Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/87 E. 2018/415 K. 26.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/87
KARAR NO : 2018/415

DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 21/02/2018
KARAR TARİHİ : 26/12/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/12/2018

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin …… yılından bu yana “….” marka ve ticaret unvanı ile ülkemizde ve dünyanın birçok ülkesinde baklava, lokum, pasta, kurabiye ve sütlü tatlılar gibi gıda ürünleri üretimi ve pazarlaması yapan büyük bir firma olduğunu, müvekkilinin söz konusu markayı ve ticaret unvanını uzun yıllar boyunca fiilen kullanmak ve emek ve pazarlama faaliyetleri sonucu meşhur ve maruf hale getirdiğini ve “….” markası ile ilgili Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli birçok tescilinin bulunduğunu, ancak hal böyle iken davalının, müvekkilinin hizmet verdiği sektördeki faaliyetlerinde “….” markasının benzerini tüketiciler nezdinde iltibasa yol açacak şekilde ve yanlızca tek bir harfte değişiklik yaparak tabela, katalog, broşür ve benzeri materyallerde haksız bir şekilde kullandığını ve bu durumun müvekkili hakarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 20.000,00 TL tazminatın, tecavüz tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, sadece kuruyemiş satan ve marka kaygısı olmadan faaliyet gösteren müvekkilinin, …. markasının nam ve şöhretinden faydalanmaya çalıştığını düşünmenin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkili şirket isminin …. olmasının nedeninin, babasının isminin …. olmasından kaynaklandığını, müvekkilinin tabelasında …. İkram markasını kullandığını ve bu ibarede …. ibaresinin asli unsur olmadığını İkram kelimesinin ayıt edici unsur olduğunu ve bu nedenle müvekkilinin hiçbir kusuru olmadığı halde davacının tazminat talep etmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Dosyanın duruşması her ne kadar 17/01/2019 tarihine atılı ise de, davacı vekilinin 21/12/2018 tarihinde Uyap üzerinden göndermiş olduğu dilekçe ile, dilekçe ekinde sunulan sulh protokolü çerçevesince işbu dava konusu uyuşmazlık ile ilgili tarafların haricen anlaştıklarını, sulh protokolü uyarınca tarafların hiçbir hak, alacak ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadıkları ve bu nedenle davadan feragat ettikleri yönünde beyanda bulunduğu, vekaletnamelerden taraf vekillerinin davadan feragate ve feragati kabule yetkilerinin bulunduğu ve talebin davayı sonlandırır nitelikte olduğu anlaşılmakla, dilekçe ekinde sunulan ve taraf vekillerince imzalandığı anlaşılan 21/12/2018 tarihli sulh protokolü de nazara alınarak, davacı vekilinin vaki feragati sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle ;
1-Davacı vekilinin vaki feragati sebebiyle davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 341,55 TL peşin haçrtan, 35,90 TL ilam harcının mahsubu ile, 305,65 TL fazla harcın, karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Taraf vekillerinin Sulh Protokolündeki beyanları nazara alınarak, yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, aynı sebeple vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere, tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi.26/12/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır