Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/385 E. 2020/221 K. 25.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/385 Esas
KARAR NO : 2020/221

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2018
KARAR TARİHİ : 25/09/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmasının Almanya’da kurulmuş olup 87 yılı aşkın süredir Türkiye’de ve Dünya’da spor ayakkabılar spor ürünleri, parfümleri ve moda aksesuarları alanında iştigal etmekte olduğunu, davalının ……. tescilin davaya konu tabanların tasarımının tescilinin tüm itirazlarına rağmen elde ettiğini ve bu durumun haksız olduğunu, davaya konu tasarımın, spor ayakkabılar spor ürünleri, parfümleri ve moda aksesuarları alanında tanınmış ve yüksek derecede bilinirliğe sahip tescilli/tescilsiz tasarımlara/ürünlerine ayniyet derecesinde benzer olduğunu, davaya konu tasarım ile müvekkiline ait tescilli/tescilsiz tasarımların ve dava konusu tasarımdan önceki tarihlerde piyasaya sunulduğunu, bu nedenlerle davalı tescil başvurusunun kötü niyetli olduğunun tespiti ile maddi manevi tazminat isteme haklarını saklı tutarak …… sayı ve 3 sıra numaralı tasarımının hükümsüz kılınmasına ve sicilden terkinine, davalının tescil eyleminin kötü niyet ihtiva etmesi gerekçesi ile maddi ve manevi tazminat isteme haklarını şimdilik saklı tutulmasını, mahkemenin davalının ayrıca kötü niyetinin de tespit etmesine, davalının davaya konu olan tasarıma konu ürünlerin ticaretini yapmaktan men edilmesine, masraf ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketinin ayak giyim mamulleri imal ettiğini, söz konusu logo ile ……. markasının ……. sayılı ile tanınmış marka olarak kabul edildiğini, müvekkili şirket adına …… numaralı tescil belgesi ile tescilli olan ürün ile davacı tarafından kamuya sunulmuş olan ürünler arasında iltibas oluşturacak derecede bir benzerlik bulunmamakla birlikte sadece üretimden ve ürünün kullanım amacından kaynaklanan benzerlikler söz konusu olduğunu, davacının davaya konu etmiş olduğu ……. 2008 üründe ise taban alt deseni petek şeklinde 6 genlerden oluşan bir desen olduğunu, bu nedenle her iki ürünün taban alt deseni yönünden birbirlerine benzemediklerini, bununla birlikte tabanda bulunan oyuklar, konumlandığı noktaların birbirlerinden tamamen farklı olmasıyla birlikte terliğin özellikle ıslak ve pürüzsüz zeminlerde kavramasını artırmak için yapılmış olması nedeniyle desenden daha çok terliğin kullanım amacı için zorunlu olan unsurlar olduğunu bu nedenlerle davanın reddiyle tüm yargılama harç ve masrafları ile ücreti vekaletinde davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yargılama sırasında deliller toplanmış; Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davaya konu tasarım tescil belgeleri ile ilgili dosya evrakları celp edilmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller ve taraf iddiaları ışığında dosya belirtilen internet sitelerinden görsellerin yüklenme tarihleri de tespit edilerek davalı adına tescilli …… tescil nolu olup 3 sıra numaralı tasarımın yeni ve ayırt edici nitelikte olup olmadığı, tescilin kötü niyetli olup olmadığı, hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanzim etmek üzere dosya bir tasarım uzmanı, bir bilişim ve biri sektör(ayakkabı) oluşacak bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, bilirkişiler hazırlamış oldukları 21.11.2019 havale tarihli raporlarında özetle; “Tasarımcı bilirkişinin değerlendirmesinde; Hükümsüzlüğü istenen ….. numaralı tasarım ile hükümsüzlüğe dayanak gösterilen ürün görselleri arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, tescil tarihi itibari ile yenilik ve ayırt edicilik niteliğine haiz olmadığı, sektör bilirkişisinin değerlendirilmesinde; davalıya ait tasarım ve davacıya ait ürünlerin marka farklılığı bulunduğu ve ayrı ürünler olduğu için tüketici tarafından ayırt edilebileceği ve yenilik vasfına haiz olduğu” hususlarını bildirmişlerdir.
Davacı vekilinin rapora yönelik itiraz dilekçesinde özetle; Sektör bilirkişisinin incelemesinin teorik bilgi barındırmayan, dava konusu bakımından hatalı ve bilimsel dilden uzak olduğunu, sektör bilirkişisi, her ne kadar marka ve firma karşılaştırması yapmışsa da davanın tasarım hükümsüzlüğü davası olduğunu, hukuka ve usule uygun endüstriyel tasarımcı bilirkişinin görüşünün kabulüne, karar verilmesini ya da yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın sektörel açıdan ehil bir bilirkişiye gönderilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin rapora yönelik itiraz dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporunun müvekkili aleyhine olan kısımları kabul etmediklerini, rapora kısmen itiraz ettiklerini, davanın reddine yönelik talepleri kabul edilmediği takdirde mevcut çelişkinin giderilmesi için dosyanın yeniden bilirkişiye tevdine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 07/02/2020 tarihli duruşmasında; tarafların tüm iddia ev savunmaları, sunulmuş deliller, alınan rapor ve bu rapora ilişkin taraf beyanları nazara alınarak davaya konu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasıflarının olup olmadığı, kötüniyet tescil ve hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanzim etmek üzere bir tasarım uzmanı, bir bilişim ve bir sınai mülkiyet uzmanından oluşacak yeni bir bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş, bilirkişilere dosya tevdi edilmiş, bilirkişiler hazırlamış oldukları 18/06/2020 havale tarihli raporlarında özetle; “davalı tarafa ait 23.10.2017 başvuru tarihli …… sıra no 3 numaralı tescilli taban tasarımı ile, davacının hükümsüzlüğe dayanak olarak sunduğu, davalının tescil tarihinden önce yayınlanma tarihi bulunan, “…….” URL adresinde bulunan ürün tabanları arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin benzerlikler bulunduğu, bu sebep ile iltibas yaratabilecek derecede benzer olarak algılandıkları, bu sebeple davalı adına tescilli …… nolu tasarımın tescil başvuru tarihi itibariyle yeni ve ayırt edicilik niteliğinin olmadığı, dava dosyasında 21.11.2019 tarihli bilirkişi raporunun endüstriyel tasarım bilirkişisi ……’in değerlendirme sonucuna katıldıklarını, sektör bilirkişisi …… ‘in değerlendirme sonucuna katılmadıkları” hususlarını bildirmişlerdir.
Davalı vekilinin ikinci rapora karşı itiraz dilekçesinde özetle; rapordaki aleyhe hususları kabul etmemekle birlikte dosyanın aralarında sektör uzmanının da bulunduğu bir heyete tebliğ edilmesini, davacının tasarımında terlik bantının bitim yerinden burnuna doğru çok hafif bir eğiklik varken, müvekkilinin tasarımında çok fark edilecek bir eğimin olduğunu, davacının tasarımının alt deseninde arı peteği deseni varken, müvekkilinin tasarımında tamamen başka bir desen küçük kareler olduğunu, davacının tasarımında alt oyukların çevresindeki köşeli çember çok hafif iken, müvekkilinin tasarımında bunların çok belirgin ve geniş şekilde olduğunu, davacının tasarımında alt taban ökçe kısmında üçgen oluşturacak şekilde 3 oyuk varken, müvekkilinin tasarımında 4 adet oyuk olduğunu, ayrıca müvekkilinin tasarımında, davacının tasarımından farklı olarak alt kısmında ……. yazısı ve logosu bulunduğunu, bu nedenlerle rapor hazırlanmak üzere içinde sektör bilirkişi bulunan yeni oluşturulacak bir heyete gönderilmesini talep etmiştir.
Dava, davalıya ait tasarımın hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığına yöneliktir.
Tasarıma tecavüz ve tasarımın hükümsüzlüğü yönünden;
SMK’nun 55.md’sine göre tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür. Burada kanun koyucu patent ve faydalı modelden farklı olarak fonksiyona değil, görünüme koruma bahsetmiştir. Bu nedenle tecavüz iddiaları da ürünün “görünümü” nazara alınarak değerlendirilmelidir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda mahkememizce özellikle tartışılması gereken husus davalıya ait tescilli tasarım ile davacıya ait daha önce kamuya arz edilen ürünlerin benzer olup olmadıkları, bu bağlamda davalı adına tescilli tasarımın “yeni” ve “ayırd edici” özelliklere sahip olup olmadığıdır. Tasarımda önemli olan teknik ve bilimsel yönden ziyade, görünüm, şekil, doku ve ergonomi gibi özelliklerdir ve temel itibariyle koruma bu “görünüm” için değerlendirilmektedir. Bu “dış” görünüşün hukuki korumadan yararlanması için yeni ve ayırd edici özelliklere sahip olması gerekmektedir.
Davaya konu olayda mahkememizce alınan 18/06/2020 havale tarihli raporda; davacı ve davalı tasarımlarının ltibas yaratabilecek derecede benzer olarak algılandıkları, bu sebeple davalı adına tescilli …… nolu tasarımın tescil başvuru tarihi itibariyle yeni ve ayırt edicilik niteliğinin olmadığı görüşlerine mahkememizce de aynen iştirak edilmiş, yenilik ve ayırt edicilik vasfı taşımayan tasarımın hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı taraf her ne kadar davalının kötü niyetinin tespitine karar verilmesini de talep ve dava etmişse de; asıl olanın iyi niyet olması ve kötü niyeti iddia eden tarafın bunu ispat külfetinde bulunması ve somut olayda davalı tasarımının, davacı tasarımına benzerlik taşıması ve yenilik vasfının bulunmamasının başlı başına kötü niyetin kabulüne, yeterli olmayacağı hukuki kanaatiyle bu yöndeki talep ve davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
2-Davalı yana ait ……. tescil numaralı tasarımın hükümsüzlüğüne, karar kesinleştiğinde sicilden terkinine,
3-Davalı yanın kötü niyetinin tespiti talebinin REDDİNE,
4-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen kısım yönünden 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen kısım yönünden 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından bu dava nedeniyle 6.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 156,00 TL tebligat/posta masrafı olmak üzere toplam 6.156,00 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 3.078,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
8-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvuru harcı, 35,90 TL peşin harç olmak üzere toplam 71,80 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/09/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır