Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/217 E. 2019/90 K. 19.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/217
KARAR NO : 2019/90

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 09/05/2018
KARAR TARİHİ : 19/03/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/04/2019

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin ….numara ile 11. sınıftan tescilli “….+şekil” ibareli marka ile …. numara ile bütün sınıflardan tescilli “…+şekil” ibareli markaların sahibi oldğunu, davalıların ise her iki markanın adını birarada kullanmak suretiyle ve müvekkilin “….” markasının logosunu birebir kopyalayarak “….+şekil” markasının tescili için …. numara ile 11. sınıfta başvuruda bulunduklarını, ancak müvekkile ait ….nolu marka ile davalıların tescil ettirdiği…. nolu markanın gerek şekil, gerek isim, gerekse sınıf yönünden ayırt edilemeyecek kadar benzer, hatta aynı nitelikte olduğu hususunun son derece açık olduğunu iddia ederek, davalılar adına …. sayı ile tescillenmiş bulunan “….+şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine kara rverilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar cevap dilekçeleri ile, su arıtma sistemleri ile iştigal ettiklerini, araştırmaları sonucu “….” markasının boşta olduklarını gördüklerini, kendilerinin de bu nedenle başvuruda bulunduklarını, itiraz sürecinde herhangi bir itiraz olmadığını ve söz konusu markanın da TPMK tarafından tescil edilip markayı aldıklarını, marka tescilinden sonra Av. … tarafından telefon ile arandıklarını, şahıslarına karşı tehditkar bir konuşmayapılıp, telefonun yüzlerine kapatıldığını, ayrıca söz konusu markanın 11 yıl önce …A.Ş tarafından kullanıldığını, 2016 yılından sonra markanın boşa düştüğünü, yani yenileme yapılmadığını, davacının Mahkemeyi yanıltarak, sanki söz konusu markayı ilk kez kendilerinin çıkartığı gibi göstermeye çalıştığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalılar adına…. sayı ile tescilli “….+şekil” ibareli markanın, davacı adına…. sayı ile 11. sınıfta tescilli “…+şekil” ibareli marka ve … sayı ile bütün sınıflarda tescilli “…+şekil” markalarına ayırt edilemeyecek derecede benzer olması ve iltibas yaratması nedeniyle hükümsüzlüğü ve sicilden terkini taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan,…. sayı ile tescilli “….+şekil” ibareli markanın, 11 sınıfta 03/10/2012 tarihinden itibaren,…. sayı ile tescilli “…+şekil” ibareli markanın birçok sınıfta 08/03/2017 tarihinden itibaren 10’ar yıl müddetle davacı adına, …. sayı ile tescilli “….+şekil” ibareli markanın 11 sınıfta 13/12/2017 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalılar adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.
Taraflarca deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu raporda sonuç olarak, davalıların …. sayı ile tescilli “….” markasının, davacının tescilli “….” ve “….” markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu ve bu sebeple iltibas yarattığı, davalıların…. tescil numaralı “….” markasının SMK’nın 6/1 ve 25/1 maddeleri uyarınca hükümsüzlük şartlarını oluşturduğu belirtilmiştir.
Dosyaya ibraz edilen tüm deliller dikkate alındığında, dava benzerlik nedeniyle markanın hükümsüzlüğüne ilişkin olup, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 4. maddesi marka bir teşebbüsün mallarının ve hizmetlerinin diğer teşebbüsün mallarından ve hizmetlerinden ayırt edilmesinin sağlanması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartı ile kişi adları dahil sözcükler, şekiller, renkler harfler ,sayılar sesler ve malların veya ambalajların biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir. 5 maddede marka tescilinin mutlak red nedenleri sayılmış, ç bendinde aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetler ile ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış, marka ile aynı veya ayırt edilemeycek kadar benzer işaretler marka olarak tescil edilmez, 6. madde de tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı veya benzerliği kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali dahil karşıtırılma ihtimali varsa itiraz üzerinde başvuru red edilir”. hükmü düzenlenmiştir.
Karıştırma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Başka bir anlatım ile halkın söz konusu mal ve hizmetleri aynı ya da bağlantılı işletmelerden geldiğini düşünme tehlikesidir. Hem markanın hem de mal veya hizmetlerin aynı olması durumunda marka hakkının ihlali söz konusu olmaktadır. Karıştırma ihtimalinden söz edilebilmesi için öncelikle tescil başvurusuna konu veya tescil edilmiş marka ile daha önce tescil edilmiş ve tescil başvurusu yapılmış markanın kapsadığı hizmetlerin aynı ya da benzer olması gerekmektedir. Eğer bu mal ve hizmetler aynı ya da benzer ise bu kez markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenecektir. Karıştırma ihtimali hem marka, hemde sınıf bakımından benzerlik gerektirdiğinden iki markanın tescil edildikleri, tescil başvurusunda bulunulduğu ya da kullanıldığı mal ve sınıfların ne kadar birbirine benzer ise karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmaması için markaların da o oranda birbirinden farklı olması gerekecektir. Markalar arasında sözcük, harf karakteri, şekil, grafik gibi renk unsurlarında hiçbir fark yok ise markalar arasında ayniyetten söz edilir. Eğer bu unsurlardan birinde küçük fark var ise benzer markalardan söz edilir. Markalar arasında karıştırma ihtimali incelenirken her bir unsura göre değil bir bütün olarak iki markanın bıraktığı genel global izlenimin markanın bütünüyle bıraktığı etki dikkate alınır.
AB Adalet Mahkemesi (CJEU) uygulamalarında karıştırma ihtimalinin belirlenmesinde bir takım ilkeler mevcuttur. Uygulamalara göre karıştırma ihtimali ilgili tüm faktörler dikkate alınmak suretiyle marka veya işaretler birer bütün olarak değerlendirilmeli bu değerlendirme yapılırken uyuşmazlık konusu mal veya hizmetin talep edebilecek durumdaki ortalama tüketici gözü ile bakılmalı ortalama tüketicinin detayları incelemeden markayı bir bütün olarak algılayacağı gözönünde bulundurulmalı markadaki ayırt edici ve egemen unsurların bıraktığı genel intibaya göre görsel ve işitsel ve kavramsal anlamda karıştırma ihtimali bulunup bulunmadığı tartışılmalıdır.
Markalar arasında daha az derecedeki benzerlik mal veya hizmetler arasında daha çok benzerlik ile dengelenebilir. Bunun tersi de mümkündür. Ayrıca eğer önceki markanın ayırt ediciliği kendiliğinden çok yüksek ise veya kullanım sonucunda yüksek ayırt edicilik sağlanmış ise karıştırılma ihtimali de çok yüksek olacaktır. Salt çağrıştırma ihtimalinin varlığı karıştırma ihtimalini de mevcut olduğunun kabulü için yeterli değildir. Önceki markanın tanınmışlığı da tek başına karıştırılma ihtimalinin varlığı için yeterli değildir. Eğer her iki marka arasında çağrıştırma ,tüketicide bu markayı taşıyan ürünlerin aynı ya da ekonomik olarak bağlantılı işletmelerden kaynaklandığı yolunda bir kanaate yol açacak nitelikte ise, bu durumda karıştırma ihtimalinin bulunduğu düşünülmelidir. Markalar arasında görsel, işitsel, kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı her iki markanın asli ve tali unsurları ile birlikte bütünü itibariyle bıraktığı izlenimler bakımından benzerlik olup olmadığı çağrıştırma söz konusu olup olmadığı, markaların ait oldukları mal veya hizmetlerin hitap ettiği tüketici kitlesinin eğitim ve toplumsal durumu, markaların tescilli oldukları malın ya da hizmetin değeri, buna bağlı olarak alıcının mal almaya gittiğinde harcadığı zaman kriterleri dikkate alınarak ortalama düzeydeki tüketici gözü ile karıştırma ihtimali mevcut olup olmadığı tespit edilecektir.
Buna göre, davalılar adına….sayı ile tescilli “….” markasının, davacının tescilli “….” ve “…” markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu ve bu sebeple iltibas yarattığı, davalıların …. tescil numaralı “….” markasının SMK’nın 6/1 ve 25/1 maddeleri uyarınca hükümsüzlük şartlarını oluşturduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığ üzere ;
1-Davacının davasının kabulüne, davallar adına olan…. tescil nolu …. ” markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 44,40 TL ilam harcından, 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile, 8,50 TL bakiye gider avansının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücreti tarifesi gereğince hesaplanan, 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 71,80 TL dava ilk masrafı, 233,00 TL tebligat-tezkere ve 500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 804,80 TL yargılama giderinin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Talep halinde kararın davacı vekili ile davalılara tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının ilgilisine iadesine,
Davacı vekili ile davalıların yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.19/03/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır