Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/111 E. 2020/190 K. 16.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/111 Esas
KARAR NO : 2020/190

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/03/2019
KARAR TARİHİ : 16/09/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle: Yaptıkları araştırmalar neticesinde, davalı tarafın davaya konu ……. ve …… sayı ile tescilli markalarını, tescilli olduğu hiçbir ürün üzerinde kullanmadığının tespit edildiğini, davalının Türk Patent sicilinde kayıtlı markasının varlığı sebebiyle, müvekkili şirketin muhtemel benzer marka başvurularının reddedilme tehlikesi ile karşı karşıya olduğundan müvekkili şirketin zarar gören sıfatını haiz olduğunu, markanın tescilli olduğu tüm mallar ve hizmetlerde kullanılmasının esas olduğunu, davalıya ve müvekkiline ait markalara ait Türk Patent kayıtları incelendiğinde görüleceği üzere davalı tarafın 25 ve 35. Sınıfta …… sayı ile tescilli şekil markasının ……. figürlü “şekil” unsurundan oluşmakta olduğunu, müvekkili şirketin ülkemizde Türk Patent nezdinde 25. Sınıfta tescilli ….. ve……. sayılı markalarının tümünün tek ve esas unsurunun da aynı şekilde …… oyuncusu figürlü şekil unsuru olduğunu, davalının 25. Sınıfta ….. sayı ile tescilli “…….” markası, “…….” ibaresi ve …… oyuncusu figürlü şekil unsurundan oluşmakta olup, bu markanın da esas unsurunun, hem markadaki pozisyonu hem de büyüklüğü ve diğer yönleri itibariyle ……. oyuncusu figürü olduğunun aşikar olduğunu, davalı tarafın kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle öncelikle davalı taraf adına TPMK nezdinde …… ve ……. sayı ile kayıtlı markalarının tescilli olduğu tüm emtiaları için iptali ve sicilden terkini ile, iptal şartlarının bulunmaması durumunda, davalı taraf adına Türk Patent nezdinde ….. ve ……. sayı ile kayıtlı markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini ile yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafın iddiasının aksine müvekkilinin, marka tescilini yaptırdığı günden bu güne kadar aktif olarak markayı logosuyla berlikte kullanarak üretim faaliyetlerini gerçekleştirdiğini, dolayısıyla 5 yıl boyunca aralıksız kullanılmadığı iddiasının gerçeklikten tamamen uzak, mesnetsiz bir iddia olduğunu, müvekkilinin markayı kullandığı, ürettiği ürünleri kullanan tanık olabilecek şahıslar, satış yapıldığını gösteren faturalar, reklam ve tanıtım görselleri baskı poşet gibi mevcut ürünlerle sabit olduğunu, bu sebeple davacının SMK m.9/1’e dayanarak müvekkili markalarının iptali talebinin reddedilmesi gerektiğini, müvekkili markalarının hükümsüzlüğüne karar verilebilmesi için müvekkilinin bu markaları “kötü niyetli” olarak tescil ettirmiş olması gerekirken müvekkilin böyle bir niyetinin olmadığının çok açık olduğunu, ayrıca yasal düzenlemeye göre davacının, marka tesciline 9 yılı aşkın süredir sessiz kaldığına göre hükümsüzlük talebinde bulunma hakkını kaybetmiş olduğunu bu nedenlerle açılan haksız ve kötüniyetli davanın reddine, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yargılama sırasında deliller toplanmış; Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davaya konu marka tescil belgeleri ile ilgili dosya evrakları celp edilmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller ve taraf iddiaları ışığında dosya davalı markasının kullanılmama sebebiyle iptal koşullarının oluşup oluşmadığı ve davacı markası ile iltibas ya da karışıklığa sebebiyet olabilecek şekilde benzerliği olup olmadığı hususlarında rapor tanzim etmek üzere dosya bir marka vekili ve bir SMM bilirkişiye tevdi olunmuş, bilirkişiler düzenlemiş oldukları 10/03/2020 havale tarihli raporlarında özetle:” davalı tarafın 2014-2015-2017 yıllarına ait ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğu, 2016 ve 2018 yıllarına ait yevmiye defterlerinin, kapanış tasdiklerinin yapılmamış olması nedeniyle kati delil vasfına haiz olmadığı, davalı tarafından, inceleme günü taraflarına sunulan son 5 yıla ait satış faturaları üzerinde yapılan incelemeler de, dava konusu ……. şekil+cirit ve …… şekil unsurlu markalarına yönelik kullanımının bulunmadığını, davacının yukarıda belirtilen markaları ile davalının dava konusu olan …… ve …… sayı ile tescilli markalarının öncelikle görsel olarak ve tescilli olduğu mal ve hizmetler yönünden ayırt edilemeyecek derecede benzer olup, davacının markalarının tanınmışlığı hususu da dikkate alındığında, ortalama tüketici nezdinde karıştırılmaya ve iltibasa neden olabileceği” hususlarını bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı temel olarak davalıya ait 25. Ve 35. Sınıftaki e ……. ve ….. markalarının kullanılmama nedenine dayalı olarak iptalini, terditli olarak hükümsüzlüğünü talep etmiştir. SMK 9. Madde “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan yada kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir” hükmünü haizdir. Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarda kullanılması ve markanın marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edilir. 6769 sayılı SMK’nun 26. Maddesine göre ise kullanmama nedeniyle markanın iptali yetkisi Türk Patent Kurumuna aittir. Ancak bu hüküm SMK’nun 192/1 maddesi uyarınca kanunun yayım tarihinden itibaren 7 yıl sonra yürürlüğe girecektir. 6769 sayılı SMK’nun geçici 4. Maddesi uyarınca aynı kanunun 26. Madde hükmü yürürlüğe girene kadar iptal yetkisi anılan maddedeki usul ve esaslara göre mahkemeler tarafından kullanılır. 26. Maddenin yürürlüğe girdiği tarihte mahkemeler tarafından görülmekte olan iptal davaları mahkemeler tarafından sonuçlandırılır. Mahkemelerin bu madde hükmüne göre vermiş olduğu kararlar kesinleşmesinden sonra mahkeme tarafından kuruma resen gönderilir.
SMK’nun markanın kullanım külfetine ilişkin 9. Maddesi hem geçmişte tescil edilen markalar için hemde gelecekte tescil edilecek markalar için kullanma külfeti getirmiştir. Dolayısıyla davalıya ait markada kullanma külfeti altındadır. Markanın kullanımının SMK’nun 7. Maddesinin ikinci fırkasının a,b.c bentlerinde ön görülen modelde olmak üzere anılan maddenin 3. Fırkası ile 9. Maddenin 2. Ve 3. Fıkrasında açıklandığı şekilde gerçekleşmesi gerekmektedir.
İptali istenen markanın kullanımının söz konusu markanın tescil edildiği mal ve hizmetler için pazar yaratmak yahut mevcut pazarı korumak amacıyla temel işlemine uygun olarak anılan ürünlerin ve hizmetlerin menşeini garanti edecek şekilde gerçekleşmesi icap etmektedir. Bu kullanımın markanın tüketiciye yahut son kullanıcıya ürün veya hizmetin menşeini bu ürün yada hizmetin diğer kaynaklardan gelenlerden ayırt etmesine izin verecek ve karıştırmaya mahal vermeyecek biçimde yalnızca ilgili teşebbüs nezdinde değil piyasaya ulaşacak ve belirli müşteri çevresi yaratacak şekilde ciddi olarak gerçekleşmelidir. Doğal afetler, savaş, ağır bir ekonomik buhran, ambargo, ithalat kısıtlamaları gibi durumlar markanın kullanılmaması için haklı bir neden olabilir ancak somut olayda davalının böyle bir iddia ve beyanı bulunmamaktadır.
Olumsuz vakıaların ispatının davacıya düşmemesine ilişkin genel hukuk ilkesi uyarınca yargılama konusu markayı tescilli olduğu 25. Ve 35. Sınıflarda kullandığını ispat yükü davalıdadır. Bir markayı kullanan ve ileride kullanmama sebebine dayalı iptal tehdidi ile karşılaşmak istemeyen basiretli tacir gibi hareket etmesi gerekli olan davalının kullanıma ilişkin kanıtları özenle saklaması gerekmektedir. Davalı kullanıma ilişkin kanıtları açık ve anlaşılabilir şekilde mahkemeye sunacaktır. Yoksa mahkeme veya davacı markanın kullanılmadığını ispatlamayacaktır. Markanın iptal müeyyidesinden kurtulabilmesi için tescil edildiği her bir emtia için bağımsız olarak ayrı ayrı kullanılması gerekir. Buna göre bir markanın bir ürün için kullanımının diğer bir ürün için kullanım sayılmaz.
Somut olayda davalının bilirkişi incelemesine sunduğu 5 yıla ait satış faturaları üzerinde yapılan incelemeler de, dava konusu markalara ilişkin kullanımın bulunmadığı bilirkişi raporu ile anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında dosyada toplanan tüm deliller ve bilimsel gerekçeye sahip ayrıntılı bilirkişi raporu karşısında davalı marka sahibinin söz konusu ” ……… ibareli…… ve ……. tescilli ” markasını 25. Ve 35. Sınıfta tescilli olduğu emtiaları yönünden kullanılmama nedeniyle iptaline ve sicilden terkinine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
2-Davalı yana ait ….. ve …… tescil numaralı markaların kullanmama nedeniyle iptaline, sicilden terkinine,
3-Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından bu dava nedeniyle yapılan 44,40 TL TL peşin harç, 44,40 TL başvuru harcı, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti ve 85,00 TL tebligat/posta masrafı olmak üzere toplam 1.773,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.16/09/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır