Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/338 E. 2020/102 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/338
KARAR NO : 2020/102

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Sicilden Terkin
DAVA TARİHİ : 13/07/2018
KARAR TARİHİ : 25/06/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/07/2020

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, 1999 yılında Lübnan’da kurulan müvekkilinin kadın/erkek bakım ve kozmetik ürünleri üzerine pek çok ülkede ticari faaliyet gösteren tanınmış bir firma olduğunu, müvekkilinin “……” markasının Paris Sözleşmesi ve 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca tanınmış marka olduğunu, ayrıca söz konusu marka üzerinde müvekkilinin öncelikli hak sahibi olduğunu, müvekkilinin Türkiye’deki ticari faaliyetleriyle ilgili “…. Teskstil Limited” firması ile sözleşme imzalamış olduğunu, müvekkillerine ait ürünlerin söz konusu firma tarafından piyasaya sunulduğunu, müvekkilinin hak sahibi oldukları markalar ile davalının dava konusu markasının aynı ve ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olduklarını, markaların aynı tür ve benzer malları kapsadıklarını, davalının hükümsüzlüğü istenen markasının, müvekkil markalarının ve aynı zamanda ticaret unvanının birebir aynısı olduğunu, 3. Sınıfta yer alan ürünler üzerinde tescilinin bulunduğunu, davalının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, kötü niyetli olduğunu, davalının aynı zamanda …… Kimya Plastik San.İç ve Dış Tic.Ltd.Şti.’nin tek sahibi olduğunu, söz konusu şirket faaliyetlerinde de müvekkiline ait markanın aynısının müvekkili markası ile iltibas teşkil edecek şekilde benzer kullanımların sürdürüldüğünü iddia ederek, davalının ……. sayılı markasının kötü niyetli tescil olması nedeniyle hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tebligat yapılmış, ancak cevap dilekçesi sunmamıştır. Davalı vekili duruşmadaki beyanları ile, benzer şekilde açılan İstanbul ….. FSHHM’nin ….. Esas sayılı dosyasında da mahkemece davanın marka hükümsüzlük davasının reddine karar verildiğini ve davacı markalarının tanınmış olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına ….. sayı ile tescilli markanın, kötü niyetli tescilli olduğundan bahisle hükümsüzlüğü ve sicilden terkini taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan,…. sayılı “….. ” ibareli markanın, 03. sınıfta 25/05/2016 tarihinden itibaren davalı adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.
Paris Sözleşmesinin 1. mükerrer 6. Maddesi ile, birlik ülkeleri, tescilin yapıldığı ülkenin yetkili makamınca söz konusu ülkede bu sözleşmeden yararlanacağı kabul olunan bir kişiye ait olduğu, aynı veya benzeri mallar için kullanıldığı iyi bilinen tanınmış bir markanın herhangi bir karışıklığa yol açabilecek bir şekilde yeniden reprodüksiyonunu, taklit edilmesini veya aslına yakın bir şekilde değiştirilmesini içeren bir markanın kullanılmasını gerek mevzuat izin verdiği takdirde re’sen gerekse ilgilinin isteği üzerine yasaklamayı ve tescilini reddetmeyi veya iptal etmeyi taahhüt ederler. Markanın elzem bir bölümünün tanınmış bir markanın reprodüksiyonundan oluşması veya bu tanınmış markayla karıştırılabilecek bir taklitten ibaret olması durumunda da, bu hükümler geçerli olacaktır. Böyle bir markanın iptalinin istenmesi için tescil tarihinden itibaren en az beş yıllık bir sürenin tanınması gerekecektir. Birlik ülkeleri, kullanmanın yasaklanması talebinin yapılması için gerekli süreyi tanıyabilirler. Kötü niyetli tescil edilen veya kullanılan markaların kullanımının yasaklanmasını veya iptalini istemek için süre tespit edilemeyeceği belirtilmiştir.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 6. maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlayacağı belirtilmiştir.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken diğer deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 20/11/2019 tarihli raporda sonuç olarak, davacı yana ait “……” ibaresini ihtiva eden markalar ile dava konusu “……… ” ibareli ….. tescil numaralı markaların asli ve baskın unsurlarının “……” ibaresi olması nedeniyle iltibas riski içerdiği, ancak davalı tarafın markasının daha önce tescil ettirildiği, davacı yana ait markanın dava konusu davalı yanın marka tescil başvurusunun gerçekleştirildiği 25.05.2016 tarihinden önce tanınmış marka kriterlerini ihtiva ettiğinin ispatlanamadığı, davacı tarafın markasının, davalının marka tescil başvurusunu yaptığı 25.05.2016 tarihi itibari ile Türkiye’de kullanımlarının olmadığı, davacı yanın gerçek hak sahipliği iddialarını ispatlayamadığı, bu nedenle 6769 Sayılı SMK Md. 6/3 kapsamında hükümsüzlük nedeninin oluşmadığı, davacı tarafın kötü niyet iddiasının markanın anlamı, davalı yana ait markanın ülkemizde davacı yanın kullanımlarından önce ve sair unsurlar ihtiva ederek tescil müracaatına konu edilmesi ve sair hususlar ile kabul edilemeyeceği, aksi durumun davacı yan tarafından ispatlanamadığı, davacı yana ait yurtdışında tescilli markaların tanınmış marka olmamaları, davacı yanın ülkemiz özelinde davalı yana karşı herhangi bir üstün hakkının var olmadığı, davalı yanın ihtilaf konusu marka tescil başvurusunu gerçekleştirir iken kötüniyetle hareket ettiğine ilişkin dosya arasından bir tespitin yapılamadığı yönündeki görüşler çerçevesinde karşılaştırmaya tabi markalar benzer olmasına karşın davalı yana ait dava konusu …. kod numaralı markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı, davacı yanın davalı yana karşı üstün hak sahibi olduğu ya da davalı yanın marka tescil başvurusunu gerçekleştirir iken kötüniyetli olduğu görüşlerinin Mahkeme nezdinde hakim olması halinde ise, bu halde karşılaştırmaya tabi markalar arasında var olan iltibas riski nedeni ile davalı yana ait dava konusu …… kod numaralı markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğunun değerlendirilebileceği belirtilmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazları nedeniyle aynı bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi hazırlamış olduğu 17/02/2020 tarihli ek raporda sonuç olarak, kök raporda belirtilmiş olan görüş ve kanaatlerini değiştirilmesini gerektirir herhangi bir durumun mevcut olmadığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu, yukarıda değinilen yasal düzenlemeler ve aldırılan bilirkişi kök ve ek raporu topluca değerlendirildiğinde, davacı yana ait “……” ibaresini ihtiva eden markalar ile dava konusu “……” ibareli ……. tescil numaralı markanın, asli ve baskın unsurlarının “……” ibaresi olması nedeniyle iltibas riski içermekte ise de, davalı markasının davacı markalarından daha önce tescil ettirildiği, davacı yana ait markanın davalı yan marka tescil başvurusunun gerçekleştirildiği 25.05.2016 tarihinden önce tanınmış marka kriterlerini ihtiva ettiği hususunun da ispatlanamadığı, davacı tarafın markasının, davalının marka tescil başvurusunu yaptığı 25.05.2016 tarihi itibari ile Türkiye’de kullanımlarının olmadığı, davacı yanın gerçek hak sahipliği iddialarını ispatlayamadığı, bu nedenle 6769 Sayılı SMK Md. 6/3 kapsamında hükümsüzlük nedeninin oluşmadığı, davacı tarafın kötü niyet iddiasının, markanın anlamı, davalı yana ait markanın ülkemizde davacı yanın kullanımlarından önce ve sair unsurlar ihtiva ederek tescil müracaatına konu edilmesi ve sair hususlar ile kabul edilemeyeceği anlaşılmakla, ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 54,40 TL ilam harcından, 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile, 18,50 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.25/06/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır