Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/222 E. 2020/286 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/222
KARAR NO : 2020/286

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 15/05/2018
KARAR TARİHİ : 03/11/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2020

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkiline ait ……. kodlu “……” ve …… kodlu “……” markaları ile aynı şekilde …… ibaresinin davalı tarafından müvekkillerine ait marka haklarına tecavüz eder nitelikte kullanıldığını, davalı tarafından kullanılan “…… şifa artless”, “……”, “……”, “……”, “…… ……” ibareli markaların, müvekkiline ait markalara birebir benzediğini, davalıya ait marka kullanımlarının, müvekkilinin faaliyette bulunduğu mal ve hizmet sınıflarında olduğunu, davalının kullanımları ile müvekkili bünyesinde yer alan şirketlerden biri olduğu izlenimini verdiğini, davalıya ait kullanımlar ile müvekkil şirketlerine ait markaların halk tarafından karıştırılmaya açık olduğunu, markanın ilk kez müvekkilleri olan şirket tarafından kullanıldığını, markanın müvekkili tarafından bilinir hale getirildiğini, müvekkilinin marka üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu, davalının kullanımlarının marka haklarına tecavüzün yanı sıra haksız rekabet de teşkil ettiğini ve davalının müvekkilinin ticari itibarından haksız şekilde yararlanmaya çalıştığını iddia ederek, davalıya ait ……. tescil numaralı markaların hükümsüzlüğünü ve davalının müvekkiline ait marka haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitini ve durdurulmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, dava bakımından yasal hak düşürücü sürenin dolduğunu, davacı firmanın müvekkiline ait ürünleri taklit ettiğini ve izinsiz olarak kullandığını, davacının işbu davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunmadığını, müvekkilinin 10 yılı aşkın süredir bitkisel ürünlerin üretim ve pazarlamasını yaptığını, ürünlerin tasarlayıcısı, imalatçısı ve satıcısı olduğunu, davacı ve müvekkili arasında duygusal ilişki bulunduğunu, müvekkili ile davacının belli süreler bu işi birlikte yaptıklarını, daha öncesinde davacının bu işlerden anlamadığını, davalının, müvekkilini kandırarak tescilleri sadece kendi adına yaptığını ve müvekkilinin bu durumdan çok sonradan haberi olduğunu, davacı adına usulsüz tescil edilen marka ve ürünlerin tek hak sahibinin müvekkili … olduğunu, müvekkilinin mimarı olduğu tasarımların yenilik ve ayırt edicilik özelliklerini haiz olduğunu, müvekkili ürünleri ile tecavüz edildiği iddia edilen ürünler arasında iltibas olmadığını, davacının tasarım tescil belgesi aldığı ürünün yenilik ve ayırt edicilik özelliklerini haiz olmadığını, bu tasarımların kamuya mal olduklarını, pek çok firma tarafından yıllardır üretildiklerini, davacı tasarımları ile müvekkili ait tasarımları arasında bilgilenmiş tüketici nezdinde belirgin farklılıklar bulunduğunu, müvekkillerine ait markalar ile davalının marka logolarının farklı olduğunu ve ……. sayılı “hnpevital” ibareli markanın davacı tarafından müvekkillerine devredildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına tescilli markaların hükümsüzlüğü, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve durdurulması taleplidir.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 6. maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlayacağı belirtilmiştir.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 06/09/2019 tarihli raporda sonuç olarak, davalı yanın “gerçek hak sahipliği” yönündeki savunmalarının dosya içerisinden tespit olunamadığı, davacı yanın davaya mesnet olarak göstermekte olduğu ……. kod numaralı markanın tescil işlemlerinin tamamlanmaması nedeni ile geçersiz olduğu, …… kod numaralı markanın tescilli olduğu ve davacı yana koruma sağladığı, davacı yanın …… kod numaralı markayı Bakırköy ……. Noterliği’nin 17 Mart 2015 tarihli ve ….. yevmiye numaralı işlemi ile davalı yana devir ettiği, davacı yanın arz edilen yasal düzenleme çerçevesinde markaları ile benzer dahi olsa devir ettiği ilgili markanın hükümsüzlüğünü talep edemeyeceği, davalı yanın ilgili tarihten sonra bahse konu markanın serisini yaratabilmek gayesi ile “davacı markasına yakınlaşma yasağına riayet ederek” yeni başvurular yapabileceği ve bu yeni başvurular bakımından işbu devir konusu markanın müktesep hak teşkil edebileceği ve bu nedenle …… kod numaralı markanın ve devre konu …….. kod numaralı markaların hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı, …… kod numaralı marka ile davacı yana ait markanın nihai tüketici nezdinde iltibas yaratacak kadar benzer olmadıkları, ilgili markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı, ……. kod numaralı markaların ise davacı yana ait davaya mesnet marka ile nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek kadar benzer olduğu, davacı yana ait markaların tescilli oldukları sınıflar göz önünde bulundurulduğunda ilgili markalardan …….kod numaralı markanın tümden, …… kod numaralı markanın ise Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 05. Sınıfında “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi amaçlı kimyasal ürünler, kimyasal elementler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı olan ya da olmayan diyet maddeleri; besin takviyeleri, zayıflatıcı ürünler; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç). Hijyen sağlayıcı ürünler (pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuk bezleri). Zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar……” emtialarında, Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 29. Sınıfında; “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri……” emtialarında, Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 32. Sınıfında; “Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz)……” emtialarında, Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 35. Sınıfında; “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi amaçlı kimyasal ürünler, kimyasal elementler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı olan ya da olmayan diyet maddeleri; besin takviyeleri, zayıflatıcı ürünler; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç). Hijyen sağlayıcı ürünler (pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuk bezleri). Zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar. Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububat (tahıl) ve mamulleri. Pekmez. Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz).” mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri” şeklindeki mal ve hizmetleri bakımından kısmen hükümsüzlüğünün koşullarının oluştuğu, dosya arasında yer alan bilgi ve belgelerden davalı yanın kötüniyetli olduğu yönündeki iddialar bakımından heyetimizde herhangi bir kanaat oluşmadığı, ancak davacı yanın iddiaları veçhile Mahkemenizce de kötü niyetin hasıl olduğuna kanaat getirilse dahi, kötü niyetin bariz olmadığı ve davacı yana ait dayanak markaların tanınmış olmadığından bahisle tam hükümsüzlüğe karar vermek yerine kısmi hükümsüzlüğe takdir edilmesinin isabetli olacağı, ancak nihai kararın Mahkemeye ait olduğu, davacı yanın markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti yönündeki iddialarının koşullarının oluşmadığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller, taraf beyanları ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde(HMK’nun 282 maddesi kapsamında bilirkişinin oy ve görüşü, diğer delillerle birlikte değerlendirmek kaydıyla); davacı yanın davaya mesnet olarak göstermekte olduğu ……. kod numaralı markanın tescil işlemlerinin tamamlanmaması nedeni ile geçersiz olduğundan bu markaya dayanılması mümkün değildir. Davacının dayandığı …… numaralı markanın tescilli olduğu ve davacı yana koruma sağladığı, davacı yanın …… numaralı(……) esas unsurlu markayı Bakırköy …… Noterliği’nin 17 Mart 2015 tarihli ve ……. yevmiye numaralı işlemi ile davalı yana devir ettiği anlaşılmakla, davacının markaları ile benzer dahi olsa devir ettiği ilgili markanın hükümsüzlüğünü talep etmesi mümkün değildir. Davalının bu devirde sonra bahse konu markanın serisini yaratabilmek gayesi ile “davacı markasına yakınlaşma yasağına riayet ederek” yeni başvurular yapabileceği ve bu yeni başvurular bakımından işbu devir konusu markanın müktesep hak teşkil edebileceği ve bu nedenle ….. numaralı markanın ve devre konu …… numaralı markaların hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığının kabulü gerekmiştir. Dava konusu davalıya ait …… numaralı marka ile davacı yana ait markanın nihai tüketici nezdinde iltibas yaratacak kadar benzer olmadığından hükümsüzlük koşulları oluşmamıştır.
Her ne kadar bilirkişi raporunda, davalı adına tescilli …… numaralı markaların ise davacı yana ait davaya mesnet marka ile nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek kadar benzer olduğu, davacı yana ait markaların tescilli oldukları sınıflar göz önünde bulundurulduğunda ilgili markalardan …… numaralı markanın tümden, ……. numaralı markanın ise kısmen hükümsüzlük koşullarının koşullarının oluştuğu belirtilmiş ise de; davacının aynı esas unsurlu (……) ibaresini taşıyan markayı ……. numaralı(……) esas unsurlu markayı Bakırköy…….. Noterliği’nin 17 Mart 2015 tarihli ve …… yevmiye numaralı işlemi ile davalıya devretmiş olması karşısında bir örneği dosyada mevcut Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen mahkememizin …… Esas…….Karar sayılı kararı ve delil olarak dayanılan Bakırköy ……. Aile Mahkemesinin …… Değişik İş sayılı dosyası içeriğine göre davacı şirket yetkilisi ile davalı gerçek kişi arasında önceye dayalı ilişki bulunduğu gözetildiğinde sonraki tarihli markayı rızası ile devrettikten sonra önceki tarihli ve aynı esas unsurlu markaların da tescil ve kullanımına rıza gösterildiğinin kabulü gerekeceği, aradan geçen bunca zamandan sonra markaların hükümsüzlüğünün istenmesinin TMK 2 maddesi anlamında hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olacağı anlaşılmakla bu markalar yönünden de talebin reddi gerekmiştir.
Buna göre, yukarıda her bir marka yönünden ayrıntılı olarak belirtildiği üzere hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı, davalının kullanımlarının geçerli marka tescillerine dayalı olup, davacının marka haklarını ihlal eder bir eyleminin de ispatlanamadığı anlaşılmakla davacının davasının tümden reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 54,40 TL ilam harcından, 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile, 18,50 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL tebligat ve 2.100,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.150,00 TL yargılama giderinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
7-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.03/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır