Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/158 E. 2021/61 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/158
KARAR NO : 2021/61

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 12/05/2019
KARAR TARİHİ : 09/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/03/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin TPMK nezdinde birçok marka başvurusunda bulunduğunu,davalı şirketin herhangi bir lisans sözleşmesi veya yasal bir gerekçe olmaksızın bu ürünlerin taklitlerini yaptığını, bu ürünleri iltibas yaratacak derecede kullandıklarını, müvekkilinin marka ve ticaret unvanlarının aynısıyla marka başvurusu yaparak bu yolla haksız kazanç elde ettiklerini, müvekkilinin sektörde etkin bir tacir olduğunu, dava konusu “……. ” markasına ilişkin …. başvuru numarasıyla başvuruda bulunulduğunu, müvekkilinin marka başvurusunun değerlendirilme aşamasına davalı müvekkilinin sunmuş olduğu ” …. ” marka başvurusuna birebir aynı olacak şekilde ……. (06), (19), (40) sınıflarında tescil talep ettiğini, davalının marka başvurusundaki tutumun kötüniyetli olduğunu, davalının başvurusunun müvekkilinin marka başvurusuyla benzerlik arz ettiğini iddia ederek, davalının TPMK nezdinde ……. (06), (19), (40) sınıflarında tescilli “…….” markasının hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin 1980 tarihinden itibaren, ticaret unvanının kılavuz unsurunu oluşturan “……” ibareli markaları özellikle kapı ve pencere sistemlerinde kullandığını ve bu emtialar yönünden tescilli olduğunu, davacı tarafın müvekkili şirketle aynı sınıfta tescilli hiçbir markasının bulunmadığını, bu halde davacının işbu davaya mesnet gösterebileceği müvekkili ile aynı sınıfta bir tescili bulunmaması sebebiyle bu davanın usulden reddi gerektiğini belirterek müvekkili aleyhine açılan haksız davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına ……. tescil numaralı “…….” ibareli markanın hükümsüzlüğü taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumundan gelen kayıtlardan, dava konusu ……. tescil numaralı “…….” ibareli markanın 06, 19 ve 40. sınıflarda, 23/03/2016 tarihinden müddetle 10 yıl davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 6. maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlayacağı belirtilmiştir.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 17/06/2020 havale tarihli raporunda sonuç olarak davalı adına tescilli ……. tescil nolu markanın, SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas ve SMK 6/3 maddesi uyarınca öncelik hakkı nedenleriyle hükümsüzlüğüne ilişkin şartların oluşmadığı, SMK 6/9 maddesi uyarınca kötüniyetli tescil hususundaki takdirin Mahkemeye ait olduğunu belirtmiştir.
Dosya kapsamı deliller ve yeterli görülen bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Davacının dayanak yaptığı …… tescil nolu markaların başvuru tarihinin hükümsüzlüğü istenen, davalı adına olan marka başvurusundan sonra olup, hükümsüzlük açısından dikkate alınmaları mümkün değildir. Ayrıca bu markalardan bir kısmının da davalı tarafça açılan davalar sonucu hükümsüz kılındığı sabittir. Davacının hükümsüzlük taleplerinin ispat açısından emsal ve dayanak gösterilebilecek daha önceki tarihli herhangi bir tescilli markası bulunmamaktadır. Yine gerçek hak sahipliği yönünden yapılan değerlendirmede de davalı şirketin 1980 yılında ticaret siciline kaydedilip ve bu tarihten itibaren “……” ibareli markaların davalı adına tescilli olduğu ve davalının dava konusu emtialar yönünden “……” ibaresi üzerinden davacıya nazaran gerçek hak sahibi olduğu anlaşılmakla, davacının bu yöndeki iddiası da yerinde değildir. Yine, davacı tarafça davalının tescilinin kötü niyetli olduğuna dair ispata yarar herhangi bir delil ibraz edilmemiştir. Buna göre, ileri sürülen tüm hükümsüzlük sebepleri yönünden davacının davası ispatlanamadığından, davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 59,30 TL ilam harcından, 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 14,90 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır