Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/186 E. 2019/228 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/186
KARAR NO : 2019/228

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men
ve Ref’i, Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 20/04/2018
KARAR TARİHİ : 20/06/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/07/2019

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili firmanın eğitim alanında uzun süredir faaliyet gösterdiğini, öğrencilerin LYS ve SBS’ye hazırlanmasını sağlayan özel bir eğitim kurumu olduğunu, müvekkilinin Türk Patent nezdinde tescilli … ve …. sayılı “….” markalarının sahibi olduğunu, davaya konu marka ile müvekkili markalarında yer alan logonun ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, bu nedenle hükümsüz kılınması gerektiğini, karıştırılma ihtimalindeki en büyük etkinin görsel benzerlik olduğunu, her iki markanın başında küçük “b” harfi bulunduğunu ve dörtgen içerisinde yer aldığını, yazı karakterinin ve renginin aynı olduğunu, müvekkili markasının 35 ve 41 sınıfta tescilli olduğunu, davalı yan markasının ise 35. sınıfta tescilli olduğunu, markaların benzerliği karşısında ayrıca aynı sınıfta yer almaları nedeniyle de iltibasın kaçınılmaz olduğunu, davalının www….com adlı sitede ve çeşitli yerlerde müvekkiline ait markanın benzerinin yer aldığı ürünleri satışa çıkardığını, bu durumun Bakırköy ….FSHHM’nin…D.İş sayılı dosyası ile de tespit edildiğini ve davalı yanın söz konusu fiillerinin müvekkili haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ederek, davalı adına …. sayı ile tescilli markanın hükümsüzlüğünü, sicilden terkinini, tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, durdurulması, önlenmesini ve bu suretle tecavüzün giderilmesini, tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler, kitaplar, dergiler, test yaprakları ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara el konulmasına ve akabinde imhasını, 6769 SMK’nın 151/2-b m. gereğince sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanca göre hesaplama yapılarak fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın, haksız fiilin başladığı tarihten itibaren işleyecak en yüksek reeskont faizili ile davlıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, ….sayılı “…” ibareli markanın müvekkili adına tescilli olduğunu, müvekkilinin kitap ve dergi sektöründe İzmir’in en eski kuruluşlarından biri olduğunu, müvekkilinin davacı yandan çok daha önce bu alanda faaliyet gösterdiğini, “….” ibaresinin müvekkilinin oğlunun ismi olduğunu, “….” harfiyle başlayan ve logosunda küçük “….” harfi içeren çok sayıda marka bulunduğunu, söz konusu “….” harfinin içinde bulunduğu dikdörtgenlerin bariz farklı olduğunu, davacı markasında lacivert-mavi renkler kullanılmışken, müvekkili logosunda mavi-beyaz-gri renklerinin kullanıldığını, müvekkili markasının yazı fontunun www…com sitesinden alındığını, anonim bir kullanımı olduğunu, harflerin yapısı incelendiğinde farklılığın anlaşılabileceğini, müvekkilinin 30 yılı aşkın süredir bu alanda faaliyet gösterdiğini, başka bir firmanın ününden yararlanmaya ihtiyacı olmadığını, müvekkilinin tescilli başka markalarının da bulunduğunu ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına…. sayı ile tescilli markanın hükümsüzlüğü, sicilden terkini, tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men ve ref’i ile maddi tazminat taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, … sayılı “…” ibareli markanın, 35. sınıfta 20/01/2017 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalı adına, …. sayılı “…” ibareli markanın, 41. Sınıfta 18/10/2011 tarihinden itibaren, …. sayılı “….” ibareli markanın, 35. Sınıfta 11/09/2014 tarihinden itibaren 10’ar yıl müddetle davacı adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış olduğu 05/3/2019 tarihli raporda sonuç olarak, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı ve bu nedenle davalı kullanımlarının haksız rekabet teşkil etmediği ve davalı markasının hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı belirtilmiştir.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 6. maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlayacağı belirtilmiştir.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı, deliller ve dosya kapsamı ile uyumlu bulunan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davacı markasının “Bilgiyolu” esas unsurlu olup, davalı markasının ise “Bulut” esas unsurlu olduğu, sadece logo şeklindeki “b” harfinin benzer olduğu, bunun dışında görsel, işitsel veya kavramsal bir benzerlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Markaların bütünsel olarak değerlendirilmesi ile markalar arasında anlamsal ve fonetik açıdan bariz farklılıklar bulunduğu, ortalama tüketicinin direk olarak bu farklılıkları algılayabileceği, yine tasarım yönünden de bir benzerlik bulunmadığı anlaşılmakla, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığından, haksız rekabetten de söz edilemeyeceği, hükümsüzlük koşullarının da oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 44,40 TL ilam harcından, 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile, 8,50 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.20/06/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır