Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/74 E. 2018/127 K. 05.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/74 Esas
KARAR NO : 2018/127

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/02/2018
KARAR TARİHİ : 05/04/2018
KARAR YAZMA TARİHİ : 10.04.2018
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf dava dilekçesinde özetle ; müvekkilinin Bulgaristan uyruklu olup ” … ” kelimesinden ibaret markayı uzun zamandan beri sınıf 34 de yer alan emtialarda kullandığını, … milletlerarası tescil numarası ile adına tescilli bulunan ” … kelimesi + şekilden ibaret markanın Madrid Protokolü hükümleri uyarınca 34 sınıfta Türkiye’de de adına tescile bağlanması için TPE ye başvurduğunu, ….no ile kayıtlı bu başvurunun davalı adına … tescil numaralı ” …+ şekilden ” ibaret marka ile benzer olduğunun öne sürüldüğünü, bu sebeple TPE tarafından davacıya ait başvurunun reddedildiğini, davalının mezkur markayı son 5 yıldır kullanmadığını, müvekkilinin davalıya ait bu marka tescilinden zarar gördüğünü,müvekkilinin 556 sayılı KHK.nın 14 ve 42/c maddeleri gereğince dava konusu markanın kullanılmama sebebine dayalı olarak hükümsüzlüğünü , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ;müvekkilinin dava konusu …sayılı “… şekil ” markasını , Türkiye kulüpler birliğinden Aralık 2012 de devir aldığını, müvekkilinin sigara ve benzeri ürünleri Türkiye’de üretmek ve özellikle de aile şirketi olan ” …” mağazalarında piyasaya sunmak amacı ile ilk olarak eşi … adına “… ” kurulması izni verilmesi için Tütün ve Alkol Piyasası düzenleme kurumuna başvuru yaptığını, başvuru sonucunda izin verilmemesinin uygun olacağına karar verildiğinden … tarafından yapılan talebin değerlendirmeye alınmadığını, TAPDK tarafından verilen olumsuz yanıtı dikkate alan Ekonomi Bakanlığından da müvekkilin eşinin başvurusuna olumsuz yanıt verildiğini, sonuç olarak dava konusu hükümsüzlüğü talep olunan markanın tescilkapsamında bulunan emtiaların yurt içinde üretimi ve satışı , ithali ,idarenin iznine tabi olduğundan ilgili kurumlardan izin alma süreci haklı neden olarak kabul edileceğini, müvekkilinin eşi adına tescil kurma izni alabilmek için TAPDK ya başvuruların gerçekleşmiş oludğunu, TAPDK yazısı gereği tesisin kurulması için fizibilite çalışmalarının devam ettiğini, müvekkilimin marka için ambalaj tasarımı görüşmeler ve yatırımlar yaptığını, tüm bu çalışmalar doğrultusunda markanın Türkiye’de kullanılması için ciddi hazırlık çalışmaları olarak değerlendirileceğini, ….markalı ürünlerin yurt dışına üretilip Türkiye üzerinden transit geçiş yaparak Kuzey Irak’ta satışa sunulmakta olduğunu, “… ” markasının Kuzey Irak’da da müvekkil adına tescilli bir marka oludğunu,” … markasının ihracat markası niteliğinde olduğundan hükümsüzlüğüne karar verilemeyeceğini, davanın reddini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
Mahkememizden verilen 22/01/2015 tarih ve … Esas … sayılı kararı Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 22/01/2015 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamıyla bozularak gelmiştir.
HMK 114.maddesi dava şartlarını düzenlemiş olup, HMK 115.madde de mahkeme dava şartının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır, taraflarda dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilir, hükmünü içermekte olup, davacı tarafın dava konusu yaptığı husus davalı markalarının 556 sayılı KHK’ nın 14.madde gereği kullanılmama nedeniyle iptali ve sicilden terkinine ilişkin olup, söz konusu KHK’ nın 14.maddesine ilişkin Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 tarihli 06.01.2017 tarilhinde Resmi Gazetede yayınlanan 2016/148 Esas, 2016/189 Karar sayılı ilamıyla; Anayasanın 91.maddesinin 1.fıkrasında sıkı yönetim ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere Anayasanın 2.kısmının 1. Ve 2.bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile 4.bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler KHK ile düzenlenemez denilmektedir. Buna göre Anayasanın 2.kısmının kişisel haklar ve ödevler başlıklı 2.bölümde yer alan mülkiyet hakkı KHK ile düzenlenmesi mümkün değildir.
Mülkiyet hakkının konusu maddi ve gayrı maddi mallar oluşturmaktadır. Taşınır ve taşınmaz mallar, maddi mallar kapsamındayken fikri ve sınai mülkiyet haklar gayrı maddi mallar kapsamında bulunmaktadır. Bir markannı sahibine tanıdığı haklar ise marka hakkı olarak adlandırılmakta, marka hakkı fikri ve sınai mülkiyet hakları kapsamıda yer almaktadır. Dolayısıyla itiraz konusu kural mülkiyet hakkı konusunu oluşturan marka hakkı ile ilgili olup KHK ile düzenlenemeyeceğinden 556 sayılı KHK’ nın 14.maddesinin Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Davaya dayanak olan 556 sayılı KHK’ nın 14.maddesi Anayasa Mahkemesinin kararı ile iptal edilmiş olup, davanın yasal dayanağı kalmadığından yeni sınai mülkiyet yasası 10.0.12017 tarihinde yayın tarihinde yürürlüğe girmiş olup, eldeki davaya uygulama olanağı bulunmadığından mülkiyet hakkının sona erdirilmesine ilişkin boşluğun yasal dayanak olmadan M.K göre hakim tarafından doldurulmasıda mümkün olmadığından yasal dayanağı ortadan kalkan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekli ve yerinde görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle
Davanın markanın kullanmama nedeniyle iptaline yönelik olup mahkememizin verdiği iptal kararından sonra dosyanın yargıtay aşamasında iken mülga 556 sayılı KHK. Nın 14 maddesi 14.12.2016 tarih ve 2016/148 esas, 2016/189 karar sayılı ilamı ile 06.01.2017 tarihli resmi gazedede yayınlanan Anayasa mahkemesinin kararı ile iptal edilmiş olup davanın yasal dayanağı ortadan kalktığından mülkiyeti sınırlayıcı şekilde boşluk doldurulması mahkeme tarafından yapılması mümkün olmadığından dava şartı ortadan kalktığından dava şartı yokluğu nedeniyle davacı tarafın davasının reddine,
Yasal nedenlerden dolayı davanın reddine karar verildiğinden karşılıklı olarak ücreti vekalet ve masraf konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair kararın taraflara tebliğinden itibaren ilgili hukuk dairesinde 15 gün içerisinde yargıtay yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 05/04/2018

Katip …

Hakim …

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır