Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/190 E. 2019/113 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/190
KARAR NO : 2019/113

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Sicilden Terkin
DAVA TARİHİ : 25/04/2018
KARAR TARİHİ : 28/03/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/04/2019

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, dava dışı ……ve Tic. Ltd. Şti.’nin “……” markasını ….. sayı ile, “…..” markasını ise 117515 sayı ile 16.05.1990 tarihinde tescil ettirmiş ve uzun yıllar kullandığını, dava dışı bu şirketin uzun yıllar markayı kullanımı ve piyasaya tanıtımı neticesinde marka belirli bir bilinirliğe ulaştırdığını, davalının ise iyi niyetli olmayan bir şekilde tescilini sağladığı “…..” markasının, 350 yıllık ayakkabıcılık geleneğinin devamıymış gibi göstermek suretiyle dava dışı şirketin ‘…….’ ve “…..” markalarının şöhretinden haksız olarak faydalanarak piyasada haksız rekabet oluşturduğunu, davalının kendisinde olmayan bir şöhreti kendinde barındırıyormuş gibi intiba uyandırmak istediğini, davalının markasının tescilinin, dava dışı ……. Ayakkabıcılık şirketinin “…….” markası ile aynı olması sebebi ile SMK 5/ç maddesi kapsamında mümkün değilken kötü niyetli davalı, ……. Ayakkabıcılık şirketi adına tescilli “…..” markasının müddete düşmesi ve “…….” markası ile arasındaki ayniyetin de TPMK’nın dikkatinden kaçması neticesinde davalının “…..” markasının kendi adına tescilini sağladığını iddia ederek, davalı adına …… sayı ile tescilli “…..” markasının hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının üçüncü şahıs sıfatıyla işbu davada aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunması için 6769 sayılı SMK’nın 5. Maddesinde belirtilen mutlak red nedenlerinin bulunması gerektiğini, müvekkilinin tescil tarihinden itibaren “…..” markası ile ayakkabı imalatını, satışını ve pazarlamasını yaptığını, davacının bahsettiği gibi söz konusu marka 16/05/1990 yılında tescil edilmiş ise de, 04/12/2001 yılında yinelenmeyerek müddeti dolmuş ve marka hakkının kullanım hakkının sona erdiğini, davacının asıl amacının müvekkili tarafından piyasaya sunulan ve büyük ilgi gören ürünleri marka hükümsüzlüğü davası ile hükümsüz hale getirerek kendi kullanımını sağlamak olduğunu ve davalının kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına …… sayı ile tescilli “…..” markasının, dava dışı ……ve Tic. Ltd. Şti adına tescilli ve tanınmış hale getirilen “…….” markasının tanınmışlığından ve şöhretinden yararlandığı ve piyasada haksız rekabet yarattığından bahisle hükümsüzlüğü ve sicilden terkini taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …… sayı ile tescilli “…..” ibareli markanın, 18, 25 ve 35. Sınıflarda 26/03/2012 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalı adına tescilli olduğu tespit edilmiştir. “…..” markasının daha önce dava dışı …… Tic. A.Ş adına tescilliyken yenilenmemesi üzerine 04.12.2001 tarihinde yenilenmeyerek boşa düştüğü, bu arada davalı tarafın başvurusu üzerine …… sayı ile tescil edildiği, markanın ilk sahibi …… Tic. A.Ş’nin Beyoğlu Vergi Dairesi yazı cevabına göre 30.11.2013 tarihinde ticareti terk ettiği, davalının adına tescil ettirdiği marka ile tescil tarihinden dava tarihine kadar üretim ve ticaret yaptığı, davacının herhangi bir hakkı olmadığı halde “…….” esas unsurlu marka başvurularında bulunduğu, (…….başvuru no), ayrıca davacı tarafca karşı çıkılmayan davalı vekilinin beyanına göre davalı markasını taşıyan ürünlerin davacı şirketin sahibi oluduğu online satış sitesinde satışının yapıldığı anlaşılmıştır. Buna göre ilgili sıfatı ile davacı şirketin bu davayı açmakta hukuki yararı ve sıfatı mevcut ise de yukarıda değilinilen maddi olguya göre tescil başvurusunun yapıldığı 26.03.2012 tarihinden dava tarihine kadar geçen süre, davacının kendisinin “…….” esas unsurlu markaları için yapmış olduğu başvurular ve taraflar arasındaki ticari ilişki gözetildiğinde davacının bu davayı açmakta TMK 2 maddesi anlamında iyi niyetli olmadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 44,40 TL ilam harcından, 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile, 8,50 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan, 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Talep halinde kararın taraf vekillerine tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.28/03/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır