Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/358 E. 2019/343 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/358
KARAR NO : 2019/343

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 03/08/2018
KARAR TARİHİ : 17/10/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/11/2019

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, “…… ” markasının …. sayı ile TPMK nezdinde 07. sınıf emtialar üzerinde müvekkili adına tescilli olduğunu, davayı konu “goldmaster yıldız şekil” ibareli markanın ise aynı sınıfta …..sayı ile davalı adına tescilli olduğunu, müvekkiline ait tanınmış marka ile davalı yana ait marka arasında esas unsurlar bakımından iltibas oluşturacak derecede benzerlik bulunduğunu, davalı yanın söz konusu markayı kullanmasının, müvekkiline ait markanın tanınmışlığının zarar görmesine yol açtığını ve davalının müvekkilinin şirketin tanınmışlığından haksız yarar sağladığı ve kötü niyetli olduğunu iddia ederek, davalı adına …..sayı ile tescilli markanın tescilli olduğu tüm emtialar yönünden hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, hükümsüzlüğü talep edilen müvüekkiline ait “…….’’ markasının müvekkilinin seri markalarından biri olduğunu, müvekkili markasında ‘…..’’ ibaresinin esaslı unsur olduğunu, “….’’ ibaresinin ise yardımcı unsur olarak kullanıldığını, markaların gerek görsel ve gerekse işitsel açıdan birbirine benzemediğini, müvekkiline ait ‘’goldmaster’’ markası tanınmış bir marka olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin davacı markasının tanınmışlığından faydalanılması söz konusu olmadığı gibi müvekkilin böyle bir ihtiyacının da bulunmadığını ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına …..sayı ile tescilli markanın tescilli olduğu tüm emtialar yönünden hükümsüzlüğü ve sicilden terkini taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, ….. sayılı “……. +Şekil” ibareli markanın, 07. sınıfta 13/02/2018 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalı adına, …. sayılı “…. ….” ibareli markanın aynı sınıfta 25/05/2015 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davacı adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.
Paris Sözleşmesinin 1. mükerrer 6. Maddesi ile, birlik ülkeleri, tescilin yapıldığı ülkenin yetkili makamınca söz konusu ülkede bu sözleşmeden yararlanacağı kabul olunan bir kişiye ait olduğu, aynı veya benzeri mallar için kullanıldığı iyi bilinen tanınmış bir markanın herhangi bir karışıklığa yol açabilecek bir şekilde yeniden reprodüksiyonunu, taklit edilmesini veya aslına yakın bir şekilde değiştirilmesini içeren bir markanın kullanılmasını gerek mevzuat izin verdiği takdirde re’sen gerekse ilgilinin isteği üzerine yasaklamayı ve tescilini reddetmeyi veya iptal etmeyi taahhüt ederler. Markanın elzem bir bölümünün tanınmış bir markanın reprodüksiyonundan oluşması veya bu tanınmış markayla karıştırılabilecek bir taklitten ibaret olması durumunda da, bu hükümler geçerli olacaktır. Böyle bir markanın iptalinin istenmesi için tescil tarihinden itibaren en az beş yıllık bir sürenin tanınması gerekecektir. Birlik ülkeleri, kullanmanın yasaklanması talebinin yapılması için gerekli süreyi tanıyabilirler. Kötü niyetli tescil edilen veya kullanılan markaların kullanımının yasaklanmasını veya iptalini istemek için süre tespit edilemeyeceği belirtilmiştir.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 6. maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlayacağı belirtilmiştir.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 18/07/2019 havale tarihli raporda sonuç olarak, davalıya ait “……. + şekil” markasının, davacının …. sayılı markası ile karıştırılma ihtimaline sebep olmayacağı, markaların hitap ettiği hedef (ortalama) tüketicinin, iki farklı marka karşısında bulunduğunu bileceği gibi, markaların sahipleri arasında ekonomik ve ticari bir bağlantı bulunduğu izlenimine de kapılmayacağı ve davalı markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkinin gerekmediği belirtilmiştir.
Dava dosyası, deliller, yukarıda değinilen yasal düzenlemeler ve alınan bilirkişi raporu topluca değerlendirildiğinde, davaya konu hükümsüzlüğü talep edilen “……. +Şekil” ibareli markanın esaslı unsurunun “goldmaster” ibaresi olduğu ve davaya konu markalar incelendiğinde, markaların “….” ibaresini ortak olarak içerdikleri görülmekte ise de, davalı markasında “goldmaster” ibaresinin ayırt edici niteliğe sahip olduğu, bu ibarenin markanın esaslı unsuru olduğu, “….” ibaresinin ise yardımcı unsur olarak kullanıldığı, davacı markasında ise “….” ibaresinin ön plana çıkartıldığı “….’’ ibaresinin daha küçük puntolarla yazılı olduğu, davaya konu markalar görsel açıdan birbirinden farklı olduğu gibi, işitsel açıdan da benzer olmadığı, davacının “….” markası her ne kadar tanınmış marka ise de, davaya konu “…. ….” markasının tanınmış marka statüsüne sahip olmadığı, markaların hitap ettiği ortalama tüketicinin, iki farklı marka karşısında marka sahipleri arasında ekonomik ve ticari bir bağlantı bulunduğu izlenimine kapılmayacağı ve markalar arasında karıştırılmaya sebebiyet verecek bir benzerlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacının davasının reddine karar verilmesi gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 44,40 TL ilam harcından, 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile, 8,50 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.17/10/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır