Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/526 E. 2020/106 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/526
KARAR NO : 2020/106

DAVA : Unvan Terkini
DAVA TARİHİ : 26/12/2018
KARAR TARİHİ : 30/06/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/07/2020

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin ticaret unvanının 08.06.2009 tarihinde tescil ettirildiğini, müvekkilinin 1986 yılından bu yana TPMK nezdinde 7, 8, 11, 21 ve 35. sınıflar başta olmak üzere seramik, plastik, cam, değerli metaller gibi her türlü malzemeyi kapsayan mutfak eşyaları, kaplar, tabaklar, kaseler, çatal-kaşık-bıçak setleri, baharatlıklar, mutfak eşyaları, ev gereçleri gibi emtialarda ve bunlara yönelik reklam, tanıtım, pazarlama hizmetlerinde tescilli “……” uzantılı seri markalarının bulunduğunu, …,… başvuru numaralı …… ibareli tanınmış marka tescilinin de olduğunu, davalının ticaret unvanının çekirdek unsurunun …… ibaresi olduğunu, bu durumun müvekkiline ait ticaret unvanı ve tanınmış …… ibareli markaların birebir aynısı olması nedeniyle iltibas oluşturacağını, davalının iştigal konusunun müvekkilinin …… markasının tescilli olduğu sınıf ve emtialarla aynı olduğunu, davalının müvekkili ile karıştırılabileceğini yahut müvekkili şirketin grup şirketlerinden biri olduğu algısı yaratabileceğini, tüketicinin davalının ticaret unvanı nedeniyle …… markasının sahibi olduğu veya müvekkili ile arasında organik bağ olduğu algısına kapılacağını, müvekkilinin dürüstlük kuralına aykırı davranmadığını, huzurdaki davanın 3 yıl 11 ay sonra açılmasının kötü niyetli olamayacağı, zira marka hükümsüzlüğüne ilişkin sessiz kalma yoluyla hak kaybında içtihatlarca benimsenen 5 yıllık hak düşürücü sürenin ticaret unvanının terkini yönünde açılan davada da dikkate alınması gerektiğini, davalının müvekkiline ait …… markasını bilebilecek basiretli bir tacir olduğunu, bu açıdan aynı sektörde …… ibaresini kullanmasının açık bir kötü niyet taşıdığını iddia ederek, davalıya ait ticaret unvanında bulunan “……” ibaresinin sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin davaya konu ticaret unvanını TTK ve ilgili yasal düzenlemelere uygun olarak tescil ettirdiğini, davacı firmanın ticaret unvanına tecavüz teşkil edecek bir eylemi olmadığını, müvekkili şirketin tescilli unvanını kullanmasının haksız rekabete neden olmayacağını, müvekkili şirketin 27.01.2015 tarihinde kurulduğunu, davacının bu tarihten davanın açıldığı tarihe kadar herhangi bir yasal yola başvurmadığını, aradan geçen yaklaşık 4 yıl sonra dava açmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, müvekkilinin …… markası ile hizmet verdiğini ve bu marka ile sektörde belli bir tanınmışlığa sahip olduğunu, iltibas değerlendirmesinde marka hukukundaki kriterlerin uygulanmasının mümkün olmadığını, zira ibarenin marka olarak değil ticaret unvanı olarak kullanıldığını, davacı ile iş kollarının farklı olduğunu, ticaret unvanlarının benzer alanlarda kullanıldığı varsayılsa dahi hitap edilen tüketici kitlesinin farklı olduğunu, davacı markasının tanınmış olmasının müvekkilinin unvanını kullanmasına engel oluşturmayacağını, ticaret unvanını dürüstlüğe aykırı olmayacak şekilde iş evrakında kullandığını, bu durumun marka tescilinden doğan haklara istisna oluşturduğunu, Ticaret Unvanları Hakkında Tebliğ uyarınca …… ibaresinden sonra işletme konusunu gösteren ibarelerin farklı olması nedeniyle unvanın tescil edilmesinin yasa ve kurallara uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı unvanında bulunan “……” ibaresinin ticaret sicilinden terkini taleplidir. Davacı marka haklarına dayanarak iş bu davayı açtığından mahkememiz görevlidir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen kayıtlardan, davacı …’nin …… sicil numarası ile ticaret siciline kayıtlı olduğu, ana sözleşmesinin tescil tarihinin 08/06/2009 olduğu, davalı …’nin …… sicil numarası ile ticaret siciline kayıtlı olduğu ve ana sözleşmesinin tescil tarihinin 27/01/2015 olduğu anlaşılmıştır. TPMK getirtilen marka tescil evrakına göre davacıya ait, davalı şirketin kuruluşundan çok önce TPMK nezdinde koruma altına alınmış olan “……” ibaresini yegane/esas unsur olarak ihtiva eden hemen hemen tüm sınıflarda tescilli markalar olduğu görülmüştür.
6102 Sayılı TTK’nın 50. Maddesi ile, usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkının sadece sahibine ait olduğu ve yine aynı kanunun 52. Maddesi ile, ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir.
Yine 6769 Sayılı SMK’nın 7/3-e maddesi çerçevesinde marka sahibinin, işaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılmasının yasaklanmasını isteyebileceği belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 07/04/2020 tarihli raporda sonuç olarak, davacı adına marka olarak da aynı alanları kapsar şekilde tescilli olan ve davalı unvanından daha önce tescilli ticaret unvanının ek unsuru olan “……” kelimesi ile iltibasa (karıştırılma ihtimaline) sebep olduğu gerekçesiyle davalı şirket ticaret unvanında bulunan …… ibaresinin sicilden terkinini isteyebileceği belirtilmiştir. Buna göre davacı şirketin 2009 yılında davalı şirketin ise 2015 yılında ticaret siciline tescil edildiği, her iki tarafın ünvanında “……” ibaresinin vurgulayıcı ibare olarak yer aldığı, iştigal konularının benzer olduğu , “……” ibaresinin ayrıca davacı adına davalı ünvan tescilinden çok önce marka olarak davalının iştigal alanını da kapsar şekilde tescilli olduğu, “……” markasının tanınmış marka olduğu, davalı şirketin tescil tarihine göre, dava tarihi itibariyle davacının sessiz kaldığının kabulünün mümkün olmadığı ve dava açmakta kötü niyetten bahsedilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Buna göre TTK 52 ve SMK 7/3-E maddesi kapsamında davanın kabulüne, davalı …… Plastik Sanayi ve Tic.Ltd.Şti’nin unvanından “……” ibaresinin çıkarılmasına karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalı …… Plastik Sanayi ve Tic.Ltd.Şti’nin unvanından “……” ibaresinin çıkarılmasına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 54,40 TL ilam harcından, 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile, 18,50 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 71,80 TL dava ilk masrafı, 113,50 TL tebligat-tezkere ve 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.185,30 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.30/06/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır