Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/20 E. 2022/137 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/20
KARAR NO : 2022/137

DAVA : Menfi Tespit, Markanın İptali
DAVA TARİHİ : 17/01/2018

– BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN … ESAS SAYILI DOSYASI –

DAVA : Marka Üzerinde Hak Sahipliğinin Tespiti Olmadığı Takdirde, Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 04/02/2020

– BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN …. ESAS SAYILI DOSYASI –
DAVA : Markaya Tecavüzün Tespiti, Unvan Terkini, Tazminat
DAVA TARİHİ : 07/02/2018

– BİRLEŞEN BAKIRKÖY …. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’NİN
. ESAS SAYILI DOSYASI –

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/05/2021
KARAR TARİHİ : 31/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/06/2022

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, 2011 yılında kurulan müvekkili şirketin, kalite ve teknolojiden ödün vermeden dağıtım ve servis ağı ile her geçen gün büyüyerek zengin çeşitlilikte ürünleri tüketicisinin beğenisine “…..” markası ile sunduğunu, müvekkilinin … sayı ile tescilli “…” ibareli markasının başvuru tarihi 2008 olsa da, müvekkilinin söz konusu markayı 2011 yılından itibaren tek başına ciddi bir şekilde kullandığını, bu kullanımdan davalının haberdar olduğunu, davalı tarafça müvekkili ile ortak olan müşterilerine, “2017 yılında markanın devir alındığı, bundan sonra “…..” ibareli markayı kullanacağı, sektörde “…..” markasını kullananlara karşı yasal işlem başlatılacağına” ilişkin bildirimler gönderildiğini, “…..” markasının müvekkili tarafından uzun yıllardır bugüne kadar ihtilafsız kullanıldığı ve müvekkili kullanımın davalı markasına tecavüz teşkil etmediğini iddia ederek, müvekkili tarafından yapılan kullanımın, davalı adına …. sayı ile tescilli “… ” ibareli markaya yönelik tecavüzünün olmadığının tespitini ve davacı adına …. sayı ile tescilli “… ” ibareli markanın kullanmama nedeniyle iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, dava konusu …. tescil numaralı “…..” ibareli markanın … tarafından tescil edildiğini, marka sahibinin bilgisi ve izni dahilinde kullanılmakta olan “…..” markasının müvekkili tarafından 24/11/2017 tarihinde devralınarak bizzat kendi firması tarafından da bu tarihten beridir de yoğun olarak kullanılmaya başlandığını, markanın ilk sahibi olan … tescil işleminin sonrasında ilk olarak …. firmasına kullanım hakkını verdiğini, aynı zamanda kullanım sürecinde … 15/06/2009 – 12/11/2009 tarihleri arasında … firmasının ortağı olduğunu, daha sonra … markasını ….., … ‘un sahip olduğu adi şirket ortaklığına kulanım hakkını verdiğini, ….. – … adi ortaklığı firmasının 25/12/2009 tarihinde kurulduğunu, “…..” markasının bu ortak şirket tarafından 21/02/2011 yılında kadar yoğun olarak kullanıldığını, davacı firma unvanını marka olarak kullandığını, yazım tarzı kullanılışının tamamen müvekkilinin markasıyla birebir aynı olarak görüldüğünü, davacının bu kullanımının müvekkilinin markasına tecavüz gerçekleştirdiğini, davacının sair iddialarının haksız ve de dayanıksız olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

BİRLEŞEN DAVA : Birleşen Mahkememizin …… Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin “…..” markasının tescilli sahibi olduğunu, davalılardan …. Makine San.ve Tic.A.Ş tarafından ….. sayılı “…..” ibareli marka devir alınır alınmaz müvekkili müşterilerine …. mesajları gönderilerek ve sözlü uyarılarda bulunularak “…..” ibaresini devir alıp adına tescil ettirdiğini, ….. markasını kullanan diğer firmalar aleyhine yasal işlemler başlatılacağını ileri sürdüğünü, bunun üzerine davalı firma aleyhine Mahkememizin …. Esas sayılı dosyası ile müvekkilinin marka kullanımının davalının markasından doğan hakları ihlal etmediği, yapılan marka devrinin kötüniyetli olduğu ve 2011 yılından itibaren markanın müvekkil firma tarafından tek başına kullanıldığı ve markayı devreden kişi tarafından 5 yıldan uzun süredir kullanılmaması nedeniyle hükümsüzlüğünün tale ve dava edildiğini, davalı tarafın bunun üzerine müvekkili aleyhine Mahkememizin …. Esas sayılı dosyası ile maddi ve manevi tazminat talepli marka hakkı ihlali davası açıldığını, işbu dosyanın Mahkememizin ….. Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiğini, davaya konu ….. sayılı marka tescil edilirken sadece davalı … adına tescil yapılmışsa da “…..” markasının gerçek hak sahipliğine bu davalı ile müvekkilinin ortak olarak haiz olduklarını, davalı …’un 2011 yılından itibaren sadece müvekkilinin ….. şirketi üzerinden markayı kullandığını, … üzerinden kullanımın sona erdirildiğini bilmesine rağmen, markayı 2017 yılında müvekkilden habersiz olarak ve müvekkilin gerçek hak sahipliğini dikkate almaksızın diğer davalı şirkete devretmiş olmasının hukuka aykırı olduğu gibi yapılan devrin kötüniyetli olduğunu iddia ederek, davalılar arasında …… sayılı ….. ibareli markanın devrinin ve devir sözleşmesinin iptali ile ….. sayılı ….. ibareli marka üzerinde müvekkilin müşterek mülkiyetinin kabulü ve markanın gerçek hak sahibi olması nedeniyle müvekkili … ve davalı … adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 25/08/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile, talebini genişleterek Öncelikle davalılar arasında …. sayı ile tescilli “…..” ibareli markanın devrinin iptali ile, ….. sayılı “…..” ibareli marka üzerinde müvekkilin müşterek mülkiyetinin kabülü ve markanın müvekkili … ve … adına tesciline, bunun mümkün olmaması durumunda müvekkilin marka üzerindeki hak sahipliği hususu dikkate alınarak ….. sayılı “…..” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN CEVAP : Birleşen Mahkememizin …… Esas sayılı dosyasında davalılar vekili cevap dilekçesi ile, davacının müvekkillerinden … adına ……. sayı ile tescilli “…..” markası üzerinde herhangi bir marka hakkı sahipliğinin söz konusu olmadığını, davacı iddialarının hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVA : Birleşen Mahkememizin …… Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin TPMK nezdinde …. sayı ile tescilli “…..” markasına iltibas suretiyle tecavüzde bulunduğunu iddia ederek, marka hakkına haksız ve hukuka aykırı bir şekilde taklidinin yapılıp yapılmadığının tespitini, tecavüzün önlenmesini, markanın kullanıldığı eşyalara ve tabelalara el konulması kaldırılması, zararın tazmini, davalı unvanından “…..” ibaresinin terkinini, müvekkiline ait telif hakları bulunan görsellerinin web sitesinden kaldırılmasını, 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN CEVAP : Birleşen Mahkememizin … Esas sayılı dosyasında davalı vekili cevap dilekçesi ile, mahkememizde ….. esas sayılı dosyasında aynı taraflar arasında görülen hükümsüzlük davası açtıklarını, öncelikle aralarında bağlantı bulunması nedeniyle bu dosyanın mahkememizin …. Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, müvekkili tarafından markanın 2011 yılından beri kullanıldığını davacı tarafın buna sessiz kaldığını, davanın kötü niyetli açıldığını savunarak, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA : Birleşen Bakırköy ….Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesi ile, “…..” markasının …. sayı ile müvekkili adına tescilli olduğunu, ancak davalı tarafça markanın haksız olarak kullanılmakta olduğunu, davalının müvekkilinin markasının unvan olarak da kullandığını, ayrıca yurt dışında tescilli olduğu ülkelerde de davalının markayı kötü ve uygun olmayan şekilde kullanıp itibarını zedelediğini belirterek davalının 07/02/2018 tarihinden şimdiye kadar kullandığı süre esas alınarak müvekkilinin markasına tecavüz etmesine dayalı davalının defterleri incelenerek 07/02/2018 tarihinden şimdiye kadar kullandığı süre için uğrattığı zararın 151.maddenin b bendine göre hesaplanarak müvekkiline ödenmesine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi 1.000,00 TL manevi ve tazminatın en yüksek reeskont-avans faizi ile müvekkiline ödenmesine, işbu davanın davalar arasında bağlantı bulunması sebebiyle mahkememizin …… Esasına kayıtlı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Asıl dava, menfi tespit ve markanın iptali; Birleşen Mahkememizin …… esas sayılı dosyada dava, marka devir sözleşmesinin iptali ve marka üzerinde müşterek malik olduğunun tespiti olmadığı takdirde hükümsüzlüğü; Birleşen Mahkememizin ….. Esas sayılı dosyasında dava, markaya tecavüzün tespiti, unvan terkini, tazminat; Birleşen Bakırköy …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyasında dava, tazminat taleplidir.
Davalı/birleşen dosyalar nedeniyle davacı vekili Av…. her ne kadar 26/05/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile, işbu dosyadaki 10.000,00 TL olan maddi tazminat talebini 2.500.000,00 TL’ye, 10.000,00 TL olan manevi tazminat taleplerini ise 11.000,00 TL tutarında ıslah etmiş ise de, Davacı vekili 31/05/2022 tarihli duruşmadaki beyanları ile, birleşen ….. Esas sayılı dosyadaki maddi tazminat taleplerini 350.000,00 TL artırarak, 360.000,00 TL olarak belirlediklerini, birleşen Bakırköy …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası yönünden ise başlangıçta 1.000,00 TL maddi tazminat taleplerini de 2.139,000,00 TL artırarak toplam 2.140,000,00 TL olarak belirlediklerini beyan ederek, belirlenen miktarlar üzerinden davalarının kabulün talep etmiştir.
Taraf delilleri toplanarak, Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları ve Ticaret Sicil Kayıtları getirtilmiş, bildirilen tanıklar dinlenerek bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Bilirkişiler raporlarını ibraz etmiş, itirazlar üzerine ek rapor aldırılmıştır.
Türk Patent kayıtlarına göre dava konusu …. sayılı ” …..” ibareli markanın ilk olarak … adına tescil edildiği, daha sonra markanın 24/11/2017 tarihinde davalı …. Anonim Şirketine devredildiği ve halen bu şirket adına tescilli olduğu görülmüştür.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen kayıtlardan, …’nin, …… sicil numarası ile ticaret siciline kayıtlı olduğu ve ana sözleşmesinin 17/02/2011 tarihli olduğu, …’nin, ….. sicil numarası ile ticaret siciline kayıtlı olduğu ve ana sözleşmesinin 31/03/2017 tarihli olduğu, ….. Makina Sanayi ve Dış Ticaret Anonim Şirketi’nin, ….. sicil numarası ile ticaret siciline kayıtlı olduğu ve ana sözleşmesinin 18/10/2007 tarihli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.

6769 Sayılı SMK’nın 9. Maddesi uyarınca, tescil tarihinden itibaren 5 yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına 5 yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir. Mülga 556 Sayılı KHK’nın 14. Maddesinin Anayasa Mahkemesi’nce iptaline ilişkin gerekçeli kararın 06 Ocak 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanması ile 6769 Sayılı SMK’nın 10 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe girmesi karşısında, 10/01/2017 tarihinden sonra açılan iptal davalarında, 5 yıllık sürenin hesabında aradaki bu günlük 4 günlük boşluk nedeni ile 6769 Sayılı SMK’nın yürürlüğünden önceki dönemde geçen sürenin de hesaba katılması gerekir. Zira 06/01/2017 tarihine kadar markanın kullanılmamasının bir yasal yaptırımı mevcuttur ve marka sahipleri de bunu bilmektedir. Türkiye’nin taraf olduğu Paris Sözleşmesi’nin 5/c maddesi ile TRIPS Anlaşmasının 19. Maddesinde de, markanın kullanılması koşulu düzenlenmektedir. Her ne kadar 6769 Sayılı kanunda, bir geçici madde ile 4 günlük boşlukla ilgili bir düzenlemeye yer verilmemiş ise de, 06/01/2017 tarihinden önceki kullanmama sürelerinin yok sayılması mümkün değildir. Sonuçta halen yürürlükteki yasal düzenlemeye göre tescilden itibaren 5 yıl kullanılmayan marka iptal edilir. SMK’nın 26. Maddesinin SMK önceki dönemde tescil edilmiş, fakat kullanılmayan markalar yönünden de uygulanması, kanunların geçmişe yürümeme ilkesine de aykırı değildir. Zira geçmişe etki yasağı mutlak olmayıp, hak sahiplerinin belirli bir hukuki duruma olan güveni objektif olarak haklı ise geçmişe etki yasağından söz edilemez. (Bakınız Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, 4. Bası, S.983 vd) Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 12/11/2020 tarih ve 2020/1133 Esas 2020/5023 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.
6102 Sayılı TTK’nın 50. Maddesi ile, usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkının sadece sahibine ait olduğu ve yine aynı kanunun 52. Maddesi ile, ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebileceği belirtilmiştir.
Yine 6769 Sayılı SMK’nın 7/3-e maddesi çerçevesinde marka sahibinin, işaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılmasının yasaklanmasını isteyebileceği belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi edildiği bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan raporda sonuç olarak, esas davada; davalının tescilli markasını dava tarihinden geriye doğru 5 yıl içinde ciddi şekilde kullandığı, birleşen davada; mahkemece sessiz kalma yoluyla hak kaybı kabul görmediği takdirde, davalımın davacının markasına yönelik kullanımının tecavüz oluşturacağı, davacının buna bağlı taleplerde bulunabileceği belirtilmiştir.
Dosya her bir tarafın itirazlarını karşılar ve özellikle önceki marka sahibi tarafından ve sonradan devralan davalı-karşı davacı …. A.Ş tarafından markanın tescilli olduğu her bir emtia yönünden ciddi kullanımı olup olmadığı yönünden ek rapor tanzimi için bilirkişiye heyetine tevdi edilmiş olup, heyet tarafından hazırlanan 08/08/2019 havale tarihli ek raporda sonuç olarak, heyetçe kök raporda sunulan sonuç kanaati yinelenmekte olup, markanın geriye doğru 5 yıl içindeki kullanımı bulunduğu, sayılan emtialarda ise kullanımın rastlanılmadığı belirtilmiştir.
Davalı/karşı davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin talebi yönünden dosya davacı karşı davalı ….. Makina San.Ltd.Şti’nin merkezinde ticari defterleri inceleme yetkisi de verilerek karşı dava tarihi olan 07/02/2018 tarihinden geriye doğru yıllık dönemler halinde ….. markasını kullanmak suretiyle genel giderler hesaba katılmaksızın elde ettiği net kazancı gösterir rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi tarafından hazırlanan 15/09/2020 havale tarihli raporda sonuç olarak, Davacı/karşı davalı taralin 2011 yılına ait ticari defterlerinin hapanış tasdiklerinin zamanında yapılmadığı. bu nedenle sahipleri lehine kati delil olma vastına haiz olmadığı, 2012, 2013, 2014, 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerinin ise kapamış tasdiklerinin süresinde yapıldığı ve sahipleri lehine delil vasfima haiz olduğu, Davacı karşı davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında ürün gruplarına göre alt hesaplar kullanılmadığı satış faturalarından açıklamalarının yanında markasal kullanımın bulunmadığı, bu nedenle dava konusu marka dışında kullanılan başka markalı ürün satışlarmın bulunup bulunmadığı, dava dosyası ve İnceleme günü tarafıma sunuları ticari defler ve belgeler üzerinden tespit edilemediği Davacı/karşı davalı tarafın tablolarında görülen Faaliyet karının tamamının. dava konusu markaya yönelik ürün satışlarından elde edildiğinin kabul edilmesi halinde. kuruluş tarihinden (2011 yılı), karşı dava tarihine (07.02.2018) kadar olan dönem içerisinde, mali tahlolarında görülen toplam Faaliyat Kar üzerinden yapılan hesaplamaya göre, dava konusu markanın Faaliyet Karına olan muhtemel 62.799,51 TL olarak hesap edildiği, davalı karşı davacı tarafın maddi tazminat talebinin Borçlar Kanununun 50 ve 51. Maddelerine göre belirlenmesi hususunun mahkemenin takdirinde olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra dosyaya yeni deliller girdiği gibi ayrıca birleşen dosya bulunduğundan dosya resen seçilen bilirkişi heyetine tevdi edilerek, dosyadaki tüm deliller, önceki raporlar değerlendirilerek a)Asıl dosya yönünden davalı adına olan …. tescil nolu markanın kullanmama nedeniyle iptal koşullarının oluşup oluşmadığı, davacı tarafından yapılan kullanımın bu markaya tecavüz oluşturup oluşturmadığı b)Birleşen mahkememizin …… Esas sayılı dosyası yönünden davaya konu ….. tescil nolu marka üzerinden davacının gerçek hak sahipliği bulunup bulunmadığı, adına tescil koşullarının oluşup oluşmadığı, c)Birleşen mahkememizin ….. Esas sayılı dosyası yönünden davalının kullanımının davacı adına tescilli …. tescil nolu markadan doğan haklarına tecavüzünün olup olmadığı, davalı şirketin unvanından “…..” ibaresinin terkini koşullarının oluşup oluşmadığı ve davacı tarafın isteyebileceği maddi tazminat tutarının ne olduğu konusunda rapor tanzimi istenilmiş olup, heyet tarafından hazırlanan 13/07/2021 havale tarihli raporda sonuç olarak, … esas sayılı dosya yönünden
….. tescil numaralı markanın, 7.sınıf bakımından: “Tarım, hayvancılık,
ziraat sektörlerinde ve tahıl / meyve / sebze / gıda işlenmesinde kullanılan
makineler ve robotik mekanizmalar. Rulmanlar, bilyalı veya masuralı yataklar.
Lastik sökme ve takma makineleri. Alternatörler, jeneratörler, elektrik
jeneratörlerler, güneş enerjisi ile çalışan jeneratörler. Boya makineleri, otomatik
boya püskürtme tabancaları, spiral makineler, basınçlı hava üreticiler,
kompresörler, araç yıkama makineleri ve yukarıda sayılan makine ve araçlarla
aynı işleve sahip robotlar. Matbaa makineleri. Tekstil makineleri, dikiş
makineleri ve bunlarla aynı işleve sahip endüstriyel robotlar. Doğrama,
öğütme, ezme, çırpma ve ufalama için mutfakta kullanılan elektrikli aletler;
yıkama makineleri (çamaşır / bulaşık yıkama makineleri, çamaşır kurutma
makineleri dahil); zemin, halı veya döşeme temizleme amaçlı elektrikli
makineler, elektrikli süpürgeler ve bunların parçaları.” emtiaları bakımından
etkin bir şekilde kullanım addedilebilecek bir kullanıma dosya muhteviyatında
ve incelenen ticari kayıtlarda rastlanılamadığından sayılan emtialar
bakımından dava konusu markanın iptalinin gerekeceği,
…… e. sayılı dosya yönünden
her ne kadar davacı/karşı davalı taraf dava konusu marka bakımından gerçek
hak sahipliği iddiasında bulunmuş olsa da dosya muhteviyatında ilk tescilden
önce davacı / karşı davalı yana ait markasal kullanımlarının olduğuna ilişkin bir
iddia veya ispat vasıtasına rastlanılamadığı, dosya muhteviyatında her ne kadar tanık beyanları ile davacı / karşı davalı yanın
marka itiraz ücretinin müvekkili tarafından ödenmesi yönünde doküman yer alsa da
değerlendirilmesi ile meselenin hukuki takdiri Mahkemeye ait olmak üzere
yapılan değerlendirmede 2007 yılından bu yana sicil kayıtları ile aleni
olan marka sahipliği bilgilerinin hilafına markanın “ortak marka” olarak
adlandırılması için yeterli bilgi ve donenin dosya münderecatında var olmadığı
kanaatinin heyetçe mevcut olduğu,
aksi kanaatin mahkeme nezdinde hasıl olması ihtimalinde ise;
iddia olunduğu üzere … tescil numaralı markanın davacı / karşı
davalı … ile davalı … tarafından birlikte yaratıldığı
olgusu durumunun gerçekleşmiş olması ihtimalinde davacı / karşı davalı yan
adın mezkur sayılı markanın adına tescil koşullarının oluşamayacağı,
anılan durumun (Mahkemenin markanın birlikte yaratıldığı takdirinde
olduğu halde) markanın tümden terkinini gerektireceği,
…… e. sayılı dosya yönünden
işbu birleşen davanın davacısı olan yanın davalı / karşı davacı yanın markaya
tecavüz iddiaları bakımından uzun süre sessiz kalmak sureti ile hak kaybına
uğradığı,
bu meyanda davacı / karşı davalı yan tarafından 2011 yılından itibaren
gerçekleştirildiği tespit olunan ilgili kullanımların davalı / karşı davacı yana ait
markaya tecavüz teşkil ettiğinden, davalı / karşı davacı yan ile haksız rekabet
teşkil ettiğinden bahsedilemeyeceği,
davacı / karşı davalı yanın ticaret unvanını adına tescil ettirmesinin ardından
geçen süre göz önünde bulundurulduğunda davacı / karşı davalı yanın ticaret
unvanının terkini koşularının oluşmadığı,
ancak konu hakkında mahkeme nezdinde aksi bir kanaatin oluşması
ihtimaline binaen heyetçe mali inceleme ve değerlendirmelerin de
raporumuza işlenmiş olduğu, bu halde;
davacı / karşı davalı 2011, 2015, 2016 ve 2018 yıllarında faaliyet zararı beyan
edildiği, 2012, 2013, 2014 ve 2017 yıllarında 313.997,55 TL faaliyet karı beyan
edildiği, SMK 151/2-b kapsamında işbu birleşen davanın davalısı olan ( davacı
karşı davalının ) açılış tarihi ile 07.02.2018 dava tarihi arasındaki tüm satışları
üzerinden faaliyet karının 313.997,55 TL olduğu davacı karşı davalının
kurumlar vergisi beyannamelerinden hareketle tespit edilmiş olup Türk Borçlar
Kanunu’nun 50 ve 51. maddeleri gereği maddi tazminat tutarının Mahkeme’ye ait olduğu belirtilmiştir.
Dosyanın en son rapor tanzim eden bilirkişi heyetine tevdi edilerek, a)taraf vekillerinin itirazlarını karşılar ve özellikle ibraz ettikleri uzman görüşlerinin de değerlendirir, önceki raporlara katılma ve katılmama sebeplerini açıklar, keza davacı … tarafından birleşen …… Esas sayılı dosyası yönünden ıslah talebi de değerlendirir ek rapor tanziminin istenmesine, b)ayrıca birleşen Bakırköy ….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası yönünden taraf ticari defterleri de incelenerek 07/02/2018 tarihinden bu dosyanın dava tarihi olan 10/05/2021 tarihleri arasındaki döneme ilişkin davalının davacı marka haklarına tecavüzünün kabulü halinde davacının isteyebileceği (net kazanç seçeneğine göre) isteyebileceği maddi tazminat tutarını gösterir rapor tanzimi istenilmiş olup, heyet tarafından hazırlanan 21/02/2022 havale tarihli raporda sonuç olarak, Esas mahiyette kök raporda yer verilen görüşleri değiştirir durumun mevcut olmadığı,
SMK 151/2-b kapsamında davacı karşı davalının açılış tarihi ile 10.05.2021 dava tarihi
arasındaki tüm satışları üzerinden brüt satış karının 5.285.637,47 TL olduğu davacı karşı
davalının kurumlar vergisi beyannamelerinden hareketle tespit edilmiş olup Türk Borçlar
Kanununun 50 ve 51. maddeleri gereği maddi tazminat tutarının takdirinin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir. Bu rapor ve ek raporlar maddi olayın ortaya konulması ve teknik bakımdan yeterli ise de, hukuki niteleme mahkemeye ait olup, HMK’nun 282 maddesi uyarınca bilirkişinin oy ve görüşü diğer delillerle birlikte mahkememizce değerlendirilmiştir.
Asıl dosya …… esas sayılı) yönünden yapılan değerlendirmede ; dosya kapsamı deliller, gerek markanın son olarak adına tescilli olduğu davalı şirket ticari kayıtları, gerekse daha önce markayı fiilen kullanan dava dışı ….. Makina Sanayi ve Dış Ticaret Anonim Şirketi’nin ticari kayıtları ve bu şirket kayıtlarını inceleyen bilirkişi raporlarına göre dava konusu markanın tescilli olduğu “Tarım, hayvancılık,
ziraat sektörlerinde ve tahıl / meyve / sebze / gıda işlenmesinde kullanılan
makineler ve robotik mekanizmalar. Rulmanlar, bilyalı veya masuralı yataklar.
Lastik sökme ve takma makineleri. Alternatörler, jeneratörler, elektrik
jeneratörleri, güneş enerjisi ile çalışan jeneratörler. Boya makineleri, otomatik
boya püskürtme tabancaları, spiral makineler, basınçlı hava üreticiler,
kompresörler, araç yıkama makineleri ve yukarıda sayılan makine ve araçlarla
aynı işleve sahip robotlar. Matbaa makineleri. Tekstil makineleri, dikiş
makineleri ve bunlarla aynı işleve sahip endüstriyel robotlar. Doğrama,
öğütme, ezme, çırpma ve ufalama için mutfakta kullanılan elektrikli aletler;
yıkama makineleri (çamaşır / bulaşık yıkama makineleri, çamaşır kurutma
makineleri dahil); zemin, halı veya döşeme temizleme amaçlı elektrikli
makineler, elektrikli süpürgeler ve bunların parçaları.” emtiaları yönünden dava tarihinden geriye doğru beş yıllık dönemde ciddi kullanımının ispat edilemediği anlaşılmakla bu emtialar yönünden davanın kısmen kabulü ile kullanmama nedeniyle iptale karar vermek gerekmiştir. Sair emtialar yönünden gerek ticari kayıtlar gerekse taraf beyanlarına göre ciddi kullanım olduğundan davanın reddi gerekmiştir.
Bu dosyada davacı vekili ayrıca müvekkili şirketin kullanımının karşı tarafın marka tescilinden doğan haklarını ihlal etmediğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Aşağıda birleşen …… esas sayılı dosyası yönünden yapılan değerlendirmede belirtildiği üzere dava konusu markanın davacı ….. Limited Şirketinin yetkilisi olan … ile markanın ilk tescil sahibi ve davalı … ile birlikte hak sahibi olduğu kabul edildiği gibi, ….. Limited Şirketinin 2011 yılında kurulup, kurulumundan beri markayı fiilen kullandığı ve bu kullanımdan markanın ilk tescil sahibi … ve davalı …. Anonim Şirketi tek ortağı ….’ın bilgisi olduğu, hatta ….. şirketi tarafından üretilen makinelerin yine ….’ın ortağı olduğu ….. Makina Sanayi ve Dış Ticaret Anonim Şirketi tarafından satışı, pazarlaması yapıldığı, taraf şirket ortak ve yetkililerinin ….. markası altında fuarlara katıldıkları ve böylece davacı şirketin kullanımına rıza ve muvafakat gösterdikleri, sessiz kaldıkları, beş yılı aşkın süreden beri bu kullanımın devam ettiği ve marka tescil sahibinin sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığı, dolayısıyla davacı kullanımının davalı marka tescil sahibinin markadan doğan haklarına tecavüz teşkil etmediğinin kabulü ile, davacının bu talebi yönünden de davasının kabulü gerekmiştir.
Birleşen mahkememizin …… esas sayılı dosyası yönünden yapılan değerlendirmede; bu dosyada davalı gösterilen markanın önceki tescil sahibi … asıl dosyada tanık olarak beyanında aynen ” işin başında ben arkadaşım olan … ve ……. isimli arkadaşımla beraber makina imalatı konusunda iş yapmak üzere anlaştık, önce şirketimi kurduk yoksa markayımı oluşturduk hatırlamıyorum, beraber işler yürüyordu. Üreteceğimiz makinalara bir marka oluşturmak için ……. beraber daha önce tanıdığım bu işleri bilen endüstriyel tasarımcı …….’a başvurduk oda bize bazı seçenekler oluşturup gösterdi beraberce ” …..” markasını seçtik. Firma kurulum aşamasında olduğu için markayı ….. beylede birebir arkadaşlığım olduğu için tescilini benim üzerime yaptık. Ondan sonra … firması altında üretim yapıp ….. markası vererek ürünlerimizin satış ve pazarlamasını yaptık, 2009-2010 yıllarında ben … şirketinden ayrıldım. Hisselerimi diğer ortaklarında önerisiyle ismini hatırlamadığım …… bey olması lazım isimli kişiye devrettim. Marka tescili halen benim adıma devam etti ve … şirketi tarafından marka olduğu gibi kullanıldı, en son markanın yenilemesinide ben yaptım. …… markayı kullanımasına herhangi bir ses çıkarmadım. ….. şirketinin sonradan kurulduğunu öğrendim, … içinde nasıl bir süreç işlediğini bilmiyorum, ….. şirketinin markayı kullanıp kullanmadığını bilmiyorum. Yukarıda söylemeyi unuttum, … firmasını kurduğumuzda …… vardı ancak marka oluşumu şirket oluşumundan önceydi. Ben, …… bey ve …… Bey ….. isimli bir firma oluşturmaya çalışıyorduk, …. o zaman yoktu, …… bey tanıyordu. Sonra …. adına … şirketi kurulu olduğu için bizde gidip ortak olduk dediğim gibi faaliyetlerimize … üzerinden devam ettik, bu marka tescilinden itibaren sürekli …’nun ürettiği makinalar üzerinde kullanıldı. ….. şirketinin kurulduğundan haberim oldu, üretim yapıp yapmadığını bilmiyorum, bu şirketin kurucusuna ve ….. ismini kullanmasına herhangi bir itirazım olmadı. Markanın benim adıma tescilinden …… beyin haberi vardı. …… beyinde bu markada hakkı olduğunu mutlaka olduğunu düşünüyorum. Marka tescili sırasında …… beyin marka ikimizin adına olsun diye bir talebi olmadı, itirazı olmadan benim adıma tescil ettirdi. 2018 yılında yani 1 yıl önce markayı sadece makina emtiasında kullanmak üzere izim vermemi istedi, bende bu markayı kendim için kullanmak istediğimi söyledim, tek emtia içinde (paragraf içinde) tekrar görüşe bileceğimizi söyledim, sonra görüşemedik, daha sonra …. denk geldi markayı satmayı düşünürmüsün dedi, bende olabilir dedim, sonra …… beyi aradım ….. beyin talip olduğunu söylemedim, ilkere markayın kendisine para karşılığı devredebileceğimi söyledim oda para veremem dedi. Ben ….. com.tr yi benden niye habersiz aldın diye sordum, öyle denk geldi diye bir cümle kullandı, bende buna kızdım. Sonra tesadüfen aynı anlara denk geldi ….. bey beni tekrar aradı, markayı almak istediğimi söyledi bende kabul ettim, devrettim. 70.000,00 TL ye markayı devrettim. Markayı kendim kullanmayı düşündüğüm için …… beyin kullanmasına izin vermeyeceğimi söyledim. Kendisine sadece markanın bir paragrafını kullanması için görüşebileceğimi söyledim, bir daha aramadı sonra benden habersiz ….com.tr sitesini kullandığını görünce kızdım. Bu nedenle ona devretmedim” şeklinde beyanda bulunmuştur. Yine tanık ……. beyanında aynen “dilekçelerde bahsi geçen … çocukluk arkadaşımdır. Kendim tasarımcıyım. 2007 yılında Amerikadan döndüğümde … ve … yeni bir makine imalatı üzerine şirket kuracaklarını bununla ilgili bir marka ve logo yapmamı istediler. Bende a4 kağıdına “…..” markası ve logosunu hazırlayıp verdim. Bu markayı ürettikleri makineler üzerinde kullandılar, bir süre beraber çalıştılar, ancak bu kulllanımı şirket bünyesi altındamı veya şahıs şirketi olarak mı kullandılar bilmiyorum, öncesinde ben markanın tescil edilip edilmediğinide bilmiyordum, itilaf çıkınca markanın … adına tescil edildiğini öğrendim. Markanın sonradan …. şirketine devredilip devrilmediğini bilmiyorum, bunuda davadan sonra öğrendim. Ben markayı sadece … için tasarlamadım …… ve …… bey birlikte geldiler bana ikisi için tasarladım, hatıra binaen olduğu için ücret almadım, hatta …… beyin yapmayı düşündüğü makinanında ilk tasarımını yapıp kendilerine verdim. Olayın başında benim … şirketinden haberim yoktu. Daha doğrusu olayın başlangıcında yani ben markayı tasarladığım dönemde … şirketi yoktu, daha doğrusu benim bilgim yoktur. Ancak sonradan öğrendim kadarıyla …… ve İlter makinaları ….. markası adı altında üretiyorlar ve pazarlama ayağınıda … firması altında yapıyorlar. Olayın başında …. yoktu sonra bu … firması üzerinden satış başlayınca …… adı geçiyordu. Markayı oluşturduğumuz zamanda …. yoktu aradan 4-5 yıl geçtikten sonra …… adı geçti, ortak olup olmadıklarını bilmiyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur. Diğer tanıklar da benzer mahiyette beyanda bulunmuşlardır. Dosyadaki ticaret sicil kayıtları ve diğer evraklara göre de ….. Limited Şirketinin 2011 yılında kurulduğu, yine faaliyetlerine ….’ın ortağı olduğu ….. firmasının binası içerisinde devam ettiği, muhasebelerinin dahi aynı birim tarafından yapıldığı, aynı tarihte “…..” ibaresinin davacı tarafça alan adı olarak da kullanıldığı anlaşılmıştır.
Buna göre davacı ile davalı … henüz işin başında 2007 yılında adi ortaklık şeklinde makine üretimi işi için dava konusu “…..” markasının birlikte oluşturulduğu, TPMK nezdind ki başvurunun adi ortaklardan … üzerinden yapıldığı, uzun süre markanın birlikte kullanıldığı, sürece sonradan katılan ….’ın da tüm bu durumlardan haberdar olduğu halde … tarafından markanın 2017 yılında ….’ın tek ortağı olduğu şirkete devredildiği, böylece marka üzerinde davacı ile davalı …’un TBK adi ortaklık hükümleri kapsamında iştirak halinde malik iken …’un markanın tamamını davalı şirkete devrettiği, … markanın tamamı üzerinde hak sahibi değilken hakkından fazlasını devralan davalı şirketinde iyi niyetli olmadığı, gerçek hak sahipliği nedeniyle hükümsüzlüğe karar verilmesi mümkün ise de, bu şekildeki bir çözümü tarafların hak ve menfaatlerine uygun düşmeyeceği gibi, davacının birinci kademedeki talebinin hak sahipliğinin tespitine yönelik olması karşısında ve davalı …’un kendi payını devrinin geçerli olması karşısında davanın kısmen kabulü ile dava konusu …… tescil nolu markanın davacının önceki malik ……. ile (devir nedeniyle davalı …. Makine Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi) müşterek malik olduklarının tespitine, tescil hususu idari nitelikte olduğundan tescil yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Birleşen mahkememizin …… Esas sayılı dosyası yönünden yapılan değerlendirmede; Davacının marka haklarına tecavüz ve buna bağlı tazminat ile telif hakları ve saire talebi yönünden yukarıda …… esas sayılı dosyası yönünden yapılan değerlendirmede açıklandığı üzere bu dosyada davalının kullanımı hakka dayalı olduğu gibi, bir an için aksi düşünülse dahi davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybı söz konusu olduğundan bu talepler yönünden davanın reddi gerekmiştir. Davacının diğer talebi olan unvan terkini talebi yönünden ise, bu tescilden haberdar olan davacının arada bunca zaman geçtikten sonra (dokuz yıl) sessiz kaldıktan sonra bu davayı açmış olması yerleşik Yargıtay içtihatları gereği hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğundan reddi gerekmiştir.
Birleşen Bakırköy ….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …… Esas sayılı dosyası yönünden yapılan değerlendirmede; Yukarıda diğer dosyalar yönünden yapılan açıklamada belirtildiği üzere davalının kullanımı hakka dayalı olduğu gibi, aksi düşünülse dahi aradan geçen süreye göre (dokuz yıl) sessiz kalma yoluyla hak kaybı söz konusu olduğundan davanın reddi gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-ASIL DOSYA (MAHKEMEMİZİN ….. ESAS SAYILI DOSYASI) YÖNÜNDEN;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, davalı adına tescilli ….. tescil nolu markanın 7.sınıf bakımından: “Tarım, hayvancılık,
ziraat sektörlerinde ve tahıl / meyve / sebze / gıda işlenmesinde kullanılan
makineler ve robotik mekanizmalar. Rulmanlar, bilyalı veya masuralı yataklar.
Lastik sökme ve takma makineleri. Alternatörler, jeneratörler, elektrik
jeneratörleri, güneş enerjisi ile çalışan jeneratörler. Boya makineleri, otomatik
boya püskürtme tabancaları, spiral makineler, basınçlı hava üreticiler,
kompresörler, araç yıkama makineleri ve yukarıda sayılan makine ve araçlarla
aynı işleve sahip robotlar. Matbaa makineleri. Tekstil makineleri, dikiş
makineleri ve bunlarla aynı işleve sahip endüstriyel robotlar. Doğrama,
öğütme, ezme, çırpma ve ufalama için mutfakta kullanılan elektrikli aletler;
yıkama makineleri (çamaşır / bulaşık yıkama makineleri, çamaşır kurutma
makineleri dahil); zemin, halı veya döşeme temizleme amaçlı elektrikli
makineler, elektrikli süpürgeler ve bunların parçaları.” emtiaları bakımından kullanmama nedeniyle iptaline, sair emtialar yönünden talebin reddine,
2-Davacının dava konusu bu markayı kullanmasının marka haklarına tecavüz etmediğinin tespitine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL ilam harcından, 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile, 44,80 TL bakiye karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen kullanmama nedeniyle iptal davası nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen kullanmama nedeniyle iptal davası nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen menfi tespit davası nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 71,80 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 569,30 TL tebligat – tezkere masrafı ve 7.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 8.069,30 TL yargılama giderinin, davanın kabul – red oranına göre 5.325,73 TL’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan 345,00 TL tebligat – tezkere masrafı ve 4.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.345,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul – red oranına göre 1.433,85 TL’sinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
B-BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN …… ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, dava konusu …. tescil nolu markanın davacının önceki malik ……. ile (devir nedeniyle davalı …. Makine Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi) müşterek malik olduklarının tespitine, tescil yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL ilam harcından, 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 26,30 TL bakiye karar harcının, davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davanın kısmen kabulü nedeniyle, karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davanın kısmen reddi nedeniyle, karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 108,80 TL harç giderinin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 98,50 TL yargılama giderinin, davanın kabul – red oranına göre 49,25 TL’sinin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
C-BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN …… ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin yatırılan 35,90 TL harç ile, 5.977,12 TL ıslah harcının toplamı 6.013,00 TL harçtan, 80,70 TL ilam harcının mahsubu ile, 5.932,32 TL fazla harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen tecavüz davası nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesinin 13/4 maddesi gereğince, reddedilen maddi tazminat davası nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen manevi tazminat davası nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen unvan terkini davası nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
D-BİRLEŞEN BAKIRKÖY ….. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESI’NIN … ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN :
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin yatırılan 59,30 TL harç ve 36.528,77 TL ıslah harcının toplamı 36.588,07 TL harçtan, 80,70 TL ilam harcının mahsubu ile, 36.507,37 TL fazla harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesinin 13/4 maddesi gereğince, reddedilen maddi tazminat davası nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen manevi tazminat davası nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
E-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
F-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.31/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır