Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/14 E. 2021/217 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/14
KARAR NO : 2021/217

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Sicilden Terkin
DAVA TARİHİ : 15/01/2019
– BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2019/18 ESAS SAYILI DOSYASI –

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Sicilden Terkin
DAVA TARİHİ : 15/01/2019
– BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2019/20 ESAS SAYILI DOSYASI –

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Sicilden Terkin
KARAR TARİHİ : 21/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/10/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin 2004 yılından beri piyasada faaliyet göstermekte olan bir şirket olduğunu, kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetlerinde tanınmış bir marka haline geldiğini, müvekkilinin “…..” ibareli markalarının hak sahibi olduğunu ve söz konusu markaları TPMK nezdinde tescilli sahibi olduğunu, tüketiciler nezdinde maruf hale getirmek amacıyla ciddi bir çaba harcadığını, davalı şirket ticari hayatına 2014 yılında ….. Anonim Şirketi olarak başlamış olduğunu, davalının TPMK nezdinde ….. tescil numaralı ile “…..” ibareli markayı kendi adına tescil ettirdiğini, şirket ticaret unvanının 2017 yılında ….. Anonim Şirketi olarak değiştirildiğini, bu kullanımın da haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin tescilli bulunduğu mal ve hizmet sınıfı ile davalı şirkete ait markaların bulunduğu mal ve hizmet sınıfının aynı olduğunu bu hususun iltibas ihtimalini kuvvetlendirdiğini belirterek, davalı adına kayıtlı olan …. tescil numaralı ile ” ….. ” ibareli markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinin talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının marka hakkı ve sınırları ile müvekkilinin marka hakkı ve sınırlarının farklı olduğunu, davacı şirketin markalarının 39. Sınıfla kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri bakımından tescilli olmadığını, müvekkiline ait hükümsüzlüğü talep edilen markaların, davacı markalarına tecavüz etmediğini, Eskişehir …. Asliye Hukuk Mahkemesinin …. Esas sayılı numaralı dosyasına ibraz edilen bilirkişi raporu ile kanıtlandığını, müvekkilinin iddia edildiği gibi kötü niyetli olmadığını, müvekkilinin “…..” isminin seçmesinin nedeninin şirket ortağı ve yöneticisinin oğlunun adının …… olmasından dolayı olduğunu, davacının markaların karıştırılma ihtimali iddialarının gerçek olmadığını, müvekkilinin markasında “….” ve “……” ibarelinin bulunduğunu, davacı markaları ile müvekkilinin markalarının aynı emtialarda tescilli olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 14/10/2020 tarihli dilekçesi ile, savunmasının ıslah yoluyla genişletilerek bilirkişi raporunda esas alınan … sayılı markanın dava tarihinden geriye doğru beş yıllık dönemde kullanılmadığı iddiasıyla def’i ileri sürüldüğü anlaşıldı.
Birleşen Mahkememizin …. Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin “……” ibareli markaların hak sahibi olduğunu ve söz konusu markaları tüketiciler nezdinde maruf hale getirdiğini, davalının da müvekkil ile aynı sektörde “……” ibaresini kötü niyetli olarak tescil ettirmiş olduğunu iddia ederek, davalı adına …. sayı ile tescilli “…..” ibareli markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Birleşen Mahkememizin ….. Esas sayılı dosyasında davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının hiçbir markasının, müvekkiline ait marka emtialarında tescilli olmadığını ve davacının tescilli markalarında işbu dava yönünden korunmaya değer bir menfaati bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen Mahkememizin …. Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin “……” ibareli markaların hak sahibi olduğunu ve söz konusu markaları tüketiciler nezdinde maruf hale getirdiğini, davalının da müvekkil ile aynı sektörde “……” ibaresini kötü niyetli olarak tescil ettirmiş olduğunu iddia ederek, davalı adına …. sayı ile tescilli “…..” ibareli markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Birleşen Mahkememizin …… Esas sayılı dosyasında davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının hiçbir markasının, müvekkiline ait marka emtialarında tescilli olmadığını ve davacının tescilli markalarında işbu dava yönünden korunmaya değer bir menfaati bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Asıl dosyada dava, davalı adına olan …. tescil numaralı “…..” ibareli markanın, birleşen Mahkememizin …. Esas sayılı dosyasında dava, davalı adına olan …. tescil numaralı “….. ” ibareli markanın ve birleşen Mahkememizin …. Esas sayılı dosyasında dava, davalı adına olan … tescil numaralı “…. ” ibareli markaların hükümsüzlüğü ve sicilden terkini taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …. tescil numaralı “….” ibareli markanın, ….. tescil numaralı “……” ibareli markanın ve …. tescil numaralı “…… ” ibareli markanın davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 6. maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlayacağı belirtilmiştir.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış olduğu 20/11/2019 havale tarihli raporda sonuç olarak, davacı yanın “……” ibaresi ile faaliyette bulunduğu ….. grubu bakımından eskiye dayalı kullanımları ile davalı yana karşı üstün hak sahibi olduğu, davacı yana ait “……” esas unsurlu markaların tanınmış marka olmadığı, davalıya ait … tescil numaralı “”… “, …. tescil numaralı “…. ” ve …. tescil numaralı “…… ” ibareli markaların davacı yana ait “……” ibareli markalar ile iltibas teşkil eder mahiyetle olduğu, taraflara ait markaların tescil edildiği sınıf ve emtialar arasında benzerlik bulunması gereğince, davalıya ait markaların hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, ele alınan deliller ve iddialar ve davacı yan tarafından dosyaya arz edilmiş olan ….. araştırma şirketinden alındığı anlaşılan … Raporu çerçevesinde davacı yanın ihtilaf konusu ticaret unvanlarının tescil edildiği sektörde yüksek oranda bilinir olduğunun değerlendirilebileceği, bu bilinirliğin sektörde ticari faaliyet gerçekleşlirecek olan davalı yan tarafından da bilinmesinin beklenebileceği, bu duruma rağmen aynı/benzer iştigal alanlarında çekirdek unsuru aynı olan tiçaret unvanının davalı yan tarafından tercih edilmesinin kötüniyetli olarak yorumlanabileceği belirtilmiştir.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazları nedeniyle önceki bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti hazırlamış olduğu ek raporda sonuç olarak, hazırlanan ek raporda sonuç olarak, davacı yanın … tescil numaratı “…… Havacılık Lojistik Turizm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi” ibareli markasının 35 ve 39. sınıftaki emtialarda tescil edilmiş olduğu, davalıya ait ….. tescil numaralı “”……”, …. tescil numaralı “…..” ve …. tescil numaralı “…… ” ibareli markaların davacı yana ait “……” ibareli markalar ile iltibas teşkil eder mahiyette olduğu, taraflara ait markaların tescil edildiği sınıf ve emtialar arasında benzerlik bulunması gereğince davalıya ait markaların hükümsüzlük koşullarının oluştuğu belirtilmiştir.
Davalı tarafın ıslah ile öne sürdüğü kullanmama def’i ve rapora karşı tüm itirazların değerlendirilmesi açısından önceki bilirkişi heyetinden ikinci kez ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti hazırlamış olduğu 23/06/2021 havale tarihli ikinci ek raporda sonuç olarak, davalı yanın sair itirazları bakımından birinci ek raporda detaylı açıklamalar yapıldığından, kök raporda ve birinci ek raporda yer verdikleri görüşleri değiştirmeyi gerektirir herhangi bir durumun olmadığı, davalı yanın “kullanmama def’i yönündeki savunmaları yönünden”; …. kod numaralı markanın; 35. Sınıfında yer alan hizmetleri ile 39. sınıfında yer alan 12/05/2015 tarihinde ilan edilmiş, usulü işlemlerin tamamlanması ile tescil edilmiş olduğu, huzurda bulunan davanın başlangıç tarihi 15/01/2019 olmak ile birlikte, davacı yana ait markanın ilgili kısımlarının tescil olduğu tarihin üzerinden 5 yıllık süre geçmeden huzurda bulunan davanın ikame edilmiş olduğu, bu halde; davalı yanın “kullanmama def’i” yönündeki savunmalarının ilgili hizmetler bakımından dinlenemeyeceği, davalıya ait …. tescli numaralı “…” ibareli markanın “Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri, tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama, kurye hizmetleri. Araba parkları hizmetleri, garaj kiralama hizmetleri. Tekne barındırma hizmetleri. Taşıt ve malları kurtarma hizmetleri.” bakımından; ….. tescil numaralı “….. ” ibareli markanın “Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri, tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama, kurye hizmetleri.Araba – parkları hizmetleri, garaj kiralama hizmetleri.Tekne barındırma hizmetleri, Taşıt ve malları kurtarma hizmetleri.” bakımından; …. tescli numaralı “…..” ibareli markanın “Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri, tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama, kurye hizmetleri, Araba parkları hizmetleri, garaj kiralama hizmetleri. Tekne barındırma hizmetleri. Taşıt ve malları kurtarma hizmetleri” bakımından hükümsüzlük şartlarının oluştuğu, davacı yana ait …. tescil numaralı markanın 39. Sınıfında yer alan “Boru hattı ile taşıma hizmetleri. Elektrik dağıtım hizmetleri. Su temin hizmetleri. Malların depolanması, paketlenmesi ve sandıklanması hizmetleri. Çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri.” 20.12.2011 tarihinden bu yana tescilli olması hususu da göz önünde bulundurulduğunda, dava tarihi itibari ile tescil tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin geçtiği, davalı yanın ilgili hizmetler bakımından “kullanmama def’i” iddiasında bulunabileceği, dosya münderecatı incelendiğinde, davalı yanın ilgili hizmetler bakımından yoğun ve ciddi bir kullanımının var olduğunun dosya içerisinden tespit olunduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporu ile ek raporları birlikte değerlendirildiğinde; davacı yanın “……” ibaresi ile faaliyette bulunduğu emtia grubu bakımından eskiye dayalı kullanımları ile davalı yana karşı üstün hak sahibi olduğu, davacı yana ait “……” esas unsurlu markaların tanınmış marka olmadığı, davalıya ait …. tescil numaralı “”…..”, …. tescil numaralı “…..” ve …. tescil numaralı “….” ibareli markaların davacı yana ait “……” ibareli markalar ile iltibas teşkil eder mahiyetle olduğu, taraflara ait markaların tescil edildiği sınıf ve emtialar arasında benzerlik bulunması gereğince, davalıya ait markaların hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, ele alınan deliller ve iddialar ve davacı yan tarafından dosyaya arz edilmiş olan …. araştırma şirketinden alındığı anlaşılan ….. Raporu çerçevesinde davacı yanın ihtilaf konusu ticaret unvanlarının da tescil edildiği sektörde yüksek oranda bilinir olduğunun değerlendirilebileceği, bu bilinirliğin sektörde ticari faaliyet gerçekleşlirecek olan davalı yan tarafından da bilinmesi beklenmesine rağmen davalı şirketin önceki unvanı “….” şeklinde unsurlu iken haklı bir neden olmadan ticaret sicil kayıtlarına göre 2017 yılında unvanını “……” çekirdek unsuru ile değiştirip bu marka olarak tescil etmesinin davacının bilinirliğinden yararlanma amacı güttüğü ve bu haliyle tescilin kötü niyetli olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davalı vekilinin ıslah yoluyla ileri sürdüğü kullanmama nedeniyle def’i yönünden yapılan değerlendirmede de, dayanak davacıya ait …… tescil numaralı markanın bazı emtia ve hizmet sınıfları yönünden tescilinin 12/05/2015 tarihinde kesinleşmiş olması ve dava tarihine göre beş yıllık sürenin dolmamış olması diğer mal ve hizmetler yönünden ciddi kullanımı bulunduğu gibi, davalı tescili kötü niyetli olarak kabul edildiğinden ve kötü niyet bölünemeyeceğinden kullanmama def’ine itibar edilmemiştir. Bu itibarla asıl ve birleşen davalar yönünden davanın kabulü ile, dava konusu markaların hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
A-ASIL DAVVA YÖNÜNDEN :
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalı adına tescilli …. tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 59,30 TL ilam harcından, 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile 14,90 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 88,80 TL dava ilk masrafı, 241,00 TL tebligat-tezkere masrafı ve 5.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.729,80 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B-BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2019/18 ESAS SAYILI DOSYAYI YÖNÜNDEN :
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalı adına tescilli … tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 59,30 TL ilam harcından, 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile 14,90 TL bakiye karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 88,80 TL dava ilk masrafı ve 78,00 TL tebligat-tezkere masrafı olmak üzere toplam 166,80 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
C-BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2019/20 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDE :
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalı adına tescilli …. tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 59,30 TL ilam harcından, 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile 14,90 TL bakiye karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 88,80 TL dava ilk masrafı ve 73,50 TL tebligat-tezkere masrafı olmak üzere toplam 162,30 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
D-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
E-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.21/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır