Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/124 E. 2020/255 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/124
KARAR NO : 2020/255

DAVA : Markanın İptali, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 08/04/2019
KARAR TARİHİ : 13/10/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/11/2020

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin ticari faaliyete başladığı günden bu yana harcadığı emek ve koyduğu sermaye ile faaliyetlerine devam etmekte olduğunu, müvekkilinin bu anlamda “…..” ve “…….” ibareli markaların TPMK nezdinde tescili için başvurularda bulunduğunu, ancak davalı tarafça kendi adına tescilli markalarına dayanarak itiraz ettiğini, davalı adına TPMK nezdinde …… sayı ile tescilli “……. ” ibareli markanın, 6769 Sayılı SMK’nın 9. Maddesine göre tescilli olduğu 20. Sınıfta yer alan emtialarda ciddi kullanım olarak kabul edildiği şekilde kullanılmadığını, ayrıca davalı adına …… sayı ile 20. Sınıfta da tescilli olan “……” ibareli markanın, müvekkili adına tescilli “……” ibareli marka ile aynılığı ya da karıştırılma ihtimali derecesinde benzer olduğunu iddia ederek, davalı adına …… sayı ile tescilli “…….” ibareli markanın kullanmama nedeni ile iptali, davalı adına ……. sayı ile tescilli “…….” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, “…..” markasının 1924 yılından bu yana giyim sektöründe hizmet veren köklü bir marka olduğunu, kuruluşundan bu yana “…….” markasını kullandığı ve marka serisi yarattığını, söz konusu markanın ilk olarak 1986 yılında ……. sayı ile tescil edildiğini ve işbu markanın …… sayı ile TPMK nezdinde tanınmış marka siciline kayıtlı olduğunu, seri marka kapsamında oluşturdukları markalar olduğunu ve aynı zamanda …… nezdinde de başvuruları bulunduğunu, “…..” markasının özgün bir marka olduğunu, marka üzerinde gerçek ve tek hak sahibi olduklarını, TPMK nezdinde ilgili marka için yapılan farklı sınıflardaki başvuruların tümden reddedildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; davalı adına tescilli
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına ……. sayı ile tescilli “…….” ibareli markanın kullanmama nedeni ile iptali, davalı adına ……. sayı ile tescilli “…….” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, ……. sayılı “…….. ibareli markanın, 20, 21, 22, 23 ve 24 sınıflarda 28/12/2011 tarihinden itibaren, ……. sayılı “1924 …..” ibareli markanın, 20 ve 35 sınıflarda 01/12/2016 tarihinden itibaren 10’ar yıl müddetle davalı adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 31/01/2020 havale tarihli raporda sonuç olarak, tanınmış markanın sicilde kayıtlı bir kısım mal ve hizmetler yönünden kullanılmamasının, SMK’nın 9/1, 26/1-a (Eski 556 Sayılı KHK’nın 14 ve 42/1-c) maddeleri hükümlerine göre kullanılmayan sınıflar bakımından iptal edilmesine engel olmayacağı ve “Davalının 20. Sınıfta yer olana ürünler yönünden kullanımının olmadığı” tespiti dikkate alındığında, ….. sayılı “…….” markasının 20. Sınıf açısından kullanmama nedeniyle kısmen iptaline karar verilebileceği, dava konusu “…..” markası üzerinde davalının gerçek ve öncelikli hak sahibi olduğu, davalının halihazırda ayın esas unsuru içeren tanınmış markası ve başkaca seri markaları olduğu haliyle, davalının başkasının markasını ele geçirmeye, başkasının markasının tanınmışlığından haksız yararlanmaya yönelik kötü niyetli bir tescil başvurusunun olmadığı, davalının gerçek ve öncelikli hak sahibi olduğu dikkate alındığında, davacı açısından iltibas nedeniyle hükümsüzlük talep koşullarının oluşturmayacağı belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna itirazları nedeniyle aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş ve bilirkişi heyeti hazırlamış olduğu 27/07/2020 havale tarihli ek raporda, kök raporda belirttikleri kanaatlerini değiştirecek bir durum olmadığı belirtilmiştir.
6769 Sayılı SMK’nın 9. Maddesi uyarınca, tescil tarihinden itibaren 5 yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına 5 yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir. Mülga 556 Sayılı KHK’nın 14. Maddesinin Anayasa Mahkemesi’nce iptaline ilişkin gerekçeli kararın 06 Ocak 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanması ile 6769 Sayılı SMK’nın 10 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe girmesi karşısında, 10/01/2017 tarihinden sonra açılan iptal davalarında, 5 yıllık sürenin hesabında aradaki bu günlük 4 günlük boşluk nedeni ile 6769 Sayılı SMK’nın yürürlüğünden önceki dönemde geçen sürenin de hesaba katılması gerekir. Zira 06/01/2017 tarihine kadar markanın kullanılmamasının bir yasal yaptırımı mevcuttur ve marka sahipleri de bunu bilmektedir. Türkiye’nin taraf olduğu Paris Sözleşmesi’nin 5/c maddesi ile TRIPS Anlaşmasının 19. Maddesinde de, markanın kullanılması koşulu düzenlenmektedir. Her ne kadar 6769 Sayılı kanunda, bir geçici madde ile 4 günlük boşlukla ilgili bir düzenlemeye yer verilmemiş ise de, 06/01/2017 tarihinden önceki kullanmama sürelerinin yok sayılması mümkün değildir. Sonuçta halen yürürlükteki yasal düzenlemeye göre tescilden itibaren 5 yıl kullanılmayan marka iptal edilir. SMK’nın 26. Maddesinin SMK önceki dönemde tescil edilmiş, fakat kullanılmayan markalar yönünden de uygulanması, kanunların geçmişe yürümeme ilkesine de aykırı değildir. Zira geçmişe etki yasağı mutlak olmayıp, hak sahiplerinin belirli bir hukuki duruma olan güveni objektif olarak haklı ise geçmişe etki yasağından söz edilemez. (Bakınız Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, 4. Bası, S.983 vd) Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi uygulaması da bu doğrultudadır.
Dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Davalının ….. sayılı “……” markasının 20. Sınıf açısından ciddi kullanımının bulunmadığı anlaşılmıştır. Yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere; tanınmışlık hali, kullanmamanın bir gerekçesi veya bir kullanma kriteri koşulu olarak sayılmamıştır. Davalı markasının tanınmış marka olarak kabulü durumunda tescil istemine ilişkin başvurusunun yetkili mercice reddedileceği kuşkusuz olup, kullanmama nedeniyle iptal engeli oluşturmaz. Bu itibarla 20. Sınıfta yer olana ürünler yönünden kullanımının olmadığı” tespiti dikkate alındığında,…… sayılı “…….” markasının 20. Sınıf açısından kullanmama nedeniyle kısmen iptaline karar vermek gerekmiştir.
Davacının dava konusu ……. sayılı “1924 …..” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ilişkin talebine gelince; dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporuna göre dava konusu “…..” markası üzerinde davalının gerçek ve öncelikli hak sahibi olduğu, davalının halihazırda ayın esas unsuru içeren tanınmış markası ve başkaca seri markaları bulunduğu, davalının başkasının markasını ele geçirmeye, başkasının markasının tanınmışlığından haksız yararlanmaya yönelik kötü niyetli bir tescil başvurusunun olmadığı, davalının gerçek ve öncelikli hak sahibi olduğu anlaşılmakla, davacı açısından iltibas nedeniyle hükümsüzlük koşulları oluşmadığından davanın reddi gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının kısmen KABULÜNE, davalı adına tescilli ….. tescil nolu markanın sadece tescilli olduğu 20.sınıftaki emtialar yönünden kullanmama nedeni ile iptaline,
2-Davacının hükümsüzlüğe dair talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 54,40 TL ilam harcından, 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 10,00 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davanın kısmen reddi sebebiyle, karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvuru ve 44,40 TL peşin olmak üzere toplam 88,80 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 119,00 TL tebligat-tezkere ve 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.119,00 TL yargılama giderinin, davanın kısmen kabulü nedeniyle 1.059,50 TL.’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
8-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
9-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.13/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır