Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/365 E. 2019/373 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/365 Esas
KARAR NO : 2019/373

DAVA : Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 15/08/2018
KARAR TARİHİ : 07/11/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, Davacının, yurt içi ve yurt dışında ….. markası ve kalite belgesini, 132 Sayın … kuruluş kanunun 2/1 maddesine dayanılarak hazırlanan ….. ürün belgelendirme yönergesi temel alınmak suretiyle kendi bünyesinde teşkilatlanan, ilgili komisyon ve birimleri vasıtasıyla başvuru sahipleri hakkında gereken inceleme, değerlendirme aşamaları akabinde kabul şartlannı taşıyarak yetkililik gösteren başvuru sahiplerine ürün belgelendirmesi yaparak ….. kendi adına tescilli markaların kullanın hakkım verir olduğunu, davacı enstitü, 132 sayılı … kuruluş kanunu ile kurulmuş ve gayesi görevleri, organları belirlenmiş, tüzel kişiliğe haiz, özel hukuk hükümlerine göre yönetilen ve işleyen, her türlü madde ve mamulleri ile usul ve hizmet ste kartlarını yapmak gayesiyle kurulmuş olan kısa adı ve markası kanunda belirtildiği şekli ile ….. olan ve belirlenen markanın enstitünün müsaadesi olmadan hiçbir şekil ve şart altında kutlanılmayacağı kanun hükmünce güvence altına alınan bir kurum olduğunu, davacı kurum nezdinde 20’ye yakın tescil edilmiş marka bulunmakta olduğunu, kurumun hizmet kalitesinin haklı bir üne kavuşmuş, bilinen ve aranan bir marka olduğunu, davalı şirketin davacı kurumdan alınmış …../….. herhangi bir belgesi bulunmamasına rağmen ürün ambalajlarında, broşürlerinde ve kataloglarında ….. belgesi kullandığı bölge bayisi olan ….. İzolasyon Dekorasyon Tem. Firması tarafından ürünlere yönelik kalite şikayeti nedeniyle müvekkili kuruma bildirmesi sonucu şüpheli firmanın belgeli olup olmadığının sorgulanması üzerine Belge Net sistemi üzerinden sorgulanması üzerine herhangi bir …../….. belgesinin olmadığı ve herhangi bir standart kullanım izninin olmadığını, eklerde görüleceği üzere ürünlerin ….. belgeli olsa dahi ….. ibaresi kullanılabilecek ürünlerden olmadığı, ilgili standartların ….. ve ….. olduğu, davalı firmanın herhangi bir standart sahibi olmadığı tamamen piyasayı yanıltma amaçlı ….. ibaresini hukuka aykırı olarak kullandığının anlaşılmakta olduğunu, davalı firmanın buna rağmen bu ürünlerin piyasada pazarlanması için pazarlama sözleşmeleri yapmış, ilgili firmaların mağduriyetine, diğer tüm firmaların ise haksız rekabet nedeniyle zarara uğramalarına sebep olduğunu, şüpheli şirketin davacı kurum Ürün Belgelendirme Müdürlüğü tarafından verilmiş herhangi bir belgesi bulunmamasına rağmen ürünlerinde ….. ibaresini kullanması 556 sayılı KHK 61/a maddesindeki suçları oluşturmakta olduğunu, davalı şirketin tip sözleşme imzalamadan ….. ibaresini kullandığından, bu durumun diğer kurumlar ve kamuoyu nezdinde haksız rekabet oluşturduğundan ve davacı kurumun markasına tecavüz oluşturduğundan tecavüzün tespiti ile menine, 29/04/2014 tarih ve …. numaralı … Yönetim Kurul Kararı ile 05/09/2014 tarihinde yürürlüğe giren Belgelendirme Yönergesi gereği ilgili marka ve standartlar kapsamındaki ürünler bakımından tavan ücret 3.500,00 TL olup 3.500,00TLx2=7.000,00 TL KDV maddi tazminat ve 3.500,00TLx3=10.500,00 TL KDV manevi tazminat olmak üzere toplamda 17.500,00 TL + 3.150,00 TL %18 KDV toplam 20.690,00 TL zararın haksız fiil (müvekkili kuruma bildirilen tarih olan 31/05/2018) tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte tahsil edilerek müvekkili kuruma ödettirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı kurumun, davalı şirketin ürün ambalajlarında, broşürlerinde ve kataloglarında hak sahibi olmamasına rağmen …../….. belgesi kullandığını ileri sürdüğünü, ancak bu iddianın gerçeği yansıtmadığını, söz konusu beyan iddia boyutunda kalmakla, ispat külfetinin davacı tarafa düşmekte olduğunu, davacı tarafın ….. ibaresi kullanıldığını iddia ettiği ürünlerin ….. ibaresi kullanılabilecek ürünler olmadığı hususu, kendi ifadeleri ve kabulleri olduğunu, bu durumda davacı tarafın ….. ibaresinin davalı şirketin ürünlerinde kullanıldığının kabulü anlamına gelmemek kaydıyla bir an için kullanıldığı farz edilse dahi herhangi bir suçun oluşmadığının açık olduğunu, zira davacı tarafın da belirttiği gibi ürünlerin “….. ibaresi kullanılabilecek ürünler olmadığı” açık olmakla bu durumda davalı şirketin söz konusu ibareyi bu ürünlerde kullanmasının ne bir mantığı ne de kendilerine herhangi bir getirisi mevcut olduğunu, davalı şirketin söz konusu kuruma ait ibareyi kullanmış olsa da aksi halde dahi bir haksız rekabete veya hak tecavüzüne sebebiyet vermediğini, hukuka aykırılık ya da suç teşkil eden bir eylemde bulunmamış olduğunu, dolayısıyla mülga bir KHK maddesine dayanarak davalıya suç isnat edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, yine aynı kanuna göre ancak kanunun yürürlük tarihi olan 22/12/2016 tarihinden önceki ihlaller için yürürlükten kaldırılan mevzuatın geçerli olabilecek olduğunu, olayda ise şikayetin çok daha sonra yapıldığının görülmekte olduğunu, bu suretle davalı şirkete suç atfetmenin hiçbir şekilde mümkün olmayacak olduğunu, davacı tarafa ait belge ve ibarelerin davalı tarafından ürünlerinde kullanıldığını iddiasının reddetmekle beraber hiçbir şekilde davalının eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu söylenemez olduğunu, davacı tarafın iddialarının ve davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yargılama sırasında deliller toplanmış; ….. Kurumu’ndan Davacı tarafa adına ….. sayıyla tescilli markalara ilişkin belgeler celp olunmuş, dosya tüm delil ve belgeler incelenerek ve gerektiğinde davalı adresinde inceleme yapmak suretiyle yetki de verilerek davalının, davacıya ait ….. ve ….. markalarını kullanıp kullanmadığı, kullanımının herhangi bir hakka dayalı olup olmadığı ve davacı markalarına yönelik tecavüz veya haksız rekabet oluşturup oluşturmadığının ve davacının isteyebileceği maddi tazminat miktarının tespiti açısından bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişiler hazırlamış oldukları 22/07/2019 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında özetle; “davalıya ait “www…….com.tr” internet web sitesinin kullanımda ve aktif olduğu, internet sitesine bağlantılı sosyal medya hesapları hakkında yapılan incelemelred, davalıya ait “@….” instagram hesabına ait genel paylaşımlar detaylıca kontrol edilmiş olup davalıya ait ürünlerin ve tanıtım görsellerin paylaşımlarının yapıldığı, bulunan ürünlerde davacıya ait ….. veya ….. markalarını kullanıp kullanmadığı tespitini yapmak adına incelendiğinde 16 Nisan 2018 tarihli 1 adet paylaşılan ürün üzerinde davacıya ait “…..” logosunun kullanıldığının tespit edildiği, davacının dava tarihinde yürürlükte olan ….. belgelendirme tavan ücreti 3.500,00 TL üzerinden talep ettiği maddi ve manevi tazminat tutarlarının ilgili yönergeler çerçevesinde uygun olduğu, tavan ücretin 2 kat maddi (8.260,00 TL) ve 3 kat manevi (12.390,00 TL ) mahkemenin takdirinde olduğu, davalı kullanımlarının davacının tescilli markalarından doğan haklarını ihlal ettiği” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davalı vekili 03/09/2019 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporunda müvekkilinin kullandığı türdeki boyaların ….. lisansı kullanımına muktedir olduğunun belirtildiğini, yine raporda müvekkilinin ….. lisansını izinsiz olarak kullandığından bahsedildiğini, müvekkilinin ürünlerinin ….. lisansı kullanımına uygun ürünler olmadığnıı, bu nedenle iddiaların kabulü halinde dahi, müvekkilinin davacı yönünden bir hak kaybına ve rekabet hukuku bakımından haksız rekabet oluşturacak bir duruma sebebiyet verdiği tezinin gerçeklik kazanmayacağını, davacı tarafın da belirttiği gibi ürünlerin “….. ibaresi kullanılabilecek ürünler olmadığı” açık olmakla bu durumda müvekkili şirketin söz konusu ibareyi bu ürünlerde kullanmasının ne bir mantığı ne de kendilerine herhangi bir getirisinin mevcut olduğunu, müvekkili şirketin söz konusu kuruma ait ibareyi kullanmamış olsa da aksi halde dahi bir haksız rekabete veya hak tecavüzüne sebebiyet vermediğini, HMK’da tayin edilen keşif ve bilirkişi delillerine başvurulmasının amacının hakimin resen ve görevi gereği kendiliğinden takdirde bulunamayacağı ve hukuk dışı, bilhassa teknik bilgi gerektiren, ancak teknik alanda ihtisası ve uzmanlığı bulunan kişilerden uzman görüşü alınması olduğunu, başurulan delilin mahiyeti gereğince, bilirkişiler hakimin hukuki bilgisi ile sonuca varabileceği konularda hukuki açıdan mütalaa vermeye ehil olmadıklarını, bu nedenle yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasını, kabul edilmediği takdirde ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Davacı … her türlü madde ve mamüller ile usul ve hizmet standartlarını yapmak amacıyla Sanayi ve Tenkoloji Bakanlığı’na bağlı özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişiliği haiz bir kamu kurumudur. Davacının tescilli markası olan ….. veya ….. kullanıldığı madde ya da mamülün davacı tarafından hazırlanan standartlara uygun ve kaliteli olduğu yönünde tüketiciyi bilgilendirici işleve sahiptir. Somut olayda davalının ürünlerinde (bu ürünler lisansa uygun ürünler olmasa dahi) davacıya ait ….. veya ….. markasını davacının herhangi bir izni ya da muvafakati olmadan kullanması, nihai tüketici nezdinde, bu ürünlerin davacı kamu tüzel kişiliği (…) tarafından belirlenen standartlara uygun olarak üretildiği şeklinde, gerçeğe aykırı, yanıltıcı bir izlenim bırakması, bu itibarla haksız rekabete ve marka tecavüzüne yol açması hususunun kaçınılmaz olduğu hukuki ve vicdani kanaatine ulaşılmıştır. Zira bilirkişi raporuyla da belirlendiği üzere davalının kendisine ait web sitesinde çatı yalıtım kaplaması niteliğindeki ürünün üzerinde davacıya ait markanın logosunun birebir aynısının bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı lehine tazminata hükmedilirken, tecavüzün boyutu, bu bağlamda dosyaya sunulan deliller ışığında web üzerinde tanıtım yapılan ürün görsellerinde yalnızca bir üründe tecavüze konu logonun bulunması karşısında ….. belgelendirme tavan ücretinin kendisi kadar maddi, davalının tecavüzünün şekli ve kusurunun derecesi nazara alınarak da beşbin TL manevi tazminatın somut olayın unsurlarına uygun olduğu, bu anlamda davacının taleplerine dayanak ….. belgelendirme yönergesinin mahkemeler için bağlayıcı olmayacağı anlaşıldığından davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;
-Davalının davacıya ait tescilli “…..” ibareli markaya tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, men ve ref’ine, bu kapsamda “…..” ibareli davalı tarafa ait ürünler ile tanıtım malzemeleri, afiş, broşür ve faturaların el konularak hüküm kesinleştikten sonra imhasına,
-3.500,00 TL maddi tazminatın 31/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
-5.000,00 TL manevi tazminatın 31/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gereken 580,64 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden 3.500,00 TL vekalet ücreti takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden 3.931,00 TL vekalet ücreti takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen maddi tazminat talebi yönünden 3.931,00 TL vekalet ücreti takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgargi Ücret Tarifesine göre red edilen manevi tazminat talebi yönünden 3.931,00 TL vekalet ücreti takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

7-Davacı tarafından yatırılan 2.100,00 TL bilirkişi ücreti ve 142,70 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 2.242,70 TL’nin kabul/red oranına göre hesaplanan 921,36 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.07/11/2019

Katip …

Hakim …