Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/53 E. 2018/336 K. 15.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/53
KARAR NO : 2018/336

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Sicilden Terkin
DAVA TARİHİ : 06/02/2018
KARAR TARİHİ : 15/11/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/12/2018

Davavacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin …. esas unsurlu markanın sahibi olduğunu ve markasının tescilli olduğunu, davalı taraf adına tescillli …. tescil nolu “….” ibareli markanın müvekkilininin “….” esas unsurlu markaları ile iltibas yaratacak kadar benzer olduğunu, davalı markasının müvekkili markalarının seri markası izlenimi uyandırdığını, davalının …. markasının sahibi izlenimi verdiğini ve bu nedenlerle davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini iddia ederek, davalı adına …. sayılı ve “….” ibareli markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının itiraza dayanak müvekkiline ait … markasının 09 eşya sınıfı ile tescil edilmesi sebebiyle, başvuruya konu markanın görsel, işitsel ve anlamsal düzeyde benzer olmaması, haksız yararlanma, zarar verme ihtimalinin de olmaması nedeniyle huzurdaki davanın reddi gerektiğini, davacının Türkiye piyasasında ….olarak ve tekstil giyim sanayi alanında tanınmış bir firma olduğunu, eşya sınıflarından da anlaşılacağı üzere ….markası adı altında sadece tekstil, giyim kumaş ve benzeri alanlarda markanın tescilinin yapıldığını ve müvekkilinin başvurusu ile davacının dayanak gösterdiğiğ markaların esas unsurları, görünüşleri, verdikleri genel izlenim, söylenişleri, şekilleri ve kullandıkları hizmetler açısından oldukça farklı olduklarını ve markalar arasında iltibas bulunmadığı hususunun aşikar olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacıya ait “….” esas unsurlu markalar ile davalı adına …. sayılı “….” ibareli markanın, iltibas yaratacak deredecede benzerliği sebebiyle hükümsüzlüğü ve sicilden terkini taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, … sayılı ve “….” ibareli markanın, 09. sınıfta 09/07/2015 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalı adına tescilli olduğu, ….sayılı “….” ibareli, ….sayılı “….” ibareli, …. sayılı “….” ibareli,…. ve …. sayılı “….” ibareli ve …. ibaresini havi birçok markanın davacı adına tescilli olduğu tespit edilmişitir.
Dosyaya ibraz edilen marka kayıtları, tarafların sunmuş olduğu deliller,dikkate alındığında dava ; markaya yönelik benzerlik nedeniyle hükümsüzlüğe ilişkin olup 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 4. maddesi marka bir teşebbüsün mallarının ve hizmetlerinin diğer teşebbüsün mallarından ve hizmetlerinden ayırt edilmesinin sağlanması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartı ile kişi adları dahil sözcükler, şekiller, renkler harfler ,sayılar sesler ve malların veya ambalajların biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir. 5 maddede marka tescilinin mutlak red nedenleri sayılmış, ç bendinde aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetler ile ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış, marka ile aynı veya ayırt edilemeycek kadar benzer işaretler marka olarak tescil edilmez, 6. Madde de tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı veya benzerliği kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali dahil karşıtırılma ihtimali varsa itiraz üzerinde başvuru red edilir”. hükmü düzenlenmiştir.
Karıştırma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Başka bir anlatım ile halkın söz konusu mal ve hizmetleri aynı ya da bağlantılı işletmelerden geldiğini düşünme tehlikesidir. Hem markanın hem de mal veya hizmetlerin aynı olması durumunda marka hakkının ihlali söz konusu olmaktadır. Karıştırma ihtimalinden söz edilebilmesi için öncelikle tescil başvurusuna konu veya tescil edilmiş marka ile daha önce tescil edilmiş ve tescil başvurusu yapılmış markanın kapsadığı hizmetlerin aynı ya da benzer olması gerekmektedir. Eğer bu mal ve hizmetler aynı ya da benzer ise bu kez markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenecektir. Karıştırma ihtimali hem marka, hemde sınıf bakımından benzerlik gerektirdiğinden iki markanın tescil edildikleri, tescil başvurusunda bulunulduğu ya da kullanıldığı mal ve sınıfların ne kadar birbirine benzer ise karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmaması için markaların da o oranda birbirinden farklı olması gerekecektir. Markalar arasında sözcük, harf karakteri, şekil, grafik gibi renk unsurlarında hiçbir fark yok ise markalar arasında ayniyetten söz edilir. Eğer bu unsurlardan birinde küçük fark var ise benzer markalardan söz edilir. Markalar arasında karıştırma ihtimali incelenirken her bir unsura göre değil bir bütün olarak iki markanın bıraktığı genel global izlenimin markanın bütünüyle bıraktığı etki dikkate alınır.
AB Adalet Mahkemesi (CJEU ) uygulamalarında karıştırma ihtimalinin belirlenmesinde bir takım ilkeler mevcuttur. Uygulamalara göre karıştırma ihtimali ilgili tüm faktörler dikkate alınmak suretiyle marka veya işaretler birer bütün olarak değerlendirilmeli bu değerlendirme yapılırken uyuşmazlık konusu mal veya hizmetin talep edebilecek durumdaki ortalama tüketici gözü ile bakılmalı ortalama tüketicinin detayları incelemeden markayı bir bütün olarak algılayacağı gözönünde bulundurulmalı markadaki ayırt edici ve egemen unsurların bıraktığı genel intibaya göre görsel ve işitsel ve kavramsal anlamda karıştırma ihtimali bulunup bulunmadığı tartışılmalıdır.
Markalar arasında daha az derecedeki benzerlik mal veya hizmetler arasında daha çok benzerlik ile dengelenebilir. Bunun tersi de mümkündür. Ayrıca eğer önceki markanın ayırt ediciliği kendiliğinden çok yüksek ise veya kullanım sonucunda yüksek ayırt edicilik sağlanmış ise karıştırılma ihtimali de çok yüksek olacaktır. Salt çağrıştırma ihtimalinin varlığı karıştırma ihtimalini de mevcut olduğunun kabulü için yeterli değildir. Önceki markanın tanınmışlığı da tek başına karıştırılma ihtimalinin varlığı için yeterli değildir. Eğer her iki marka arasında çağrıştırma ,tüketicide bu markayı taşıyan ürünlerin aynı ya da ekonomik olarak bağlantılı işletmelerden kaynaklandığı yolunda bir kanaate yol açacak nitelikte ise, bu durumda karıştırma ihtimalinin bulunduğu düşünülmelidir. Markalar arasında görsel , işitsel,kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı her iki markanın asli ve tali unsurları ile birlikte bütünü itibariyle bıraktığı izlenimler bakımından benzerlik olup olmadığı çağrıştırma söz konusu olup olmadığı, markaların ait oldukları mal veya hizmetlerin hitap ettiği tüketici kitlesinin eğitim ve toplumsal durumu, markaların tescilli oldukları malın ya da hizmetin değeri , buna bağlı olarak alıcının mal almaya gittiğinde harcadığı zaman kriterleri dikkate alınarak ortalama düzeydeki tüketici gözü ile karıştırma ihtimali mevcut olup olmadığı tespit edilecektir.
Asıl davada somut olayda davacı tarafa ait tescilli …. markası dikkate alındığında davalı tarafa ait … markaların asli unsuru …. markasından ibaret olup, davalı tarafın bir kısım by şeklinde yabancı sözcükler kullanmak suretiyle ürettiği kelimeler bir bütün halinde bakıldığında davacı markasının tanınmışlığından yararlanmaya yönelik ayırt edicilik sağlamayan ortalama tüketici nezlinde seri marka imajı yaratan bir kullanım olup markaların aynı işletmeden gelen benzer marka imajı uyandırdığından karıştırılma ve benzetme ihtimali söz konusu olup sınıfsal olarakta davalı markalarının davacı markası sınıfı kapsamında kaldığından davalı markalarının hükümsüzlüğüne kayıtlardan terkinine karar vermek gerekli ve yerinde görülmüştür.

H Ü K Ü M :
1-Davanın KABULÜ İLE,
2-Davalı adına TPMK’da tescilli bulunan…. tescil nolu “….” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
3-Peşin alınan harcın yeterliliğine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan, 3.145,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 77,00 TL dava ilk masrafı ve 137,40 TL tebligat-tezkere masrafı olmak üzere toplam 214,40 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince, taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
7-Gider avansından kalan miktarın 6100 sayılı yasanın 333 maddesine göre karar kesinleşince davacıya iadesine,

İlgili Hukuk Dairesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar, açıkça okunup anlatıldı.15/11/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır