Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/388 E. 2022/185 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/388
KARAR NO : 2022/185

DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Ref’i
DAVA TARİHİ : 14/09/2018
KARAR TARİHİ : 20/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/09/2022

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin 1980’li yıllara uzanan sektör tecrübesiyle yarattığı tanınmış “……” markası üzerinde 2004 yılından günümüze kadar münhasıran hak sahibi olduğunu, müvekkilinin “……” markasının, yurt içi ve yurt dışında sürdürdüğü tanıtım ve reklam çalışmalarıyla da üst düzey bir tanınmışlığa sahip olduğunu, davalı firmanın Almanya’da “……” ibareli marka tescilinin bulunduğunu, fakat Türkiye’deki marka hakkının müvekkiline ait olduğunu, bu konunun mahkememizin …… Esas sayılı dosyasında verilen karar ile sübuta erdiğini, müvekkilinin TPMK nezdinde “……” ibareli birçok marka tescili bulunduğunu, müvekkiline ait tescilli markalar ve eser niteliğine haiz fotoğrafların davalı tarafça ….. aracılığıyla hukuka aykırı olarak kullandığını, bu hususun …….’a şikayet formu doldurulmak suretiyle bildirildiğini, aynı zamanda davalı taraf, sadece müvekkiline ait markayı taklit etmekle kalmayıp, müvekkili şirketin 2016 yılı kataloğundaki fotoğrafları da kendi fikri ürünüymüş gibi …… ve ……. paylaşımlarında kullandığını, sonuç olarak müvekkilinin itibarının ciddi surette zedelendiğini ve davalı yanın söz konusu eylemlerinin müvekkilinin markadan doğan haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, ihlal olduğu iddia edilen internet sitelerine erişimin engellenmesini, müvekkilinin tescilli “……” esas unsurlu markalarına ve dilekçesinde belirttiği fotoğraflara ilişkin eser sahipliğinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, men’ini ve ref’ini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin unvanının “…….” ve amiral markası “…….” ibarelerinden oluşan müvekkili şirkete ait markanın 2000’li yılların başında müvekkili şirket tarafından üretildiğini, müvekkilinin “…….” markalı ürünlerinin 2000’li yıllardan bu yana dünya çapında pek çok sayıda ülkeye ihraç ettiğini, dava konusu markanın tanımış marka olduğunu ve markayı gerek Almanya’da, gerek Türkiye’de ve gerekse de diğer ülkelerde ilk oluşturan ve kullananın müvekkili şirketin olduğunu, dolayısıyla somut olayda marka hakkına ya da eser sahipliğinden doğan haklara tecavüzün söz konusu dahi olmadığını, davacı markasının hükümsüzlüğü istemiyle taraflarınca açılan Mahkememizin …… Esas sayılı dosya üzerinden görülen dava da markanın Türkiye’ye girişinin müvekkili şirketi tarafından yapıldığının tespit edildiğini, dolayısıyla ortada bir tecavüz eylemi var ise de, bunun müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalının davacının markadan ve dilekçesinde belirttiği fotoğraflara ilişkin eser sahipliğinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i ve ref’i taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, ….. tescil numaralı “……” esas unsurlu markaların davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin …… Esas sayılı dosyasında, bu dosyaya dayanak yapılan markanın hükümsüzlüğü ve gerçek hak sahipliğinin tespitine ilişkin derdest dava bulunması karşısında, işbu dosyada verilen karar bu dosyayı doğrudan etkileyeceğinden, zorunlu olarak beklenmesine karar verilmiş ve neticesi beklenen Mahkememizin …… Esas sayılı dosyasından verilen kararın İstinaf ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.

6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
Mahkememizin 20/09/2018 tarihli ihtiyati tedbir kararına itirazın değerlendirilmesi bakımından İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi fiili uygulaması da gözetilerek, dosya resen seçilen bilirkişi heyetine tevdi edilerek, dava ve ihtiyati tedbir tarihi itibariyle, ihtiyati tedbire konu internet url’leri üzerinden, davacının marka haklarına bir tecavüz olup olmadığı, davalının kullanımının davacının haklarını ticari etki edecek şekilde ihlal edip etmediği yönünden rapor tanzimi istenilmiş olup, heyet tarafından hazırlanan 12/06/2020 havale tarihli raporda sonuç olarak, ihtiyati tedbire konu dava dilekçesi ekinde belirtilen 7 adet URL adresinde Türkiye üzerinden
erişim sağlanamaması nedeniyle VPN yazılımı aracılığı ile incelemeler yapıldığı, söz
konusu 7 internet adresinden, 3 tanesinin VPN yazılımı ile dahi görüntülenemediği, heyetçe görüntülenebilen bağlantıların tamamında kırmızı zemin üzerinde beyaz yazı ile davaya konu
“……” ibaresinin kullanıldığı,
ikinci cevap dilekçesinde belirtilen https://www…….com/…. internet adresi
içeriğinde “……” markası kullanımı olup olmadığı yönüyle yapılan incelemede, sayfaya ait
yapılmış olan fotoğraflı paylaşımlar ve fotoğraf albümünde birçok defa kırmızı zemin üzerinde
beyaz “……” ibaresinin kullanıldığı görsellerin paylaşılmış olduğu,
davalının ilgili internet sitelerindeki kullanımının Almanya’da tescilli markalarının
tanıtımına yönelik olduğu,
davalının adına tescilli “……” ve “…… ” ibareli markalarını
kullanmakta olduğu,
ilgili internet sitelerinin davalının kurumsal sayfaları olduğu ve Almanya’daki şubelerini gösterdiği,
sitelerde ürünlerin genel olarak tanıtımının yapıldığı ancak online alışverişin olmadığı,
sitelerde iletişim bilgisi olarak yurtdışı adres ve telefon bilgilerinin yer aldığı,
dava ve ihtiyati tedbir tarihi itibariyle ihtiyati tedbire konu internet url’leri üzerinden
davacının marka haklarına bir tecavüz olmadığı,
davalının kullanımının davacının haklarını ticari etki edecek şekilde ihlal etmediği,
bu açıdan SMK m.7 ve dolayısıyla m.29’un somut olaya uygulanma kabiliyetinin bulunmadığı belirtilmiştir.
Davacının aynı zamanda eser sahipliğinden doğan haklar yönünden de talebi bulunduğundan, dosya resen seçilen bilirkişi heyetine tevdi elerek, dosya kapsamı, deliller, taraf beyanları, önceki rapor ve internet ortamında yapılacak incelemeye göre, davacı adına olan ……” esas unsurlu marka haklarına tecavüz olup olmadığı, ticari etki yaratacak şekilde kullanımın olup olmadığı, dilekçesinde belirtilen fotoğrafların FSEK anlamında eser olup olmadığı, eser sahipliğinden doğan haklarına tecavüzün bulunup bulunmadığı, gerek marka, gerekse eser nedeniyle haksız rekabetinin bulunup bulunmadığı hususlarında rapor tanzimi istenilmiş olup, heyet tarafından hazırlanan 31/12/2020 havale tarihli raporda sonuç olarak, davalı şirket yetkilisi ……’a ait ……. hesabında yer alan görsellerin davacı
yanın sunmuş olduğu 2014/2015/2016 tarihli kataloglarda yer aldığı,
https://www……com/….. uzantılı sitede yer alan görselin
davacı yanın sunduğu 2017 tarihli kataloglarda yer aldığı,
görsellerin yer aldığı katalogların her zaman bastırabilir dokümanlar olması ve dosyaya
ibraz edilen faturaların hangi çekimlere ilişkin olduğunun tespit edilememesi sebebiyle,
delillerin takdiri Mahkemeye ait olmakla birlikte davacı yanın delillerinin kabul
edilmesi halinde, kataloglarda yer alan fotoğrafların eser niteliğinde kabul edilebileceği,
ilgili fotoğraflar/eserler bakımından Davacı yan iş sahibi olmakla birlikte eser sahibi
olmadığından ve mali hakların devredildiğine ilişkin bir sözleşme dosyada bulunmadığından,
davacı yanın FSEK kapsamında eser hakkının ihlal edildiği talebinde bulunamayacağı,

FSEK’in 84. maddesi kapsamında Davacı tarafın kataloglarda yer alan görselleri ücreti
karşılığında çektirdiği ve ticari amaçla haklı olarak kullandığı, davalının (Mahkemece
davalı yan kullanımı olarak kabul edilirse davalı şirket yetkilisi …..’ın da) davacı
kataloglarında yer alan fotoğrafları kullanmasının haksız rekabet teşkil ettiği,
…… esas unsurlu markaların Türkiye’deki hak sahipliğinin davacı yanda bulunduğu kanaatine varıldığı,
https://www……com/….
https://www…….com/……
https://www…….com/……
https://www…….com/…..
https://www…….com/……
https://www……com/……
https://www……com/…..
uzantılı sayfalarda davacı yanın Türkiye’de hak sahibi olduğu …… esas unsurlu markalar
ile benzer marka ve logoların kullanıldığı,
ilgili sitelere Türkiye’den ulaşılması halinde davalı yanın markasal kullanımlarının davacı
yanın markaları ile iltibasa yol açacağı ve nihai tüketici nezdinde aynı işletmesel kökenden
geldiği zannını uyandıracağı, bu nedenlerle davacı yanın markasal haklarına tecavüz teşkil
edeceği, aynı zamanda haksız rekabete de sebep olacağı belirtilmiştir.
Davalı vekilinin rapora itirazı üzerine dosya önceki bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, itirazları tek tek değerlendirir ek rapor tanzimi istenilmiş olup, heyet tarafından hazırlanan 10/06/2021 havale tarihli ek raporda sonuç olarak, yapılan inceleme ve
değerlendirme sonucunda dosyada var olan bilgi ve belgelerden; kök raporda yer verilen görüşmeleri değiştirmeyi gerektirir herhangi bir durumun mevcut
olmadığı belirtilmiştir.
Dosya kapsamı deliller, taraf beyanları, bilirkişi raporu ve ek raporuna göre; Marka haklarına tecavüz yönünden yapılan değerlendirmede, aynı markanın Almanya’da davalı şirket adına Türkiye’de ise davacı şirket adına tescilli olduğu, dosyamıza bekletici mesele yapılan mahkememizin …… Esas sayılı dosyasının istinaf incelemesi yapan İstanbul BAM …… Hukuk Dairesinin …. Esas …. Karar sayılı kararı ve bu kararı onayan Yargıtay … Hukuk Dairesinin …. Esas ….. Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere davacının dava konusu marka üzerinde öncesinde hak sahibi iken Türkiye piyasası bakımından terk ettiği, markanın davacı …… Ticaret’e Türkiye piyasasında kullanılması koşuluyla devredilmesine izin verdiği, davalının söz konusu markayı SMK 29 maddesi anlamında ticari etki doğuracak şekilde Türkiye’de kullanımının bulunmadığı, sadece Almanya’da tescilli olduğu şekliyle Almanya’daki ticari faaliyeti kapsamında internet ortamında kullanıldığı, internet üzerinde dahil Türkiye’de herhangi bir satışının ve faaliyetinin bulunmadığı, bu haliyle marka haklarına tecavüz olgusunun gerçekleşmediği, ülkesellik prensibi gereği mahkememizin yargı yetkisinin Türkiye ile sınırlı olduğu anlaşılmakla davacının marka haklarına yönelik tecavüz iddiası yönünden davanın reddi gerekmiştir.
Davacının FSEK anlamında eserden doğan haklara tecavüze ilişkin talebi yönünden yapılan değerlendirmede; Söz konusu katalogdaki fotoğraflar üzerinde davacının eser sahibi olduğu hususunun ispatlanamadığı, ispatlandığının kabulü halinde dahi söz konusu görselin davalı şirket yetkilisi olduğu bildirilen gerçek kişi tarafından Almanya’da internet ortamında kullanılmasının bu hakka tecavüz olarak değerlendirilemeyeceği, Türkiye’de herhangi bir kullanımın bulunmadığı anlaşılmakla bu talep yönünden de davanın reddi gerekmiştir.
Davacının haksız rekabete ilişkin talebi yönünden yapılan değerlendirmede de ; Davalının gerek marka yönünden gerekse katalogları yönünden Türkiye’de ticari etki doğuracak şekilde herhangi bir kullanımının bulunmadığı, davalının yurt dışındaki kullanımlarının Türkiye’de haksız rekabete yol açmayacağı, dolayısıyla haksız rekabetin varlığı da ispatlanamadığı sonuç ve kanaatine varılarak davacının bu talebi yönünden de davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL ilam harcından, 44,80 TL peşin harcın mahsubu ile, 35,90 TL bakiye karar harcının, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen marka haklarına tecavüz davası nedeniyle 15.000,00 TL, eser sahipliğinden doğan haklara tecavüz nedeniyle 15.000,00 TL ve haksız rekabet nedeniyle 15.000,00 TL olmak üzere toplam 45.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 79,05 TL yargılama giderinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
7-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.20/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır