Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/33 E. 2019/249 K. 02.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/33
KARAR NO : 2019/249

DAVA : Markanın İptali
DAVA TARİHİ : 29/01/2018
KARAR TARİHİ : 02/07/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/07/2019

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin 1933 yılında Japonya’da kurulmuş olup, 2016 yılı itibariyle 160 ülkede ürün ve hizmet sunduğunu,TPMK nezdinde …. sayılar ile tescilli “….” ve “….” markalarının sahibi olduğunu, “….” markasının Nissan Motors’a bağlı Türkiye ve pek çok ülkede satışa sunulan lüks bir otomobil markası olduğunu, markanın 1987 yılından beri kullanıldığını, İngilizcede “….” anlamına gelen sözcükten esinlenerek konulan bu adın markanın vizyonuyla ilişkili olduğunu, markanın lüks araçlarda tanınmış marka haline geldiğini, markanın Türk tüketicilerle 2009 yılında buluştuğunu, marka serisine ek olarak…. sayılı marka başvurusunda bulunduklarını, ancak bu başvurunun davalının işbu davaya konu markası nedeniyle reddedildiğini, ancak davalının söz konusu markayı 5 yılı aşkın süredir kullanmadığını, dava konusu markanın sicili boş yere işgal ettiğini, ayrıca davalı markasının müvekkilinin marka serisinden algılanma olasılığı olduğundan, karıştırılma ihtimali de taşıdığını iddia ederek, davalıya ait “…. şekil” ibareli … sayılı markanın, 25. Sınıfta bulunan mallar için kesintisiz 5 yıl süre ile kullanmama nedeniyle iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin adına markanın 2009 yılından beri ciddi şekilde kullanıldığını, davacının bu davayı açmakta bulunma menfaatinin bulunmadığını, davacının araba üreticisi olduğunu, araba ile tekstil ürünleri arasında bir benzerlik kurulmasının mümkün olmadığını, davacının “….” markasının tanınmış olmadığını, Nissan olarak bilindiğini, müvekkili markasının ise “…” olduğunu, 5 yıllık kullanma süresinin SMK yürürlük tarihinden itibaren 5 yıl sürenin geçmesi gerektiğini, müvekkilinin söz konusu markasını taşıyan ürünlerini çeşitli tekstil firmalarına sattığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Son celse duruşmadaki beyanında, kullanım olmayan sınıflar yönünden bir itirazları olmadığını bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalıya ait “infinity şekil” ibareli 2009/45494 sayılı markanın, 25. sınıfta bulunan mallar bakımından kullanmama nedeniyle iptali taleplidir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan, marka tescil kayıtları ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 25/01/2019 havale tarihli raporda sonuç olarak, yerinde yapılan incelemelerde, davalının söz konusu markayı ciddi ve yoğun olarak kullandığı, kullanım stok ve üretim adedi dikkate alındığında uzun bir süreye yayıldığı, incelemelerde markanın gömlek, ceket, pantolon ürünlerinde kullanıldığı, davalı firmada yapılan incelemelerde, özellikle depolama alanında aynı tür gömlek ürünlerinde kullanılan beden etiketlerinde farklı boyut ve renk uygulamaları olduğunu, bu durumun ürünler arasında sezon geçişleri yapılırken farklı tip etiketler kullanılıyor olmasından kaynaklanabileceği, depoda çok fazla miktarda ürün blunduğu ve kullanılan beden etiketlerinin barkod etiketlerinde bulunan sezon kodlamaları ile uyumlu bir şekilde değiştiği, davalının 25. sınıf içerisinde dava konusu markayı dava tarihinden geriye doğru 5 yıl içinde markasal anlamda, ciddi ve yoğun şekilde kullandığı, davalı ve dava dışı şirketlerin incelenen ticarif defterlerinin sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğu, davalı şirketin, satış faturaları üzerinde tespit edilebilen ilk markasal kullanımının, 19.09.2017 tarihli …. nolu satış faturası ile gerçekleştiği, davalı şirketin dava konusu markayı satış faturaları üzerinde, gömlek emtiası satışlarında kullandığı, dava konusu markaya yönelik 2017 yılındaki satışlarının, toplam ciro üzerindeki payının düşük olduğu, dava dışı şirketin, dava konusu markayı satış faturaları üzerinde logo olarak kullandığı, söz konusu faturaların 08.09.2015 tarihinde matbaaya bastırıldığı, tespit edilebilen ilk markasal kullanımının, 05.04.2016 tarihli … nolu satış faturası ile gerçekleştiği, davalı şirketin dava konusu markayı satış faturaları üzerinde, gömlek emtiası satışlarında kullandığı, dava konusu markaya yönelik satışların 2016 yılı satış ciroları üzerinde önemli bir paya sahip olduğu, ancak 2017 yılı satış cirolarının toplam ciro üzerindeki payının düşük olduğu belirtilmiş, rapora itiraz nedeniyle aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış ve bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 18/06/2019 havale tarihli ek raporda sonuç olarak, kök rapordaki beyanlarını yineleyerek, gömlek, ceket, pantolon dış giysilerinde markanın geriye doğru 5 yıl içindeki kullanımının bulunduğu, sayılan emtialar dışında ise kullanıma rastlanmadığı belirtilmiştir.
6769 Sayılı SMK’nın 9. Maddesi uyarınca, tescil tarihinden itibaren 5 yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına 5 yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir. Mülga 556 Sayılı KHK’nın 14. Maddesinin Anayasa Mahkemesi’nce iptaline ilişkin gerekçeli kararın 06 Ocak 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanması ile 6769 Sayılı SMK’nın 10 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe girmesi karşısında, 10/01/2017 tarihinden sonra açılan iptal davalarında, 5 yıllık sürenin hesabında aradaki bu günlük 4 günlük boşluk nedeni ile 6769 Sayılı SMK’nın yürürlüğünden önceki dönemde geçen sürenin de hesaba katılması gerekir. Zira 06/01/2017 tarihine kadar markanın kullanılmamasının bir yasal yaptırımı mevcuttur ve marka sahipleri de bunu bilmektedir. Türkiye’nin taraf olduğu Paris Sözleşmesi’nin 5/c maddesi ile TRIPS Anlaşmasının 19. Maddesinde de, markanın kullanılması koşulu düzenlenmektedir. Her ne kadar 6769 Sayılı kanunda, bir geçici madde ile 4 günlük boşlukla ilgili bir düzenlemeye yer verilmemiş ise de, 06/01/2017 tarihinden önceki kullanmama sürelerinin yok sayılması mümkün değildir. Sonuçta halen yürürlükteki yasal düzenlemeye göre tescilden itibaren 5 yıl kullanılmayan marka iptal edilir. SMK’nın 26. Maddesinin SMK önceki dönemde tescil edilmiş, fakat kullanılmayan markalar yönünden de uygulanması, kanunların geçmişe yürümeme ilkesine de aykırı değildir. Zira geçmişe etki yasağı mutlak olmayıp, hak sahiplerinin belirli bir hukuki duruma olan güveni objektif olarak haklı ise geçmişe etki yasağından söz edilemez. (Bakınız Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, 4. Bası, S.983 vd) Bu konuda henüz Yargıtay ilamına tesadüf edilememiş ise de, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin yerleşik uygulaması da bu doğrultudadır.
Dosya kapsamı, deliller, yapılan inceleme ve dosya kapsamı ile uyumlu bilirkişi raporuna göre, davalı adına olan markanın tescilli olduğu 25. Sınıftaki iç giysiler, çoraplar, ayak giysileri ve baş giysileri yönünden 5 yılı aşkın süreden beri kullanımının olmadığı, diğer emtialar yönünden ise ciddi kullanımının olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulü ile, davalı adına tescilli …. tescil başvuru nolu markanın sadece tescilli olduğu “iç giysiler, çoraplar, ayak giysileri ve baş giysileri” yönünden kullanmama nedeniyle iptaline, dış giysiler yönünden talebin reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, davalı adına tescilli …. tescil başvuru nolu markanın sadece tescilli olduğu ….” yönünden kullanmama nedeniyle iptaline, dış giysiler yönünden talebin REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde sicile işlenmesi için TPMK’ na gönderilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 44,40 TL ilam harcından, 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile, 8,50 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davanın kısmen reddi sebebiyle, karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL peşin ve 35,90 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 71,80 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 384,40 TL tebligat-tezkere ve 2.250,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.634,40 TL yargılama giderinin, davanın kısmen kabulü nedeniyle 1.317,20 TL.’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
8-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
9-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.02/07/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır