Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/163 E. 2019/70 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/163
KARAR NO : 2019/70

DAVA : Markaya Tecavüzün Durdurulması, Önlenmesi
DAVA TARİHİ : 06/04/2018
KARAR TARİHİ : 07/03/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/03/2019

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, gıda sektöründe faaliyet gösteren müvekkilinin, kendi imalatı olan çiğköfte ve yan ürünlerini perakende ve toptan olarak halka arz ettiğini, müvekkilinin ciddi yatırım, emek ve özveriyle ortaya koyduğu çalışmasını kendi adına TPMK’da yaptığı marka başvurularının tamanını tescil ettirerek yasa ve hukuka uygun bir şekilde faaliyetlerini sürdürdüğünü, bu kapsamda “….”, “….”, “…. + Şekil” ve “….” gibi markaların müvekkili adına tescilli olduğunu, ancak hal böyle iken davalıların, müvekkili adına tescilli markalardan ….’i, müvekkili ile aralarında hiçbir sözleşme ya da müvekkilinin açık sözlü veya yazılı izni ve onayı olmaksızın haksız ve yasaya aykırı bir şekilde uzun sürelerce kullandıklarını ve kullanmaya devam ettiklerini ve davalıların marka ihlali teşkil eden bu fiillerinin müvekkilinin marka haklarına tecavüz teşkil ettiğini iddia ederek, taraflarınca tesbit ve tedbir için sarf edilmek zorunda kalınan toplamda 1.657,66 TL.’nin faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, marka tecavüzü teşkil eden kullanımların durdurulmasını, engellenmesini ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 01/11/2017 tarihinde “….” ibareli markanın tescili için başvuruda bulunduğunu, ancak davacı tarafından hasız olarak itiraz edildiğini, davacının bu itirazının taraflarınca kabul edilmesinin mümkün olmadığını, çünkü davacı yanın tescile konu markasının “…. ….” markası olduğunu, müvekkilleri tarafından davacı yanın markasına herhangi bir marka tecavüzünün söz konusu olmadığını, davacının kasıtlı olarak işbu davayı ikame ettiğini, davacı yanın “….” kelimesi üzerinde bir hakkı söz konusu olmadığı gibi, bu kelime üzerinden de herhangi bir marka tecavüzünün de söz konusu olmadığını, davacı yan markasının kırmızı zemin üzerine, beyaz karakterli, büyük harf ile yazılı “…. ….” iken, müvekkili markasının ise kırmızı zemin üzerine; beyaz karakterli, resimli, küçük harf ile yazılı “….”ibaresi olduğunu ve markalar arasında benzerliğin söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddine karar vereilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacıya ait “….” esas unsurlu markaların, davalı tarafından izinsiz kullanımının olup olmadığı ve bundan dolayı tecavüzün söz konusu olup olmadığı hususuna ilişkindir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan,….sayılı “….” ibareli markanın, 29, 30 ve 43. Sınıflarda 01/11/2012 tarihinden itibaren, ….sayılı “…. + şekil” ibareli markanın, 35. Sınıfta 14/11/2011 tarihinden itibaren, … sayılı “…. + şekil” ibareli markanın 29, 30 ve 35. Sınıflarda 13/04/2009 tarihinden itibaren, …. sayılı “…. + şekil” ibareli markanın 43. Sınıfta 22/09/2008 tarihinden itibaren, “…. + Şekil” ibareli markanın 29 ve 35. Sınıflarda 02/02/2017 tarihinden itibaren, ….sayılı “….+ şekil” ibareli markanın 29, 30 ve 43. Sınıflarda 17/06/2015 tarihinden itibaren 10’ar yıl müddetle davacı adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.
Dosya arasına alınan Mahkememizin…. D.İş sayılı dosyası incelendiğinde, dosyamız davacısı tarafından, yine dosyamız davalılarından … aleyhinde tespit ve tedbir talepli olarak açılan dosyada, talep üzerine mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve alınan bilirkişi raporu ile, işyerinin dış mekan tabelasında ve vitrininde asılı olan afişte “…. + şekil” ibaresinin yazılı olduğu, işyerinden alınan poşette “lezzetin daveti …. “, işyeri çalışanın kıyafeti üzerinde, işyeri giriş kapısında ve işyerinin içerisindeki duvar üzerinde asılı bulunan afişte ise “…. ” yazılı olduğu, magnetler zerinde de “…. ” şeklinde “….” ibareli markasal kullanımın tespit edildiği, aleyhinde tespit istenen işyerinde çiğköfte satışı yapıldığını, tespit edilen markasal kullanımın, tespit isteyenin “….” esas unsurlu 29 ve 35. Sınıflarda tescilli … sayılı markasının tescili kapsamında olduğu, …. esas unsurunu ve bazı yerlerde markada yer alan …. ibaresini de aynen içerdiği hususu yolunda görüş belirtildiği ve bunun üzerine Mahkemece 20.000,00 TL teminat karşılığında davalı yan kullanımının önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği anlaşılmıştır.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi hazırlamış olduğu 16/11/2018 havale tarihli raporda sonuç olarak, davalıların “….” esas unsurlu kullanımlarının bir kısmnın karşılaştırmaya tabi davacı yana ait …. tescil numaralı marka ile birebir aynı, bir kısmının ise benzer olduğu, bu nedenle davalılarca işyerinde yapılan kullanımların davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiği, davalı şirket adına yapılmış olan “….” ibareli marka tescil müracaatının Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından reddedildiği, kaldı ki ilgili markasal kullanımların da davacı yan adına tescilli “….” ibareli markayı çağrıştıracağı, davalıların markasal kullanımda yer verdikleri farklı kelime unsurlarının markasal kullanıma ayırt edicilik kazandırmadığı, işbu nedenle davalı yanların kullanımlarının davacı yana ait marka ile benzer olduğunun tespiti ile ilgili kullanımın davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil edeceği hususunda görüş belirtildiği anlaşılmıştır.
Dava, markaya tecavüzün durdurulması ve önlenmesi talepli olup, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 7. Maddes ile, bu kanunla sağlanan marka korumasının tescil yolu ile elde edilebileceği ve marka tescilinden doğan hakların münhasıran sahibine ait olduğu belirtilmiştir. Yine aynı kanunun 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
Davalılar vekili müvekkilinin yaptığı marka başvurusuna ilişkin itiraz nedeniyle Ankara … FSHHM’nin ….Esas sayılı dosyasını bekletici mesele yapılmasını talep etmiş ise de, SMK’nın 155 maddesi gözetilerek, bu talebi yerinde görülmeyerek bekletici mesele yapılmamıştır.
Yukarıda değinilen bilirkişi raporu ve yasal düzenleme birlikte değerlendirildiğinde, davalıların kullanımının davacı markasına tecavüz mahiyetinde olduğu anlaşılmakla, davanın kabulü ile, davalıların davacı adına tescilli “….” esas unsurlu markasına tecavüzlerinin durdurulmasına ve önlenmesine, “….” ibaresini taşıyan davalılara ait tabela, broşür ve her türlü tanıtım evraklarından çıkarılmasına karar vermek gerekmiştir. Davacı markasına tecavüz teşkil eden eylemler başlangıçta davalı … tarafından işletilen işletme ile gerçekleştirilmiş ve bilahare davalı şirkete devredilmiş olmakla, her iki davalı yönünden dava kabul edilmiştir. Davacı vekili dilekçesinde noter ihtar masrafı, Bakırköy …. FSHHM’nin …. D.İş sayılı dosyasında yatırılan harç ve yargılama giderleri ile ihtiyati tedbirin infazı için olan masrafları tazminat olarak nitelendirerek istemiş ise de, bunlar yargılama gideri olup, ayrı bir davanın konusu olamayacağından, bu yönden ayrıca bir karar verilmeyerek yargılama gideri içerisinde değerlendirilmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalıların davacı adına tescilli “….” esas unsurlu markasına tecavüzlerinin durdurulmasına ve önlenmesine, “….” ibaresinin taşıyan davalılara ait tabela, broşür ve her türlü tanıtım evraklarından çıkarılmasına,
2-Karar kesinleştiğinde masrafı davalılardan karşılanarak hüküm özetinin ülke çapında yayınlanan bir gazete ile ilanına, davacının maddi tazminat olarak talep ettiği miktarlar yargılama gideri olduğundan ayrıca karar verilmesine yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 44,40 TL ilam harcından, 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile, 8,50 TL bakiye karar harcının davalılardan tahsiline,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan, 3.931,00 TL vekalet ücretinin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 71,80 TL dava ilk masrafı, 349,50 TL tebligat-tezkere ve 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.121,30 TL yargılama gideri ile Mahkememizin ….D.İş sayılı dosyasında yapılan 1.004,00 TL masraf, yine ihtiyati tedbirin infazı için Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasında yapılan 634,20 TL infaz masrafı olmak üzere toplam 2.759,50 TL yargılama giderinin, davalılardandan alınarak davacıya verilmesine,
6-Talep halinde kararın taraf vekillerine tebliğine,
7-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının taraflara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.07/03/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır