Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/237 E. 2019/368 K. 05.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/237 Esas
KARAR NO : 2019/368

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 29/05/2018
KARAR TARİHİ : 05/11/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Müvekkilinin tekstil sektöründe “…..” markası adı altında bayan konfeksiyon üreticisi olarak faaliyet gösterdiğini, tasarımlarının müvekkili tarafından yapıldığını ve Türkiye’de ilk kez kamuya sunulduğunu, elbise tasarımlarının davalı … tarafından haksız olarak üretildiğini, ….. Giyim Tic. Ltd. Şti internet satış sayfası tarafından da satış yapılmak suretiyle müvekkilinin tasarımlarının ihlal edildiğini, davaya konu ürünler üzerinde davalı …’a ait “….” ibareli ….. marka tescil numarası ile markası bulunduğunu, yapılan delil tespiti sırasında …’ın ifadelerinde “modelin diğer karşı taraf olan ….. firması tarafından getirilen bir modelin bu firmanın siparişi üzerine üretilerek teslim edildiğini beyan ettiğini” bu nedenle de …de davalı olarak gösterildiğini, davalı …’ın …nin müdürü olması nedeniyle haksiz fiilden sorumlu olduğunu, müvekkiline ait orjinal tasarımın taklidi olan “….” markalı ürünün 21/02/2018 tarihinde “…..” internet satış sayfasından müvekkili tarafından satın alındığını, satın alınmasının ardından mahkememizde …. D.İş sayılı dosyasında delil tespiti talep ettiklerini, yapılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporuyla da tasarım hakkına tecavüzün varlığının tespit edildiğini, bu nedenlerle öncelikle 554 sayılı KHK hükümlerine, sonrasında TTK’nun haksız rekabete ilişkin hükümleri dikkate alınmak suretiyle …ve …’a davanın ihbar edilmesini, davanın kabulüne, davalıların tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, tecavüzün ve haksız rekabetin durdurulmasına, tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesine, belirsiz alacak davası hükümlerine göre alacak miktarı tam ve kesin olarak belirlendiğinde taleplerini artırmak ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın delil tespitinin yapıldığı 07/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek değişken oranlardaki ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 20.000 TL manevi tazminatın delil tespitinin yapıldığı 07/03/2018 tarihinden işleyecek değişken oranlardaki ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalılar aleyhine verilecek mahkeme kararının masrafı davalılara ait olmak üzere kamuya duyurulması için ülke çapındaki gazetelerden birer tanesinde yayınlanmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin ve ihbar olunanlara usulüne uygun tebligatlara rağmen herhangi bir cevap dilekçesi ve beyan sunmamışlardır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yargılama sırasında deliller toplanmış; Mahkememizin …. D.İş sayılı dosyası bu dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce toplanan tüm deliller ve taraf iddiaları ışığında dosya davacının tescilsiz tasarımı davalı tarafından tecavüzde bulunup bulunmadığı, davacının tescilsiz tasarımının koruma kapsamında olup olmadığı, her iki tasarımda karşılaştırılarak haksız rekabet ve tasarım hakkına tecavüz koşullarının olup olmadığı hususunda rapor tanzim etmek üzere bir tasarım uzmanı, bir sektör(tekstil) bilirkişisi ve bir yazılım mühendisi bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyetine tevdi olunmuş; bilirkişiler düzenlemiş oldukları 12/03/2019 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında özetle; ürünlerin birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ayırt edici niteliklerinin değerlendirilmesinde ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilip ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınacağını, davalıya ait internet adresinde ilgili ürün için 38/46 beden aralığının mevcut olduğunu, ancak sadece 38 bedenin satışının mevcut olduğunun gösterildiğini, dolayısı ile beş bedenden üretim ayıpıldığını anlaşıldığını, aynı zamanda dokuz farklı renkten üretim yapıldığını, internet sayfasında yapılan incelemelerde tespit edildiğini, toplam renk bazında 1800 adet- 2250 adetlerden bahsetmenin mümkün olabileceği kanaatine varıldığını, bu durumun kumaşın hangi kanaldan ve ne kadar miktarda temin edildiği ile paralellik gösterildiğini, tasarımlar sadece küçük ayrıtlılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edileceğini, bu bilgiler ışığında her iki markaya ait ürünler üzerinde karşılaştırılma yapıldığında davacı tarafa ait tescilsiz tasarımın koruma kapsamında kaldığını, davacı tarafa ait tescilsiz tasarım ile davalı tarafa ait ürünlerin arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığını, bu sebeple birebire yakın derecede benzer olarak algılandıkları” hususlarını tespit etmişlerdir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde; bilirkişi raporu ile müvekkiline ait tasarımın koruma kapsamında kaldığının tespit edildiğini, davalıya ait ürünlerin koruma kapsamında kalan müvekkili tasarımlarının benzeri olduğunun tespit edildiğini bu sebeplerle bilirkişi raporuna katıldıklarını, davalının beş beden ve dokuz renkte üretim yaptığı gözetildiğinde tazminat hesabının seri üretimde üretim için sipariş adedi ve beden dağılımı dikkate alınarak kumaş maliyetini en aza indirmek için kesim işleminin tek tek yapılamayacağını, bilirkişice yapılan incelemede de tespit edilen, minimum bir hesaplamayla sadece bir renk kumaştan bir pastal kesim yapıldığı düşünüldüğünde: 100 Kat x 5 beden x 1 renk=500 adet ürün kesimi yapıldığını, birden fazla kumaş ile birden fazla pastal kesim yapıldığında ise ürün adedi 500’ün katları şeklinde artmakta olduğunun, davalının beş beden ve dokuz renk kesim yapıldığı düşünüldüğünde ortalama olarak bir tasarımdan 100 kat x 5 beden x 9 renk=4500 adet üretim yaptığının sabit olduğunu, bilirkişilerin dava konusu tasarımdan davalıca ortalama 1800-2250 adet üretildiği yönündeki iddialarının kabul edilmesinin mümkün olmadığını, bilirkişilerin bu yöndeki görüşüne katılmadıklarını, tazminat hesabında, davalıya ait kayıtların esas alınmasının mümkün olmadığını, tasarım hakkına tecavüz eyleminin etkisini ve derecesini gizlemeye çalışan davalının taklit ürün üreten davalının, gerçek üretim miktarını kayıtlarına yansıtmayacağını, dolayısıyla tazminat hesabında davalı kayıtlarının esas alınmaksızın yapılması gerektiğini bu sebeple itirazlar doğrultusunda tazminat hesabı yapılmasını talep etmişlerdir.
Dosya maddi tazminata ilişkin mahallinde tarafların ticari defterlerini inceleme yetkisi de verilerek dava konusu tekstil tasarımları nedeni ile davacının isteyebileceği maddi tazminat tutarını gösterir rapor tanzim etmek üzere bir mali müşavir bilirkişisine tevdi olunmuş, bilirkişi düzenlediği 09/09/2019 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında özetle; ” davacı tarafın satış faturaları üzerinde yapılan inceleme de, dava konusu tasarıma ait elbiseyi, piyasada 65,00 TL’ye satışa sunduğunu, davacı tarafın ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğunu, davalı tarafından, ticari defter ve belgeler, incelenmek üzere sunulmadığından, tespit ve değerlendirme yapılamadığını, davalı tarafın, dava konusu tasarıma ait elbiseden ne kadar üretim yaptığı ve piyasada satışa sunduğu, ticari defter ve belgeleri sunulmadığından tespit edilemediğini, dava dosyası kapsamında, daha önce hazırlanan 11.03.2019 tarihli bilirkişi raporunda üretim süreçleri hakkında yapılan tespitler de; kumaşların her bir renk için özel olarak boyatılma durumu göz önüne alınırsa bu adetlerin renk başına 200 adet-250 adet civarına çıkabileceği, dolayısı ile toplam renk bazında 1.800 adet-2.250 adetlerden bahsetmenin mümkün olabileceği” yönündeki değerlendirmesi dikkate alınarak, en yüksek üretim adetleri üzerinden, davacı tarafın elde edeceği muhtemel kazanç hesap edildiğinde 29.631,50 TL olarak hesap edildiğini, davacı tarafın maddi tazminat talebinin, Borçlar Kanununun 50. Ve 51.maddelerine göre belirlenen hususun mahkeme takdirinde olduğu” hususları bildirilmiştir.
Davacı vekili 13/09/2019 tarihli dilekçesi ile 1.000,00 TL’lik maddi tazminat talebini 29.632,50 TL’ye ıslah ettiği görülmüştür.
Dava endüstriyel tasarıma tecavüzden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine yöneliktir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava tescilsiz tasarıma tecavüz davasıdır. 6769 sayılı SMK’nun 55. Maddesine göre: “Tasarım ürününün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin, çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür… Tasarım ilk kez Türkiye’de kamuya sunulmuş olması halinde tescilsiz tasarım olarak korunur.”
Bir tasarımın koruma kapsamı belirlenirken o tasarımın bilgilenmiş kullanıcı gözünde oluşturduğu genel izlenim ile bariz bir benzerlik gösteren bütün tasarımların birlikte dikkate alınması gerekir. Kıyaslanan tasarımlar arasında sadece küçük ayrıntılarda farklılık varsa tasarımların aynı olduğu kabul edilir. Yine bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim ile herhangi bir tasarımın böyle bir kullanıcı üzerinde oluşturduğu genel izlenim arasında genel bir farklılık varsa tasarım ayırd edici niteliğe sahip demektir. Burada, tasarım alanında, özellikle dikkat edilmesi gereker husus korumanın, görünüm, şekil, doku ve ergonomi gibi özelliklere hasredilmesidir. Tasarım hakkı ürün ve eşyaların teknik işlevini değil, dış görünümünü konu etmektedir.
Somut olayda davacı tasarımlarının “dış görünüm” itibarı ile yukarıda anılan ilkeler ışığında yapılan değerlendirmede davalı ürünleri ile benzer olarak algılandıklarını; kısmi kalıp farklılığı, düğme sayısı, yan düğmede gizli fermuarın bulunmaması gibi farklılıkların genel görünümde ayırd edicilik kazandırmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca davacı tasarımlarının tescilsiz olmakla birlikte SMK 55/son gereği koruma kapsamında yararlanması gerektiği, zira dosyaya sunulan delillere göre ilk defa Türkiye’de 30.12.2017 tarihinde davacı tarafça kamuya sunulduğu, daha önce sunuma dair herhangi başkaca delil bulunmadığı, bu hali ile davacının tescilsiz tasarım sahibi olduğunun kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Koruma kapsamında tescilsiz tasarım sahibi davacının tasarımına davalı tarafca tecavüz edildiğinin kabulü karşısında bilirkişilerce hesaplanan 29.632,50 TL maddi mahkememizce somut olayın özellikleri ve tecavüzün boyutu, tarafların sosya-ekonomik durumları nazara alınarak takdir olunan 10.000,00 TL tazminatın hakkaniyete uygun olduğu hukuki ve vicdani kanaatiyle davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalının davacıya ait tescilsiz tasarıma tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, bu kapsamda …50 ve 51.md’de nazara alınarak 29.632,50 TL maddi tazminatın ve 10.000,00 TL manevi tazminatın 07/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Hüküm özetinin masrafı davalıdan alınmak suretiyle ülke çapında yayın yapan tirajı yüksek üç gazeteden birinde ilanına,
3-Alınması gereken 2.707,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 358,63 TL peşin harç ve 488,97 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.859,70 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen maddi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 3.931,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen manevi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 3.931,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen manevi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 3.931,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 35,90 başvuru harcı, 2.707,30 TL karar ve ilam harcı, 2.800,00 TL bilirkişi ücreti ve 352,30 TL tebligat/posta masrafı olmak üzere toplam 5.895,50 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 4.707,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/11/2019

Katip …

Hakim …