Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/48 E. 2018/389 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/48
KARAR NO : 2018/389

DAVA : Markaya Tecavüzün Tespiti
DAVA TARİHİ : 14/03/2018
KARAR TARİHİ : 22/03/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Manevi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Asıl davada davalı taraf dava dilekçesinde özetle ;müvekkilinin … unsurlu markanın sahibi olduğunu, müvekkil markasının yurt içinde ve yurt dışında bilinen ve tanınan marka olduğunu, davalının müvekkiline ait “….” ibareli markayı ürünlerinde , iş yeri evraklarında ve reklamlarında internet ortamında kullandığını, bu şekilde müvekkil markasına tecavüz teşkil eden eylemlerde bulunduğunu, davalının bu kullanımlarının önlenmesine, …. ibareli markayı taşıyan ürünleren el konulmasına, bu ürünlerin masrafı davalıdan alınmak üzere etiketlerin sökülmesine, bu şekilde tecavüzün giderilmesi mümkün değil ise ürünlerin imhasına, dava tarihinden itibaren işleyecek 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, davalı adına tescilli…. nolu …. ibareli markanın hükümsüzlüğüne, karar kesinleştiğinde sicilden terkine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen …esas sayılı dosyada davacı taraf dava dilekçesinde özetle müvekkilinin … esas unsurlu …. sayılı markaların sahibi olduğunu, …’ ın davalı firmanın yetkilisi ve ortağı olduğunu, …’ ın … sayılı …. ibareli markayı tescil ettiridiğini, bu markanın müvekkilinin markasına iltibas yaratacak şekilde olduğunu, müvekkilinin markalarının seri markası izlenimi uyandırdığını, Bakırköy FSHHM …. Esas sayılı dosya ile dava açıldığını davanın … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil eden fiillerinin önlenmesini, durdurulmasını, davalının …. ibareli markayı ürünlerinde kullanmasının önlenmesine, ürünlere el konulmasına, bu ürünlerin masrafı davalıdan alınmak üzere etiketlerinin sökülmesine, bu şekilde tecavüzün giderilmesi mümkün değilse ürünlerin imhasına, davalı firmanın ticaret unvanından … ibaresinin çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen dosya davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil markasını itiraza uğramaksızın yasal yoldan tescil ettirdiğini , kullanımın markasal kendi kapsamında olduğunu dava açıldıktan sonra kullanımlarının durdurulduğunu söz konusu kullanım olmadığından ayrıca markaların değeri dikkate alındığında talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğundan tüm talepler yönünden yerinde olmayan davaların reddine, karşı tarafın herhangi bir üretim ve markasal kullanımı olmadığından bir zararı olmadığını, tüm talepler yönünden davanın reddine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Asıl dava, davacı tarafa ait … ibareli markalar dikkate alındığında, davalı … adına tescilli … “….” ibareli markanın benzer nitelikte olup olmadığı, asıl ve birleşen dava yönünden davalı tarafların markaya yönelik tecavüz teşkil eden bir kullanımları olup olmadığı, ticaret unvanının terkini gerekip gerekmeyeceği ve asıl dava yönünden manevi tazminat söz konusu olup olmayacağına ilişkindir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …. sayılı “….” ibareli markanın 25 ve 35. Sınıflarda 15/12/2016 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile davalı adına, …. sayılı “… . + Şekil” ibareli markanın 03, 14, 24, 25, 26 ve 35. Sınıflarda 11/02/2009 tarihinden itibaren, … sayılı “… +Şekil” ibareli markanın aynı sınıflarda 11/02/2009 tarihinden itibaren, …. sayılı “… +Şekil” ibareli markanın aynı sınıflarda 11/02/2009 tarihinden itibaren 10’ar yıl müddetle davacı adına tescilli olduğu ve daha birçok … esas unsurlu markanın davacı adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.
Dava dilekçesinde, dosyadaki deliller, web siteleri, google, facebook kayıtları da dikkate alınarak, davalının marka kullanım ihlallerinin tespiti açısından bilirkişi incelemesi yaptırılması talep edildiğinden, bu hususların tespiti açısından dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 16/02/2018 tarihli raporda sonuç olarak, davalı yana ait işyerinde kot tekstili ağırlıklı satış yapılan bir mağaza olduğu, iç ve dış tabelalarda, ürünlerin üzerindeki etiketlerde, fatura vb evraklarda “….” markasının kullanılmakta olduğu, her ne kadar davalı tarafça “….” markasının tescil ettirildiği görülmekte ise de, ürünlerde ve diğer evraklarda “…” ibaresinin daha büyük ve vurgulanmış bir şekilde kullanılmakta olduğu, ayrıca birçok yerde markanın yanında davacıya ait … markasında bulunan yıldızın da koyulmuş olması ve tarafların aynı alanda faaliyet göstermeleri nedeniyle, ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğu yolunda görüş belirtildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre iş bu dava 6769 SMK. da düzenlenen markaya yönelik tecaüzün tespiti ve menine yönelik olup dava marka hakkına yönelik tecavüzün tespiti ve menine yönelik olup sınai mülkiyet kanunu 7 maddesi bu kanunla sağlanan marka koruması tescil yolu ile elde edilir. Marka tescilinden doğan haklar münhasıran sahibine aittir. Marka sahibinin izinsiz olarak yapılması halinde aşağıdaki fiilerin önlenmesini talep etme hakkı vardır;
a-Tescilli marka ile aynı olan bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması
b-Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetler ile aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması,
c-Aynı,benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştıdığı tanınmışlığı düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikte herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması
Aşağıdaki belirtilen durumlar işaretin ticaret alanında kullanılması halinde 2. Fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a-işaretin mal veya ambalaj üzerine konulması,
b-işaretin , işareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, tesil edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi ,
c-işareti taşıyan malın ithal veya ihraç edilmesi
ç-işaretin,teşebbüsün iş evrakı veya reklamlarında kullanılması
d-işareti kullanan kişinin işareti kullanımına ilişkin haklı veya meşru bağlantısı olmaması şartı ile işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yataracak şekilde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması,
e-işaretin ticari unvan ya da işletme adı olarak kullanılması
f-işaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması
Bunun yanında kanunun 29. Maddesi marka sahibinin izni olmaksızın 7. Maddede belirtilen biçimlerde markayı kullanmak marka sahibinin izni olmaksızın markayı veya ayırt edilmeyecek kadar benzerini kullanmak suretiye markayı taklit etmek , markayı veya ayırt edilemeyceek kadar benzerini kullanılmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yolu ile kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak dağıtmak başka bir şekilde ticaret alanından çıkarmak ithal işlemine tabi tutmak ihraç etmek ticari amaç ile elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak marka sahibi tarafından lisans yolu ile verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları 3. Kişilere devretmek markaya tecavüz olarak kabul edilmiştir.
Somut olayda Asıl ve birleşen dosyalardaki markaya tecavüz tespiti bakımından davaya konu … ve …. isimlerinin arasında benzerlik olduğu her iki şirketin aynı iş kolunda faaliyet göstermesi, her iki ibarenin fonetik benzerliği açısından ayırt edici karakterini zedeleyebileceği ve tüketicilerin karşısında iltibasa yol açabileceği kanaatine varılmış olup davalılar benzer markayı üretim ve satış yoluyla kullandığı gelen bilirkişi raporları fatura fiş ve fotoğraflarla tes edildiği anlaşılmış olup Davalıların davacının marka hakkına satış ve kullanım sebebi ile davacının marka hakkına tecavüzün ayrı ayrı tespitine ve menine giderilmesi bakımından ise birleşen dosya dahil davalının ticaret ünvanından çıkardığı kayıtlardan anlaşılmış olup davalının dava sonrası kullanımını bıraktığı hususu dikkate alındığında bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Ayrıca tecavüzün tespiti ve meni asıl davada aynı davacı tarafından aynı davalıya aynı markadan kaynaklı olarak açıldığından derdestlik nedeniyle birleşen dosyadaki talepler yönünden usulden reddine karar vermek gereksmiştir.
Asıl davada Manevi tazminat yönünden ise davalı kullanımının boyutu ve davacının markayı ihale ile aldığı ve fiilen kullanmadığı da dikkate alınmış davacıya zarar verdiği hususun ne şekilde kullanıldığı tam olarak ispat edilemediği gbi husular nazara alınarak şatları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine gerekli ve yerinde görülmüştür.
Dosyaya ibraz edilen marka kayıtları, tarafların sunmuş olduğu deliller,dikkate alındığında dava ; markaya yönelik benzerlik nedeniyle hükümsüzlüğe ilişkin olup 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 4. maddesi marka bir teşebbüsün mallarının ve hizmetlerinin diğer teşebbüsün mallarından ve hizmetlerinden ayırt edilmesinin sağlanması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartı ile kişi adları dahil sözcükler, şekiller, renkler harfler ,sayılar sesler ve malların veya ambalajların biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir. 5 maddede marka tescilinin mutlak red nedenleri sayılmış, ç bendinde aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetler ile ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış, marka ile aynı veya ayırt edilemeycek kadar benzer işaretler marka olarak tescil edilmez, 6. Madde de tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı veya benzerliği kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali dahil karşıtırılma ihtimali varsa itiraz üzerinde başvuru red edilir”. hükmü düzenlenmiştir.
Karıştırma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Başka bir anlatım ile halkın söz konusu mal ve hizmetleri aynı ya da bağlantılı işletmelerden geldiğini düşünme tehlikesidir. Hem markanın hem de mal veya hizmetlerin aynı olması durumunda marka hakkının ihlali söz konusu olmaktadır. Karıştırma ihtimalinden söz edilebilmesi için öncelikle tescil başvurusuna konu veya tescil edilmiş marka ile daha önce tescil edilmiş ve tescil başvurusu yapılmış markanın kapsadığı hizmetlerin aynı ya da benzer olması gerekmektedir. Eğer bu mal ve hizmetler aynı ya da benzer ise bu kez markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenecektir. Karıştırma ihtimali hem marka, hemde sınıf bakımından benzerlik gerektirdiğinden iki markanın tescil edildikleri, tescil başvurusunda bulunulduğu ya da kullanıldığı mal ve sınıfların ne kadar birbirine benzer ise karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmaması için markaların da o oranda birbirinden farklı olması gerekecektir. Markalar arasında sözcük, harf karakteri, şekil, grafik gibi renk unsurlarında hiçbir fark yok ise markalar arasında ayniyetten söz edilir. Eğer bu unsurlardan birinde küçük fark var ise benzer markalardan söz edilir. Markalar arasında karıştırma ihtimali incelenirken her bir unsura göre değil bir bütün olarak iki markanın bıraktığı genel global izlenimin markanın bütünüyle bıraktığı etki dikkate alınır.
AB Adalet Mahkemesi (CJEU ) uygulamalarında karıştırma ihtimalinin belirlenmesinde bir takım ilkeler mevcuttur. Uygulamalara göre karıştırma ihtimali ilgili tüm faktörler dikkate alınmak suretiyle marka veya işaretler birer bütün olarak değerlendirilmeli bu değerlendirme yapılırken uyuşmazlık konusu mal veya hizmetin talep edebilecek durumdaki ortalama tüketici gözü ile bakılmalı ortalama tüketicinin detayları incelemeden markayı bir bütün olarak algılayacağı gözönünde bulundurulmalı markadaki ayırt edici ve egemen unsurların bıraktığı genel intibaya göre görsel ve işitsel ve kavramsal anlamda karıştırma ihtimali bulunup bulunmadığı tartışılmalıdır.
Markalar arasında daha az derecedeki benzerlik mal veya hizmetler arasında daha çok benzerlik ile dengelenebilir. Bunun tersi de mümkündür. Ayrıca eğer önceki markanın ayırt ediciliği kendiliğinden çok yüksek ise veya kullanım sonucunda yüksek ayırt edicilik sağlanmış ise karıştırılma ihtimali de çok yüksek olacaktır. Salt çağrıştırma ihtimalinin varlığı karıştırma ihtimalini de mevcut olduğunun kabulü için yeterli değildir. Önceki markanın tanınmışlığı da tek başına karıştırılma ihtimalinin varlığı için yeterli değildir. Eğer her iki marka arasında çağrıştırma ,tüketicide bu markayı taşıyan ürünlerin aynı ya da ekonomik olarak bağlantılı işletmelerden kaynaklandığı yolunda bir kanaate yol açacak nitelikte ise, bu durumda karıştırma ihtimalinin bulunduğu düşünülmelidir. Markalar arasında görsel , işitsel,kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı her iki markanın asli ve tali unsurları ile birlikte bütünü itibariyle bıraktığı izlenimler bakımından benzerlik olup olmadığı çağrıştırma söz konusu olup olmadığı, markaların ait oldukları mal veya hizmetlerin hitap ettiği tüketici kitlesinin eğitim ve toplumsal durumu, markaların tescilli oldukları malın ya da hizmetin değeri , buna bağlı olarak alıcının mal almaya gittiğinde harcadığı zaman kriterleri dikkate alınarak ortalama düzeydeki tüketici gözü ile karıştırma ihtimali mevcut olup olmadığı tespit edilecektir.
Asıl davada somut olayda davacı tarafa ait tescilli esas unsuru … olan markası dikkate alındığında davalı tarafa ait Yads Blue markasının asli unsuru … markasından ibaret olup, davalı tarafın bir kısım blue gibi şeklinde ek yabancı sözcükler kullanmak suretiyle ürettiği kelimeler bir bütün halinde bakıldığında davacı markasının tanınmışlığından yararlanmaya yönelik ayırt edicilik sağlamayan ortalama tüketici nezlinde seri marka imajı yaratan bir kullanım olup markaların aynı işletmeden gelen benzer marka imajı uyandırdığından karıştırılma ve benzetme ihtimali söz konusu olup sınıfsal olarakta davalı markalarının davacı markası sınıfı kapsamında kaldığından asıl davada davalı markasının hükümsüzlüğüne kayıtlardan terkinine karar vermek gerekli ve yerinde görülmüştür.
HMK.nın 331 madde gereği davanın konusuz kalması sebebi ile davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakim davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder ” düzenlemesi gereği davalı tarafın dava açıldıktan sonra şirket unvanındaki ihlas ibaresini değiştirmesi davacının dava açmakta haklılık durumu dikkate alındığında davacı yararına yargılama giderlerine hükmetmek gerekli ve yerinde görülmüştür.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle ;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN :
1-Asıl dava yönünden davacının marka hakkına tecavüzün tespitine, diğer talepler yönünden konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalı adına TPMK’da tescilli … nolu …. ibareli markanın hükümsüzlüğüne sicilden terkinine,
3-Şartlar oluşmaması nedeniyle davacının manevi tazminat talebinin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 341,55 TL peşin harçtan, 35,90 TL ilam harcının mahsubu ile, 305,65 TL fazla harcın, talebi halinde davacıya iadesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan, 3.145,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen manevi tazminat yönünden hesaplanan, 3.145,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 384,65 TL dava ilk masrafı, 170,80 TL tebligat-tezkere ve 450,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.005,45 TL yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre 603,27 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN :
1-Birleşen dosya yönünden marka hakkına tecavüz yönünden derdestlik sebebiyle reddine, unvan değişikliği nedeniyle konusuz kalan dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Peşin alınan harcın yeterliliğine,
3-Davacı tarafından yapılan 77,00 TL dava ilk masrafı ve 86,00 TL tebligat-tezkere masrafı olmak üzere toplam 163,00 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan, 3.145,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Red edilen kısım için Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan, 3.145,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6-Gider Avansından kalan miktarın 6100 Sayılı yasının 333 maddesine göre karar kesinleşince davacıya iadesine,

İlgili Hukuk Dairesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar, açıkça okunup anlatıldı.06/12/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır