Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/341 E. 2018/371 K. 29.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/341
KARAR NO : 2018/371

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü ve Sicilden Terkin
DAVA TARİHİ : 23/03/2015
KARAR TARİHİ : 29/11/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/12/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalının …. ana karakterinden ürettiği ek ünvanlar ile adına tescil başvuraları yaptığını, bu başvuraları yanında müvekkilinin ticaret unvanını oluşturan ve tescilsiz olarak kullandığı …. markasını …. sayı ile 21.06.2002 tarihinde kendi adına tescil ettirdiğini, davalının marka hakkını suistimal ettiğini, müvekkiline ait ve kendisinin de kullanmadığı markayı adına tescil ettirerek haksızlık yaptığını, davalı adına tescili yapılan bu markayı hiç kullanmadığını, müvekkilinin kendi markasını kullanamaz ve tescil ettiremez duruma düştüğünü, davalı şirketin markayı tescil ettirdiği 21.06.2002 tarihinden bugüne kadar kullanmadığını, davalı adına …. sayı ile tescilli markanın hükümsüzlüğüne, iptaline ve marka sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirkete ait ilk marka başvurusunun 1988 yılına dayandığını, …. markasının kullanımının 1956 yılına dayandığını, müvekkilinin TPE nezdinde …. unsurlu tescilli 28 adet markası olduğunu, müvekkilinin markasının tanınmış marka olduğunu, müvekkili şirketin yurtiçinde ve yurtdışında aralıksız yoğun kullanımı sonucu herkes tarafından tanınır hale geldiğini, ayırt edicilik kazandığını, davacının kendi ticaaret unavanını müvekkilinin ticaret unvanından ayırt etmek için gerekli tedbirleri alması gerekmesine rağmen almayıp marka olarak kullanmaya devam etmesinin marak hakkına tecavüz olduğunu, müvekkilinin markasını ayırt edici netliğini değiştirmeden sürekli olarak kullandığını, herhangi bir kullanmama durumu olmadığını, markanın ayırt edici karakterine zarar verilmeden farklı unsurlarla kullanmanın da markanın kullanımı olarak kabul edilmesi gerektiğini, zarara uğrayarak markasını kullanamaz hale gelen, ticari itibarı ve markanın ayırt edici karakteri zedelenen tarafın müvekkili olduğunu, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizden verilen 15/03/2016 tarih, …. Esas ve ….Karar sayılı “Davacı tarafın davasının kabulü ile davalının … ibareli …. sayılı markası kullanımı olmayıp, diğer kullanımlar farklı marka kapsamında olup, 2002/15448 sayılı …. markasının kullanılmama nedeniyle İPTALİNE, TPE kayıtlarından terkin edilmesine” dair karar, davalı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 19.03.2018 tarih ve … Esas, …. karar sayılı ilamı ile, “Dava, kullanmama nedenine dayalı markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı şekilde 556 sayılı KHK’nin 14. maddesi gereğince markanın kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmiştir. Ancak, 24.07.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 09.04.2014 tarih …. esas ve … karar sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nin 42/1-c maddesinin iptaline, karar tarihinden sonra 06.01.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 tarihli 2016/148 esas ve 2016/189 karar sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nin 14. maddesinin iptaline karar verilmiştir. Bu durumda, Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir” gerekçesi ile bozularak iade olunmakla, Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Davaya dayanak yapılan 556 sayılı KHK’nın 14. Maddesi, Anayasa Mahkemesinin 2016/148 Esas, 189 Karar sayılı ilamıyla 14.12.2016 tarih ve 06.03.2017 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan hükmü ile iptal edilmiş olup, yeni 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanu’nun 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe girdiğinden, dava tarihi itibariyle dava konusu uyuşmazlığa uygulanması söz konusu olmayıp, dava konusu mülkiyeti sınırlandırmaya ilişkin bir nedene dayılı olup, yasal boşluğu hakim tarafından doldurulması da söz konusu olmadığından ve yasal dayanak ortadan kalktığından, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ve dava açılış tarihi itibariyle haklılık durumu dosya kapsamınca değerlendirildiğinde, alınan bilirkişi heyet raporunda, davalının dava tarihinden itibaren geriye doğru 5 yıllık süre içerisindeki markasal kullanımının … ve …. şeklinde olduğu, … şeklinde bir marka kullanımına rastlanmadığı ve davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu yönündeki rapor ve dosya kapsamı ile sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacının haklı olduğu dava itibariyle sabit olduğu kanaatine varılarak, davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinin tamamından sorumlu tutulması gerekli ve yerinde görülmüştür.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 35,90 TL ilam harcından, 27,70 TL peşin harcın mahsubu ile, 8,20 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan, 3.145,00 TL vekalet ücretinin, davadaki haklılık durumu nazara alınarak, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,50 TL dava ilk masrafı, 225,00 TL tebligat-tezkere gideri ve 1.950,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.234,50 TL yargılama giderinin, davadaki haklılık durumu nazara alınarak, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine
6-Gider Avansından kalan miktarın 6100 Sayılı yasanın 333 maddesine göre karar kesinleşince taraflara iadesine,

Taraflara tebliğden itibaren ilgili Hukuk Dairesinde 15 gün içerisinde Temyiz yolu açık olmak üzere, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, açıkça okunup anlatıldı.29/11/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır