış derdest dosyalar yönünden uygulanmasının zorunluluğu ortadadır. İptal kararının Resmi Gazetede yayınlandığı tarihten sonra, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 76.maddesi (HMK 33) uyarınca, yürürlükteki yasaları uygulamakla yükümlü bulunan mahkemelerin ve giderek Yargıtay’ın, iptal kararı ile yürürlükten kalkan bir yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkisi bulunmadığından, davanın açıldığı tarihteki mevzuat ve içtihatlara uygun olarak açılan davanın, anılan iptal hükmü nedeniyle reddi halinde, tarafların sorumluluğu bulunmadığından ve davada haksız çıkan taraf olarak nitelendirilip vekalet ücretiyle sorumluluklarına hükmetme olanağı bulunmadığından, her bir tarafça yapılan yargılama giderleri üzerinde bırakılarak vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 44,40 TL ilam harcından, 21,15 TL peşin harcın mahsubu ile, 23,25 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Her bir tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, her bir taraf yararına avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Taraf vekilerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere, açıçka okunup usulen anlatıldı.18/04/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır