Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/471 E. 2020/144 K. 10.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/471 Esas
KARAR NO : 2020/144

DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 14/11/2018
KARAR TARİHİ : 10/07/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkillerinin …… ana unsurlu markaların sahibi olduğunu, 1945 yılından beri Çeşme’de faaliyet gösterdiklerini ve gerçek hak sahibi olduğunu, davalının ticaret unvanının müvekkillerinin ticaret unvanı ile iltibas yarattığını, davalının ticaret unvanının, müvekkili şirketlerinin markasından ve ticaret unvanından çok sonra tescil edildiğini, davalının markasal kullanımlarının haksız rekabet oluşturduğunu, bu nedenle davalının eylemlerinin marka tecavüzüne ve haksız rekabete sebebiyet verdiğinin tespitini ve önlenmesini, müvekkillerinin markası ile iltibas yaratan kullanımların durdurulması evrak vb.toplatılmasını ve web sitelerinin kapatılmasını, 3.000,00 TL maddi tazminata ve 10.000,00 TL manevi tazminata, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, doğrudan iltibastan söz edecek gerekli şartların oluşmadığını, müvekkillerinin markası ile davalı tarafın markası arasında iltibas olmadığını, tarafların faaliyet alanı açısından kesişim kümesinin sınırlı olduğunu, davacı tarafa ait markanın butik bir işletme, müvekkillerinin ise franchise ağı geniş bir şirketler zincirinin parçası olduğunu, “……” ibaresinin davacının tekelinde olabilecek bir ibare olmadığını, müvekkillerinin ticaret unvanı ile faaliyet alanlarının davacı şirket unvanı ve faaliyet alanları kıyaslandığında birbirini etkilemeyecek ölçüde benzerliklerin olduğunu, marka logo benzerliğinin olmadığını, haksız rekabetin ve marka tecavüzünün olmadığını, bu nedenlerle davacının reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Yargılama sırasında deliller toplanmış; davacının ve davalının ticaret sicil kayıtları ilgili ticaret sicil müdürlüklerinden celp olunmuş, davacıya ait …… ana unsurlu markalarının sicil belgeleri Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan celp olunmuştur.
Dosya davalının davacı markasına ticaret unvanı kaynaklı tecavüz ve haksız rekabetinin unsurlarının olup olmadığı, ticaret unvanı terkini koşullarının oluşup oluşmadığı ve talep edilen maddi tazminat türüne göre 151/1b yönünden maddi tazminat koşulları var ise miktarının hesaplanması için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 16/01/2020 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında özetle; “Karşılaştırmaya tabi markaların asli unsurlarının aynı (……) olduğu, davalı tarafın “…… ‘ şeklindeki kullanımında yer alan “……” ibaresinin tanımlayıcı, sektör belirtici ibare olduğu ve ayırt edici niteliğinin bulunmadığı, karşılaştırmaya tabi markaların aynı mal ve hizmet sınıfında kullanıma konu edildiği birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafın markasal kullanımlarının, davacı yanın tescilli markalarına tecavüz teşkil edeceği, taraflara ait ticaret unvanlarının asli ve ayırt edici unsurunun “……” ibaresi olduğu, davacı şirketin sicile kayıt tarihinin 02/11/2012 olduğu, davalı tarafın ise 06/08/2015 tarihinde sicile kayıt edildiği, önceki tarihli hak sahibi olan davacı şirket ticaret unvanı ile asli unsurları birebir aynı olan davalı ticaret unvanının, davacı yanın ticaret unvanının tescilli olduğu faaliyet alanları ile benzerlik arz eden “Her çeşit unlu mamuller imalatı, alımı, satımı, ithalatı ve ihracatı Tatlı, tuzlu ve tuzsuz unlu mamullerin imalatı, alımı ve satımı Tüm Gıda maddeleri, bakkaliye çeşitleri, katı ve sıvı yağlar, kuru bakliyatlar, yaş sebze ve meyveler, kuru yemi/ve kuru gıdalar, hayvan ve hayvansal ürünleri, tarım ürünleri, su ve süt ürünleri, konserve ve konsantre gıda maddeleri, meyve suları, her çeşit sıcak ve soğuk içecekler imalatı alımı, satımı, ithalatı ve ihracatı” alanlarında sicilden terkininin gerekeceği, davalı yanın markasal kullanımlarının haksız rekabet teşkil ettiği. davalı tarafın ticari defterlerinin, kapanış tasdiklerinin zamanında yapılmadığı, bu nedenle sahipleri lehine kati delil olma vasfına haiz olmadığı, davalı tarafın, dava konusu markaya yönelik ürün satışlarından elde ettiği Faaliyet Karı üzerinden yapılan hesaplamaya göre, dava konusu markasal kullanımları nedeniyle elde ettiği muhtemel kazancın 68.916,17 TL’si olarak hesap edildiği, davacı tarafın maddi tazminat talebinin, Borçlar Kanununun 50. ve 51. Maddelerine göre belirlenmesi hususunun Mahkemenin takdirinde olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davacı vekili 22/01/2020 tarihli dilekçesi ile, 3.000,00 TL olarak açtıkları maddi tazminat taleplerini 68.916,17 TL’ye ıslah ettiklerini beyan etmiş ve eksik harcı ikmal ettiği görülmüştür.
Davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ile, bilirkişi raporu tanzim edilirken işletmelerin çalışma alanlarının gözardı edildiğini, bir tarafta franchise sistemine göre çalışan ve İstanbul’da hizmet veren müvekkili şirket, öte yanda İzmir’de butik bir pastane bulunduğunu, burada rekabetin neye göre oluştuğunu, rekabet gerçekten var mıdır sorularına cevap aranmadan tespit yapıldığını ve müvekkilinin ticari kazancından ötürü elde ettiği tüm kazancın davacı yana izafe edildiğini, işletmelerin, pastane ürünleri alanında hizmet vermekte olduğunu, amblem ve marka işaretleri bakımından da karıştırılmaya mahal vermeyecek kadar farklılık olduğunu, bilirkişi tarafından logolar incelenmişse de herhangi bir açıklama yapılmadan başka konular hakkında açıklamalar yapıldığını, bu bakımdan raporun hükme esas alınamayacağını, bu nedenle yeni heyetten yeni rapor alınmasını talep etmiştir.
Dava davalının davacı markası ve ticaret unvanından kaynaklı haklarına tecavüzü veya haksız rekabetinin tespiti ile maddi ve manevi tazminat talebine yöneliktir.
SMK’nun 6/1 md’sinde nisbi red nedeni olarak düzenlenen karıştırma ihtimali, aynı kanunun 7/1 md’sinde marka hakkına tecavüz hali olarak yer almaktadır. SMK’nun 6/1 md’sine göre, önceki marka ile tescil başvurusu yapılan marka aynı ya da benzer ise sınıflar da aynı ya da benzer ise bu başvuru itiraz üzerine red edilir. SMK’nun 25/1 md’si gereğince hem 5.md’de yazılı mutlak red nedenleri , hem de 6.md’de yazılı nisbi red nedenleri birer hükümsüzlük nedenidir. Marka koruma kapsamına ilişkin SMK’nun 7/1-b md’sine göre ise, marka sahibi “tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerde aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tkescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını engelleyebilir ve bu durum aynı zamanda marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir.
Somut olayda yukarıda anılı ilkeler ışığında yapılan değerlendirmede; taraf markalarının asli ve ayırdedici unsuru olan “……” kelimesinin ortak olduğu, davalının “…… ……” ibaresini markasal olarak kullandığı; “……” ibaresinin pastacılık ve …… sınıflarında zayıf bir marka olmadığı ve tarafların emtia ve hizmetleri yönünden de benzerlik bulunduğu; bu hali ile marka hakkına tecavüzün koşullarının tamamının oluştuğu anlaşılmıştır.
6769 sayılı SMK’nun 7/3-e md’sine göre işaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılmasını da marka hakkı sahibi yasaklayabilir. Buna göre marka hakkına tecavüzün ve sonuçlarının kaldırılması talebi kapsamında daha önce tescil edilmiş bir marka nedeniyle sonradan tescil edilen ticaret unvanının sicilden terkini talep edilebilir.
Davaya konu olayda davacının marka tescillerinin davalının ticaret unvanının tescilinden önceye dayandığı ve ticaret unvanında davalı markalarının asli ve ayırdedici unsuru olan “……. ” kelimesinin bulunduğu, davacı markalarının tescil edilmiş olduğu sınıflar ile aynı veya benzer olanlar yönünden de kayıt altında olduğu ve ticaret unvanın markasal kullanımının rapor ile tespit edildiği anlaşıldığından davalının ticaret sicilinin terkin koşullarının gerçekleştiği kanaatine varılmıştır. Terkin kararı verilirken “çoğun içinde azı vardır” ilkesinden hareketle yalnızca benzerlik arzeden emtia ve hizmet alanları yönünden kısmi terkin kararı verilmiştir.
Davacı lehine maddi tazminata hükmolunurken davalı defterlerinin kapanış tasdikinin yasalara uygun ve zamanında yapılmamış olması nedeni ile davalı lehine delil kabul edilemeyeceği; davacının tazminat talep ve iddiaları yönünden davalı lehine delil vasfını haiz olmadıkları, defterler üzerinden yapılan hesaba göre bulunan 68.916,17 TL’nin yani davacının ıslah yolu ile talep ettiği tüm maddi tazminat miktarının davaya konu tecavüzün niteliği ve kapsamı, bizzat davalı yanca kabul ve iddia olunan davalının iş hacminin büyüklüğü ve genişliği, bir tacir olan davalının kusurunun derecesi ile birlikte incelendiğinde hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından maddi tazminat talebinin tamamına, manevi tazminat talebinin ise 5 bin TL’lik kısmına hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
2-Davalının davacıya ait markalardan doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına,Bu kapsamda;
-Davalının “…… …… SÜT ÜRÜNLERİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ” şeklindeki ticaret unvanının “her çeşit unlu mamüller imalatı, alımı, satımı, ithalatı ve ihracatı, tatlı, tuzlu ve tuzsuz unlu mamülleri imalatı, alımı ve satımı, tüm gıda maddeleri, bakkaliye çeşitleri, katı ve sıvı yağlar, kuru bakliyatlar, yaş sebze ve meyveler, kuruyemiş ve kuru gıdalar, hayvan ve hayvansal ürünleri, tarım ürünleri, su ve süt ürünleri, konserve ve konsantre gıda maddeleri, meyve suları, her çeşit sıcak ve soğuk içecekler imalatı, alımı , satımı, ithalatı ve ihracatı” alanlarında ticaret sicilinden TERKİNİNE,
-Tecavüz oluşturan “…… ……” ibaresini taşıyan tabela, levha, kartvizit, broşür ve her türlü reklam aracı ile tanıtım malzemesi ve iş evrakına el konularak hüküm kesinleştiğinde imhasına, bu unsurları taşıyan davalı yana ait web sayfaları ile sosyal paylaşım sitelerine erişimin engellenmesine,
– 68.916,17 TL maddi 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
-Hüküm özetinin masrafı davalı taraftan karşılanmak suretiyle ülke çapında yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde ilanına,
3-Alınması gereken 5.049,21 TL harçtan peşin alınan 222,01 TL peşin harç ve 1.125,70 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 3.701,50 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maddi tazminat yönünden 9.759,10 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen manevi tazminat yönünden 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen manevi tazminat yönünden 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından bu dava nedeniyle 222,01 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı, 1.125,70 TL ıslah harcı, 2.400,00 TL bilirkişi ücreti ve 128,50 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 3.912,11 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre hesaplanan 3.664,25 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Karar kesinleştiğinde kalan giden avansının yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.10/07/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸