Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/535 Esas
KARAR NO : 2020/238
DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 02/10/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin dünya çapında üretim ve satış yapan, birçok ürün dalında üretim yapmakla özellikle, ana iştigal alanı olarak enerji içeceği sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, …… ibareli markalarının dünyaca tanınan / bilinen, pek çok sektörde kullandıkları bir ibare olduğunu, tanınmış markalara ilişkin koruma hükümleri kapsamında davalı şahsın markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, davalı tarafın, adına tescil ettirmiş olduğu ibarenin müvekkillerinin markası ile görsel ve işitsel olarak benzer olduğunu, söz konusu markaların karıştırılacağını, davalının müvekkilinin markasının tanınmışlığından faydalanacağını, davalı yanın kötü niyetle tescil yaptığını, müvekkilinin 41. ve 43. Sınıfta yer alan hizmetler bakımından yoğun kullanımlar gerçekleştirdiklerini, karşı yanın Müvekkiline ait marka ile benzer kullanımlar gerçekleştirmesinin Müvekkiline ait markayı sulandıracağını, müvekkiline ait markadan haksız yararlanmaya sebebiyet vereceğini, bu nedenlerle, ihtiyati tedbir talep ettiklerini, davalı adına tescilli …… tescil numaralı markanın hükümsüzlüğünü talep ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı vekiline usulüne uygun tebligat yapıldığı herhangi bir cevap verilmediği anlaşıldı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Yargılama sırasında deliller toplanmış; Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davaya konu marka tescil belgeleri ile ilgili dosya evrakları celp edilmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller ve taraf iddiaları ışığında dosya davalıya ait ……. tescil numaralı markanın davacı markaları ile benzerlik, karıştırma ihtimali ve iltibas nedenleri ile hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususların rapor tanzim etmek üzere bir marka vekili bilirkişiye tevdi olunmuş, bilirkişi hazırlamış olduğu 28.07.2020 havale tarihli raporunda özetle; “Davacı tarafa ait ……. ibareli markaların tanınmış marka niteliğinde olduklarını, davalı tarafın markasının farklı sınıfta tescilli olmasına karşın, tanınmış marka olan davacı yanın ilgili markası ile birebir mahiyette olan ibarenin davalı adına tescil edildiği sınıflarda kullanımı halinde davalı yanın haksız yarar sağlayabileceği ve davacı yana ait markayı sulandırabileceği, davacı adına tescilli tanımış marka ile davalı adına tescilli markanın ayniyet derecesinde benzer olduğu ,davalı yanın, adına tescilli ……. kod numaralı “…….” ibareli markanın kullanımı ile davacı adına tescilli “……” ibareli markanın tanınmışlığından haksız yarar elde edebileceği, davalı yanın “…….” İbareli marka kullanımının davacı adına tescilli tanınmış markanın itibarına zarar verebileceği, davacı yana ait tanınmış hemen herkes tarafından bilinen markanın kelime unsurlarının yerlerinin değiştirilmek sureti ile davalı yana ait markada yer alarak marka tescil müracaatına konu edilmesinin kötü niyetli olarak yorumlanabileceği, ancak konu hakkındaki nihai takdirin yalnızca Sayın Mahkemenize ait olduğu, bu nedenlerle davalı adına tescili …… kod numaralı marka bakımından hükümsüzlük şartlarının oluştuğu” hususlarını bildirmiştir.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporunda yer alan hususların iddialarını desteklediklerini, bu nedenle dava dilekçesinde belirtilen ve bilirkişi raporunda tespit edilen hususlar doğrultusunda …… tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; SMK’nun 25.md’si hükümsüzlük hallerini düzenlemektedir. Buna göre 5.md’deki mutlak red; ve 6.md’deki nisbi red sebepleri hükümsüzlük sebebidir.
SMK’nun 6/1 md’sine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırılma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyor ise doğrudan karıştırma ihtimali; eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırd ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırma ihtimalinden söz edilecektir.
Somut olayda davacının markasının esas unsurunun “……. ” olması sebebiyle davacı ve davalı markaları arasında kıyaslama yapılmış ve bilirkişinin davacı adına tescilli tanımış marka ile davalı adına tescilli markanın ayniyet derecesinde benzer olduğu, davalı yanın “…….” İbareli marka kullanımının davacı adına tescilli tanınmış markanın itibarına zarar verebileceği, yönündeki tespitine mahkememizce de aynen iştirak edilmiştir. Zira davacı tarafa ve hükümsüzlük talebine konu davalı tarafa ait markaların asli ve ayırd edici unsuru olan “…….” ibaresi ile “…….” ibareleri aynı olup kelimelerin sadece yer değiştirmiş halidir. Taraf markalarının işitsel ve kelime kıyaslamasında davalının “…….” markası ile davacıya ait “…….” tanınmış markasının ayniyet derecesinde benzerlik içerdiği hakimliğimizce de mütalaa edilmiştir. Burada, ortalama tüketici nezdinde benzerlik yüksek orandadır ve bu nedenle mal ve/veya hizmetler arasındaki düşük orandaki benzerlik halinde bile karıştırma ihtimalinden söz edilmesi gerekecektir. Davacı markasının tanınmış markası olmasından dolayı davacıya ait markanın tescilli olmadığı sınıflar yönünden de korunması gerektiği anlaşılmıştır. Davacı markası ile aynı sınıflarda bulunan davalı markasının benzerlik ve karıştırma ihtimalinin bulunduğu kanaatine varılarak davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:
Davacının davasının KABULÜ ile;
-Davalı yana ait …… tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,
3-Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4- Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından bu dava nedeniyle yapılan 35,90 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 204,90 TL tebligat/posta masrafı olmak üzere toplam 1.276,70 TL TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/10/2020
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır