Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/530 E. 2021/187 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/530
KARAR NO : 2021/187

DAVA : Markaya Tecavüzün Durdurulması, Maddi – Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/09/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin TPMK nezdinde …… nolu ” …..” şeklindeki ibareyi kendi adına tescil ettirdiğini, müvekkili tarafından tescil edilen markanın 06, 35 ve 37. sınıf emtialarda geçerli olarak tescil edildiğini, bunun yanında müvekkilinin yine aynı şekilde “……. teknik” ibaresini de ……. nolu markayı tescil ettiriğini, davalının ise “…….” ibaresini …… başvuru numarası ile tescil ettirdiğini, ayrıca “……” ibaresini de …… sayı ile tescil ettirdiğini, davalının esas ürün olarak metal kelepçe üretimi ve ticareti ile iştigal halinde olduğunu, ancak TPMK nezdindeki marka başvurularında bu sınıf emtialar için herhangi bir başvuru ve markasının olmadığını, emtia sınıfında metal kelepçelerin de bulunduğu müvekkilinin adına tescilli “…….” ve “………” ibareli markaların olduğunu, davalı yanın bu eylemleri kendi adına olan internet sitesinde de kullandığını, taraflarınca Bakırköy ….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde …… Değişik İş sayılı dosyası ile tespit talebinde bulunulduğunu, alınan bilirkişi raporu neticesinde, “…….” ibaresinin davalı tarafından marka gibi kullanıldığı hususunun tespit edildiğini ve davalı yanın söz konusu fiillerinin müvekkilinin marka haklarına tecavüz oluşturduğunu ve müvekkilini maddi ve manevi zararlara uğrattığını iddia ederek, davalı yanın müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil eden eylemlerinin ve “…….” ibaresinin marka olarak kullanımının durdurulmasını, müvekkilinin uğradığı zararlar için şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.

CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin 22/10/1992 tarihinde kurulduğunu, “……. Endüstriyel Ürünler ve Ticaret A.Ş” ticaret unvanını 1995 yılında ilan ve tescil ettirdiğini, müvekkili ile davacı arasında 20 yıla dayanan bir rekabet olduğunu, müvekkilinin “…….” ibaresinin yer aldığı ticaret unvanını 1995 yılından beri kullandığını, ayrıca müvekkiline ait internet sitesinin de bu yıl kurulduğunu, dolayısıyla davacının müvekkilinin “…….” ibaresini kullandığından habersiz olduğunun hiçbir şekilde düşünemeyeceğini, bu nedenle zamanaşımı sürelerinin geçirildiğinin açıkça ortada olduğunu, müvekkilinin hukuka aykırı bir markasal kullanımının söz konusu olmadığını, karton ambalajlarda, fiyat listelerinde, faturalarda “…….” ibaresinin kullanımının tamamen ticaret unvanı kapsamında olduğunu, müvekkili kullanımının davacının markasıyla bir iltibas oluşturmadığını, müvekkilinin dava konusu mallarda tescil ettirdiği markasını kullandığını, markaların benzer olmadığını ve bu nedenle de herhangi bir iltibasa sebebiyet verilmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istetimştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalının, davacının tescilli markasına yönelik tecavüzün durdurulması ile maddi ve manevi tazminat taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …… sayılı “……. Teknik Endüstri Ürünleri ve Makine İmalat Sanayi Tic.Ltd.Şti+Şekil” ibareli markanın, 06, 35 ve 37. Sınıflarda ilk defa 27/11/2001 tarihinde davacı adına tescil edildiği ve 27/11/2011 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile yenilendiği, ……. sayılı “……. Teknik+Şekil” ibareli markanın, 01, 06, 17, 35 ve 37. Sınıflarda ilk defa 20/06/2007 tarihinde davacı adına tescil edildiği, 20/06/2017 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile yenilendiği, …… sayılı “…….” ibareli markanın, 11 ve 20. Sınıfta ilk defa 11/09/2003 tarihinde davalı adına tescil edildiği, 11/09/2013 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle yenilendiği ve yine ……. sayılı ” ……” markasının, 06. Sınıfta 22/06/2010 tarihinden itibaren davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
Dosya arasına alınan Bakırköy ……. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin …… Değişik İş sayılı dosyası incelendiğinde, aleyhinde tespit istenene ait işyerinde yapılan incelemede sonucu hazırlanan raporda sonuç olarak, aleyhine tespit istenenin işyerinde, tespit isteyene ait “…….” esas unsurlu markayı taşıyan ürünlerin bulunmadığı, ancak ürünlerin paketlendiği karton ambalajlar üzerinde tespite konu “…….” ibaresinin markasal olarak kullanıldığı ve kutular üzerinde bağlantı elemanları ibaresinin geçtiği belirtmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 23/03/2021 havale tarihli raporda sonuç olarak, davalı tarafından 27/11/2001 öncesi kullanımın ispatı açısından sunulan delillerin, davalı açısından eskiye dayalı gerçek hak sahipliği savunmasını destekler nitelikte ve yeterlilikte olmadığı, davacının marka hakkına tecavüz için gerekli iltibasın söz konusu olmadığı,
dolayısıyla davalının tescilli markalarının kullanımı ve tescilli markanın öne
çıkarılmış haliyle ticaret unvanının kullanımı şeklindeki eyleminin SMK uyarınca marka hakkına tecavüz ve bağlantılı olarak tazminat koşullarını oluşturmayacağı,yapılan tazminat hesaplamasına göre,
davalının 2016-2017-2018 yılı ticari defterlerinin usulüne göre uygun tutulduğu, davacının talebi olan SMK 151/2-b kapsamında brüt satış karının 987.126,36
TL olduğu ve Türk Borçlar Kanunu 50 ve 51. maddelere göre tazminat miktarı takdirinin Mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
Dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafından 27/11/2001 öncesi kullanımın ispatı açısından sunulan delillerin, davalı açısından eskiye dayalı gerçek hak sahipliği savunmasını destekler nitelikte ve yeterlilikte olmadığı ancak, davacının marka hakkına tecavüz için gerekli iltibasın söz konusu olmadığı,
dolayısıyla davalının tescilli markalarının kullanımı ve tescilli markanın öne çıkarılmış haliyle ticaret unvanının kullanımı şeklindeki eyleminin SMK uyarınca marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturmayacağı anlaşılmakla, davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 102,47 TL harçtan, 59,30 TL ilam harcının mahsubu ile, 43,17 TL fazla harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince, reddedilen tecavüz davası yönünden hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince, reddedilen maddi tazminat yönünden hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince, reddedilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
8-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır