Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/103 E. 2020/295 K. 04.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/103
KARAR NO : 2020/295

DAVA : Tasarım Tecavüz
DAVA TARİHİ : 19/03/2019
KARŞI DAVA : Tasarım Hükümsüzlüğü
KARŞI DAVA TARİHİ : 18/04/2019
KARAR TARİHİ : 04/11/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Tasarımın İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı/karşı davalı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin, plastik ürün üretim ve pazarlama faaliyeti sürdürmekte olduğunu, müvekkili şirket tarafından, dava konusu ürün, 08/02/2017 tarihinde … tescil numaralı tasarım tescil belgesi ile tasarımın tescillendiğini, davalı şirket, müvekkili şirkete ait tasarım tescilli ürünü ticari amaçla elinde bulundurup, üretimini yaparak, satışa sunduğunu, müvekkili şirketin haberi olmadan yapılan bu eylemlerle yukarıda da belirtilmiş olduğu üzere 6769 sayılı Sinai Mülkiyeti Kanunun 59, Maddesine aykırılık teşkil etmekte ve müvekkili şirketin tasarım haklarına tecavüz etmekte olduğunu, davalı/ karşı davacı şirketin de müvekkili ile benzer alanda ticari faaliyet göstermekte olduğunu, davalı/ karşı davacının tasarım tescili müvekkiline ait ürünün satış ve pazarlamasını yaptığının görüldüğünü, bunun üzerine taraflarınca hukuki yollara başvurulduğunu, müvekkili şirket tarafından davalı şirketin tasarım tescilli ürünlerinin kullanıldığının tespiti için Bakırköy …. Sulh Hukuk Mahkemesi … D.iş sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırıldığını, delil tespiti dosyasına sunulan bilirkişi raporu ile davalı şirketin tecavüzünün tespit edilmiş olduğunu, işbu davanın açılmasında tehlike ve ihtimalin somutlaştırılmış olması gerektiğinin belirtildiğini, buna karşılık tecavüzün devam etmesi halinde de bu davanın açılabileceğinin ifade edildiğini, davalı şirket tarafından tecavüzün halen daha devam etmekte olduğunu, müvekkili şirket dava yoluna gitmeden çekmiş olduğu ihtarname ile haksız ve hukuka aykırı eylemlere son verilmesini talep etmiş olsa da, davalı şirketin hiçbir şekilde dikkate almamış olduğunu, müvekkili şirketin, davalı şirketin tecavüzü nedeniyle tüketiciye açıklamak için yaptığı ek masraflar, tecavüz dolayısıyla zedelenen ayırt edici gücü ve itibarı yeniden sağlamlaştırmak için sosyal medya üzerinden ve diğer mecralar kullanılarak reklam yapmak durumunda kalması nedeniyle masraf yaptığını, tasarım tescilli ürünü için tescil belgesi alırken masraflar yaptığını, tasarım tescilli ürününü kaliteli bir şekilde üreten müvekkili tecavüz nedeniyle ürettiğinden çok daha azını satabildiğini, işyerinde istihdam sağlanan işçilere bu iş nedeniyle fazladan ödemeler yaptığını, davalı şirketin ürettiği ürünlere bakıldığında, müvekkili şirketin kullandığı malzemeden oldukça düşük kalitede malzeme kullanıldığı ve ürünün satıldığı yerin piyasaya uygun olmayan tarzda olduğunun görüldüğünü, müvekkili şirket tarafından açılan delil tespiti davası ile davalı şirketin tecavüzü ve kusurunun ortaya konduğunu, müvekkili şirket emekleri ile çaba sarf ederek, işçilerine istihdam sağlamak, bununla birlikte birçok masraf yaparak ürünleri üretirken, davalı şirketin haksız yoldan kazanç sağlamakta ve müvekkil şirketin itibarını sarstığını, davalı şirketin manevi tazminata hükmedilmesinin gerektiğini, davanın kabulü ile davalının koruma kapsamındaki tasarım hakkına tecavüzün önlenmesi ve 554 sayılı KHK’dan ve 6769 sayılı kanundan kaynaklanan haklarına tecavüz olmak üzere haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin ve aynı görünüm özelliğine sahip tasarımları sergilemek, tanıtımım yapmak, icaba davet etmek suretiyle, tecavüz ettiğinin tespitini ve tecavüzün önlenmesini, davalı şirket tarafından halen devam eden tescilli ürünlere ilişkin üretimin durdurulmasını, piyasada davalı tarafından satışına devam edilen ürünlerin toplatılarak satışın önlenmesini, müvekkilinin olası kar kaybı ve haksız fiil neticesinde uğradığı sair zararlar dikkate alınarak, daha sonra arttırılmak üzere şimdilik 10.000,00 TL maddi, müvekkilinin bu süreçte uğradığı itibar kaybına ilişkin olarak 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, davalı dava konusu ürünü satmasa idi müvekkili şirketin elde edeceği gelir dikkate alınarak müvekkilinin kar kaybının, davalının defterlerinin incelenmesi sonrasında davalının kar oranınca arttırılmasını, davalının internet sitesine tescilli ürünler açısından erişimin engellenmesi için tedbir kararı verilmesini, mahkeme kararının kamuya ilan edilmesi amacı ile gazetede ilanına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı şirkete yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA : Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile, davacı/ karşı davalıya ait tasarımların yeni ve ayırt edici olmadığını, bu nedenle davaya konu tasarımların yeni ve ayırt edici olmaması nedeniyle karşı dava olarak hükümsüzlük davası açıldığını, buna ilişkin olarak da dilekçe eklerinde somut deliller sunulduğunu, sunulan delillerden anlaşılacağı üzere davacı/ karşı davalı tarafın başvurudan çok öncesinde kamuya arz edilmiş olan tasarımları kendi tasarımlarıymış gibi kendi adına tescil ettirdiğini, maddi ve manevi tazminat taleplerinin yerinde olmadığını, söz konusu talepleri açısından Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A hükmü uyarınca zorunlu olmasına karşın arabuluculuğa başvuruda bulunmadığından, davacı/ karşı davalının maddi-manevi tazminat taleplerinin usulden reddi talebinin zorunlu olduğunu, Sulh Mahkemesinin ihtisas mahkemesi olmadığından tespit raporunu hazırlayan bilirkişi tayininde de hataya düşerek Marka ve Patent vekili bir hukukçu bilirkişi tayin etmiş olduğunu, tespit konusu iki tasarımın benzer olup olmadığı olduğundan ve konunun özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden raporu hazırlayacak bilirkişinin tasarım uzmanı bir bilirkişinin olması gerekmekte olduğunu, bilirkişi kutunun “tutacak kısımları” ile kapağın köşelerinde bulunan “köşelik”lerin aynı olmasından kaynaklandığını ileri sürmüşse de bu görüşe katılmanın mümkün olmadığını, zira iki tasarım arasındaki benzerlikler incelenirken her iki kutu tasarımın da bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğinin açık olduğunu, kutular arasında ilk bakışta belirgin farklılık olduğunu, davacı/ karşı davalı tarafından esas davaya dayanak gösterilen tasarımların yenilik ve ayırt edicilik kriterini haiz olmadığını, yenilik ve ayırt edici özelliği bulunan tasarımların Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında olacağı hususu gözetildiğinde cevap dilekçesinde yer verdikleri deliller karşısında … (1) ve (2) sayılı tasarımların yenilik ve ayırt edicilik vasfını taşımadığının ortaya çıktığını, arabuluculuğa başvurmayarak açılan davada maddi ve manevi tazminat taleplerinin usulden reddini, davanın esasına girilerek davacı/ karşı davalı tarafa ait bila tarihli dava dilekçesine karşı cevaplarının sunulması ile aleyhe açılan haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, karşı davalarının kabulü ile davacı/ karşı davalı adına tescilli olan …sayılı tasarım tescillerinin hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini Sayın Mahkemenizden vekaleten arz ve talep etmiştir.
KARŞI DAVADA CEVAP : Davacı vekili karşı davaya cevap dilekçesi ile, müvekkiline ait tasarımın hükümsüzlüğünün talep etmiş ancak hiçbir açıklamada bulunmamış olduğunu, hükümsüzlük davası hangi gerekçelerle açıldıysa buna yönelik yeterli delil dosyaya sunulmasının gerektiğini, aksi takdirde davanın reddedileceğini, ticari defterler, faturalar, broşürler, kataloglar, yabancı ülke tescil belgeleri ve bilirkişi raporu dava dosyasına sunulabilecek delillerden olduğunu, davacı/ karşı davalının işbu davayı açmakta hukuki yararı olmayıp, bu nedenle işbu davanın reddi gerekmekte olduğunu, davalarının kabulüne, karşı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı/ karşı davacıya yükletilmesine karar verilmesini saygı ile arz ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacıya ait tasarım tescil belgesi celp olunmuş, Bakırköy …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … d.iş sayılı dosyası celp olunmuş, tetkikinde; talep edenin …, karşı tarafın … olduğu, yapılan tespit sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda; “tespit isteyenin … tescil numaralı çoklu tasarım yönünden 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’na göre, delil tespiti talep tarihinde ve halen tescilli tasarım hakkı sahibi olduğu, aleyhine tespit talep edilen tarafa ait olduğu bildirilen kutudaki ve kutu kapağındaki tasarımın, tespit talep eden tarafın … nolu çoklu kutu ve kapak tasarımı ile bilgilenmiş kullanıcı nezdinde, iltibasa neden olacak şekilde aynı ve/veya ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu” hususlarını tespit ettiği görülmüştür.
Mahkememizin 21/11/2019 tarihli celse ara kararı ile dosyanın maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden tefrikine karar verilmiş ve dosyanın mahkememizin … esas sırasına kaydı yapıldığı görülmüştür.
Dosya davacı adına tescilli …. nolu tasarımın tescil başvuru tarihi itibariyle yeni ve ayırt edicilik niteliğinin olup olmadığı, davalı tarafın davacı taraf adına tescilli tasarım haklarına tecavüz olup olmadığı ve ne şekilde giderileceğine dair rapor tanzim etmek üzere bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler 12/02/2020 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; “dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi ve yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılan değerlendirmeler sonucu; 1.link kontrol edildiğinde bu sitede ilk kullanılabilir tarihi (İlk Yükleme Tarihi) kısmında 12 Eylül 2013 yazdığı, 2.link kontrol edildiğinde bu sitede ilk kullanılabilir tarihi (İlk Yükleme Tarihi) kısmında 11 Mart 2015 yazdığı, 3.link kontrol edildiğinde bu sitede ilk kullanılabilir tarihi (İlk Yükleme Tarihi) kısmında 12 Mart 2013 yazdığı, 4.link kontrol edildiğinde bu sitede ilk kullanılabilir tarihi (İlk Yükleme Tarihi) kısmında 27 Şubat 2015 yazdığı, davacı/ karşı davalı tarafa ait 08.02.2017 tarihli 2017/00868-1,2 no. tescilli kutu ve kutu kapağı tasarımı ile davalı/ karşı davacının hükümsüzlüğe dayanak olarak sunduğu kutu ve kutu kapak tasarımları arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin benzerlikler bulunduğu, bu sebep ile iltibas yaratabilecek derecede benzer olarak algılandıkları, bu sebeple; davacı/ karşı davalı adına tescilli …. nolu tasarımın tescil başvuru tarihi itibariyle yeni ve ayırt edicilik niteliğinin olmadığı, davacı/ karşı davalı tarafa ait 08.02.2017 tarihli …. no. tescilli kutu ve kutu kapağı tasarımı ile davalı/ karşı davacıya ait kutu ve kutu kapağı arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin benzerlikler bulunduğu, bu sebep ile iltibas yaratabilecek derecede benzer olarak algılandıkları, ancak yukarıda belirtilen sebeple; davalı/ karşı davacı tarafın, davacı/ karşı davalı taraf adına tescilli tasarım haklarına tecavüz oluşturmadığı” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Taraf vekillerinin itirazları üzerine dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 07/09/2020 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli ek raporlarında; “davacı/karşı davalı tarafa ait 08/02/2017 tarihli … no tescilli kutu ve kutu kapağı tasarımı ile davalı/karşı davacıya ait kutu ve kutu kapağı arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin benzerlikler bulunduğu, bu sebep ile iltibas yaratabilecek derecede benzer olarak algılandıkları ve bu itibarla kök rapordaki görüşü değiştirmeyi gerektiren bir hususun mevcut olmadığı, davacı/karşı davalı tarafa ait 08/02/2017 tarihli …. no tescilli kutu ve kutu kapağı tasarımı ile davalı/karşı davacının hükümsüzlüğe dayanak olarak sunduğu kutu ve kutu kapak tasarımları arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin benzerlikler bulunduğu, bu sebep ile iltibas yaratabilecek derecede benzer olarak algılandıkları, davacı karşı davalı adına tescilli …. nolu tasarımın tescil başvuru tarihi itibariyle yeni ve ayırt edicilik niteliğinin olmadığı ve bu itibarla kök rapordaki görüşü değiştirmeyi gerektiren bir hususun mevcut olmadığı” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Ana dava; davalının davacı tasarımına tecavüzünün tespiti ve önlenmesi, karşı dava; davacı tasarımının hükümsüzlüğü talebine yöneliktir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Asıl Davada: Davacı tescilli tasarımına, davalı tarafın tecavüz ettiğinden bahisle bu tecavüzün tespiti ile birlikte maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Karşı davada, hükümsüzlük talebi kabul edilmiş olmakla ve hükümsüzlüğün geçmişe etkili sonuç doğuracağı hususu nazara alındığında asıl davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Karşı davada ise;
Davaya konu talep karşı davalı adına tescilli … tescil numaralı tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasıflarına haiz olmadığından bahisle hükümsüzlüğüne yöneliktir.
SMK’nun 56/4. Maddesine göre bir tasarımın aynısı tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce Dünya’nın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
Yenilik tanımındaki küçük ayrıntının sınırları somut olaya göre farklılık göstermektedir. Aynı tasarımlardaki renk, malzeme veya boyutsal farklılıklar çoğu zaman tek başına bir ürünü farklılaştırmada yeterli olmadığından küçük ayrıntı olarak nitelendirilir. Zira bu özellikler tasarımın görünüm özellikleri açısından asli unsuru oluşturmamakta ve istisnai bazı durumlar haricinde tasarımın kimliğini etkilememektedir.
Yenilik incelenmesinde esas alınacak referans tarihi tescilli tasarımlar açısından başvuru ve rüçhan tarihidir. Yani SMK 56/4-a gereği tescilli tasarımın aynısı başvuru veya rüçhan tarihinden önce Dünya’nın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise söz konusu tescilli tasarım yeni kabul edilecektir.
Bir tasarımın ayırt edicilik özelliği ise SMK’nun 56/5 maddesinde belirlenmiştir. Buna göre bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
Ayırt edicilik tasarımın koruna bilmesi için kıyaslanan tasarımlarla arasındaki farklılığın seviyesinin belirlenmesi için konulmuş bir kriterdir.
Kanunda yer alan “bilgilenmiş kullanıcı” özel bir bilgiye sahip olmadan markalar alanında markaları karşılaştırabilen ortalama tüketici kavramı ile ilgili sektörde teknik bilgiye sahip uzman arasındaki kişidir. Ayırt edici niteliğin belirlenmesinde tasarımların karşılaştırmasını yapacak bilgilenmiş kullanıcı üretici, satıcı, tasarımcı veya teknik uzman değildir. Sektörde bu tür tasarımların olduğunu bilen dikkatli ve deneyimli ürün kullanıcısıdır.
Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi de dikkate alınır. (SMK 56/6 mad.) tasarımcılar sektörel ve fonksiyonel bazda her zaman aynı derecede seçenek özgürlüğüne sahip değildir. Tasarımlarını yaparken belirli sınırlar içinde kalmaları gerekebilir. Bir tasarımcı ne kadar seçenek özgürlüğüne sahipse tasarımını o derece farklılaştırabilir.
Somut olayda mahkememizce toplanan tüm deliller ışığında yenilik kırıcı olarak sunulan ve resen araştırılan tasarımların yukarıda anılı ilkeler ışığında taşıdıkları kulp dedikleri kavislerin yanaşma mesafesi, grafik tasarımları kıyaslandığında benzer şekil, biçim, oran ve yerleşimde oldukları ve davaya konu kutu tasarımı yönünden seçenek özgürlüğünün bulunduğu bu nedenle tescil tarihinden önce tüketici nezdinde ayırt edilemeyecek derecede benzeri kamuya sunulmuş olan karşı davalı tasarımının yenilik ve ayırt edicilik vasıflarına haiz olmadığı anlaşılmış bu nedenle karşı davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Ana davada;
-Davacının davasının REDDİNE,
-Alınması gereken 54,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
-Davalı/karşı davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 4.910,00 TL vekalet ücreti takdirine, bu ücretin davacı/karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine,
-Davacı/karşı davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Karşı davada;
-Karşı davacının davasının KABULÜ ile; Karşı davalıya ait … nolu tasarımın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,
-Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davacı/karşı davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
-Karşı davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 4.910,00 TL vekalet ücreti takdirine, bu ücretin karşı davalıdan alınarak karşı davacıya verilmesine,
-Karşı davacı tarafından yapılan 44,40 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 50,00 TL tebligat/posta masrafı olmak üzere toplam 1.638,80 TL yargılama giderinin karşı davalıdan alınarak karşı davacıya verilmesine,
-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.04/11/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸