Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/422 E. 2018/384 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/422
KARAR NO : 2018/384

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 14/07/2016
KARAR TARİHİ : 06/12/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/12/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı taraf vekili dava dilekçesinde özetle, TPE’ de davalı adına tescilli ….sayılı “….” ibareli ve …. sayılı “….” ibareli markaların tescil edilmiş olduğu mal ve hizmetler bakımından dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre içerisinde etkin bir şekilde kullanmadığını KHK ile kendisine yüklenmiş olan markayı kullanma yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, davalıya ait TPE nezdinde tescilli 85/085394 sayılı “inka” ibareli markanın ve …. sayılı “….” ibareli markanın 556 sayılı KHK’ nın 14.maddesi gereği kullanmama nedeni ile tescilli olduğu ve kullanılmadığı tüm emtialar bakımından iptaline, sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı firmayı kurmadan önce “….” ibaresini 1978 yılından itibaren şahıs şirketinde tescilsiz biçimde, 1985 yılından itibaren ise tescilli olarak yaygın ve etkin bir biçimde aralıksız olarak kullandığını, müvekkili adına kayıtlı her iki markayı da tescilli olduğu sınıflarda tescil tarihinden itibaren aktif bir şekilde aralıksız olarak kullandığını haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizden verilen 26/01/2017 tarih ve …. Esas,….Karar sayılı davanın reddine dair karar, davalı vekilinin istinaf talebi üzerine Dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesine gönderilmiş ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 27/09/2018 tarih, …. Esas ve…. Karar sayılı ilamıyla, “Dava, 556 Sayılı KHK’nın 14.maddesine dayalı olarak açılan hükümsüzlük davasıdır. Davalı vekilinin istinafı vekalet ücretine yöneliktir. Davacının davasında haklı olup olmadığı dava tarihindeki duruma göre belirlenir. Dava tarihinde davanın dayanağı olan 556 Sayılı KHK’nın 14.maddesi yürürlükte olup yargılama sırasında anılan madde iptal edilmiş olduğundan ve karar da bu iptal nedeniyle verildiğinden ve anılan maddenin iptal edilmesinde taraflara atfedilecek bir kusur da bulunmadığından hükmedilecek yargılama gideri ve vekalet ücretinin iptal kararı söz konusu olmadan dava esastan sonuçlanmış olsaydı nasıl hükmedilecekse o şekilde hükmedilmesi gerekir. Buna göre dava konusu markaların tescil tarihi itibariyle 5 yıllık sürenin geçip geçmediği, 5 yıllık süre geçmişse 14.madde anlamında kullanım olup olmadığının tespiti gerekir. Her markanın tescil belgesinden 5 yıllık sürenin dolup dolmadığının tespiti mümkünse de, markanın tescil kapsamında yer alan ürün ve sınıflar bakımından kullanıldığını kanıtlama yükü davalıya düşer. Davalı taraf söz konusu markaları kullandığını savunmuş ve bir kısım deliller sunmuştur. Mahkemece de yargılama sırasında bilirkişiden rapor da alınmıştır. Buna göre gerek alınan bilirkişi raporu, gerekse tüm deliller icabında toplanmak ve yapılacak değerlendirme sonucuna göre yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda bir karar verilmek üzere HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kararın kaldırılması ve dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir” gerekçesiyle Mahkememiz kararı kaldırılarak iade olunmakla, Mahkememizce kaldırma kararına uyulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumlarına göre yargılama giderlerine hükmedilmesine yönelik olup, dosyada her ne kadar bilirkişi raporu alınmamış ise de, dosyamız davacısı şirket yetkilisi tarafından, yine dosyamız davalısı hakkında açılan Mahkememizin ….Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu, dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı topluca değerlendirildiğinde, dava tarihi itibariyle tarafların yarı yarıya haklı olduğu sonucuna varılarak, tarafların yapmış oldukları yargılama giderlerinin 1/2’si oranında hükmedilmesi ve yine davadaki haklılık durumu gözetilerek, karşılıklı olarak vekalet ücreti takdirine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle ;
1-Davanın reddi yönünden hüküm kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
2-Davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre davacı tarafından yapılan 62,70 TL dava açılış harçları ve 151,80 TL tebligat-tezkere gideri olmak üzere toplam 214,50 TL yargılama giderinin, 1/2’si oranında 107,25 TL.’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı tarafından yapılan 24,30 TL giderin, 1/2’si oranında 12,15 TL.’sinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan, 3.145,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan, 3.145,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 35,90 TL ilam harcından, 29,20 TL peşin harcın mahsubu ile, 6,70 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,
7-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
8-Gider Avansından kalan miktarın 6100 Sayılı yasanın 333 maddesine göre karar kesinleşince taraflara iadesine,

İlgili Hukuk Dairesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar, açıkça okunup anlatıldı.06/12/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır