Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/120 E. 2020/300 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/120
KARAR NO : 2020/300

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 02/04/2019
KARAR TARİHİ : 05/11/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/11/2020
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin “…” markasının ilk yaratıcısı olduğunu, “…” markasını ilk kullanmaya başlayan ve kendi adına tescil ettiren olduğunu, müvekkili olan şirket ve grup şirketlerinin “…” asli unsurlu birçok seri marka ürettiğini ve çeşitli sınıflarda 60 adet marka tescili bulunduğunu, ticari faaliyetlerini birden fazla alanda ve çeşitli şekillerde hem yurtiçi hem de yurtdışında sürdürdüğünü, ” …” adıyla toplamda 16 mağazası bulunduğunu, “…” ibareli markanın tüketiciler nezdinde müvekkilleri ile özdeşleştiğinin ve bilinirlik seviyesinin fazla olduğunun tartışmasız olduğunu, Müvekkilleri adına tescilli marka ve davalı yana ait …. tescil numaralı “…” ibareli markanın iltibasa mahal verecek derecede birebir aynı olduğunu, müvekkilleri olan şirkete ait marka ve davalı …’a ait markanın tüketiciler nezdinde iltibas ihtimalinin bulunduğunu, Tüketiciler nezdinde yüksek bilinirlik düzeyinde tanınan müvekkillerine ait marka ile birebir aynı ibare, anlam ve içeriğe sahip dava konusu markanın farklı mal ve hizmetlerle ilgili olması durumunda dahi iltibas oluşturduğunu, … markasının, davalının … markası ile aynı sınıflarda tescilli olduğunu, davalının markasının tescil tarihinin daha sonra olduğunu ve davalının kötüniyetli olduğunu iddia ederek, davalı adına …. sayı ile tescilli “…” ibareli markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.

Davalı yan dava ile ilgili cevap dilekçesi sunmamış ise de, duruşmadaki beyanları ile, tescillerinin farklı sınıflarda olduğunu, davacı markasının tescilli olduğu sınıf ile aynı olmadığını, kozmetik ile bir işlerinin olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına … sayı ile tescilli “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini taleplidir.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 6. maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlayacağı belirtilmiştir.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
Paris Sözleşmesinin 1. mükerrer 6. Maddesi ile, birlik ülkeleri, tescilin yapıldığı ülkenin yetkili makamınca söz konusu ülkede bu sözleşmeden yararlanacağı kabul olunan bir kişiye ait olduğu, aynı veya benzeri mallar için kullanıldığı iyi bilinen tanınmış bir markanın herhangi bir karışıklığa yol açabilecek bir şekilde yeniden reprodüksiyonunu, taklit edilmesini veya aslına yakın bir şekilde değiştirilmesini içeren bir markanın kullanılmasını gerek mevzuat izin verdiği takdirde re’sen gerekse ilgilinin isteği üzerine yasaklamayı ve tescilini reddetmeyi veya iptal etmeyi taahhüt ederler. Markanın elzem bir bölümünün tanınmış bir markanın reprodüksiyonundan oluşması veya bu tanınmış markayla karıştırılabilecek bir taklitten ibaret olması durumunda da, bu hükümler geçerli olacaktır. Böyle bir markanın iptalinin istenmesi için tescil tarihinden itibaren en az beş yıllık bir sürenin tanınması gerekecektir. Birlik ülkeleri, kullanmanın yasaklanması talebinin yapılması için gerekli süreyi tanıyabilirler. Kötü niyetli tescil edilen veya kullanılan markaların kullanımının yasaklanmasını veya iptalini istemek için süre tespit edilemeyeceği belirtilmiştir.
Deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 04/11/2019 havale tarihli raporda sonuç olarak, davacı yana ait “…” ve “… …” ibareli markaların tanınmış marka statüsünde değerlendirilemeyeceği, davacının “…” ve “… …” kelime unsurlu markaları ile davalıya ait “…” kelime unsurlu markalar arasında, markaların tecilli oldukları sınıflar da göz önünde bulundurulduğunda, ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek derecede benzerlik bulunmadığından markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı ve davalı yanın kötü niyetli olarak değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir.
Davacı vekilinin rapora itirazları nedeniyle ek rapor alınmasına karar verilmiş ve 22/01/2020 havale tarihli ek raporda sonuç olarak, SMK’nın 6/5 hükmü uyarınca “…” ve “… …” ibareli markaların tanınmış marka statüsünde olduğu iddiası ile davalı yan adına tescilli… sayılı markanın hükümsüzlüğünün talep edildiği, ilgili tanınmışlık iddialarının davalı yan adına tescilli markanın başvuru tarihi olan 18.11.2016 tarihi itibariyle sınırlı olarak incelenebileceği, davacı tarafça tanınmış marka iddialarına dayanak olarak sunulan reklam faaliyetleri, tanıtımlar, gazete haberleri, pazar pay çizelgeleri vb. delillerin davalı yanın marka başvurusu olan 18.11.2016 tarihinden sonraya ilişkin olduğu, dosyada mübrez davalı yan markasının başvuru tarihi olan 18.11.2016 tarihinden önceye ilişkin delillerin davacı adına tescilli “…” ibareli markanın ayırt edicilik kazandığını ortaya koymakla birlikte “…” ve “… …” ibareli markaların 18.11.2016 tarihi itibariyle tanınmış marka olduğunu ortaya koyacak yeterlilikte olmadığı, davacı adına tescilli ….,…, …,……,….,….,….,…. markaların davalı adına tescilli …. sayılı marka ile benzer olduğu ancak karşılaştırmaya tabi markaların iltibasa sebebiyet vermeyecek derecede farklı sınıflarda tescile konu edildiği bu nedenle davalı markasının hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı, davacı adına tescilli … … esas unsurlu markalar ile davalı adına tescilli … ibareli markaların nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek derecede benzerlik arz etmediği, davacı adına 03, 05. ve 21. sınıflarda tescilli olan …. sayılı markanın davalı adına tescilli … sayılı marka ile benzer olduğu ve davacı markasının tescilli olduğu 21. Sınıfta yer alan “Evlerde kullanılan bitki ve hayvan yetiştirme yerleri (terraryumlar), Ev hayvanları için kafesler” alt sınıflar ile Davalı yanın “…” ibareli markasının tescilli olduğu 43. Sınıfında yer alan “ Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetlerinin” benzerlik arz ettiği tespit edilmiştir. Taraf markaların tescilli oldukları mal ve hizmetler benzerlik arz ettiği işbu nedenle davalı adına tescilli … sayılı … ibareli markanın 43. sınıfta yer alan Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri.” bakımından sicilden terkini gerekeceği, davalı yanın kötü niyetli olduğunun değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporlarına ciddi itirazları bulunduğundan, rapora itirazları nedeniyle yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş ve bilirkişi heyeti hazırlamış olduğu 25/09/2020 havale tarihli raporda sonuç olarak, davalı markasının, davacı markalarının tümünde esas unsur olarak yer alan “…” ibaresini aynı şekilde esas unsur olarak içerdiği husunun sabit olduğu, davalı markasının herhangi bir ayırtedici şekil unsuruna da sahip olmadığını, taraf markalarının bu açıdan ayniyet derecesinde benzer olduklarını, görsel, işitsel ve kavramsal olarak değerlendirme yapıldığında ve bir bütün olarak değerlendirildiğinde de, taraf markalarının karıştırılacağı ve iltibasın meydana geleceği, davalının tescili her ne kadar 34 ve 43. sınıflarda ise de, davacı markasının tanınmış marka olduğu ve ulaştığı tanınmışlık düzeyi dikkate alındığında, genişletilmiş bir korumadan faydalanacağı, ortalama veya ilgili alıcıların, farklı bir sınıfta olsa bile, tanınmış markaya olan benzerlikten dolayı, bunun tanınmış markaca sunulduğunu zannederek bu malı tercih edebilecekleri, ayrıca davalı tarafça markanın kullanım şekli dikkate alındığında, ortalama tüketicinin, bu markaları taşıyan malların aynı işletmeden geldiği ya da bunların üreticileri arasında işletmesel bir bağlantı olduğunu düşünmesinin mümkün olduğu, tüm bu değerlendirmeler sonucunda da, davalının, davacı markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlaması, şöhretini sömürmesi, itibarına zarar vermesi ya da onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurması ihtimalinin bulunduğu kanaatine varıldığı ve Davacıya ait “…” markasının Sektörel açıdan Tanınmış Marka olarak değerlendirilebileceği ve SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca taraf markalarının karıştırılacağı ve iltibasın meydana geleceği, SMK’nın 6/5 uyarınca hükümsüzlüğe ilişkin koşulların mevcut olduğu ve bu durumda SMK’nın 6/5 maddesinde sayılan hükümsüzlüğe ilişkin koşulların gerçekleşeceğinin kabulünün mümkün olduğu belirtilmiştir. HMK’nun 282 maddesi uyarınca Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceğinden bu rapor dosya kapsamıyla uyumlu olduğundan itibar etmek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde ; davalı markasının, davacı markalarının tümünde esas unsur olarak yer alan “…” ibaresini aynı şekilde esas unsur olarak içerdiği husunun sabit olduğu, davalı markasının herhangi bir ayırtedici şekil unsuruna da sahip olmadığı, taraf markalarının bu açıdan ayniyet derecesinde benzer oldukları, görsel, işitsel ve kavramsal olarak değerlendirme yapıldığında ve bir bütün olarak değerlendirildiğinde de, taraf markalarının karıştırılacağı ve iltibasın meydana geleceği, davalının tescili her ne kadar 34 ve 43. sınıflarda ise de, davacı markasının tanınmış marka olduğu ve ulaştığı tanınmışlık düzeyi dikkate alındığında, genişletilmiş bir korumadan faydalanacağı, ortalama veya ilgili alıcıların, farklı bir sınıfta olsa bile, tanınmış markaya olan benzerlikten dolayı, bunun tanınmış markaca sunulduğunu zannederek bu malı tercih edebilecekleri, ayrıca davalı tarafça markanın kullanım şekli dikkate alındığında, ortalama tüketicinin, bu markaları taşıyan malların aynı işletmeden geldiği ya da bunların üreticileri arasında işletmesel bir bağlantı olduğunu düşünmesinin mümkün olduğu, tüm bu değerlendirmeler sonucunda da, davalının, davacı markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlaması, şöhretini sömürmesi, itibarına zarar vermesi ya da onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurması ihtimalinin bulunduğu ve davacıya ait “…” markasının Sektörel açıdan Tanınmış Marka olarak değerlendirilebileceği ve SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca taraf markalarının karıştırılacağı ve iltibasın meydana geleceği, SMK’nın 6/5 uyarınca hükümsüzlüğe ilişkin koşulların mevcut olduğu ve bu durumda SMK’nın 6/5 maddesinde sayılan hükümsüzlüğe ilişkin koşulların gerçekleşeceğinin kabulü gerekmiştir. Ayrıca uzun zamandan beri tescilli olup bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde büyük ticari hacmi olan ve piyasada yoğun olarak bilinen davacıya ait önceki tarihli Türkçe’de herhangi bir anlamı bulunmayan “…” ibaresinin aynısının seçilmesinin tesadüfi olamayacağı ve davacı markasının tanınmışlığından yararlanma amacı güdüldüğü, bu haliyle tescilin SMK 6/9 maddesi anlamında kötü niyetli tescil olduğunun da kabulü gerekmiştir. Bu itibarla davacının davasının kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalı adına tescilli … tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 54,40 TL ilam harcından, 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 10,00 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 88,80 TL dava ilk masrafı, 255,60 TL tebligat-tezkere ve 6.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.344,40 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Davacı vekili ile davalı asilin yüzüne karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.05/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır