Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/176 E. 2020/149 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/176
KARAR NO : 2020/149

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 16/04/2018
KARAR TARİHİ : 14/07/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/07/2020

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin 1923 yılından bu yana “……” markası ile faaliyet gösterdiğini, …… markasının dünyaca tanınmış bir marka olduğunu, herhangi bir arama motoruna ilgili marka yazıldığında müvekkili şirketin gerçek hak sahipliğinin ve dünya çapında tanınmışlığının ortaya çıkacağını, müvekkilinin markalarını hem Türkiye’de hem de dünyada onlarca sınıf açısından tescil ettirdiğini, müvekkiline ait markaların her ne kadar Türkiye’de 25. sınıfta tescili bulunmasa da dünyada 25. sınıfta uzun yıllardır tescilli olduğunu, işbu sınıfta aktif kullanımı bulunduğunu, davalının …… sayılı …… markasının yazılış biçimi, görsel ve grafolojik özelliklerinin müvekkilinin markası ile iltibas yaratacak şekilde oluşturulduğunu, davalı tarafın basiretli tacir ilkesi gereğince müvekkiline ait markayı bilmediğinin düşünülemeyeceğini, bu sebeple kötü niyetli olduğunu, kötü niyetli tescile dair hükümsüzlük davasının süreye tabi olmadığını, Sayın Mahkeme’nin kötü niyetli tescilin oluşmadığına dair aleyhe bir karara hükmetmesi halinde davaya konu ….. sayılı …… markasının kullanmama nedeniyle iptalinin terditli olarak talep edildiğini, terditli dava talebi açısından, talepler arasında hukuki ve ekonomik bağlantı bulunduğunun aşikar olduğunu, davalının markasını kullanma yükümlülüğünü yerine getirmediğini iddia ederek, davalının …… sayılı “……” markasının gerçek hak sahipliği ve kötü niyetli tescil nedeniyle hükümsüzlüğünü, aksi karar halinde kullanmama nedeniyle iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davanın terditli şekilde açılamayacağını, bu açıdan usulden reddi gerektiğini, kötü niyete ilişkin iddiaların mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin tacir olmadığını, ticari şirketi bulunmadığını, ileride yatırım yapma amacıyla marka oluşturmak istediğini, söz konusu markayı müvekkilinin tasarlamış olduğunu, davacının markasından maddi menfaat elde etme amacı bulunmadığını, davacı markasının tanınmış olmadığını, davacının uzun süre sessiz kaldığını bu açıdan hükümsüzlük davası açma hakkını kaybettiğini, müvekkilinin tescilli markasını hiç kullanmadığını savunmakta ve davanın reddini istemektedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına …… sayılı “……” markasının gerçek hak sahipliği ve kötü niyetli tescil nedeniyle hükümsüzlüğü, aksi takdirde söz konusu markanın kullanmama nedeni ile iptali taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …… sayılı “……+Şekil” ibareli markanın, 25. Sınıfta 24/08/2009 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalı adına tescilli olduğu ve söz konusu markanın davacı adına muhtelif sınıflarda tescilli olduğunu gösterir birçok marka tescil belgesinin celbedildiği anlaşılmıştır.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 28/01/2020 havale tarihli tarihli raporda sonuç olarak, davacının “……” ibareli eski tarihli tescilli markaları ile davalının “……” ibareli dava konusu markasına işaret (markalar) düzeyinde bakıldığında; davalı markasının, davacı markalarındaki “……” ibaresini aynen içerdiği, davacı markalarından birinde bu ibarenin önünde yer alan şekli de ihtiva ettiği; bu halde davalı markasının, işaret düzeyinde, davacı markaları ile iktibas/iltibas yaratacak boyutta ayniyet/benzerlik arz ettiği; taraf markalarının farklı sınıflarda tescilli oldukları, kapsadıkları emtialar yönünden aralarında ayniyet ya da benzerlik kurulamadığı, huzurdaki davanın, tanınmış markalar için 556 s. KHK’da açıkça öngörülen ve alelade markalar için de kabul edilmekte olan, SMK m.25/f.6’da açıkça kanuni düzenlemeye kavuşan “5 yıllık süre” dolduktan (davalı markasının tescil tarihinden itibaren 8 yılı aşkın bir süre geçtikten) sonra açıldığı, kötü niyet söz konusu olduğunda, herhangi bir süreye tabi olmadan (ve tescilin hangi sınıflarda olduğuna bakılmaksızın) markanın hükümsüzlüğünün ve sicilden terkininin talep edilebileceği; somut olayda, ……’un, taraf markalarının tescilleri kapsamındaki emtialar yönünden ayırt ediciliği yüksek bir kelime olduğu, bir markanın ayırt ediciliğinin yüksek olmasının kötü niyeti kuvvetlendiren bir olgu olduğu, davalının “……” ibaresini davacı markasındaki işareti de (mavi renkle gösterilmemiş olsa bile) içerecek şekilde aynen marka olarak seçmesinin tesadüf olamayacağı, davalının bu markayı seçerken uzun yıllara dayanan geçmişe sahip davacı markasından haberdar olmadığını kabul etmenin güç olduğu, bununla birlikte kötü niyetin takdirinin elbette Sayın Mahkeme’ye ait olduğu ve dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre içerisinde hiç kullanılmayan davalı markası yönünden kullanılmama nedeniyle iptal müessesesinin şartlarının gerçekleştiği belirtilmiştir.
Buna göre davacının “……” ibareli eski tarihli tescilli markaları ile davalının “……” ibareli dava konusu markasına işaret (markalar) düzeyinde bakıldığında; davalı markasının, davacı markalarındaki “……” ibaresini aynen içerdiği, davacı markalarından birinde bu ibarenin önünde yer alan şekli de ihtiva ettiği; bu halde davalı markasının, işaret düzeyinde, davacı markaları ile iktibas/iltibas yaratacak boyutta ayniyet/benzerlik arz ettiği; taraf markalarının farklı sınıflarda tescilli oldukları, kapsadıkları emtialar yönünden aralarında ayniyet ya da benzerlik kurulamadığı, ancak ……’un, taraf markalarının tescilleri kapsamındaki emtialar yönünden ayırt ediciliği yüksek bir kelime olduğu, bir markanın ayırt ediciliğinin yüksek olmasının kötü niyeti kuvvetlendiren bir olgu olduğu, davalının “……” ibaresini davacı markasındaki işareti de (mavi renkle gösterilmemiş olsa bile) içerecek şekilde aynen marka olarak seçmesinin tesadüf olamayacağı, davalının bu markayı seçerken uzun yıllara dayanan geçmişe sahip davacı markasından haberdar olmadığını kabul etmenin güç olduğu gibi davalı vekilinin cevap dilekçesindeki beyanlar ile davalının bu markayı kullanımının da söz konusu olmadığı, yedekleme amacıyla tescil yaptığının davalının kabulünde olduğu anlaşılmakla tescil kötü niyetli olduğundan ve kötü niyetin korunması söz konusu olamayacağından emtia sınıfları farklı olsa dahi herhangi bir süreye tabi olmadan hükümsüzlük istenebileceğinden kötü niyetli tescil nedeniyle davanın kabulü ile, davalı markasının hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının hükümsüzlük yönünden KABULÜNE, davalı adına tescilli …… tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 54,40 TL ilam harcından, 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile, 18,50 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 71,80 TL dava ilk masrafı, 350,00 TL tebligat-tezkere ve 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.221,80 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.14/07/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır