Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/223 E. 2019/95 K. 19.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/223
KARAR NO : 2019/95

Büyükdere Cd. No:45 K:7 D:31 Mecidiyeköy Şişli/İSTANBUL
DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 16/05/2018
KARAR TARİHİ : 19/03/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/04/2019

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilnin “….” ibareli markanın …. ve …. sınıflarda tescili için başvuruda bulunduğunu, ancak davalı tarafın “…..” ibareli markasının tescilli olması nedeniyle marka başvurusunun 3. sınıf bakımından reddedildiğini, müvekkilinin 2003 yılından itibaren BAE, Bahreyn, Katar, Lübnan, Kuveyt gibi birçok ülkede söz konusu markanın 3. sınıf kapsamında tescillerinin bulunduğunu, müvekkillerine ait resmi internet sitesinin www…….com olduğunu, müvekkiline ait “……” hakim unsurlu markalarının tanınmış markalar olduğunu, bu nedenle müvekkillerinin korunmaya değer hukuki bir yararının söz konusu olduğunu, davalı tarafın müvekkilinin birçok ülkede tanınmış markasının ününden yararlanmak amacıyla haksız olarak ilgiyi markayı tescil ettirdiğini, müvekkil markaları ile davalının markalarının ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olduğunu ve aynı tür ve benzer malları kapsadığını, her iki markanın da asli unsurlarının “…..” olduğunu iddia ederek, davalı adına ….. sayı ile tescilli “……” ibareli markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle davanın esasına girmeden reddedilmesi gerektiğini, müvekkilinin başvuru tarihlerinin 11.01.2013 olduğunu ve söz konusu markanın 2013 yılından beri temizlik ve kozmetik ürünleri alanında kullanılmakta olduğunu, aynı ibareli markaların uzun yıllardan beri Rusya, Tacikistan, Ukrayna, Gürcistan, Moldova, Romanya ülkelerinde tescilli olduğunu, müvekkiline ait markaların alanında bilinen ve tanınmış bir markalar olduğunu, tanınmışlık iddiasının geçerli olmadığını, marka korumasının tescil ile kazanıldığını, gerçek hak sahipliği ilkesinin geçerli olabilmesi için ise tescilsiz işaretin başvurudan önce de kullanılması gerektiğini ve bu kullanımın ülkesellik ilkesi gereğince Türkiye’de olması gerektiğini, davacıya ait markanın ise Türkiye’de tescilli olmadığını ve kendilerine ait dava konusu marka tescil başvurusunun gerçekleştirilmesinden evvel Türkiye’de kullanıma kon edilmediğini, bu nedenle davacının markasının yurtdışında tescil ettirilmiş olmasının dava açısından bir önemi olmadığını ve davacı yan taleplerinin mesnetsiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına TPMK’da tescilli “……” ibareli markanın, davacı adına tescilli olan markaya iltibas oluşturduğundan bahisle, hükümsüzlüğü ve sicilden terkini taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …… sayı ile tescilli “……” ibareli markanın, 03 sınıfta 31/03/2014 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile davalı adına tescilil olduğu tespit edilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 10/12/2018 tarihli raporda sonuç olarak, davacı yana ait “….+şekil” ibareli ….. tescil numaralı markası ile dava konusu “…..+şekil” ibareli…… tescil numaralı markanın asli ve baskın unsurlarının “…..” ibaresi olması nedeniyle iltibas riski içerdiği, ancak davalı tarafın markasının daha önce tescil ettirildiği, davacı yana ait markanın dava konusu davalı yanın marka tescil başvurusunun gerçekleştirildiği 11.01.2013 tarihinden önce tanınmış marka kriterlerini ihtiva etmediği ve davacı tarafın markasının, davalının marka tescil başvurusunu yaptığı 11.01.2013 tarihi itibari ile Türkiye’de kullanımlarının olmadığı, davacı yanın gerçek hak sahipliği iddialarını ispatlayamadığı, bu nedenle 6769 Sayılı SMK Md. 6/3 kapsamında hükümsüzlük nedeninin oluşmadığı, davacı tarafın kötü niyet iddiasının, davalı tarafın kullanımları, markaya yaptığı yatırımlar, birçok ülkede yaptırdığı tescil işlemleri, markanın anlamı ve sair hususlar ile kabul edilemeyeceği, aksi durumun davacı yan tarafından ispatlanamadığı, ancak kötü niyet iddiaları bakımından esas ve nihai değerlendirmenin yalnızca sayın mahkeme tarafından yapılabileceği yolunda görüş belirtildiği anlaşılmıştır.
Buna göre, davalı markasının davacı marka tescil başvurusundan önce tescilli olup, davalı markasının tescil tarihinden önce davacı markasının Türkiye’de kullanımı olmadığı gibi, tanınmış marka da olmadığı, davalının markasına yaptığı yatırımlar, birçok ülkede yaptığı tescil işlemleri gözetildiğinde, davalı tescilinin kötü niyetli olduğunun da ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 44,40 TL ilam harcından, 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile, 8,50 TL bakiye gider avansının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücreti tarifesi gereğince hesaplanan, 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Talep halinde kararın taraf vekillerine tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.19/03/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır