Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/430 E. 2020/274 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/430
KARAR NO : 2020/274

DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men ve Ref’i,
Hükümsüzlük, Tazminat
DAVA TARİHİ : 15/10/2018
KARAR TARİHİ : 20/10/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/11/2020

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin 1934 yılından beri “…” marka ve ticaret unvanı ile dünyada medikal sistemler, grafik sistemler dijital kamera ve fotoğraf baskı ürünleri, endüstriyel ürünler üretimi ve pazarlamasını yapan büyük bir firma olan …’ın Türkiye’deki faaliyetlerini yürüten bağlı kuruluşu olup, ilgili faaliyet alanlarında “…” ibareli markaların Türkiye’deki hak sahibi olduğunu, “…” markasının sadece Türkiye’de değil, yurt dışında birçok ülkede tescilli tanınmış bir marka olduğunu, “…” … markası yanında müvekkilinin ve ana kuruluş …’ın “…” ibaresi içeren birçok farklı markasının da bulunmakta olup, TPE nezdinde tescilli olduğunu, davalı tarafın müvekkilinin tescilli markasının görsel ve işitsel olarak benzerini, aynı sektörde faaliyette bulunduğu işletmesindeki katalog, broşür, form, etiket ve benzeri materyallerde haksız bir şekilde kullandığını, davalı yanın kullandığı … markasının müvekkilinin tescilli “…” markasına aynen benzediğinden bu durumun haksız rekabet nedeniyle müvekkilinin marka haklarına tecavüz oluşturmakta olduğunu, davalının kullandığı markada yer alan “i” harfinin noktasının dahi davalı tarafından kasten kırmızı olarak belirlenmiş ve bu yolla da hukuka aykırı olarak müvekkili ile bağlantılı bir izlenim oluşturulmaya çalışıldığını, davalının tescil başvurusu yaptığı “…” markasının yayınına müvekkil şirket tarafından yapılan itiraz üzerine TPE’nin itirazı kabul ederek davalının tescil başvurusunu reddettiğini iddia ederek, davalının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetinin tespitini, men ve ref’ini, davalının kullanmakta olduğu “…” ibareli markanın hükümsüzlüğünü, sicilden terkinini, 1.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 18/02/2020 tarihli dilekçesi ile, maddi tazminat talebini 163.200,52 TL olarak ıslah etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, derdestlik nedeniyle ve aynı zamanda husumet yönünden davanın reddedilmesi gerektiğini, marka tecavüzü iddiasının gerçekliğe aykırı, soyut ve mesnetsiz olduğunu, “…” markasının herhangi bir tanınmışlığı olmadığını, “…” markasının tamamen özgün bir marka olduğunu, “…ji” markasının ayırdediciliğinin bulunmadığını ve davacı şirketin zararının bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKEÇE :
Dava, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men ve ref’i, markanın hükümsüzlüğü, maddi-manevi tazminat ve verilecek hüküm özetinin ilanı taleplidir.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 27/01/2020 havale tarihli raporda sonuç olarak, marka hakkına tecavüz için gerekli iltibasın söz konusu olduğu, davalı eyleminin smk uyarınca marka hakkına tecavüz ve bu suretle haksız rekabet oluşturduğu davalı markasının tanınmış marka olduğuna dair dosya içine delil olarak sunulan herhangi bir belge olmadığından bu konuda bir değerlendirme yapılamadığı, davalının ibraz edilen ticari defterlerinin ilgili kanun hükümlerine göre uygun tutulduğu ve davalının kuruluşundan dava tarihine kadar toplamda 163.200,52 TL vergi sonrası net kar elde ettiği belirtilmiştir.
Davalı şirketin davadan sonra unvan değişikliği yapması ve tasfiyeye girmesi sebebiyle tasfiye memuruna husumet yöneltilmiş ve davalı vekili tasfiye memurundan vekaletname ibraz etmiştir.
Davalı tarafça derdestlik itirazına dayanak yapılan Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının tetkikinden aynı davacı tarafından aynı davalı aleyhine aynı maddi vakıa ve sebeplere dayalı olarak dava dosyamızdaki davanın dava dilekçesinin netice-i talep kısmında (1) numara ile gösterdiği marka hakları tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, (2) numara ile gösterdiği, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin men’i ve sonuçlarının ortadan kaldırılması, (5) numara ile gösterdiği, ilan talebine ilişkin kısmi yönünden aynı olduğu anlaşılmıştır. Sadece davacının dava dilekçesinin netice-i talep kısmının üç nolu bendinde belirtitği “…” markasının hükümsüzlüğe ilişkin talebi davacının marka haklarına tecavüz nedeniyle olan tazminat talepleri yönünden farklı olduğu anlaşılmıştır. Mahkememize açılan davanın tevzi formuna göre dava tarihi açılış tarihinin 15/10/2018 saat 15:50, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının ise 15/10/2018 tarih ve 15:49 olduğu görülmüştür. Yüksek Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 06/05/2020 tarih ve 2020/350 Esas 2020/3062 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başşsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 197/5 maddesi uyarınca dava, dava dilekçesinin tevzi edilerek kaydedildiği tarihte açılmış sayılır. Derdestlik dava şartı olup yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Buna göre mahkememiz dava dosyasının dava tarihi Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından sonradır. Buna göre davacının dava dilekçesinin netice-i talep kısmında (1) numara ile gösterdiği marka hakları tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, (2) numara ile gösterdiği, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin men’i ve sonuçlarının ortadan kaldırılması, (5) numara ile gösterdiği, ilan talebine ilişkin davasının derdestlik nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı davalının kullanmakta olduğu “…” markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine istemiş ise de getirtilen, Türk Patent kayıtlarına göre markanın tescilli olmadığı, davalının marka tescili başvurusunun itiraz üzerine reddedildiği anlaşılmıştır. Markanın hükümsüzlüğüne karar verilebilmesi için dava tarihi itibariyle tescili zorunlu olup, tescili olmadığından hükümsüzlüğe dair davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının marka haklarına tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden derdestlik söz konusu olmadığından bu talepler yönünden yapılan değerlendirmede ise; dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde ; “…” esas unsurlu markanın 27/10/2010 tarihinden beri davacı adına tescilli olup geçerliliğini koruduğu, bilirkişi raporunda ayrıntısıyla belirtildiği üzere davalının ticari evraklarında faturalarında etiket ve tabelalarında “…” işaretini davacı markasının tescilli olduğu emtia sınıfında markasal olarak kullandığı, bu kullanımın görsel,işitsel ve anlamsal olarak iltibasa sebep olduğu ve böylece davalı eylemlerinin SMK 7 ve 29 maddeleri anlamında davacı marka haklarına tecavüz teşkil ettiği anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda davacının tazminat seçeneğine göre davalı ticari defterleri üzerinden yapılan incelemeye nazaran toplam 163.200,52 TL kazanç elde ettiği bildirilmiştir. Davacı vekili de harcını yatırarak maddi tazminat tutarını bu tutar üzerinden arttırmıştır.
SMK’nun 150/1 maddesi uyarınca sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. Görüldüğü üzere SMK ‘da düzenlenen maddi tazminat, bir ceza olmayıp davacının zararının karşılığıdır. SMK 151/2 maddesinde de hak sahibinin seçimine bağlı olarak hangi usullere göre tazminat hesabı yapılacağı düzenlenmiş olup SMK’nun 151/3 maddesinde ise yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansları sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenleri göz önünde tutulacağı hüküm altına alınmıştır. Bu yasal düzenleme çerçevesinde olayımıza baktığınızda bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalının elde ettiği kazancın ne kadarının marka kullanımı nedeniyle olduğu belli olmayıp, davalının elde ettiği gelirin büyük kısmı başka marka cihazın satışından elde edilmiş olması karşısında zorunlu olarak TBK’nun 50 ve 51 maddesinin verdiği takdir yetkisi ile tarafların ekonomik durumu ihlalin şekli ve süresi ve yukarıda değinilen hususlar dikkate alınarak davacı yararına 100.000,00 TL maddi tazminat takdir edilmiştir. Davacının manevi tazminat talebine gelince; davalının eylemi aynı zamanda davacının markadan doğan manevi haklarını ihlal ettiğinden, ihlalin niteliği, süresi tarafların ekonomik durumları , manevi tazminatın amacı ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek davacı yararına 10.000,00 TL manevi tazminat takdir edilmiştir. Davacının faiz talebi bulunmadığından taleple bağlı kalınarak faize hükmedilmemiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının dava dilekçesinin netice-i talep kısmında (1) numara ile gösterdiği marka hakları tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, (2) numara ile gösterdiği, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin men’i ve sonuçlarının ortadan kaldırılması, (5) numara ile gösterdiği, ilan talebine ilişkin davasının derdestlik nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Davacının dava dilekçesinin netice-i talep kısmının üç nolu bendinde belirtitği “…” markasının hükümsüzlüğe ilişkin talebi yönünden marka tescili olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle usulden REDDİNE,
3- Davacının marka haklarına tecavüz nedeniyle olan tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, davalının davacı marka haklarına tecavüzü nedeniyle 100.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair tazminat talebinin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 7.514,10 TL ilam harcından, 187,86 TL peşin ve 2.408,67 TL ıslah harcının mahsubu ile, 4917,57 TL bakiye karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince maddi tazminat yönünden hesaplanan 13.450,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince manevi tazminat yönünden hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, sonuçlarının ortadan kaldırılması talebinin reddi nedeniyle, karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Hükümsüzlük talebinin reddi nedeniyle, karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen maddi tazminat yönünden hesaplanan 9.016,07 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan 187,86 TL peşin ve 2.408,67 TL ıslah olmak üzere 2.596,53 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı tarafından yapılan 196,00 TL tebligat-tezkere ve 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.196,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre 1.098,00 TL.’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
12-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
13-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.20/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır