Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/12 E. 2019/382 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/12
KARAR NO : 2019/382

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 11/01/2019
KARAR TARİHİ : 14/11/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/12/2019

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin kendisine ait “…..” ve at üstünde ….. oyuncusu figürlü markasını, uzun yıllardır menşe ülke olan ABD başta olnuk üzme dünya genelinde ve Türkiye’de dahil 100’den fazla ülkede yoğun ve yaygın bir şekilde kullanmakta olduğunu, ancak davalı yana ait tescilli markaların, müvekkilinin TPMK nezdinde kayıtlı markaları ile benzer olduğunu ve aynı emtiaları kapsadığını, davalının ….. sınıfta tescilli “…..” markasının esas unsurunun, müvekkilinin ….. sınıfta tescilli …… tescil no1u markasında olduğu gibi “…..” kelimesi olduğunu, davalının …….. sınıfta tescilli “…….” markasının esas unsurunun ise at üstünde ….. oyuncusu figürü olduğunu, müvekkilinin aynı sınıfta tescilli ……. ve ……. nolu markalarının da esas unsurunun aynı figür olduğunu, davalının markalarındaki “……. ” ve “……. ” sayısının ayırt edicilik sağlamadığını, bu itibarla davalı markalarının müvekkiline ait markalarla iltibasa sebebiyet verdiğini, ayrıca müvekkilinin ….. ve at üstünde ….. oyuncusu figürlü markalarının tanınmış marka olduğunu, bu hususun birçok yerel mahkeme ilamı kabul edildiğini ve …… sayı ile TPMK nezdinde tanınmış marka olarak tescilli olduğunu, davalı markalarının kötü niyetli olarak tescil edilmiş olduğunu iddia ederek, davalı adına tescilli …….. ve ……. no1u markaların hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin “…..” markası yönünden davanın 5 yıllık sürenin dolmasından sonra açıldığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, davacının 5 yıl geçtikten sonra dava açmasının kötü niyetin bir tezahürü olduğunu, kaldı ki müvekkilinin markasının, ortalama zeka seviyesine sahip müşteriler nezdinde herhangi bir iltibasa da yol açmayacağını, müvekkilinin markasında “…..” ibaresi yanında davacı markalarından ayırt etıne unsuru sağlayan “55” sayısının bulunduğunu, markaların farklılığı yanında tüketici kitlesi, ürün paketlerinde kullanılan işaretler ve yazılar ile ürün satış yerlerinin de tamamen farklı olduğunu ve tüketici gözünde karıştırılma olasılığının söz konusu olmadığını, müvekkili markalarının birlikte kullanılma olasılığının bulunmadığını, zira markaların farklı sımflarda tescilli olduklarını, davacının “…..” ve müvekkilinin “…..” markalarının birbirinden farklı ve ayırt edilebilir olduğunu, davacının kullandığı at üzerindeki ….. oyuncusu şekli ile müvekkilinin diğer markasında yer alan at üstünde insan figürünün de tamamen farklı olduğunu ve müvekkilinin kullandığı figürün geleneksel Türk askeri figürü olduğunu, ….. oyuncusunun değil, geleneksel bir sembol olan at ve binicisinin bulunduğu figürü içeren müvekkili markasında ayrıca “…….” harf ayrıntısının da olduğunu, bu açıdan da karıştırılma ihtimalinden söz edilemeyeceğini, davacının at şeklinin maliki olamayacağını ve müvekkiline ait markaların tescilinde kötü niyetin bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına …….. ve ……. sayı ile tescilli markalarının, davacının tescilli “…..” ve “At üstünde ….. oyuncusu” figürlü markaları ile iltibas oluşturduğundan bahisle, hükümsüzlüğü ve sicilden terkini taleplidir.
Paris Sözleşmesinin 1. mükerrer 6. Maddesi ile, birlik ülkeleri, tescilin yapıldığı ülkenin yetkili makamınca söz konusu ülkede bu sözleşmeden yararlanacağı kabul olunan bir kişiye ait olduğu, aynı veya benzeri mallar için kullanıldığı iyi bilinen tanınmış bir markanın herhangi bir karışıklığa yol açabilecek bir şekilde yeniden reprodüksiyonunu, taklit edilmesini veya aslına yakın bir şekilde değiştirilmesini içeren bir markanın kullanılmasını, gerek mevzuat izin verdiği takdirde resen, gerekse ilgilinin isteği üzerine yasaklamayı ve tescilini reddetmeyi veya iptal etmeyi taahhüt ederler. Markanın elzem bir bölümünün tanınmış bir markanın reprodüksiyonundan oluşması veya bu tanınmış markayla karıştırılabilecek bir taklitten ibaret olması durumunda da, bu hükümler geçerli olacaktır. Böyle bir markanın iptalinin istenmesi için tescil tarihinden itibaren en az beş yıllık bir sürenin tanınması gerekecektir. Birlik ülkeleri, kullanmanın yasaklanması talebinin yapılması için gerekli süreyi tanıyabilirler. Kötü niyetli tescil edilen veya kullanılan markaların kullanımının yasaklanmasını veya iptalini istemek için süre tespit edilemeyeceği belirtilmiştir.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 6. maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlayacağı belirtilmiştir.

Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 04/10/2019 tarihli raporda sonuç olarak, davacının “…..” ve ….. oyuncusu figürü markasının, davalıya ait …….. tescil no1u “…..” ve ……. tescil no1u “…….” markalarının koruma tarihi ve öncesinde 25. emtia sınıfında giyim ürünleri alanında tanınmış marka statüsüne kavuşmuş olduğu, davalının “…..” ile davacının …… tescil nolu eski tarihli “…..” markasının aynı sınıfta (….. sınıfta) tescilli olduklarını, işaret düzeyinde bakıldığında, davalı markasının, davacının “…..” yegane unsurlu aynı sınıfta tescilli ve bu sınıf yönünden ayırt ediciliği haiz markası ile iltibasa sebep olacak derecede benzer olduğu, 55 sayısının davalı markasına ayırt edicilik katmadığı, huzurdaki davanın, davalının …….. tescil nolu “…..” markasının tescilinden itibaren 5 yıllık süre dolduktan sonra açıldığı, kötü niyet söz konusu olduğunda, istisna olarak hiçbir bir süreye tabi olmadan markanın hükümsüzlüğünün talep edilebileceği, davalının ……. nolu “…….” markasının 25 ve 35. sınıflarda tescilli olduğu, davacının ……. nolu markasının da 25. sınıfta tescilli olduğu, davacının bu şekil unsurunu (at üstünde ….. oyuncusu figürü) içeren ya da “…..” ibareli 25. sınıfta başka tescilli markalarının da bulunduğu, davacının ….. ve at üstünde ….. oyuncusu figürlü markasının tanınmış marka olduğunu, davalının 2016 tarihli markasında vurgulayıcı bir biçimde kullanılmış olan şekil unsuru ile davacının at üstünde ….. oyuncusu figürü arasında, davacı markasının tanınmışlığının iltibası kuvvetlendirecek bir husus olacağı da düşünüldüğünde ve taraf markaları 25. sınıfta tescilli olduklarına göre, SMK m.6/f.1 anlamında karıştırılma ihtimaline sebep olacak derecede benzerlik bulunduğu, “…….” işaretinin davalı markasına iltibası bertaraf etmeye yeterli ayırt edicilik katmadığı ve davalının ……. nolu markasının 35. sınıfta tescilli olduğu hizmetlerde davacının eski tarihli bir markasının bulunmadığı, davalı markasının, farklı mal ve hizmetlerde kullanılması-tescili halinde de, davacının tanınmış markasından haksız yararlanmaya yol açılmasına sebep olabileceği, ayrıca, davalı markasının tescilinde kötü niyet bulunduğu kabul edilirse markanın tescilli olduğu bütün sınıflarda hükümsüzlüğü yönünde karar tesis edilebileceği ve markanın tescilinde kötü niyet bulunup bulunmadığı konusundaki takdirin Mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
Dosya kapsamı, deliller, yukarıda değinilen yasal düzenlemeler, alınan bilirkişi raporu topluca değerlendirildiğinde, davacının “…..” ve ….. oyuncusu figürü markasının, davalıya ait …….. tescil no1u “…..” ve ……. tescil no1u “Şekil+…….” markalarının koruma tarihi ve öncesinde 25. emtia sınıfında giyim ürünleri alanında tanınmış marka statüsünde olduğu, davalının “…..” ibareli markası ile davacının …… tescil nolu eski tarihli “…..” markasının aynı sınıflarda tescilli olduğu, söz konusu markalara işaret düzeyinde bakıldığında, davalı markasının, davacının “…..” unsurlu markası ile iltibasa sebep olacak derecede benzer olduğu, davacının eski tarihli ve tanınmış “…..” markası karşısında, davalı markasında bulunan “55” sayısının, iltibası ortadan kaldıracak düzeyde davalı markasına ayırt edicilik kazandırmadığı ve işbu dava her ne kadar davalının …….. sayı ile tescilli “…..” markasının tescilinden itibaren 5 yıllık süre dolduktan sonra açılmış ise de, davalı yan tescilinin, davacının tanınmışlığından haksız olarak yararlanmaya yönelik olduğu ve bu nedenle kötü niyetten bahsedilebileceği, bu durumda da istisna olarak hiçbir bir süreye tabi olmadan markanın hükümsüzlüğünün talep edilebileceği anlaşılmakla, davalı adına …….. sayı ile tescilli “…… ” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar vermek gerekmiştir.
Davalı adına ……. sayı ile tescilli …….+Şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğü talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise; davalının 2016 tarihli markasında vurgulayıcı bir biçimde kullanılmış olan şekil unsuru (at üstünde insan figürü) ile davacının at üstünde ….. oyuncusu figürü arasında, davacı markasının tanınmışlığının iltibası kuvvetlendirmesi karşısında, ve taraf markaları 25. sınıfta tescilli olduklarına göre, SMK’nın 6/1. maddesi anlamında karıştırılma ihtimaline sebep olacak derecede benzerlik bulunduğu, “…….” işaretinin davalı markasında iltibası ortadan kaldırmaya yetecek derecede ayırt edicilik kazandırmadığı, davalı markası her ne kadar 35. sınıfta tescilli iken, davacının bu sınıfta tescilli eski tarihli bir markası bulunmasa da, davalı markasının farklı mal ve hizmetlerde kullanılması halinde de, davacının tanınmış markasından haksız yararlanmaya yol açılmasına sebep olabileceği ve bu nedenle kötü niyetten bahsedilebileceği anlaşılmakla, davacının davasının kabulü ile davalı adına ……. sayı ile tescilli markasının da hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur .
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalı adına tescilli …….. ve ……. tescil nolu markaların hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,
2-Peşin alınan harcın yeterliliğine, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 88,80 TL dava ilk masrafı, 128,20 TL tebligat-tezkere ve 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.217,00 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.14/11/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır