Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/313 E. 2019/236 K. 25.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/313
KARAR NO : 2019/236

DAVA : Marka, Manevi ve İtibar Tazminatı
DAVA TARİHİ : 05/07/2018
KARAR TARİHİ : 25/06/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/07/2019

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin özellikle “….” ve “….” markaları olmak üzere, yazı veya şekil markası ve tasarımlara ilişkin TPMK nezdinde koruma sağlayacak şekilde birden fazla kendi adına tescilinin bulunduğunu, müvekkili adına tescil edilmiş olan marka ve tasarımların üretim ve lisans verme yetkisi münhasıran müvekkiline ait olduğu halde davalı tarafından hukuka aykırı olarak üretildiğini ve taklit ürünlerin davalı tarafından satışa sunulduğunu, buna istinaden Bakırköy … FSHCM’nin …. Esas sayılı dosyasında yargılama yapılarak, davalının suçunun sabit görüldüğünü ve hakkında mahkumiyet kararı verildiğini ve davalı yanın bu fiillerinin müvekkilini zarlara uğrattığını ve itibarını zedelediğini iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 4.000,00 TL manevi ve 1.000,00 TL itibar tazminatının, 02/10/2014 tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmak sureti ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve tensip tutanağının davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, dava ile ilgili herhangi bir yazılı yanıtta bulunmamış ise de, durumadaki beyanları ile, 2016 yılında hakkında aynı olaydan dolayı ceza davası açıldığını, kendisinin davacı avukatına 2.000,00 TL ücret ödediğini ve kendisine söz konusu parayı ödemesi halinde başka bir şey istenmeyeceğinin söylendiğini, kendisinin züccaciye işi yaptığını, japon pazarı şeklinde ürün sattıklarını, piyasadan temin ettiği ürünleri sattığını, kendisinin işyerini başkasından devraldığını ve söz konusu ürünlerin önceki sahibinden kalmış olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacı adına TPMK nezdinde tescilli olan markaya konu tasarım ve ürünlerin, davalı tarafından hukuka aykırı olarak üretilip satışa sunulup sunulmadığı ve davacının marka hakkına tecavüz edilip edilmediği, manevi ve itibar tazminatı taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …. sayılı “….+Şekil” ibareli markanın birçok sınıfta 15/05/2012 tarihinden itibaren, …sayılı “….” ibareli markanın 28, 38 ve 41. Sınıfta 12/04/2011 tarihinden itibaren, … sayılı “….” ibareli markanın aynı sınıflarda, aynı tarihten itibaren, … sayılı …. Şekil markasının birçok sınıfta 15/02/2013 tarihinden itibaren, …. sayılı … Şekil markasının 20. Sınıfta 30/11/2014 tarihinden itibaren, …. sayılı …. Şekil markasının birçok sınıfta 26/07/2011 tarihinden itibaren ve “…”, “….”, “….” ve “…” gibi daha birçok markanın 10’ar yıl müddetle davacı adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.
Bakırköy … FSHCM’nin …. Esas, ….Esas sayılı dosyasının tüm uyap kayıtları celbedilmiş ve Marka Hakkına Tecavüz suçundan Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davalı hakkında mahkumiyete karar verilerek hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı ve kararın itiraz edilmeden kesinleştiği anlaşılmıştır.
Ceza dosyasında, bilimsel ve denetime açık olduğundan hükme esas alınan marka uzmanından alınan bilirkişi raporunda, dava dosyası kapsamında bulunan tüm bilgi ve belgeler ile ele geçirilen ürünlerin orijinal ürün numunesi ile kıyaslamalı olarak yapılan incelemesi sonucunda, bunların şikayetçi firmanın orijinal ürünleri olmadıkları, ürünleri daha önce kullanılmamış yeni ürünler oldukları, üzerinde şikayetçi …. Yapım firmasına ait …. nolu …. ve …. nolu markanın iktibas yapılarak taklit edildikleri, markaların iktibas yoluyla taklit edildiği ürünlerin, sıradan tüketiciler üzerinde aldatmaya yol açacağı, bu nedenlerle suça konu ürün numunelerinin marka taklidi yapılmış sahte ürünler oldukları, ürünler emtia sınıflarına göre incelendiğinde, suça konu ürün numunelerinin üzerinde bulunan şikayetçilere ait markaların emtia sınıflarına göre incelendiğinde, suça konu ürün numunelerinin üzerinde bulunan şikayetçilere ait markaların emtia sınıflarına uygun ürünler üzerinde uygulandığı, eylemin 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 4128 sayılı Kanunla eklenen 61/A maddesinin 5833 sayılı yasayla değişik 3. maddesinde belirtilen hükümlerine göre, marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sınıfına girdiği bildirilmiştir.
Gerek olay tarihinde yürürlükte bulunan 556 Sayılı KHK, gerekse dava tarihinde yürürlükte bulunan SMK’nın 149/1-ç ve 150. Maddeleri uyarınca davacı marka hakkına tecavüz nedeniyle manevi tazminat talep edebilir. Manevi tazminat miktarının belirlenmesi, TBK 58. Maddesi çerçevesinde Hakimin takdir yetkisindedir. Bu yetki kullanılırken olayın oluş şekli, ele geçen taklit ürün miktarı, ihlal süresi, sayısı, tarafların ekonomik ve sosyal konum ve durumları dikkate alınmalıdır. Dava konusu olayda ele geçen ürün sayısı, eylemin gerçekleştirildiği tarih, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve manevi tazminatın amacı gözetildiğinde, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, takdiren 2.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline, davacı vekili haksız fiil tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte tahsilini talep etmiş ise de, uyuşmazlığın niteliğine göre bu miktarın ticari avans faizi ile birlikte (mevduata uygulanan en yüksek faiz oranını geçmemek kaydı ile) tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Davacının itibar tazminatı talebine gelince, gerek olay tarihinde yürürlükte bulunan 556 Sayılı KHK ve gerekse dava tarihinde yürürlükte bulunan SMK’nın 150 maddesi uyarınca, “Sınai Mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi, yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat isteyebilir”. Dava konusu olayımızda davalının işyerinde sadece az sayıda taklit ürün bulunmuş olup, bu yasal düzenlemenin koşulları oluşmamıştır. Bu itibarla davacının itibar tazminatına yönelik talebinin reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, 2.000,00 TL manevi tazminatın 02.10.2014 tarihinden işleyecek (bankalarca mevzuata uygulanan en yüksek faiz oranını geçmemek kaydıyla) ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dayalı taleplerin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 136,62 TL ilam harcından, 85,39 TL peşin harcın mahsubu ile, 51,23 TL bakiye karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 2.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 85,39 TL peşin ve 35,90 TL başvuru olmak üzere toplam 121,29 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 112,00 TL tebligat-tezkere giderinin, davanın kabul-red oranına göre 44,80 TL.’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
7-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının davacıya iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı asilin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.25/06/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır