Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/148 E. 2020/322 K. 01.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/148
KARAR NO : 2020/322

DAVA : Markaya Tecavüzün Önlenmesi, Men’i, Maddi-Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 02/05/2019
KARAR TARİHİ : 01/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/12/2020
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili firmanın yıllardır av malzemeleri piyasasında yer alan, tanınırlığı yüksek, kendi çalışmaları kapsamında marka olmuş ve markaları ticari piyasada kabul edilmiş talep gören bir firma olduğunu, kendi oluşturduğu markalardan “…….” dürbünlerinin müvekkil firma adına tescilli olup, iç ve dış pazarda müvekkil firma ile özdeşleştiğini, ancak davalı yanın, müvekkilin kendi adına tescil ettirmiş olduğu markaya ait dürbünleri hukuka aykırı olarak ticaretini yaparak, ihraç ve ithal ederek ve iç piyasaya arzını sağlayarak müvekkilinin marka hakkına tecavüz ettiğini, 09 ve 13 emtia ürünleri açısından “……” markasının tescil edildiğini, TPMK’nın 9. sınıf emtia açısından belirttiği ürünlerin arasında dürbünlerin de yer aldığını, müvekkilinin “……” markasına dair esaslı olarak ürettiği ürünün de dürbün olduğunu, davalı yanın müvekkile ait “……” markasını içeren ürünlerin bire bir aynısının satıldığına dair bilgiler gelmesi üzerine, davalı şirket adresine gidilerek ürünlerin bizatihi tespit edildiğini, hatta numune olmak üzere iki adet ürün dahi alındığını, ürün satın alımına ilişkin faturanın ekte sunulduğunu, Mahkememizin ……… D.İş sayılı dosyası üzerinden delil tespiti yapıldığını, müvekkile ait ürünlerin kopyalarının “……” markasıyla satışa hazır halde bulunduğunun tespit edildiğini ve davalı yan fiillerinin müvekkili haklarına tecavüz teşkil ettiğini iddia ederek, tecavüzün önlenmesini ve men’ini, müvekkiline ait tescilli markanın kullanıldığı ürünlerin ve varsa reklam vasıtası, basılı evrakların, katalogların ve benzeri sair evrakların toplatılmasını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 25.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın, ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, davalı yan tarafından getirilen ürünlerin müvekkili ürünleri ile birebir aynı ürünler olması sebebiyle, maddi tazminat miktarından tenkisi sağlamak üzere, satılmayan kısımların müvekkiline teslim edilmesini, Mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda itlaf edilmelerini ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 29/10/2020 tarihli dilekçesi ile, 25.000,00 TL olan maddi tazminat talebini, 289.197,24 TL olarak ıslah etmiş ve ıslah harcını yatırmıştır.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin davacının markasına yönelik hiçbir saldırısı olmadığını, “……” markasının tanınmış markaya yönelik korumadan yararlanabilmesi için tanınmış markaya dair kriterleri sağlamış olması ve müvekkilinin kötü niyetli olarak markanın ününden faydanmış olması gerektiğini, her ne kadar davacı tarafından Bakırköy Fikri Sınai Haklar Mahkemesinin …… D.İş sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunda her iki marka arasında benzerlik olduğu iddia edilmiş ise de, isim benzerliği olsa da, davacıya ait marka ile müvekkilinin sattığı markanın logolarının tamamen birbirinden farklı olup, benzerlik dahi göstermediğini, davacının dava konusu markanın Türkiye’de tanınmışlığının tescil tarihi itibari ile ispatlaması gerektiğini, ayrıca tanınmışlığa ilişkin delillerin, markanın korumanın talep edildiği ülkede ve başvuru tarihinde tanınmış marka olduğunu gösterir nitelikte olması gerektiğini, davacı taraf markasını Türkiye içinde tescil etmiş olduğundan, müvekkili tarafından tamamı yurt dışına satılan ürünler ile ilgili olarak her hangi bir zarardan ya da haksız kullanımdan söz etmenin mümkün olmadığını ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, markaya tecavüzün men’i, maddi ve manevi tazminatın davalıdan tahsili ve verilecek hüküm özetinin ilanı taleplidir.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 13/10/2020 havale tarihli raporda sonuç olarak, “……” ibaresinin markasal anlamda kullanıldığı dikkate alındığında, davalı kullanımının, davacı markasıyla benzer olduğu, davalı kullanımının davacının tescil kapsamına giren mal sınıfında olduğu, davalı kullanımının davacı marka sahibinin herhangi bir iznine dayanmadığı, davalının, markanın kapsadığı mallara yönelik kullanımının halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali doğuracağı, dolayısıyla davalı tarafın bu eylemlerinin, SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince davacının marka hakkına tecavüz oluşturacağı, marka hakkına tecavüz oluşturan ürünler ile iş ve tanıtım evraklarının SMK’nın 149-c/d/f maddeleri uyarınca toplatılması, üzerlerinden tecavüz konusu unsurların silinmesi, silinemiyor ve tecavüzün önlenmesi kaçınılmaz ise imhalarına karar verilmesi ve tecavüz oluşturan fiillerin durdurulması suretiyle (gerekirse internet üzerinden satışların engellenmesi yoluyla) marka hakkına tecavüzün giderilebileceği, davacının ibraz edilen ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davalının ibraz edilen defterlerinde yevmiye defterlerinin kapanış tasdiki olmadığı ve usulüne göre uygun tutulmadığı ve davacının talebi doğrultusunda SMK’nın 151/2-a kapsamında davalının rekabeti olmasaydı elde edebileceği muhtemel gelirin toplamda 289.197,24 TL olarak hesap edileceği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller, TPMK kayıtları ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; ….. tescil nolu “……” ibareli markanın 26/02/2018 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle davacı adına 09 ve 13 sınıfta yer alan mal ve hizmetler bakımından tescilli olduğu, davalının tescil kapsamında dürbün emtiasında aynı ibareyi “……” kullanıp ticari faaliyette bulunduğu, davalı kullanımının, davacı markasıyla benzer olduğu, davalı kullanımının davacının tescil kapsamına giren mal sınıfında olduğu, davalı kullanımının davacı marka sahibinin herhangi bir iznine dayanmadığı, davalının, markanın kapsadığı mallara yönelik kullanımının halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali doğuracağı, dolayısıyla davalı tarafın bu eylemlerinin, SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince davacının marka hakkına tecavüz oluşturacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı maddi tazminat tercihini SMK’nın 151/2-a kapsamında davalının rekabeti olmasaydı elde edebileceği muhtemel gelire göre kullanmıştır. Her ne kadar bilirkişi raporunda bu seçeneğe göre davacının isteyebileceği tazminat tutarının toplamda 289.197,24 TL olduğu belirtilmiş ise de; raporun ve dayanak belgelerin tetkikinden davalı satışlarının toplam 751 adetinin dava tarihi olan 02/05/2019 tarihinden önce geriye kalanının ise dava tarihinden sonraki tarihlerde olduğu anlaşılmıştır. Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17/06/2019 tarih ve 2019/2448 E-2019/4473 K Sayılı ilamında belirtildiği üzere her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre hükme bağlanır. Dava tarihi itibariyle maddi tazminat hesabı yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Dava tarihinden sonraki dönemleri de kapsar şekilde yapılan hesaplama benimsenerek maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilemez. Bu itibarla davacının tazminat seçeneğine göre birim üründeki karlılık oranının 144,31 TL olup davalı tarafça dava tarihinden önce toplam 751 adet ürün satışı yapıldığı ve buna göre dava tarihi itibariyle davacının isteyebileceği maddi tazminat tutarının(751×144,31= 108.376,81 TL) olduğu tespit edilmiştir. Basit matematik hesabı ile rapordaki eksiklik giderildiğinden ek rapor alınmamıştır. Davacı elde edilecek ürünler üzerinde kendisine mülkiyet hakkını tanınmasını talep etmiş ise de ürünlerin tamamı satılmış olup elde edilen ürün bulunmadığından ve davacıya mülkiyet hakkı tanınmadığından tazminat tutarında indirim yapılmamıştır. Dava tarihi gözetilerek davacının maddi tazminat talebinin 108.376,81 TL yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ayrıca davalının yukarıda değinilen eylemi aynı zamanda davacının markadan doğan manevi haklarını da ihlal ettiğinden ihlalin niteliği, süresi, tarafların ekonomik durumu ve manevi tazminatın amacı gözetilerek davacı yararına 5.000,00 TL manevi tazminat takdir edilmiştir. Bu itibarla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, davalının davacı adına tescilli “……” esas unsurlu markadan doğan haklarına tecavüzün önlenmesine ve men’ine, bu markanın kullanıldığı davalı ürünlerinin, reklam vasıtası ve basılı evrakların, katalogların toplatılmasına, el konularak imhasına,
2-Toplam 108.376,81 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Fazlaya dair taleplerin reddine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 7.744,77 TL ilam harcından, 2.134,69 TL peşin ve 4.525,00 TL ıslah harcının mahsubu ile, 1.085,08 TL bakiye karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 14.245,80 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince manevi tazminat yönünden hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

8-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen maddi tazminat yönünden hesaplanan 21.107,43 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvuru, 2.134,69 TL peşin ve 4.525,00 TL ıslah olmak üzere toplam 6704,09 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı tarafından yapılan 76,05 TL tebligat-tezkere ve 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.076,05 TL yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre 1.622,62 TL.’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
12-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
13-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.01/12/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır