Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/449 E. 2019/36 K. 12.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/449
KARAR NO : 2019/36

DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Önlenmesi, Unvan Terkini
DAVA TARİHİ : 25/10/2018
KARAR TARİHİ : 12/02/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/02/2019

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin uzun yıllardır tekstil alanında faaliyet gösterdiğini ve “….” ibaresni değişik tarihlerde marka olarak tescil ettirdiğini, müvekkilinin söz konusu markayı işyerinde, reklam panolarında, tabela ve reklam vasıtalarında kullanarak, hizmet kalitesi ile haklı bir üne kavuşturduğunu ve kendi piyasasında bilinen ve aranan bir marka haline geldiğini, müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösteren davalının, müvekkili adına tescilli marka ile neredeyse aynı ibareyi, herhangi bir izin olmaksızın kendi mal ve hizmetlerinde kullanmak sureti ile ticari faaliyetlerinde haksız rekabet teşkil edecek şekilde kullanmakta olduğunu iddia ederek, haksız rekabetin tespiti ile önlenmesini, durdurulmasını, davalının ticaret unvanınden reflex ibaresinin terkinini, müvekkiline ait markanın kullanıldığı davalı tabelalarının sökülmesini, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılması ile verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirkette yapılan keşifte bulunan tek delilin bir kumaş kartelası olduğunu, bunun haricinde müvekkilinin Reflex ismi ile üretilmiş veya satışa hazır bir ürünü bulunmadığını, müvekkilinin iştigal alanın kumaş satımı işi olduğunu, bu sebeple de kendi isminin olduğu kartelanın bulunmasının da hayatın doğal akışına uygun olduğunu ve yazı tipi, punto ve yazılış açısından en ufak dahi bir benzerliği olmayan markanın, davacının markasından özenilerek kullanıldığı iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Dosyanın Mahkememizce yapılan 12/02/2019 tarihli duruşmasında, davacı vekilince sunulan 15/01/2019 tarihli dilekçe ekinde taraf vekillerince imzalanan sulh protokolü sunulduğu görülmüş, davacı vekili söz alarak, tarafların sulh olduklarını, 24/12/2018 tarihli sulh sözleşmesindeki imzaların yetkili vekillere ait olduğunu, sözleşmedeki muaccel olan parasal yükümlülüklerin yerine getirildiğini, karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti istemediklerini ve sulhun tasdikine ve ihtiyati tedbir nedeni ile yatırılan teminatın iadesine karar verilmesini istediklerini, davalı vekili de, davacı vekilinin beyanlarına katıldığını, sulh protokolündeki vadesi gelen parasal yükümlükülerin yerine getirildiğini, kendilerinin de vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını ve karşı tarafça yatırılan teminatın iadesine muvafakat ettikleri yolunda beyanda bulunarak, beyanlarını imzaları ile onaylamışlar, taraf vekillerinin vekaletnamelerinden sulhe yetkilerinin bulunduğu ve talebin davayı sonlandırır nitelikte olduğu anlaşılmakla, aşağıda da yazılı olduğu üzere, tarafların sulh olduklarının tespiti ile taraf vekillerince tanzim ve ibraz olunan 24/12/2018 tarihli sulh protokolünün onaylanmasına ve kararın eki sayılmasına, sulh protokolü ve taraf vekillerinin beyanları nazara alınarak, her bir tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, aynı sebeple vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ve dvacı tarafça ihtiyati tedbir için yatırılan teminatın iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Tarafların sulh olduklarının tespiti ile taraf vekillerince tanzim ve ibraz olunan 24/12/2018 tarihli sulh protokolünün onaylanmasına, kararın eki sayılmasına,
2-Yatırılan peşin harcın yeterliliğine,
3-Her bir tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına ve vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
4-Davacı tarafça ihtiyati tedbir için yatırılan teminatın iadesine,
5-Harcanmayan avansın yatırana iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.12/02/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır