Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/275 E. 2019/363 K. 24.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/275
KARAR NO : 2019/363

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/06/2018
KARAR TARİHİ : 24/10/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Müvekkili şirketinin ……. ibareli markalarının 2007 yılından bu yana Türkiye pazarında olup, ……ibareli markanın sektöründe yoğun ve yaygın biçimde kullanılmak suretiyle maruf ve meşhur hale gelmiş olduğunu, müvekkiline ait ……markalarının dünya çapında tanındığını, ………, ………. markalarının Türkiye’de, 2008 yolondan bu yana 25. Sınıfta tescille korunduğunu; müvekkili şirketin, ….., ………, ………. markalarını, gerek ….. ve ….. nezdinde, gerekse de çeşitli ulusal ofisler nezdinde ticaret yaptığı pek çok ülkede 9,14.18.25.35. Sınıflarda tescil ettirdiğini, markanın 50’den fazla ülkede 25. Sınıfta tescilli olduğunu; davalı adına ….. no ile 25. Sınıfta tescilli ………. markasının, davalı tarafından müvekkilinin tanınmış markasından yararlanmak amacıyla kötü niyetle tescil ettirildiğini; davalının, müvekkilinin markalarından haberdar olduğunu, önce ….. no. İle ” … …..” markasının tescili için TPMK’ya başvurduğunu, müvekkilinin itirazı üzerine marka başvurusunun reddedildiğini, akabinde davalının dava konusu makayı tescil ettirdiğini, müvekkilinin davalıya iyi niyetle ihtarname gönderip markanın TPMK nezdinde geri çekilmesini ve kullanımının durdurulmasını talep ettiğini, davalının sözkonusu ihtarnameye cevap vermediği; davalı markasının, müvekkili adına aynı sınıfta tescilli ……ibareli markaları çağrıştırmakta olup, müvekkilinin markaları ile görsel, işitsel ve kavramsal açıdan ayırte dilemeyecek derecede benzerlik arz ettiğini, davalı adına tescilli markanın müvekkilinin markalarıyla karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, davalı markasından esas unsurun müvekkiline ait tanınmış bir marka olan ……ibaresi olduğunu, dava konus umarkanın tüketici nezdinde müvekkiline ait markaların başka bir versiyonu/serisi gibi algılanacağını, dolayısıyla iltibas tehlikesinin varlığının tartışmasız olduğunu ve taraf markalarının birbiriyle idari/ekonomik yönden bağlantılı markalar izlenimi uyandırdığını ileri sürerek, davalı marasının hükümsüzlüğüne işbu markanın sicilden terkinine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; davacının, tanınmış marka iddiasını dosyadaki delillerle ispatlayamadığını, davacı markalarının tanınmış marka statüsünde olmadıklarını; davacının ……markasının 35. Sınıfta kayıtlı olduğunu, bu markanın müvekkilinin dava konusu markasının tescilli olduğu 25. Sınıftaki ürünlerle hiçbir benzerliğinin ya da bağlantısının olmadığını, davacının 25. Sınıfta tescilli ……… ve ………. markaları ile de müvekkilinin markası arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, birden fazla kelime içeren taraf markalarında kelime unsurlarından sırf birinin aynı olmasının markaların ayırt edilemeyecek kadar benzer oldukları anlamına gelmeyeceğini, müvekkilinin markasındaki iki kelimenin de aynı punto ile yazıldığı, öne çıkan bir kelime olmadığını, ……ibaresine özellikle yapılmış bir vurgunun olmadığını, taraf markalarının yazım tarzları ve fontları arasında da farklılık bulunduğunu ve müvekkilinin markasının tescilinden kötü niyet bulunmadığını savunarak, esas hakkında öne sürdüğü hususlar dikkate alınarak haksız ve yersiz olarak müvekkili aleyhine açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE:
Yargılama sırasında deliller toplanmış; Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davaya konu marka tescil belgeleri ve ilgili dosya evrakları celp edilmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller ve taraf iddiaları ışığında dosya tüm deliller ve dilekçeler değerlendirilerek davacı markasının tanınmış marka olup olmadığı, davacının dava açmakta yararının olup olmadığı ve markaların benzer olup olmadığı, davalı adına olan ….. tescil nolu markanın hükümsüzlük koşullarının bulunup bulunmadığı yönünde inceleme yaparak rapor tanzim etmek üzere bir marka patent uzmanı, bir sektör ve bir de bilgisayarcıdan oluşacak bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, bilirkişiler düzenlemiş oldukları 11.09.2019 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında özetle; davacının eski tarihli ……ibareli tescilli markaları ile davalının yine aynı ibareyi taşıyan ….. tescil nolu …… markası arasında 25.sınıf ürünlerin ortalama tüketicileri nezdinde, SMK m.6/f.1 anlamında iltibasa mahal verecek derecede benzerlik bulunduğu, davacının huzurdaki davayı açmakta hukuki yararının bulunduğuun, davacı markalarının davalı markasının koruma tarihi ve öncesinde tanınmış marka olduğuna dair yeterli delilin dosyada mevcut olmadığı ve kötü niyet hususundaki takdirin mahkemeye ait olduğu hususları bildirilmiştir.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itiraz ve beyan dilekçesi ile; müvekkili adına kayıtlı işbu hükümsüzlük davasının konusu olan …… markası ile davacı adına kayıtlı markalar arasında ortalama tüketici nezdinde iltibasa mahal verecek derecede benzerlik bulunduğu yönündeki kannatine varıldığını ancak bilirkişinin varmış olduğu sonucun hukuka aykırı olduğnu, eksik inceleme yapmak suretiyle bu yanlıgıya ulaştıklarını, somut olay özelinde iltibasın varlğını destekleyecek somut bir gerekçe sunmadıklarını, bu sebeplerle yeniden itirazları yönünde inceleme yapılmak üzere tarafsız bilirkişi heyetine tevdi edilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itiraz ve beyan dilekçesi ile; bilirkişiler tarafından müvekkili şirketin markalarının tanınmış olduğuna dair dosyada yeterli delilin mevcut olmadığı yönünde bildirilen görüşün doğru olmadığını, kötü niyete ilişkin ise kötü niyetli tescil olgusunu oluşturacak tüm şartlar somut davada yeterli derecede bulunduğunu, dolayısıyla …… markasının kötü niyet taşıdığı gerekçesiyle reddedilmesi gerektiğini, diğer yönlerden bilirkişi raporunun haklılıklarını kanıtladığını, beyan etmiştir.
Dava markanın hükümsüzlüğü talebine yöneliktir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; SMK’nun 25.md’si hükümsüzlük hallerini düzenlemektedir. Buna göre 5.md’deki mutlak red; ve 6.md’deki nisbi red sebepleri hükümsüzlük sebebidir.
SMK’nun 6/1 md’sine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırılma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyor ise doğrudan karıştırma ihtimali; eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırd ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırma ihtimalinden söz edilecektir.
Somut olayda davacının markasının “…..,” “………”, “……….” olması sebebiyle davacı ve davalı markası arasında kıyaslama yapılmış ve bilirkişinin her iki markanın benzer olduğu yönündeki tespitine mahkememizce de aynen iştirak edilmiştir. Zira davacı tarafa ve hükümsüzlük talebine konu davalı tarafa ait markaların asli ve ayırd edici unsuru olan “…..” ibaresi benzerdir. Hükümsüzlük koşullarından bir diğeri de benzer olan markaların aynı mal ve/veya hizmet sınıflarına ait olmasıdır. Bu durumun istisnası ise davacı markasının tanınmış marka statüsünde bulunmasıdır. Somut olayda davacı tanınmış marka iddiasında bulunmuş ancak sunulan delillerle bu iddiayı ispatlayamamıştır. Buna karşın davacı markasının tescilli olduğu sınıf ile davalı markasının tescilli olduğu sınıf (25.sınıf) aynıdır ve bu itibarla hükümsüzlük koşullarından aynı mal ve/veya hizmet sınıfında olmak koşulunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Bu durumda 6769 sy.SMK’nun 6/1 md’si ve 25.md’si gereği hükümsüzlük koşullarının tamamının gerçekleşmiş olduğu kanaatiyle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
-Davalı adına TPMK nezdinde ….. numara ile tescilli “……..” markasının hükümsüzlüğüne, TPMK sicilinden terkinine,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harç ve 187,70 TL tebligat/posta masrafı 2.100,00 TLbilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.323,60 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kalan gider avansının karar kesinleşiğinde, yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/10/2019

Katip …

Hakim …