Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/394 E. 2020/112 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/394
KARAR NO : 2020/112

DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 18/09/2018
KARAR TARİHİ : 02/07/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/07/2020

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkillerinden ……Orman Ürünleri San.ve Tic.Ltd.Şti.’nin “……” markası ile kontraplak/ağaç ürünleri yapan …… menşeli …… firması tarafından Türkiye’de kurulmuş bir firma olduğunu, “……” markasının söz konusu yabancı menşeli firma tarafından…… nezdinde 21/12/2012 tarih ve …… tescil numarası ile kayıtlı olduğunu ve söz konusu markanın müvekkilleri tarafından maruf hale getirildiğini, davalı adına …… tescil numarası ile kayıtlı “…… ” ibareli markanın, müvekkillerinden ……şirketinin markasıyla birebir aynı olduğunu ve bu durumun müvekkili haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ederek, davalı markasının öncelikle müvekkiline devrini, davalı adına …… sayı ile tescilli “…..” markasının hükümsüzlüğünü, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, men’ini ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, davalıya ait http://…..com/ alan adının ve …… safyalarına erişimin engellenmesini ve hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili adına tescilli bulunan markaların cins ve şekil yönünden aynı ve ayırt edilemeyecek kadar benzer olmadığını, davacıların icra ettiği markanın müvekkili tarafından hiçbir şekilde kulanılmadığını, ayrıca ….. kelimesinin ayırt edici unsur olmadığını, 19. sınıfta ….. ile başlayan pekçok aktif markanın bulunduğunu ve davacıların basiretli tacir gibi davranmadıklarını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i ve sonuçlarının ortadan kaldırılması, davalı markasının öncelikle müvekkiline devri, davalı adına …… sayı ile tescilli “…..” markasının hükümsüzlüğü, http://…….com/ alan adının ve …… safyalarına erişimin engellenmesi ve verilecek hüküm özetinin ilanı taleplidir.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 6. maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlayacağı belirtilmiştir.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 26/11/2019 havale tarihli raporunu ibraz etmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davalı adına tescilli “…..” markasının esas unsurunun “…..” olup dava dışı …… şirketine ait eskiye dayalı “…..” markası ile benzer olduğu, faaliyet alanlarının aynı olduğu, yine davacı ……. Ltd. Şti’nin kuruluş tarihinin marka tescilinden önce olduğu ve bu şirketin tek sahibinin dava dışı …… şirketi olduğu, davalı şirketin de markanın koruma tarihinden çok önceden beri dava dışı bu firmadan alınarak “…..” markalı ürünlerin ticari faaliyete konu edildiği, aynı alanda faaliyet gösteren davalının bu ibareyi tesadüfen seçtiğinden bahsedilemeyeceği gibi davalının sektörde “…… ” olarak bilinen ve “…..” markasının sahibi dava dışı …… şirketi arasında ticari/ekonomik bir bağlantı bulunduğu izlenimi yarattığı bu nedenle tescilin kötü niyetli olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davacının hükümsüzlüğe ilişkin davacıların davasının kabulü gerekmiştir. Davacı ……Ltd. Şti gerçek hak sahibi …… şirketine ait olup bu şirketin Türkiye’deki temsilcisi mahiyetinde olduğundan keza davacı ….. Yapı A.ş bu şirketlere ait ürünlerin pazarlamasını yaptığından bu davayı açmakta hukuki yararının ve taraf sıfatının varlığı kabul edilmiştir. Davacı vekili markanın müvekkili ……Ltd. Şti’ye devrini talep etmiş ise de gerçek hak sahibi dava dışı …… şirketi olup davalı ile gerek davacı ……Ltd. Şti gerekse …… şirketi arasında bir ticari vekil/temsilcisi ilişkisi bulunmadığından markanın devri yönündeki talep kabul edilmemiştir. Yine davacıların Türkiye’de tescilli bir markası bulunmadığından davacıların marka haklarına tecavüzüne ilişkin talepleri yerinde görülmemiştir. Ancak, davacılardan ….. Yapı A.ş’nin “…..” ibareli ürünleri davalı markasını koruma tarihinden önce muhtelif firmalara satması, reklamlarını yapması keza davacılardan …… Ltd. Şti’nin davalı markasını koruma tarihinden evvel “….. ” ibaresini ticaret unvanında yer alacak şekilde ve ana sözleşmesinin iştigal konusunu davalının fiili marka kullanımının söz konusu olduğu ürünü kapsayacak şekilde tescil ettirmiş olması karşısında davalının bu eylemlerini TTK 54 ve devamı maddeleri anlamında haksız rekabet teşkil edeceği anlaşılmakla, haksız rekabete ilişkin talebinin kabulü gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacıların davasının kısmen kabulüne, davalı adına tescilli …… tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,
Davalının “….. ” esas unsurlu marka kullanımlarının haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, bu kullanımının men’ine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, bu meyanda www……com alan adı ve …… sayfalarına erişimin engellenmesine,
Karar kesinleştiğinde masrafı davalı tarafça karşılanarak hüküm özetinin ülke çapında yayınlanan tirajı en yüksek 3 gazetenin birinde ilanına, fazlaya dair talebin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 54,40 TL ilam harcından, 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile, 18,50 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davanın kısmen reddi sebebiyle, karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin, davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan 35,90 TL peşin ve 35,90 TL başvuru olmak üzere toplam 71,80 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan 375,40 TL tebligat-tezkere ve 2.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.775,40 TL yargılama giderinin, davanın kısmen kabulü nedeniyle 1.87,70 TL.’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 76,00 TL yargılama giderinin, davanın kısmen reddi sebebiyle 38,00 TL.’sinin, davacılardan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
8-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
9-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.02/07/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır