Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/253 E. 2019/28 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/253
KARAR NO : 2019/28

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 12/06/2018
KARAR TARİHİ : 07/02/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/02/2019

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkillerinin tekstil sektöründe “…” unvanı ile bilinen patentli markanın sahibi olarak….Ltd.Şti’nin ortakları olduklarını, markanın kullanımı ile ilgili olarak müvekillerinin 16/04/2012 tarihinde davalıların hissedarı olduğu ….A.Ş ile 10 yıllık süre için marka kullanımı ile ilgili lisans sözleşmesi imzaladıklarını, söz konusu sözleşme her ne kadar iki şirket arasında yapılmış ise de, sözleşme konusu tescilli “….” markasının kullamı için belirlenen marka kullanım bedelinin ödenmesinde, tüzel kişilerin değil, tüzel kişi ortakların şahsi sorumluluk üstlendiklerini, bu doğrultuda sözleşme alacaklısının şirketin ortakları olan müvekilleri, borçlunun ise davalının tüm hissedarları olan davalı şahıslar olduklarını, sözleşme uyarınca belirlenen aylık marka kullanım bedellerinin başlangıçta davalılarca düzenli olarak müvekillerine ödendiğini, ancak davalıların ilk beş yılın bitimine yaklaşık iki yıl kala noter kanalı ile sözleşmede ikinci beş yıllık dönem için kendilerine tanınan tek taraflı fesih hakkını kulanacaklarını bildirdiklerini ve sözleşmeyi feshederek kalan beş yılın ödemeleri için düzenleyip müvekillerine teslim ettikleri senetleri müvekillerinden geri aldıklarını, davalıların fesih ihbarından sonra sözleşme 16/05/2017 tarihinde sona ermesine rağmen, davalıların sözleşme konusu markayı, davalı şirketin işyerinde ve ticari faaliyetlerinde fiilen kullanmaya devam ettiklerini iddia ederek, sözleşmeden kaynaklanan haklarla ilgili uğranılan maddi zararın tazmini amacıyla fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 100.000 USD’nin tahsilini ve alacağa temerrüt tarihinden itibaren 3095 Sayılı yasanın 4/a maddesinde düzenlenen faiz oranının uygulanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … ve … vekili cevap dilekçesi ile, davacıların “…” markası üzerinde herhangi bir tasarruf hakkı mevcut olmadığından, davada davacı sıfatlarının bulunmadığını, bir hakkı dava etme yetkisinin kural olarak o hakkın sahibine ait olduğunu, davaya konu marka ile ilgili her türlü hakkın münhasıran …Ltd.Şti’ye ait olduğunu, ayrıca davalılar …, …, … ve …’ın davacıların imzaladıkları 16/04/2012 tarihli şirket hisse devir sözleşmesi ile dava dışı …Ltd.Şti.’nin toplam %50 hissesini devraldıklarını, aynı tarihte davalı gerçek kişilerin hissedarı olduğu davalı … firması ile dava dışı … Şirketi arasında 16/05/2012 tarihli bir lisans sözleşmesi akdedildiğini kullanımın da bu sözleşmeye dayalı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalılar vekili cevap dilekçesi ile, “…” ibareli markaların dava dışı ….şirketi adına tescilli olduğunu, bu nedenle söz konusu markalar ile ilgili her türlü hakkın bu şirkete ait olduğunu, bu nedenle davacıların huzurdaki davayı açma yetkilerinin bulunmadığını, öncelikle davanın aktif husumetten reddi gerektiğini, ayrıca davalılar …, …, … ve …’ın davacıların imzaladıkları 16/04/2012 tarihli şirket hisse devir sözleşmesi ile dava dışı ….Ltd.Şti.’nin toplam %50 hissesini devraldıklarını, aynı tarihte davalı gerçek kişilerin hissedarı olduğu davalı …. Giyim firması ile dava dışı …Şirketi arasında 16/05/2012 tarihli bir lisans sözleşmesi akdedildiğini kullanımın da bu sözleşmeye dayalı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Taraf sıfatı bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise def’i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği gibi taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece resen nazara alınması gereklidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, … sayı ile tescilli “…+şekil” ibareli markanın, 25 sınıfıta 27/03/2007 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle dava dışı ….Ltd.Şti adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.
Söz konusu markanın kullanımına ilişkin 16/04/2012 tarihli Lisans Sözleşmesinin dava dışı marka sahibi olan …Ltd.Şti ile davalılardan ….A.Ş arasında imzalandığı, Türk Patent Enstitüsünden gelen kayıtlardan da anlaşılacağı üzere, Lisans Sözleşmesine konu “… + Şekil” markasının dava dışı ….Ltd.Şti adına tescilli olduğu ve SMK’nın 7/2. Maddesinde belirtildiği üzere, marka tescilinden doğan hakların münhasıran marka sahibine ait olduğu hususu da nazara alınarak, davacılar sözleşmede taraf olmadığı gibi, söz konusu marka üzerinde de hak sahibi olmadıkları anlaşılmakla, davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacıların davasının aktif husumet yokluğu (dava şartı) sebebi ile usulden reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 7.650,72 TL peşin harçtan, 44,40 TL ilam harcının mahsubu ile, 7.606,32 TL fazla harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi gereğince hesaplanan, red sebebine göre 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Talep halinde kararın taraf vekillerine tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının taraflara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.07/02/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır